Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1859 E. 2022/976 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1859
KARAR NO: 2022/976
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2020/532 E – 2021/233 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekili olan davacı şirket ile davalı şirket arasında elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığını, davalı şirket tarafından müvekkili olan davacı şirkete elektrik sağlanarak faturalandırma yapıldığını, aktif enerji bedeli, dağıtım bedeli ve devlete ödenecek vergi ve fonlar dışında, diğer bedeller (reaktif, CHB, Fayda, YEK vb.) adı altında tahsilatlar yapıldığının görülmesi üzerine mail yolu ile faturaya itiraz edilerek bu bedellerin neye ilişkin olduğunun davalı şirketten sorulduğunu, söz konusu bedellerin YEKDEM ve hizmet bedeli olduğu bilgisinin kendilerine verildiğini, elektrik faturalarına diğer bedeller adı altında yansıtılan YEKDEM bedelinin haksız olduğunu, elektrik faturalarına yansıtılacak bedellerin, aktif enerji bedelinin dağıtım bedeli, fon ve vergiler olduğunu, elektrik faturasındaki tüm maliyet unsurlarının aktif enerji bedelinin içinde yer almasına rağmen, diğer bedeller adı altında Yekdem ve hizmet bedeli istenmesinin hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, alınan bedellerinin iadesini gerektirdiğini, davalı tarafça bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket edildiğini dermeyan etmiş, haksız ve hukuka aykırı şekilde tahsil edilen 100-TL YEKDEM bedeli ile 100-TL hizmet bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili olan davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 01/08/2016 tarihi itibariyle müvekkili olan davalı şirket abonesi olduğunu, dava konusu edilen bedellerin elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliği tarihi öncesinde yansıtıldığını, davacının basiretli bir tacir olarak abonelik sözleşmesini imzaladığını ve yönetmelik tarihine kadar da itiraz etmeden bu bedelleri ödediğini, sözleşmenin yönetmeliğe uygun olarak imzalandığını, davacının ödemiş olduğu YEKDEM ve hizmet bedelinin 200-TL den oldukça fazla olmasına rağmen kötü niyetli olarak sadece 200-TL’lik kısmı için dava açtığını, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” dava konusu edilen YEKDEM ile Hizmet Bedellerinin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği tarihi öncesinde yansıtıldığı, yönetmelik sonrasında ise işbu bedellerin davacı yansıtılamadığı, davacının 01/08/2016 tarihi itibariyle davalı şirketin abonesi olduğu, EPDK’nın çıkardığı ve davacının tutunduğu Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ise 30/05/2018 tarihinde yayınlandığı, dava dosyasına konu ilgili maddelerinin 01/07/2018 tarihinde yürürlüğe girdiği, davacı şirkete davalı şirketçe YEKDEM ve Hizmet Bedellerinin işbu Yönetmelik tarihinde kadar yansıtıldığı, eş deyşle davalı şirket tarafından, davacıya Yönetmelik yürürlük tarihinden sonrasında kesilen faturalarda YEKDEM ve Hizmet Bedelinin yansıtılmadığı, davacıya en son 29/06/2018 tarihli Haziran 2018 faturasında bu bedellerin yansıtıldığı ve bundan sonraki faturalarda bu bedellere yer verilmediği, Haziran 2018’den sonrası dönem için bu bedellerin davacı şirketin faturalarına yansıtılmadığı, davacı şirketle davalı şirket arasındaki elektrik abonelik sözleşmesinin 01/08/2016 tarihinde başladığı, davacı şirketin davalı şirketten tahsilini talep edebileceği YEKDEM ve Hizmet Bedeli alacağının doğmadığı, öte yandan davacının ve davalının bilirkişi incelemesine sunulan ticari defterine göre de davacının alacağı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçeleriyle 1-)Davanın REDDİNE, 2-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; bilirkişi raporuna kısmi itirazlarının değerlendirilmediğini, yeni bir bilirkişiden yekdem ve hizmet bedeline ilişkin kısımlarda ek rapor alınması taleplerinin kabul edilmediğini, teknik değerlendirmeden uzak hatalı, eksik, yanlı bilirkişi raporu ile karar verildiğini, bilirkişi tarafından davamızın özünü oluşturan YEKDEM ve hizmet bedellerine ilişkin herhangi bir ayrıntılı inceleme ve hesaplama yapılmadığını, EPDK’ ya müzekkere yazılarak, enerji bedeli içinde yekdem maliyetinin bulunup bulunmadığı, yekdem bedelinin dengeleme ve uzlaştırma yönetmeliğine göre kimin maliyetinde olduğu, yekdem maliyetinin kullanıcılara yansıtılmak için nasıl hesaplandığı ve aboneye nasıl dağıtıldığı, hizmet bedeli gibi lisans sahibi şirketlerin maliyetlerini mevzuata göre kimin ödeyeceği; hususlarının sorulması ve