Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1856 E. 2022/1134 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1856
KARAR NO: 2022/1134
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESz: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2019
NUMARASI: 2018/21 E – 2019/807 K
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ; müvekkili ile davalı şirket tarafından Düzce Kamu Hastaneleri Birliği’nin … numaralı ihalesinin kazanılarak, taraflar arasında yapılmış 10/11/2015 tarihli sözleşmeye istinaden %90 ve %10 hisse oranında ortaklık şirketi kurulduğunu ve davalı gerçek kişiye ortaklığın idare yetkisi verildiğini, akabinde sırasıyla Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğünün ihalesi alınarak %63 ve %37 ortaklık oranında 18/11/2015 tarihli sözleşmenin, Adıyaman Üniversitesinin ihalesi alınarak %63 ve %37 ortaklık oranında 25/04/2016 tarihli sözleşmenin yapıldığını, bu iki sözleşme için iş ortaklığı sözleşmesinin yapılmadığını ancak, müvekkili ile davalı şirket arasında kurulan ve sadece Düzce Kamu Hastaneleri için yetkili kılınmasına rağmen ortaklık üzerinden bu iki ihalenin işlerinin yürütüldüğünü; yönetim kurulu toplantısının yapılamadığını yada müvekkilinin toplantılara çağrılmadığını, müvekkili şirkete herhangi kar payı ödemesi yapılmadığını, ayrıca herhangi bir bilgi verilmediğini, davalıların sözleşmeye aykırı işlemleri neticesinde müvekkili adına yapılan işlemlerden dolayı zarara uğradıklarını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle ortaklığa ait müvekkili şirkete ödenmeyen kar payı, sermaye payı ve ortaklığı temsilen Düzce Kamu Hastaneleri Birliği İhalesi için idari yetki verilen davalı gerçek kişinin müvekkili şirket adına yaptığı işlemlerden dolayı uğranılan zarar için şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan tahsili ile ortaklığın tasfiye memuru tarafından yönetilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki uyarınca Düzce Kamu Hastaneleri Birliği Temizlik ihalesi, Adıyaman Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Temizlik ihalesi ve Devlet Malzeme Ofisinin temizlik ihalesinin alınarak ihale gereği işin gerçekleştirildiğini, ortaklık sözleşmesi uyarınca müvekkili şirketin pay oranı %90, davacının pay oranının %10 olduğunu ve ortaklık sözleşmeleri uyarınca müvekkili gerçek kişinin yetkili müdür olarak atandığını, yönetim kurulu toplantılarının usulüne uygun yapıldığı ve davacının haberdar edilmesine rağmen toplantılara katılmadığını, ortaklık şirketi tarafından davacı şirkete ödemeler yapıldığını, davacının herhangi hak ve alacağı bulunmadığını, ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporları, getirtilip-sunulan belgeler ve toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; davacı tarafça, taraflar arasında kurulan adi ortaklık kar payının ödenmediği ileri sürülmüş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, adi ortaklığın 2015 yılında gelirinin bulunmadığı, 2016-2017 yıllarında yapılan ticari faaliyetler dolayısıyla herhangi bir faaliyet karlarının bulunmadığı, bu nedenle davacının bu yöndeki isteminin yerinde olmadığı; adi ortaklığın davalı …’ın yönetimi dolayısıyla davacının zarara uğratıldığı iddiasının somut delillerle ispatlanamadığı, kaldı ki, taraflar arasında yapılmış sözleşme gereği davalı …’ın adi ortaklığa yetkili müdür olarak atandığı; diğer yandan, davacının yönetim kurulu toplantılarına katılmamasının somut bir zarar oluşumuna sebebiyet vermeyeceği; davacı tarafça ileri sürülen iddialar ispatlanamadığına göre adi ortaklığın tasfiye memuru tarafından yönetilmesi isteminin de yerinde olmadığı ” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; karar gerekçesinin yetersiz olduğunu, “gerekçeli karar hakkının” adil yargılanma hakkının temel bir unsurunu oluşturduğunu, mahkemece gerekçede neden bu sonuca ulaşıldığının anlatılması ve hukuki nitelendirmeye yer verilmesi gerekirken bu