Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1940 E. 2022/948 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1940
KARAR NO: 2022/948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2021
NUMARASI: 2019/849 E – 2021/359 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … Anonim Şirketi 01.10.2018 tarihinde … Mah. … Cad. No… Zeytinburnu adresinde benzin istasyonu adı altında faaliyet göstermeye başladığını,… A.Ş ile …Ticaret A.Ş. arasında elektrik kullanımına ilişkin taraflara yönelik karşılıklı edim yükümlülüğü doğuracak ve 12.10.2018 tarihinde sona erecek şekilde bir taahhütname düzenlendiğini,bu sözleşmeye binaen davacıya yöneltilebilecek borcun nevi sözleşmenin bitiş tarihi olan 12.10.2018 tarihinden sonraki borç miktarı olması gerekirken, … Dağıtım A.Ş tarafından 24.12.2018 tarihli 53.728.06 TL ve 56.896.45 TL tutarında iki adet eksik kayıt yapıldığına ilişkin cezai fatura kesildiğini,söz konusu sözleşmede borçlanılan edimin son ifa tarihi ve ifa edilecek miktarın davacı …Tic. Anonim Şirketinin kendi adına devraldığı tarih olması ve davacıdan sadece 12.10.2018 tarihinden sonrasının talep edilebileceğini, sözleşmenin … Ticaret A.Ş. ile … A.Ş arasında sonuç doğurması gerekirken davacıya yöneltilen cezai borcun haksız ve hukuka aykırı bir şekilde davacıdan tahsil edildiğini beyanla,alınan bedelin iadesi yada fahiş bedelin indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Çağlayan Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini,sayacın üzerine neodyum mıknatıs koyularak kaçak elektrik kullanımı yapıldığının belirlendiğini, zabıt tahakkukunun 27.11.2018 tarihi ile 29.08.2018 tarihleri aralığında 90 gün üzerinden 53.991 kWh karşılık 56.896,45 TL tutarında kaçak tahakkuku bedeli ile 29.08.2018 tarihi ile 02.12.2017 tarihleri arasında 270 gün üzerinden hesap edilerek 101.541 kWh karşılık 53.728,06 TL tutarında kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 110.624,51 TL tutarında bedel tahakkuk ettirildiğini, davacı şirketinin 01.10.2018 tarihinde faaliyete başladığı ve dava dışı … A.Ş. ile davalı şirket … arasında 12.10.2018 sona erme tarihli taahhütname imzalandığı ,dolayısıyla bu borçtan 12.10.2018 tarihinden sonrası için sorumlu olunması gerektiği yönündeki dayanaksız olduğunu, söz konusu olayda akaryakıt şirketinin bir başkasına devrinin gerçekleştiğini,devralan davacı tarafın , devredilen şirketi bütün hak ve borçlarıyla bir başka ifade ile aktif ve pasifiyle birlikte devraldığını, Türk hukuku bakımından bir ticarî işletmeyi devralanın, prensip olarak işletmenin malvarlığının bir parçasını oluşturan borçları da üstlendiğinin kabul edileceğini,uygulamada pasiflerin devralana geçmesi için devir sözleşmesinde belirtilmesine gerek olmadığını,devir durumda pasiflerin kendiliğinden devralana geçtiğini, davacının ödeme yaptığı ve fazla ödediği iddiasına ilişkin olarak, bu iddiayı kabul etmemekle birlikte, bir an için haklı olduğunun kabulü halinde dahi, davacının öncelikle ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını da ispatlaması gerektiğini,davacının ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmeden ödediğini,serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, davacının dava konusu işletmeyi devraldığı, ayrı bir abonelik sözleşmesi de akdetmediği, söz konusu iş yerinde kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği,davacının işletmeyi devralan olarak TBK 202 maddesi uyarınca önceki borçlardan da sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile yönetmelik uyarınca tahakkuk edilen tutar hesaplanmakla 17.925,86 TL fazladan tahakkuk ve ödeme yapıldığı gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulüne, 17.925,86 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; eksik inceleme ile karar verildiğini,bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediğini,yeni bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, zabıt tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri gereğince zabıt tahakkuku 27.11.2018 tarihi ile 29.08.2018 tarihleri aralığında 90 gün üzerinden 53.991 kWh karşılık 56.896,45 TL tutarında kaçak tahakkuku bedeli ile 29.08.2018 tarihi ile 02.12.2017 tarihleri arasında 270 gün üzerinden hesap edilerek 101.541 kWh karşılık 53.728,06 TL tutarında kaçak ek tahakkuk (normal tarife) bedeli olmak üzere toplam 110.624,51 TL tutarında bedel tahakkuk ettirildiğini,yapılan tespit ve tahakkuklarda herhangi bir hata söz konusu olmadığı gibi davacı tarafça da aksinin ispat edilemediğini,davacının devir aldığı firma ile bu hususun aralarında çözülmesi gerektiğini,davalının bu konuda sorumluluk ve hatasının olmadığını, hükme dayanak bilirkişi raporunda bariz hatalar olduğunu,akaryakıt istasyonunun 24 saat çalıştığını,ödemenin davacı tarafça ihtirazi kayıtla yapılmadığını belirterek davanın tümden reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada davacı tarafça devralındığı ileri sürülen petrol istasyonuna ait işyerindeki kaçak elektrik tespit tutanağına göre davacı hakkında yapılan kaçak ve kaçak ek tahakkuk bedellerinden borçlu olunmadığı ve ödenen bedellerin istirdatı talep edilmiştir. TBK’nun “Malvarlığının Veya İşletmenin Devralınması” başlıklı 202.maddesinde “Bir mal varlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.” denilmektedir.Davaya konu kaçak tutanağı davacı hakkında 26/11/2028 tarihinde tutulmuştur.Kaçak tutanağı içeriğinde yapılan kontrolde sayaç üzerine mıknatıs konularak sayacın eksik kayıt yapmasının video kaydıyla tespit edildiği belirtilmiştir.Davacı bu yerde 01/10/2018 tarihinden itibaren faaliyette bulunduğunu ve önceki işleten ile davacı arasında 12/10/2018 tarihli sözleşme bitiş taahhütnamesi imzalandığını bildirerek bu kaçak ve ek tüketimden sorumlu olmadığını ileri sürmüş isede,söz konusu kaçak tespit tutanağının 26/11/2018 olduğu gözetildiğinde ,bu kaçak tutanak tarihinde davacının bu yerde faaliyette bulunduğu açıktır. Bilirkişi raporunda 24/12/218 tarihli 53.728.06 TL ve 56.896.45 TL tutarındaki kaçak ve ek tahakkuk faturalarının davacı tarafça ödendiği,bu tahakkuk hesabının davalı tarafça hatalı hesaplandığı, tutanak öncesi “Sayaca müdahale edildiği iddia edilen dönem tüketim ortalaması (180,25 kwh/gün)’ ile davacı şirketin kurulu gücü kapsamında mahalde günlük tüketilebilecek elektrik miktarı arasında yaklaşık 3 kat fark belirlendiği,ilgili yönetmelik 42.madde kapsamında davalı kmumca mevzuatta 3 vardiya günlük çalışma süresinin 21 saat olarak alınması gerektiği açıkça belirtilmiş olmasına rağmen 24 saat üzerinden yapılan hesaplandığı,bu nedenle 21 saat baz alınarak hesaplama yapıldığında davacının 49.603,66 TL kaçak tahakkuk,43.014,99 TL, kaçak ek tahakkuku olmak üzere,92.698,65 TL dan sorumlu olduğu, buna göre , kaçak tahakkuku 56.896,45 TL- 49.683,66 TL=7.212,79 TL kaçak ek tahakkuku 53,728,06 TL-43-014,99 TL= 10.713,07 TL Toplam 110.624,51 TL-92.698.65 TL =17.925,86 TL davacının fazla ödediği belirlenmiştir.Yine hesaplamada 02.12.2017-27.11.2018 tarihler arasındaki 360 günlük sürenin baz alındığı da belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda davalı tarafça günlük çalışma süresinin 24 saat olarak alındığı,halbuki ilgili yönetmelik gereği akaryakıt istasyonlarında 21 saatlik çalışma esasına göre hesaplama yapılması gerektiği açık olduğundan,bu doğrultuda yapılan hesaplama doğrultusunda alınan bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğundan yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacağı değerlendirilmiştir. Bu nedenle mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.224,52 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 306,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 918,39 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/03/2022