Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1906 E. 2022/1001 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1906
KARAR NO: 2022/1001
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2019/243 E – 2021/384 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının … Otomotiv ticaret unvanı ile otomobil yetkili servisi, bakımı ve yedek parça satımı alanlarında faaliyet gösterdiğini, davalının araçlarının bakım ve onarımı ile parça değişimlerinin 07/06/2018 tarihinten itibaren … tarafından yapıldığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, anlaşmaların sözlü olduğunu, davacı tarafından araçlar için yapılan tüm işlemlerin davalıya fatura edildiğini, fatura karşılıklarının ödenmediğini ve Beyoğlu … Noterliğinin 21/11/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnemesi ile bedellerin fahiş olması nedeni ile faturaların iade edildiğini, davalı borçlu tarafından gönderilen ihtara Bakırköy … Noterliğinin 07/12/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarı ile faturaların 3 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, davalı ile çalışmaya başlandıktan birkaç ay sonra piyasadaki değişiklikler, doların fazlasıyla artışı ve malzeme fiyatlarındaki yükselişlerin yapılan işe yansıdığını, bu artışlar nedeni ile taraf yetkilileri arasında yapılan telefon ve mail görüşmelerinde işin yapıldığı tarihteki yerel piyasa rayicine göre bedel belirlenmesinin görüşüldüğünü, fiyat artışında mutabık kalındığını ve 17/08/2018 tarihinde zam uygulamasına geçildiğini, bu görüşmeler sonrasında da davalı şirketin araç bakımlarını davacıya yaptırmaya devam ettiğini, Ağustos, Eylül, Ekim aylarına davaya konu faturalardaki aynı cins ve türdeki araçlara bakım, onarım ve tamir işlemlerinin yapıldığıni, faturalar düzenlendiğini, bu aylara ait faturaların ödendiğini, davalı tarafından ödenmeyen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının 28/01/2019 tarihinde tebellüğ ettiği icra takibine fatura bedellerinin kurgusal bir şekilde arttırıldığı ve fahiş bedeller olduğu gerekçesi ile haksız ve mesnetsiz şekilde itiraz ettiğini, takibin durduğunu, alacaklı olduklarının sunulan tahsil edilmemiş irsaliyeli faturalar ile sabit olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, takibin devamını, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı hükmedilmesine kara verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin saç ekimi tedavisi olmak isteyen yabancu uyruklu şahıslara hizmet veren, hastanelere yönlendirmek sureti ile aracılık faaliyeti yapan, misafirlerin kaldıkları otellerden tedavinin uygulanacağı hastanelere ulaşımını sağlayan bir şirket olduğunu, davalının şirket bünyesindeki araçların tamir ve bakımı için 2018 Haziran ayında … ile çalışmaya başladığı, …’nun kestiği faturaların ise Temmuz ayında 30.000,00-TL, Ağustos ayında 52.000,00-TL, Eylül ayında 90.000,00-TL, Ekim ayında 108.000,00-TL, Kasım ayında 73.000,00-TL olduğunu, bu yüksek faturalara rağmen şirket yetkilisi …’in bilgilendirilmediğini, şirket yetkilisinin herhangi bir telefon veya e-mail bildirimi almadığını, faturaların bir teyit mektubu olmadığını, içerisinde zamlarla ilgili bir hususun bulunmadığını, yalnızca hangi işlerin yapıldığı ve faturalarını belirlediğini, önceki faturaların ödenmiş olmasının, faturalara istinaden taraflar arasında kurulmuş sözleşmenin bu tarih itibari ile kabul edildiğinin söylenemeyeceği, her faturanın bağımsız olduğunu, bir faturaya itiraz edilmemesinin zam uygulamasının kabul edilldiği anlamana gelmeyeceği,ni gönderilen faturaların muhasebe servisince davalı şirketin baş şoförünün onayı ile ödendiğini, denetleme ve kontrol görevi verilen bu elemanın zamlı fiyatların yansıtılmasının kabul edilmesi gibi bir yetkisinin bulunmadığını, kontrol