husus göz ardı edildiğini, – Dava dilekçesindeki taleplerine yargılama sürecinde değinilmediğini, -Taraflar arasında kurulmuş olan ortaklık sözleşmesinde yer alan 4.maddesinde açıkça bu ortaklığın Sadece Düzce Kamu Hastaneleri için kurulduğu belirtilmesine ve davalı yetkili … sadece bu ihaledeki için yetkili kılınmasına rağmen sözleşmeye aykırı olarak diğer ihalelerde işlem yapıldığını, müvekkili şirketçe ne davalı şirkete ne de diğer davalı …’a Düzce Kamu Hastaneleri Birliği dışındaki ihalelerde yetki verilmediğini, kaldı ki;müvekkili şirket adına işlem yapılmasına rağmen müvekkilinin hak kazandığı hakedişlerle ilgili olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını, ortaklık Sözleşmesinin 7.1.4 sayılı bendinde yer alan her ay yapılması gereken Yönetim Kurulu toplantısının da yapılmadığını, toplantı yapılmışsa da müvekkilinin bu toplantılara çağrılmadığını ve haberdar edilmediğini, Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunun ilgili maddeleri gereğince müvekkili şirkete herhangi kar payı ödemesi yapılmadığı gibi tutulması zorunlu yasal defter ve belgeler hakkında müvekkili şirkete herhangi bir bilgi verilmediğini, müvekkilinin bilgilendirilmediği için davalıların sözleşmeye aykırı yapacakları işlemler neticesinde müvekkile yöneltilebilecek Vergi Dairesi,Sgk,işçi maaş ve kıdem tazminatlatrı ve 3.şahıslardan dolayı gelebilecek her türlü alacak ve zararlardan dolayı müvekkili şirketin sorumluluğu kabul etmediğini ihtarname yoluyla bildirdiğini, haberdar edilmeyen müvekkili adına yapılan işlemlerden de müvekkilinin zararını da talep etmiş olduklarını, bu hususlarda karar verilmediğini, -Davalı tarafça mahkeme aşamasında bir ibraname sunulduğunu, iddia edilen ibranamede adı geçen …un müvekkili şirketin Anonim şirket adına şirketi temsile yetkili vekaletnamesi bulunmadığını, şirket yetkilisinin…ludğunu, kayınbiraderi olan … ile o dönemlerde problem yaşadığını, bu şahısın o dönemde iş ile ilişkisi bulunmadığını, imzanın da ….’un olmadığını, bu nedenle ibranameyi kabul etmediklerini, ibraname ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/175419 Soruşturmasıyla ilgili ibranamede adı geçen …,…hakkında soruşturmanın devam ettiğini, bu dosyanın akıbetini ilgili savcılığa sorulmadığını, -Müvekkili şirketi … isimli şahsın sahte noter evraklarıyla ticaret sicil de şirketi üzerine geçirdiğini, hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, mahkeme kararıyla bu işlemin iptal edildiğini ve ticaret sicil müdürü hakkında yargılamanın İstanbul 29.Asliye Ceza Mahkemesi 2018/117 E. sayılı dosyasında devam ettiğini, bu dosyaların incelenmediğini, bahsi geçen düzce kamu hastaneleri birliğine bilgi sorulmadığını, alınan ihalelerin talep edilmesini istedikleri halde bu konuyla ilgili müzekkere yazılmadığını, kararın eksik inceleme ile verildiğini ileri sürmüştür. Dava; taraflar arasında kurulmuş adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde ortaklık kar payı ve sermaye payı alacağının davalılardan tahsili ve ortaklığa tasfiye memuru atanması istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; 11.01.2016 tarihli Beyoğlu …noterliğinin 11.01.2016 tarih ve …. yevmiye nosuya onaylanan ortaklık sözleşmesine göre taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, ortaklığın Sağlık Bakanlığı Türkiye kuma Hasteneleri Birliği Kurumu Düzce Kamu Hastaneleri Birliği temizlik ihalesi yapılması işine dair olduğu, teslim süresinin 31.12.2018 tarihi olarak belirtildiği, ortaklığın 8. Maddesi ile ortaklığa …’ın yetkili müdür olarak atandığı, 11. Maddesinde süresinin 4. Maddesinde belirtilen iş bitimine kadar olduğunun belirlendiği, Beyoğlu …noterliğinin … yevmiye numaralı ortaklık sözleşmesine göre; işin Adıyaman Üniversitesi’nin temizlik ihalesi işine dair olduğu, işin teslim süresinin 31.12.2018, pay oranlarının % 90- %10 davalı …’ın tam yetkili temsilci olarak atandığı,11. Maddesinde süresinin 