Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1914 E. 2022/953 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1914
KARAR NO: 2022/953
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2021
NUMARASI: 2015/912 E – 2021/359 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının TTK hükümleri doğrultusunda faaliyet gösteren gerçek kişi tacir olduğunu, davacının davalının maliki ve kiralaması altında bulunan araçların iki yılı aşkın süredir tamir ve bakım işlemlerini yaptığını, araçla ilgili işlemi yaptıktan sonra faturasını gönderip alacağını tahsil ettiğini, müvekkilinin davalının araçlarını bakımlarını yapıp faturalarını tebliğ etmesine rağmen davalının davacıyı oyaladığını, bugün yarın ödeyeceğim şeklinde müvekkilini bugüne kadar oyaladığını, davalının cari hesaba ilişkin fatura ödemesini en son 11/04/2015 tarihinde yaptığını, fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini beyanla, davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, bu alacağa yıllık %10,50 ‘ den aşağı olmamak üzere ticari faiz uygulanmasına, davalı borçlunun kötü niyeti çok açık olduğundan takip konusu alacağın %20’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafa iddia edilen böyle bir borcunun bulunmadığını, davacının, taşımacılık faaliyeti gösteren davalıya ait olan araçların, kısa bir süre bakımını yaptığını, yapmış olduğu bakımlara ilişkin olarak tüm ödemelerin hesaptan ve kredi kartı ile yapıldığını,araçların bakımının davacı tarafından yapıldığı dönemde, araçlardan bir tanesi olan … plaka sayılı otobüsün 09.02.2015 tarihinde yandığını, bu araca en son bakımını yapanın davacı taraf olduğunu, aracın isuzu servisine çekildiğini, servisinde aracın yanma sebebi olarak son bakım yapan davacı tarafından araca yüksek amperde sigorta takılması olduğunun tespit edildiğini, davalının yaşanılan tüm bu olaylardan sonra 01.03.2015 tarihinde davacı ile ilişiğini kestiğini, oluşan zararların giderilmesini talep ettiğini, araçların bakımları için başka bir firma ile anlaştıklarını, davalının davacıya her hangi bir borcu olmamasına rağmen davacı tarafın davalının bilgisi dışında, araçlara bakım yapılmış gibi göstererek değişik tarihlerde ve farklı miktarlarda faturalar düzenleyerek haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davalının davacının kusurlu işlemleri nedeniyle, yanan … plaka sayılı araç için 30.000,00 TL civarında, motorları yanan her iki araç için 25.000,00 TL civarında olmak üzere masraf yapmak zorunda kaldığını, davalının bu zararlarının davacı tarafından karşılanmasını beklerken, haksız surette icra takibine muhatap olduğunu belirterek davanın reddine, kötü niyetli davacının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takipte davacı alacaklı tarafça davalı borçlu hakkında 49.860,08 TL asıl alacak ve 1.397,96 TL faiz olmak üzere toplam 51.258,04 TL fatura alacağının tahsiline yönelik yapılan takipte borçlunun itirazı sonrası takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.Mahkeme dinlenen davacı tanığı Beyoğlu SGK’dan gelen yazı cevabına göre 2 ay boyunca sigortalı olarak davalı yanında çalıştığı anlaşılan …’in beyanında davalı iş yerinde araç sorumlusu olduğunu dava konusu faturalarda adına atılı imzaların kendisine ait olduğunu , davalı araçlarının davacı iş yerinde tamir edildiğini ve kendisinden önce bu işlerle …’in ilgilendiğini beyan ettiği ve diğer tanığın tanığın bu beyanını doğruladığı dikkate alınarak davacı tarafından davalı yana dava konusu faturalarda yer alan hizmetin verildiği ,davalının ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin ise delil bulunmadığı,asıl alacak yönünden davanın ispatlandığı, davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği ve alacağın likit olduğu gerekçesiyle : “Davanın kısmen kabulü ile; davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın toplam 49.860,8 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 9.972,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine”karar vermiştir.Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun hatalı olduğu,uyuşmazlığı doğru tespit edemediği,itirazlarının değerlendirilmediği,davacının hizmeti ifa ettiğine ilişkin delil sunamadığı,söz konusu faturaların davalı ticari defterinde kayıtlı olmadığını,faturanın tek başına delil teşkil etmediğini,01/03/215 tarihinden sonra ticari ilişkinin kabul edilmemesine rağmen anılan dönem için bu ilişki var gibi mahkemece değerlendirme yapıldığını,fatura altında imzası bulunan kişilerin davalı çalışanı olmamasına rağmen faturayı imzaladıklarını,tanıkların hizmetin 01/03/2015 tarihinden sonra verildiğine dair beyanda bulunmadıklarını, tanık beyanlarını kabul etmediklerini, faturaların tebliğ edilmediğini, dava konusu alacağın likit olmadığını ve yargılamayı gerektirdiğin,icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre