Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/181 E. 2021/152 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/181
KARAR NO: 2021/152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2020
NUMARASI : 2020/434 E –
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/01/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava, davalı kurumca düzenlenen dava konusu iki faturadaki borç hesabının ilgili EPDK mevzuatına, taraflar arası akdedilen sözleşmeye aykırı ve işletme hacminde değişiklik olmamasına rağmen önceki faturalara göre fahiş tüketim miktarı ve tüketim bedeli hesaplanarak düzenlendiği, yasal ödemelerin de faturalarda olması gerekenden fazla hesaplandığı, sayaçta bozukluk da olabileceği iddialarıyla, her iki fatura yönünden ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere, yargılama ve bilirkişi incelemesi sonucu hesaplanabilecek tutar nedeniyle şimdilik 20.000,00 TL borçlu olunmadığının tespiti istemiyle 18/08/2020 tarihinde açılmıştır.İlk derece mahkemesince 19/08/2020 tarihli ara karar ile ;1-Dava konusu edilen iki faturanın ait olduğu tesisat/tesisatlardaki elektriğin dava konusu iki fatura (31/07/2020 tarihli 76.980,60-TL bedelli ve 31/07/2020 tarihli 89.524,80-TL bedelli) borcu nedeniyle kesilmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin, iki fatura toplamı üzerinden alınacak %10 teminat karşılığı KABULÜNE, 2-İİK.md 72/2’ye göre istenen takibin durdurulması ihtiyati tedbir talebinin, dava değeriyle sınırlı olarak KABULÜNE, dava değerini aşan kısımla ilgili takibin durdurulması tedbir talebinin REDDİNE, dava konusu iki faturanın fatura başına 10.000,00-TL’lik kısımlarının, cebri takip konusu yapılmasının önlenmesine, bu suretle takibin dava değeriyle ve davalı tarafla sınırlı olmak üzere durdurulmasına, 3-Elektriğin kesilmemesine dair tedbir kararı nedeniyle fatura bedelleri üzerinden alınacak %10 teminatın yeterli olduğuna, takibin durdurulması tedbir kararı nedeniyle ilave teminat alınmasına yer olmadığına , şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Tedbir ara kararına davalı vekilince yasal süre içinde itiraz edilerek, davacı lehine verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK md 390’a göre davacının haklılığını yaklaşık olarak dahi ispat eden bir argümanı bulunmadığını, serbest tüketici olan davacının müvekkilinden elektrik enerjisi almaya mecbur olmadığını, müvekkilinin tekel yetkisi bulunmadığı gibi, borcunu sözleşmeye aykırı olarak ödemeyen davacıyla sözleşme ilişkisini devama zorlanamayacağını, müvekkilinin sözleşmeyi fesih yetkisinin ihtiyati tedbir kararı ile sınırlandırılmış olduğunu, bu nedenle kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının işyerinde yüklü elektrik kullanıp maliyetini müvekkili üzerinde bırakmaya çalışmasının kabul edilemez olduğu, tedbir kararının müvekkili şirketin mağduriyetine neden olacağını belirterek, tedbir kararının kaldırılmasını dan rücu edilmesine, ya da müvekkilinin alacağının %100 teminata bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece itirazın duruşmalı incelenmesi sonucunda 06/11/2020 tarihli ara karar ile , ihtiyati tedbir kararının HMK md 389 ve İİK md 72/2’ye uygun olduğu, davadaki iddialar, dosyaya sunulan deliller kapsamında geçici hukuki koruma niteliğindeki tedbir talebi konusunda HMK md 390’a göre bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, keza takibin durdurulması talebinin dava konusu edilen kısımla sınırlı tutularak verilmiş olduğu, ayrıca elektrik enerjisi verilen yerin ticari işletme olduğu gözetildiğinde yargılama aşamasında telafisi güç veya imkansız zararların doğma ihtimali olabileceği, bu kapsamda davalı tarafın uğrayabileceği zararları teminen yeterli teminat da alınmış olduğu, kaldı ki yargılama sırasında durumun değişmesi halinde tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesini talep imkanının da olduğu, davalı tarafın itiraz sebeplerinin çoğunun HMK md 394’te tahdidi sayılan itiraz sebeplerinden de olmadığı gerekçesiyle tedbir kararına itirazın reddine karar verilmiştir.Sözkonusu ara kararın davalı vekili istinaf etmiş olup, itiraz dilekçesindeki hususlar tekrar edilerek, davacının Mahkemece verilen tedbir kararının HMK 393 md. uyarınca infazını bir hafta içinde icra dairesinden talep etmemdiği, bu nedenle de yasa hükmü uyarınca tedbir kararının hükümsüz kaldığı, davacının haklılığı konusunda yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, serbest tüketici olan davacının müvekkilinden