sorumlusu baş şoförün faturalardaki bu yükseliş için şirket yetkilisi …’i bilgilendirmediğini, bu elemanın iş akdinin fesih edildiğini, Kasım ayındaki faturanın ödenmeme sebebinin davacı tarafından piyasa rayicinin üzerinde zam yapılmasının farkedilmesinden kaynaklandığını, ayrıca faturalandırılmış bazı tamimart ve bakımların aslında hiç yapılmadığının tespit ediliğini, bilirkişi incelemesinde bunun tespit edileceğini, bu durum farkedilir edilmez sözleşmenin fesih edildiğini ve … ile anlaşıldığını, aynı sayıda araç ve aynı bakım için 31.000,00-TL fatura kesildiğini, bu hususun bile davacı tarafından kesilen faturaların fahiş olduğunu gösterdiğini bu nedenle haksız davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Davacı tacir şirketin davalı tacir şirkete fatura kestiği, sunulan faturaların şekil şartlarına uygun olarak düzenlenip muhataba usulüne uygun teslim edilen faturalar olduğu TTK 21/2. Maddesi uyarınca “Bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa içeriğini kabul etmiş sayılır.” sayılır hükmü uyarınca davalının basiretli bir tacir olduğu da dikkate alınarak 8 günlük yasal itiraz süresi içerisinde faturaya itiraz etmemesi halinde süre geçtikten sonra yapılan itirazların geçerli olmayacağı ve faturaların içeriğini kabul etmiş sayılacağı sonucuna ulaşılmıştır. Böylece davalı tarafından süresinde 14 tane faturaya süresi içerisinde noter marifetiyle itiraz ettiğinden usulüne uygun itiraz edilen 14 tane fatura olduğu kabul edilmiştir. Bilirkişilerce davalıya teslim edildiğine dair belgesi bulunmayan ve davalı kayıtlarında da bulunmayan üç adet faturanın inceleme dışı yapılmış olduğunun belirtildiği, faturanın tek başına alacağın varlığını oluşturmadığı faturanın karşı tarafa teslimi ve hizmetin verildiği şartlarının da mevcudiyeti arandığından karşı tarafa teslimi yapılmayan faturaların değerlendirmeye alınmayacağında tereddüt bulunmamaktadır. Öte yandan davalı taraf davacının piyasa rayicinin üzerinde zam yaptığını ve baş şöförün şirket yetkilisinin bilgilendirmediği ve faturaların ödenmesine sebebiyet verdiğinden şöförün iş sözleşmesini feshettiğine yönelik savunmaları davalı şirketin kendi iç bünyesi ile ilgili hususlardan olduğu, denetlemenin yapılmaması hizmetin alınmadığı anlamına gelmediğinden bu yönüyle beyanlarına itibar edilmemiştir. Yine davalı tarafından davacı ile sözleşmenin feshinden sonra dava dışı … ile anlaşılması ve aynı bakımlar için 31.000 TL fatura kesilmesinin de davacı tarafın fahiş fiyatla tamir işini üstlendiği manasına gelmeyeceği gibi işin yapımı, kullanılan malzemelerin kalitesi gibi hususların bu durumu etkileyen dış faktörler olduğu ve tarafların tacir oldukları da dikkate alındığında bu husustaki itirazlar dikkate alınmamıştır. Ayrıca davalının bazı tamiratların hiç yapılmadığı hususları bakımından değerlendirme için mahkememizce ek rapor alınması yoluna gidilmişse de; yapılan tamiratların üzerinden 2.5 yıl süre geçmesi ve davalının başka şirket ile anlaşarak tamir işlerinin yaptırması dolasıyla hangi işlerin davacı tarafından yapıldığının, sonrasında dava dışı 3. Şirket tarafından mı yapıldığının tespitinin mümkün olmaması, kaldı ki davalının buna yönelik iddialarını ileri sürerek herhangi dava açmadığı gibi ihtirazi kayıt koymadan ödeme yapması da söz konusu olduğundan yasal sürede iade edilen faturalar hariç kalan işlerin davacı tarafından yapıldığı kanaatine varılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle davacının davalıdan 70.829,06-TL tutarında alacağı olduğu ve bunu davalıdan tahsilini talep edebileceği, davacı tarafından davalı aleyhine işbu tutarın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinde davalının itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müd.’nün … E. Sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazların kısmen iptali ile takibin 70.829,06-TL üzerinden devamına, ayrıca alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, İİK 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle kabul edilen alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. ” gerekçeleriyle (1)Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile, davalının İstanbul … İcra Müd.’nün … E. Sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazların KISMEN İPTALİNE, takibin 70.829,06-TL üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, (2)İİK. 67/2. Maddesi uyarınca alacağın %20’si oranında (14.165,81-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, (3)Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda önceki savunmalarını tekrarla birlikte özet olarak; davacı tarafından gönderilen faturaların muhasebe servisince ve müvekkili şirketin baş şoförünün onayı ile ödendiğini, baş şoförün, şirket bünyesinde istihdam ettirilen şoförlerden ve ulaşımın sağlandığı araçların bakım, tamirat gibi işlemleri takip etmekten sorumlu olduğunu, faturaları denetlemek ile görevlendirildiğini, sözleşme kurulurken belirlenmiş olan ücret tarifesinin değiştirilerek yeni bir ücret tarifesi belirlenmesi, zamlı fiyatların faturalara yansıtılmasını kabul etmesi gibi bir yetkisi bulunmadığını, şirket baş şoförünün, tamirat bedelleri temmuz ayında 30.000 TL, ağustos ayı içerisinde 52.000TL, eylül ayında 90.000 TL, ekim ayında 108.000 TL, kasım ayında 73.000 TL olmasına rağmen şirket yetkilisi olan …’İ bilgilendirmediğini ve faturaların ödenmesine sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin kasım ayında denetlemeler sonucu fark etiğini, kasım faturasının ödenmemesinin müvekkili şirketin kötü niyetinden değil kasım ayındaki fatura sonucu fiyatlara davacı tarafından piyasa rayicinin üzerinde zam yapıldığının şirket tarafından anlaşılmasından kaynaklandığını, ayrıca davacı … tarafından faturalandırılmış bazı tamirat ve bakımların aslında hiç yapılmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin bilgilendirildiğinin davacı tarafça kanıtlanamadığını, faturalardaki fahiş fiyat iddiasını ispatlayabilmeleri için Kasım 2018’de kesilen 73.000-TL bedelli faturalarda yer alan hizmetlerin eğer başka firmalar tarafından verilseydi minimum- maksimum ne kadar para ödenmesi gerekeceğinin tespit edilmesi gerektiğini, kök ve ek rapora karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, – Fatura içeriğine süresinde itiraz edilmediğini ispat eden düzenleyen tacirin, başkaca bir ispat faaliyetinde bulunmasına lüzum kalmamakta, fatura içeriğinin karşı tarafça kabul edildiğini de ispat etmesi gerekmediğini, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması için birtakım şartların de yerine getirilmiş olması gerektiğini, aksi takdirde bu karineye dayanılması hukuken beklenen sonucu doğurmayacağını, faturanın geçerli bir sözleşme ilişkisine dayanarak düzenlenmiş olması gerektiğini, davacı tarafça sözleşme sunulamadığını, davacının düzenlediği fatura içeriklerinde talep ettiği ücret ile ilgili olarak müvekkili ile anlaşılmış olduğunu ispat etmekle mükellef olduğunu, davacının yazılı bir anlaşma sunamadığını davacının tacir olmadığını, şahıs firması olduğunu, faturaya itiraz etmeyen kişinin, bu hususların dışında faturada belirtilen malı yahut hizmeti teslim aldığını, hizmetten yararlandığını ya da işin yapıldığını da kabul etmiş olmayacağını, malın teslim edildiğini veya hizmetin görüldüğünü ispat etmenin faturayı düzenleyene düştüğünü ileri sürmüştür. Dava, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle tamir ve bakımı yapılan araçların fatura bedellerinin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve davalının mal kaçırma riski