4. Maddesinde belirtilen iş bitimine kadar olduğunun belirlendiği, Beyoğlu …noterliğinin…yevmiye numaralı ortaklık sözleşmesine göre; işin … Destek Hizmetleri Daire Başkanlığının Temizlik ihalesi işine dair olduğu, işin teslim süresinin 31.12.2017, pay oranlarının % 90- %10 davalı …’ın tam yetkili temsilci olarak atandığı,11. Maddesinde süresinin 4. Maddesinde belirtilen iş bitimine kadar olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Her üç sözleşmede de 10. Maddesinde iş bitiminde net kar ve zararın ortaklara dağıtımının düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından; davacının, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü’nün ve Adıyaman Üniversitesi’nin ihaleleri için hisse oranlarının %63 ve % 37 şeklinde belirlendiğinin ve yine davalı … bulunmadığını ispat edecek delil sunmadığı, adi ortaklığın 2016 ve 2017 yıllarında faaliyet zararlarının nedenlerinin dosya kapsamında sunulu olan vesaikler ile belirlenemeyeceği gibi ticari defterler üzerinde yapılacak kısmı incelemeler ile de tespitinin mümkün olmadığı, adi ortaklığın dağıtması gereken bir kar payı ve yine davacı tarafından adi ortaklığa verilmiş bir sermaye payı da tespit edilemediği, 20.04.2017 tarihli ibranamenin olduğu, İbranamede ….güv.ltd.şti Adına Davalı … ltd. Şti. Adına Vekaleten… imzasının olduğu, Vekaleten imzası olan …’ a 07.04.2014 tarihinde davacı şirketin yetkilisi … tarafından 07.04.2014 tarihinde içerisinde “ahzu kabza, sulh ve ibraya” ibarelerinin olduğu vekaletnamenin Gümüşhane … Noterliğinin … yevmiye numarası ile verilmiş olduğu, Vekaleti veren ….un şirketin geçmiş dönemlerde ki yetkilisi olduğu” mütalaa edilmiştir. Dosyaya sunulu 20.04.2017 tarihli ibranamenin …t İnşaatı temsilen … , davacı…Grup’u temsilen … tarafından imzalanmış olduğu, her üç ortaklık sözleşmesinde de Yönetim Kurulu üyesi olarak davacı şirketi …, davalı şirketi …’ın temsilen atanmış oldukları, ibraname içeriğinde davacı şirketin davalı şirketten hak, alacak ve hak edişinin kalmadığının belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ibranameye karşı “…’un müvekkili şirketin Anonim şirket adına şirketi temsile yetkili vekaletnamesi bulunmadığını, şirket yetkilisinin…oludğunu, kayınbiraderi olan … ile o dönemlerde problem yaşadığını, bu şahısın o dönemde iş ile ilişkisi bulunmadığını, imzanın da …’un olmadığını, bu nedenle ibranameyi kabul etmediklerini, ibraname ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/175419 Soruşturmasıyla ilgili ibranamede adı geçen …,… hakkında soruşturmanın devam ettiğini” ileri sürmüş, bilirkişi raporunda … LTD.ŞTİ adına davalı … ve … LTD. ŞTİ. Adına Vekaleten … imzasının olduğu, Vekaleten imzası olan …’ a 07.04.2014 tarihinde davacı şirketin yetkilisi … tarafından 07.04.2014 tarihinde içerisinde “ahzu kabza, sulh ve ibraya” ibarelerinin olduğu vekaletnamenin Gümüşhane … Noterliğinin …yevmiye numarası ile verilmiş olduğu, Vekaleti veren …’ un şirketin geçmiş dönemlerde ki yetkilisi olduğu tespit etmişlerdir.Tüm bunlara göre, ibraname ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma sayılı dosyasının getirtilerek incelenmesi, ibranameyi imzalayan …’un yetkisinin olup olmadığının ve ibranamenin geçerli olup olmadığının tartışılması, ibranamedeki kişinin yetkili olduğu ve imzanın kendisine ait olduğunun saptanamaması halinde ise her üç ortaklık sözleşmesi ayrı ayrı değerlendirilerek sözleşmelerde işin bitimi, kar ve zararın dağıtılacağı düzenlemesine göre tarafların alacaklarını olup olmadığının gerekirse ihale evrakları ile hakedişler getirtilerek ve tarafların masraf ve diğer harcamaları da değerlendirilerek adi ortaklığa ilişkin tasfiye işlemlerinin tamamlanarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Bu itibarla, davacının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüyle kararın kaldırılarak yukarıda belirtilen şekilde yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/04/2022