Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1875 E. 2022/972 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1875
KARAR NO: 2022/972
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2021
NUMARASI: 2016/1073 E – 2021/186 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibine başlandığını, müvekkili hakkında takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı kurumun kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından, davalı kuruma 03/12/2012 tarihinde yapmış olduğu yazılı başvuru ile “Elektrik saatinin gereğinden fazla tüketim yaptığını düşündüğü, saatin incelenmesini ve aboneliğinin iptal edilmesini” talep edildiği, başvuru tarihi itibariyle tüm borçların ödendiğini ve aboneliğin iptal edildiği bilgisi verildiğini, müvekkili o tarihten sonra da belirtilen abonelikteki adresi kullanmadığını, aboneliğin iptal edilmesine rağmen müvekkilinden 03/04/2013 takip tarihli, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile son ödeme tarihi 22/10/2012-19/11/2012-21/12/2012-18/02/2013-18/03/2013 olan faturalar ve 26/08/2014 takip tarihli Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile son ödeme tarihi 17/05/2013-16/09/2013 ve 23/05/2014 olan faturaların talep edildiğini, öncelikle İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası hakkında İİK 72/3 maddesi uyarınca tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve tüm hacizlerin fekki ile takibin iptalini, müvekkil hakkında haksız ve kötüniyetli takip başlatan davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının tesisatında yapılan incelemeler sonucunda 07/05/2013 tarihinde … seri nolu yeni sayaç takıldığını ve eski sayacın laborutuvara gönderildiğini, cari hesap ekstresinde görüleceği ve müvekkili kurumdan celp edilecek kayıtlarla ve yapılacak bilirkişi incelemesi ile de anlaşılacağı üzere davacı kaçak elektirik kullandığı döneme ilişkin elektrik faturalarını ödemekle yükümlü olduğunu, izah olunan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “taraflar arasında dava konusu … nolu tesisata ilişkin 14/07/2011 tarihinde abonelik sözleşmesi imza edildiği, davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu belgeye göre, davacı tarafça 03/12/2021 tarihinde “Elektrik sayacının gereğinden fazla tüketim yaptığı gerekçesiyle saatinin incelenmesi ve aboneliğinin iptal edilmesi hususunda müracaat yapıldığı, yine dosya kapsamında yer alan TL bazında tüketim ekstre kayıtlarında abonelik iptal müracaatının yapıldığı, 03/12/2012 tarihi itibariyle ödenmeyen fatura borcunun bulunmadığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu faturaların, Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyaları ile de talep edildiği, menfi tespit talep edilen faturaların tamamının mükerrer olarak talep edildiği anlaşılmakla, dava konusu edilen dosya bakımından davacının davalıya borcu bulunmadığı ancak yapılan ödemelerin Bakırköy …İcra Müdürlüğü – İstanbul …İcra Müdürlüğü ve İstanbul …icra Müdürlüklerine konu faturalar … E. sayılı dosya konusu olduğu ve bu ödemelerin yerli ödemeler olduğu ve faturaya konu olduğu anlaşılmakla, istirdat talebinin reddine karar verilerek ve ayrıca davalının yapmış olduğu takibin mükerrer olduğu ve takibin haksız olduğu anlaşılmakla davacı lehine kötü niyet tazminatına da karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleriyle 1-Davanın kabulü ile davacının davalıya İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, 2-İstirdat talebinin reddine, 3-Kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile alacağın %20’si olan 2.381,82-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının borçlarını ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı adına tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E. İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. ve İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Başlatıldığını, davacıya yapılan takiplerin sonuçsuz kalması nedeniyle de İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosya ile takip başlatılmış olduğunu, aynı alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılması mümkün olduğunu, icra takiplerinden birinde alacağın tahsil edilmesi halinde, diğer takip dosyası da infaz edilmiş olacağından tahsil harcı yalnızca tahsilat yapılan takip dosyasından ve bir defa alınır başka bir ifadeyle kural olarak tahsili halinde aynı alacaktan tek tahsil harcı alınacağını, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/27696 Esas 2016/4469 Karar sayılı kararında da bunların belirtildiğini, davacının daha önce yaptığını iddia ettiği ödemelerin farklı dönemlere ait olup, davacı tarafın borcu müvekkili kurum tarafından taksitlendirildiğini, bilirkişi raporuna itirazlarında belirttikleri gibi davacının yapmış olduğu ödemenin sadece sunmuş olduğu 4.000 TL lik dekonttan ibaret olduğunu, bilirkişini ise bu ödemenin 2011/07, 2011/12, 2012/01, 2012/03, 2012/04, 2012/05 dönemlerine ait toplam 4.917,20 faturalarına ilişkin olduğunu belirttiğini, 4917,20 TL lik fatura tutarının 4.000 TL ile ödenmesi söz konusu olamayacağını, davacı tarafından başka bir ödeme yapılmadığını, ödenen bu tutar da düşülerek icra takibi başlatıldığını, takibin haksız olmadığını, davanın 2016 yılında açıldığını, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açılan icra takibi açısından kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin de ayrıca hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, abonelik sözleşmesinin iptal edilmesine rağmen tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle icra takibi başlatıldığı iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında dava konusu … nolu tesisata 14.07.2011 tarihinde abonelik sözleşmesi imza edildiği, davacı tarafça 03.12.2012 tarihinde “Elektrik sayacının gereğinden fazla tüketim yaptığı gerekçesiyle saatinin incelenmesi ve aboöneliğinin iptal edilmesi’ hususunda müracaat yapıldığı, tüketim ekstre kayıtlarına göre abonelik iptal müracaatının yapıldığı 03.12.2012 tarihi itibariyle ödenmemiş fatura borcu bulunmadığı anlaşılmaktadır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında; 20.12.2010 ila 23.05.2014 tarihli toplam 17 adet fatura bedelinin tahsili talebiyle takip başlatıldığı, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında 2010/12 ve 2014/5 olan fatura dönemindeki tahakkuk eden toplam 12 adet faturaların tahsili talebiyle takip başlatıldığı, 2021/12 ila 2013/02 dönemi arasındaki toplam 5 faturanın; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında ise 2013/5 ila 2014/5 dönemindeki toplam 5 adet faturanın tahsili talebiyle takip başlatıldığı görülmektedir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında; 20.12.2010 ila 23.05.2014 tarihli toplam 17 adet fatura bedelinin tahsili talebiyle takibin mükerrer olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre davacının 03.12.2012 tarihinde aboneliğini iptal başvurusu yaptığı, bu tarih öncesi ödenmemiş fatura borcunun bulunmadığı, bu tarihten sonrasında ise aboneliğin iptal edilmesi nedeniyle fatura düzenlenmesinin mevzuata uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı alacaklı tarafından davaya konu takipten önce aynı faturalar nedeniyle takip başlatıldığı, başlatılan takiplerin mükerrer olduğu, davalının belirtilen takipler nedeniyle alacağın tahsil edilmediği iddası var ise icra dosyalarının takibi yoluyla bu alacakların tahsili yoluna gidebileceği, başlatılan takipleri de alacaklı tarafın bilebilecek durumda olduğu, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasının dosyaya katkısı olmayacağı gözetildiğinde mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 813,51 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 203,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 610,13 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/03/2022