nedeniyle ihtiyati tedbir ve ihtiyat hicaz kararı verilmesi talebine ilişkindir. Davacı taraflar arasında sözlü sözleşme olduğunu ileri sürmüş, davalı da gerek cevap dilekçesinde gereke yargılama sırasındaki diğer beyanlarında Müvekkil şirket bünyesindeki araçların tamir ve bakımı için 2018 haziran ayında … ile çalışmaya başladığını, kasım ayındaki faturanın fahiş olmaıs nedeniyle yapılan denetlemelerde baş şöförün şirket yetkilisini bilgilendirmediği tespit edildiğini, sözleşmenin feshedildiğini dava dışı … ile anlaşma yapıldığını savunmuştur. Buna göre taraflar arasında davalı şirketin araçlarının bakım ve tamir işlerinin yapılması konusunda yazılı almayan sözleşme ilişkisinin kurulduğu açıktır. Dosya kapsamından; taraflar arasında teknik servis hizmetine yönelik ticari ilişki bulunduğu, bilirkişiler kök raporunda taraflar arasındaki ilişkinin 07/06/2018 tarihinde başladığı, davacı tarafça 01/11/2018- 19/11/2018 tarihleri arasında 43 adet fatura düzenlendiği ve faturalar toplamının 73.493,61 TL olduğu, bu faturaların davalıya teslim edildiği, 21/11/2018 tarihinde düzenlenen davalı tarafın kayıtlarında bulunmayan ve davalıya teslim edildiği tespit edilmeyen üç faturanın inceleme konusu yapılmadığı, davalı tarafından 21/11/2018 tarihinde 41 tane faturaya toptan itirazın yapıldığı, TTK 21/2. Fıkrasındaki 8 günlük süre uyarınca sadece 15/11/2018 tarihinden sonra düzenlenen 14 faturanın içeriğine itiraz edilebileceği kabul edilirse, davacının yapılan hesap tablosuna göre 70.829,06 TL alacağının bulunduğu, faturaların tamamının içeriğine itiraz edilebileceğinin kabulü halinde alacağının 67.210,70 TL olduğunu mütalaa etmiştir. Buna göre fatura konusu servis ve tamir hizmetine ilişkin akdi ilişkinin varlığının ve verildiğinin kabul edildiği dikkate alınarak, davacının faturalara konu servis ve tamir hizmetini verdiği, bunun davalı tarafça alındığı anlaşılmıştır. Faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacağı, davacının fatura konusu malların davalıya teslim edildiğini yazılı delille kanıtlaması gerektiği, ancak somut olayda bilirkişi tarafından davacı tarafça yüksek faturalandırma yapılan işlerin tespit edildiği incelemenin servis iş emri kabul formlarına göre yapıldığı, buna göre de davacının itiraza konu işler de dikkate alındığında alacağın 67.210,70 TL olduğu belirlendiği halde, mahkemece bu bedel üzerinden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla, davalının istinaf talebinin kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile, davalının İstanbul … İcra Müd.’nün … E. Sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazların KISMEN İPTALİNE, takibin 67.210,70-TL üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, alacağın miktarı bilirkişi raporu ile belirlendiğinden icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminat taleplerinin reddine, 2- Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 4.591,16 TL’den yatırılan 926,49 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.664,67 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- Davacı tarafından yatırılan 926,49 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Davacı tarafından yapılan toplam 2.157,10 TL yargılama giderinden kabul ve redde göre hesap edilen 1.897,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderin bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan miktara göre takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine 7- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre 9.537,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan artan gider ve delil avansından arta kalan kısım var ise yatıran tarafa iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 32,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi 06/04/2022