gelen yazı cevabına göre YEKDEM ve hizmet bedeli hususlarında bu konunun uzmanı, mevzuata ve bu konudaki hesaplamalara hakim yeni bir bilirkişiden rapor alınması talep edildiği halde mahkemece bilirkişiler tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesi ile bu konudaki taleplerini reddettiğini, -Bilirkişi, dava konusu bedellerin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği tarihi öncesinde yansıtılmış olduğunu, yönetmelik sonrasında yansıtılmadığını belirterek taleplerin yerinde olmadığı şeklinde bir tespitte bulunmuş ise de, faturalara yansıtıldığı bildirilen YEKDEM bedellerini de kontrol etmediğini ve hesaplama yapmadığını, YEKDEM maliyetlerini davacının hesaplamasının mümkün olmadığını, yine hizmet bedeline ilişkin bir değerlendirme ve hesaplama da yapmadığını, – Mahkemece, yönetmelik öncesi ve yönetmelik sonrası dönem ayrımına gidilerek ve ticari defterlerde alacaklı olup olmadığımıza bakılarak hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, burada tüm maliyet kalemlerinin aktif enerji bedeli içerisinde yer almasına rağmen, aktif enerji bedelinin içinde tahsil edilen tutarlar dışında; yekdem bedeli ( ki sadece piyasa katılımcısının maliyetidir.) ve hizmet bedelinin faturaya yansıtılmasının hatalı ve hukuka aykırı olduğunun dava konusu edildiğini, gerek yönetmelik öncesi gerek yönetmelik sonrasında tüm maliyet kalemleri aktif enerji bedelinin ( ve dağıtım bedelinin) içerisinde yer aldığını, her iki yönetmelikte de faturalarda yer alması gereken kalemler tek tek sayılmış olup, her iki yönetmelikte yekdem ve hizmet bedelinin faturada istenebilecek bir kalem olduğuna yer verilmediğini, – Davalı firma ile yapılan tarife kullanım şartlarına ilişkin tarihsiz taahhütte sabit fiyattan davacının elektrik kullanacağı belirtilmiş iken, Ulusal tarife -5 tarife paketi ile ulusal tarifeden elektrik kullanacağı belirtildiğini, sabit tarifeden elektrik kullanımı yapıldığı takdirde sabit fiyat dışında bir ek ücretin talep edilemeyeceğini, Ulusal tarife -5 TL tarife paketinde ise, ulusal tarife üzerinden hesaplama yapılacağı ve ulusal tarifelerin ise, tüm maliyet kalemleri (Yekdem,vs…dahil) içerek şekilde belirlendiği düşünüldüğünde, bu bedel dışında bir bedelin(yekdem, hizmet bedeli,vs.) istenemeyeceğinin ortada olduğunu, – Delil listelerinde ticari defterler yer almamasına, davalının delil listesinde ticari defterler delil olarak gösterilmiş olmasına rağmen, mahkemece ticari defterlerin celbi ve üzerinde bilirkişi incelmesi yapılmasına karar verildiğini ve tüm bilirkişi ücreti tdavacıdan talep edilmesinin de HMK’ ya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Dava, davacı tarafından davalı şirkete haksız yere ödendiği iddia edilen 100-TL YEKDEM bedeli ile 100-TL hizmet bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ilişkindir. Dosya kapsamından; 01.08.2016 tarihinde taraflar arasında abonelik ilişkisinin başladığı, sözleşmenin 5.1. Maddesinde “ABONE, ilgili fatura döneminde tükettiği etektrik enerjisi miktarına ilişkin olarak, seçmiş olduğu tarife paketi kapsamında belirtilen birim satış fiyatı üzerinden hesaplanan elektrik tüketim bedelini; ayrıca elektrik tüketimi ile alakalı perakende satış bedelini, …’ın belirleyeceği aylık hizmet bedelini ve diğer tüm masraf (YEKDEM ve benzeri), harç, bedel, fon, kullanım bedeli, vergi v.b. bedelleri ödemek ile yükümlüdür..” düzenlendiği, 31.01.2019 tarihinde ise aboneliğin sona erdiği, dava konusu bedellerin elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliği tarihi öncesinde yansıtıldığı, yönetmelik sonrasında ise kesinlikle bu bedeller yansıtılmadığı, davaya dayanak Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin ise 30/05/2018 tarihinde yayınlandığı, 01/07/2018 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır. Buna göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmede aylık hizmet bedeli ile YEKDEM vb gibi masrafları ödeneceği düzenlemesi bulunduğuna göre davacının Yekdem ve hizmet bedeli istenmesinin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu iddiası yerinde görülmemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunun yeterli teknik inceleme içermekte ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, raporun hükme esas alınmasında hukuka aykırılık olmadığı, davacının davasını ispat yönünde yapılan yargılama giderlerinden davanın reddi halinde sorumlu olduğu gözetildiğinde mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla; ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.31/03/2022