elektrik enerjisi almaya mecbur olmadığını, müvekkilinin tekel yetkisi bulunmadığı gibi, borcunu sözleşmeye aykırı olarak ödemeyen davacıyla sözleşme ilişkisini devama zorlanamayacağını, müvekkilinin sözleşmeyi fesih yetkisinin ihtiyati tedbir kararı ile sınırlandırılmış olduğunu, bu nedenle kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının işyerinde yüklü elektrik kullanıp maliyetini müvekkili üzerinde bırakmaya çalışmasının kabul edilemez olduğu ve davacının kötüniyetli ve haksız iddialarının bu kararla ödüllendirilmiş olduğunu, tedbir kararının müvekkili şirketi gönülsüz ve kar paysız ortak durumuna düşürdüğünü, mahkemenin müvekkili şirket sanki bir kredi kuruluşuymuş gibi aleyhine tedbir kararı vermesinin hakkaniyet gereği de kabul edilemeyeceğini, tedbir kararı hukuken tarafların hak ve menfaatlerini dengelediğinde veya en azından bir tarafın zararına bir hukuki durum oluşturmadığında hukuka uygun olacağını, tedbir kararının müvekkili şirketin mağduriyetine neden olacağını belirterek, tedbir kararından rücu edilmesine, ya da müvekkilinin alacağının %100 teminata bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece HMK 389 ve İİK 72/2 maddesi uyarınca verilen iki ayrı tedbir kararı bulunmaktadır.Bu iki tedbir şekli, sebepleri, uygulanma şekilleri bakımından birbirinden farklı ve bağımsız tedbirlerdir.HMK 389. maddesine göre verilen ihtiyati tedbir kararı yönünden, mahkeme gerekçesinde de açıklandığı üzere ,anılan maddede ihtiyati tedbir kararı verilmesi yönünden gerekli şartların bulunması sebebiyle, fatura borcu ile sınırlı olarak verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Dosya kapsamına göre, davacı tarafça teminatın 21/08/2020 tarihinde süresinde yatırıldığı,bu kararın mahkemece ilgili elektrik şirketine yazılacak müzekkere ile infazı sağlanacağından, davalı vekilinin tedbir kararının HMK 393 md. uyarınca infazını bir hafta içinde icra dairesinden talep et edilmediği, bu nedenle tedbir kararı hükümsüz kaldığına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiyle ,HMK uyarınca verilen ihtiyati tedbir sebebiyle %10 teminat alınmasına karar verilmiş,İİK 72/2 . maddesine göre verilen tedbir yönünden ise “Elektriğin kesilmemesine dair tedbir kararı nedeniyle fatura bedelleri üzerinden alınacak %10 teminatın yeterli olduğuna, takibin durdurulması tedbir kararı nedeniyle ilave teminat alınmasına yer olmadığına ” karar verilmiştir. Oysa ki İİK 72/2. maddesine göre verilecek tedbir kararları yönünden “alacağın % 15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde” icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda,İİK72/2 maddesi uyarınca koşulları bulunduğundan tedbir kararı verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamakta ise de ,İİK uyarınca verilen ve diğer tedbirden bağımsız olan bu tedbir kararı ile ilgili olarak İİK72/2 maddesindeki emredici hükme rağmen ,bu tedbir ile ilgili olarak teminat alınmaması hukuka aykırı görülmüştür.Davalı vekilinin istinaf talebinin bu sebeple kısmen kabulü ile ,HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar düzeltilerek % 15 teminatın karara eklenmesi suretiyle ,yeniden aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında;1-Dava konusu edilen iki faturanın ait olduğu tesisat/tesisatlardaki elektriğin dava konusu iki fatura (31/07/2020 tarihli 76.980,60 TL bedelli ve 31/07/2020 tarihli 89.524,80 TL bedelli) borcu nedeniyle kesilmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin, iki fatura toplamı üzerinden alınacak %10 teminat karşılığı kabulüne,2 – İİK.md 72/2 ‘ye göre istenen takibin durdurulması ihtiyati tedbir talebinin, dava değeriyle sınırlı olarak kabulüne, dava değerini aşan kısımla ilgili takibin durdurulması tedbir talebinin reddine, dava konusu iki faturanın fatura başına 10.000,00 TL’lik kısımlarının, cebri takip konusu yapılmasının önlenmesine, bu suretle takibin dava değeriyle ve dava tarafla sınırlı olmak üzere durdurulmasına,-Alacağın % 15’i oranında nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu tedbir talep eden tarafça yatırıldığında ,kararın bir suretinin tedbir talep eden tarafa infazı için verilmesine ,teminatın ilk derece mahkemesince alınmasına ,3-Elektriğin kesilmemesine dair tedbir kararı nedeniyle fatura bedelleri üzerinden alınacak %10 teminatın yeterli olduğuna, Davacı tarafın diğer istinaf talebinin reddine ,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 46,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/01/2021