Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1941 E. 2022/1796 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1941
KARAR NO : 2022/1796
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2021
NUMARASI : 2020/849 E – 2021/614 K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 14/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkil tarafından borçlu aleyhine 17/12/2018 ve 30/10/2019 tarihlerinde kaçak elektrik kullanımı tespit edilerek tutanak düzenlendiğini, düzenlenen kaçak elektrik kullanımına dair yapılan kontrollerde abonesiz sayaç kullanıldığı tespit edildiğini, faturalandırma yapıldığını, borçlu adın kesilen faturaya istinaden ödeme yapılmadığını, İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğünün… E sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacıya 20/02/2019 tarihinde 10.000,00 TL, 20/02/2019 tarihinde 21.000,00 TL, 06/05/2019 tarihinde 15.210,00 TL, 06/05/2019 tarihinde 3.977,00 TL ödeme yaptığını, davacı tarafından müvekkili hakkında Malatya 2. Asliye Ceza Mahkemesinde 2019/464 Esas numarası ile ceza davası açıldığını yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporu alınmış ve bilirkişi raporuna göre belirlenen tutar müvekkil tarafından ödenmiş olduğundan ceza davasının düşürülmesine karar verildiğini, tüm bu nedenlerle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanatte ise esastan reddine , kötü niyetle hareket eden davacı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesine, davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı vekilinin hazır bulunduğu duruşmada , bilirkişi ücretini yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde bedelin yatırılmaması halinde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ancak verilen ihtaratlı süreye rağmen davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bu haliyle davacı tarafın bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayıldığının kabulünün gerektiği, uyuşmazlığın çözümünün bilirkişi incelemesini gerektirmesi ve davacı tarafça bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; kesin süreye uyulmamasının sonucunun o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma olduğunu,bu sebeple mahkemece diğer deliller incelenmek suretiyle karar verilmesi gerektiği,dosyada tutanak ve fatura örneklerinin bulunduğu,basit bir matematik işlemi yapılarak sonuca varılabilecekken davanın reddine karar verilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
…nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ;
Mahkemenin verdiği kesin süre ve ihtaratına rağmen bilirkişi incelemesi için gerekli masraf yatırılmadığından, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 90.maddesi gereğince süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Aynı yasanın 94. maddesi gereğince kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalı yanın bulunduğu mahalde 17/12/2018 ve 30/10/2019 tarihlerinde davacı şirket ekipleri tarafından yapılan kontrolde kaçak elektrik kullanımı yapıldığı gerekçesiyle kaçak tutanakları düzenlenmiş,tahakkuk yapılmıştır.Davalı tarafça borcun fazlasıyla ödendiği savunulmuş,davacı vekili ise kısmi ödemeler düşülerek icra takibi yapıldığını beyan etmiştir.
Her ne kadar dosyada abonelik sözleşmesi,kaçak tutanakları ve faturalar mevcut ise de ,uyuşmazlığın teknik yönü sebebiyle ilgili yönetmelik hükümlerine göre kaçak kullanım olup olmadığı,tahakkukların denetlenmesi,ödemelerin tesbiti hususlarında ,uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yaptırılması zorunludur. Bu konular teknik nitelik arzettiğinden, sırf hakimin hukuki bilgisi ile çözülmesi mümkün konulardan bulunmamaktadır. Mahkemece, davacı tarafa verilen kesin süre usulüne uygundur.Bu sebeplerle ,davacı taarf kesin süreye uymadığından ve mevcut deliller itibarıyla davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi usul ve hukuka uygun olup,davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/06/2022