Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1895 E. 2021/2360 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1895
KARAR NO: 2021/2360
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2021/204 E – 2021/497 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ait AVM’lerde unlu mamüller imalatı, pazarlaması ve satış işletmeciliği kapsamında stantların kullanıldığını, müvekkili şirketin elektrik abonesi olmaması nedeniyle süzme sayaç kullandıklarını, davalı şirket tarafından kullanılan elektrikle ilgili düzenlenen faturaların bedellerin kendileri tarafından ödendiğini, bilahare aradaki sözleşme sona erdikten sonra geriye dönük yapılan araştırmada davalı şirketin olması gereken tarifeden daha yüksek miktarda fiyat uygulamak suretiyle fazladan tahsilat yaptığı, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 300.000-TL sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare davasını ıslah ederek 406.419,59-TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, davacı şirket adına düzenlenen faturaların yalnızca elektrik bedeline ilişkin olmadığını, ayrıca faturaların düzenlenip davacı tarafından bedelinin ödenmesinden sonra itiraz edilmeyen faturalardan dolayı talep de bulunulamayacağını, bu nedenlerle davanın zaman aşımı nedeniyle ve ayrıca kesinleşen faturalardan dolayı esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacının, davalıya ait AVM’de bulunan marketlerinde unlu mamüller standını işletmek suretiyle ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafın elektrik abonesi olmaması nedeniyle işlettiği standlarda süzme sayaç kullandığı ve elektrik abonesi olan davalı şirketin tüketilen elektrikle ilgili birim fiyatı da belirtilmek suretiyle faturalar düzenlediği, düzenlenen faturalara davacı tarafın herhangi bir itirazının bulunmadığı ve fatura bedellerinin ihtirazı kayıt ileri sürülmeden ödendiği, olayın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan TTK 23/2 maddesinde faturalara 8 gün içinde itiraz edilmemesi halinde fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının düzenlendiği, bu bağlamda davacı tarafından kendilerine gönderilen faturalara herhangi bir itiraz da bulunmaksızın bedelini ödediği hususu dikkate alındığında içeriği kesinleşen fatura bedellerinin daha sonra sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edilemeyeceği(Yargıtay 19.HD 2015/10737 esas 2016/7651 karar, Yargıtay 11.HD 2016/1400 esas 2017/2046 karar, Yargıtay 23.HD 2015/9408 esas 2018/192 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere) ” gerekçeleriyle açılan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 04.02.20121 tarih ve 2019/665 E-2021/280 K sayılı kararımızla “davacının haksız olarak ödediğini iddia ettiği yansıtma faturaları bedelinin iadesini, ihtirazı kayıt ileri sürmemiş olsa bile, zamanaşımı süresi içinde isteyebileceği göz önünde bulundurularak işin esasına girilmeli, usulünce araştırma yapıldıktan sonra sonucu dairesinde bir karar verilmelidir” gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca karar kaldırılarak yukarıda belirtilen şekilde işin esası incelenerek sonucu dairesinde karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda “.. bilirkişi heyeti … ve arkadaşları tarafından düzenlenen 27/09/2017 tarihli ek raporda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere, davalı tarafça davacıya fazladan kesilen fatura bedelleri toplamının 406.419,59TL olduğu, her ne kadar davacı taraf kendisi adına düzenlenen faturalara itiraz etmemiş ise de, 6098 sayılı TBK’nu 39/son maddesi gereğince tahakkuk yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapıldığı iddia edildiği takdirde, ödeme sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmese bile yapılan ödemenin istirdatının istenebileceği, bu nedenlerle davalı tarafından davacıdan fazladan alınan 406.419,59TL’nin tahsiline karar vermek gerektiği” gerekçeleriyle Davalı tarafın zamanaşımı itirazının taraflar arasındaki ihtilafın sözleşme ilişkisinden kaynaklanıyor olması nedeniyle TBK 125 m. gereğince 10 yıllık süre içerisinde dava açıldığından REDDİNE, Sabit görülen davacının davasının KABULÜNE, 406.419,59TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, iş bu alacağın 300.000,00TL’sine dava tarihi olan 08/07/2013 tarihinden itibaren, bakiye 106.419,59TL’sine ıslah tarihi olan 03/10/2018 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; ortada sözleşmeden kaynaklanan zarar talebi bulunmadığını, taleple bağlılık ilkesi gereğince karar verilmediğini, davanın aradaki ilişkiye dayalı olarak yapılan ödemeler nedeniyle sebepsiz zenginleşmenin gerçekleştiği iddiası ile bu bedelin tahsili davası olduğunu, uyuşmazlığın, zamanaşımının hangi tarihte başlayacağında düğümlendiğini, müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların davacı yan ticari defterlerine işlendiğini ve taraflarca düzenli aralıklarla hesap mutabakatları yapıldığını, fatura içeriğine itiraz edilmediğini, davacı yanın fatura içeriğine muttali olmadığını, gönderdiği ihtarname ile konuya vakıf olduğunu ileri sürmesinin hukuki değeri olmadığını, bu gerçeklerin gözden kaçtığını ve zamanaşımı itirazlarının yasa ve usule aykırı olarak reddedildiğini, hükme dayanak bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, dava dosyası incelendiğinde elektrik idaresince davalıya kesilen dosyadaki tabloda yer alan tarihleri kapsayan faturaların ne elektrik idaresince ne de davalı tarafça dosyaya tam olarak sunulmadığı belirtilerek sağlıklı bir rapor istihsali için gerekli bilgi ve belgelerin dosyada bulunmadığının beyan edilidğini, taraflar arasında tüketilen enerji bedelinin kurum birim fiyatları ile bire bir davacı yana yansıtılacağına ilişkin bir sözleşme de bulunmadığını, davacı tarafça bu yönde de belge sunulmadığın ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Uyuşmazlık, davacının davalı AVM’de kullandığı stantta tükettiği elektriği süzme sayaç kullandığı ve elektrik abonesi olan davalı şirketin tüketilen elektrikle ilgili birim fiyatı da belirtilmek suretiyle faturalar düzenlediği, bu faturalarda yüksek fiyat uygulamak suretiyle fazla bedel tahsil ettiği iddiasıyla açılan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, yapılan bilirkişi incelemesinde davalı tarafından davacının faaliyette bulunduğu AVM’lerdeki stantlarda kullanılan ve süzme sayaçla tüketilen elektrik bedelleriyle ilgili düzenlenen yansıtma faturalarında elektrik idaresince uygulanan birim fiyat üzerindeki fiyatlarla faturaların düzenlendiğinin tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hazırlanan tablo ile davalı tarafça örnek mahiyetinde dosyaya sunulan faturaların karşılaştırılmasında tablodaki hesaplamalın doğru olduğu, davalının davacıya kestiği yansıtma faturalarında uygulanan birim fiyatı ile elekrik şirketince davalıya uygulanan birim fiyatının farklı olduğu, davalı tarafça davacıya fazladan yansıtma faturasının kesildiğinin mütalaa edildiği, raporda belirtilen tablodaki dönemler haricinde diğer faturalarda farklı birim fiyatı uygulanmış olduğunun davalı tarafça ileri sürülmediği, su ve doğalgaz faturalarına ilişkin belge sunulmadığından hesaplama yapılmamış olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ilişki nedeniyle on yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibariyle dolmamış olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre yapılan değerlendirmede; davalı tarafça davacının kullandığı süzme sayaçla belirlenen elekrik için elektrik şirketine ödenen bedelden fazla tahakukk yapılark tahsilat yapılmış olduğu anlaşılmakla verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 27.762,52 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 6.940,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 20.821,89 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/09/2021