Dava,davacı tarafça davalı araçlarına verildiği ileri sürülen bakım ücreti karşılığı fatura bedellerinin tahsiline yönelik yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Yargılama sırasında mali müşavir ve makina mühendisinden kurulu bilirkişi heyetinden alınan raporda taraf ticari defterlerinin incelendiği,davalı defterlerinde faturaları kayıtlarının bulunmadığı,davacının ticari defterlerinde ise davacının davalıdan 86.804,56 TL alacaklı olduğu,aynı zamanda makina mühendisinin teknik incelemesinde ise 38 adet faturanın takip konusu yapıldığı,davalının belirttiği otobüsün yanma sebebinin tespit edilemediği,bakım hatası kaynaklı olmasında davalının ayıp ihbarında bulunması gerektiği, ancak bu konuda bildirim yapılmadığı,faturalarda bakım gören araç sayısının 12-14 civarında olduğu,bazılarında plaka okunamadığı,davacı bakım hizmetlerinde kusura rastlanmadığı,bu faturalar nedeniyle davacının alacaklı olduğu belirlenmiştir. Araç tamir ve bakım sözleşmeleri TBK’nın 470 vd. md anlamında eser sözleşmesi niteliği arz etmektedir. TBK’nun 470 maddesinde Eser Sözleşmesi:”Yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Eser sözleşmesinde, işin uzmanı sayılan yüklenici, yapımını yüklendiği işi, özen borcu gereği olarak fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine, kendisine duyulan güvene ve beklenen amaca uygun şekilde yapmakla yükümlüdür. Eser sözleşmelerini diğer iş görme sözleşmelerinden ayıran önemli hususlardan birisi sonuç sorumluluğu, yani tarafların iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdüdür. Zira; eser sözleşmesinde bir eserin, sonucun yaratılıp teslim edilmesi borcu altına girilmektedir. Bu borcun altına giren taraf yani yüklenici, işin mahiyeti gereği işi sadakat ve özenle yerine getirmek zorundadır. Sadakat borcu, yüklenicinin iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapması ve ona zarar verecek her türlü eylemden kaçınmasıdır. Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı yapıldığının kabulü gerekir. Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır. Alınan kök ve ek bilirkişi heyet raporlarında davacı tarafça davalıya ait fatura konusu araç bakım hizmetlerinin verildiği,fatura tutarı kada davacının alacaklı olduğu,ayrıca yandığı ileri sürülen araçta davacının kusurlu bakım hizmetinin bulunduğunun belirlenemediği gibi ayrıca bu konuda davalı tarafça ayıp ihbarında da bulunulmadığı belirlenmekle,dinlenen davacı tanıklarından davalı şirkette çalışan ve faturalarda imzası olan tanıkların bu araçların bakımının davacı tarafça yapıldığına dair beyanları çerçevesinde,takibe konu faturalardaki araçların bakımlarının davacı tarafça yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı faturalardaki araçlara bakım hizmeti verdiğini ispatlamıştır.Bu yönüyle takibe konu asıl alacak miktarı itibarıyla davalının takibe itirazı yerinde değildir.İşlemiş faiz yönünden davalının takip öncesi temerrüde düşmediği de mahkemece tespit edilmiştir. Ancak araç tamir bakım hizmetine yönelik fatura alacağında alacağın hesaplanması ve tespiti yargılamayı gerektirdiğinden,takip ve davaya konu alacak likit kabul edilemez.Mahkemece davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermesi gerekirken icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle davalının istinaf talebinin sadece icra inkar tazminatı yönünden kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin sadece icra inkar tazminatı yönünden kabulü ile karar HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davacının davasının kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takipte davalının itirazlarının asıl alacak toplamı olan 49.860,80 TL yönünden iptali asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak takibin devamına, fazla talebin reddine, 2- Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, 3-Alınması gereken 3.405,99 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin ödenen 619,07 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.786,92 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından ödenen peşin 619,07 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 7.281,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesap olunan 1.397,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine 7-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.455,40 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.388,37 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davalı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 1000,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 27,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına 9-Gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine, İstinaf İncelemesi İle İlgili Olarak;Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 34,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/03/2022