Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1703 E. 2021/2110 K. 16.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1703
KARAR NO: 2021/2110
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2021-
NUMARASI: 2021/252 E –
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 12/04/2021 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalının oğlu … arasında ticari ilişki bulunduğunu, dava dışı … isimli şahsın para gönderilmek üzere annesinin IBAN numarasını davacıya verdiğini,
Müvekkilinin davalı tarafça teslim edilecek mal karşılığında … Bankası Karabağlar Şubesi’ndeki … IBAN nolu hesabından EFT aracılığıyla 09/10/2020 tarihinde davalı …’ın … IBAN numaralı … Bankası’ndaki hesabına 25.000,00 TL para gönderdiğini, bu hususun Ek-1 da sunulan yazışmalar ile sabit olduğunu, Davacı tarafça gönderilen paraya karşılık … adı kişinin davacıya her hangi bir mal tes- lim etmediğini,EK-2’de sunulan ses kaydında …’nın “paranız bende üstüne yatacak değilim, bu para da kalmaz birkaç güne gelecek” şeklinde beyanda bulunduğunu, Davalı ile müvekkili arasında da her hangi bir borç doğrucu işlem, eylem, anlaşma veya sözleşme bulunmadığını, davalı hesabına gönderilen para ile davalı tarafın sebepsiz şekilde zenginleştiğini, Uzlaşma çabalarının sonuçsuz kaldığını, Söz konusu paranın iadesi talebi ile İstanbul Anadolu … İcra dairesi … Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının işbu icra takibine vakit kaybetmeksizin itirazda bulunduğunu ve “böyle bir paranın kendisine gelmediğini” iddia ettiğini, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiğini, İş bu dava açılmadan önce İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu aracılığıyla zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, 2021/27987 arabuluculuk başvurusunun “anlaşamama” şeklinde neticelendiğini, buna dair tutanağın ekte sunulduğunu, Her ne kadar hukuken gerekli ve zorunlu olmasa da işbu talebe konu ihtilafta borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu beyanla, Öncelikle teminatsız, aksi kanaat halinde uygun görülecek teminat karşılığında borçlunun borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacakları ve menkulleri üzerine ihtiyati haciz konulmasını, Esasa ilişkin olarak davalı yanın İstanbul Anadolu … İcra dairesi … E. Sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, Haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlu/davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa dava dilekçesi 18/05/2021 tarihinde usulen tebliğ edilmiş, ancak cevap dilekçesi sunulmamıştır. İlk Derece Mahkemesi’nce 16/04/2021 tarihli ara karar ile: “dava konusu alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği ve yargılamanın devam ettiği, anılan alacak kalemleri ile ilgili olarak İİK.nun 257 ve devamı maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine ” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: İİK.257/1. Maddesi gereğince kural olarak alacağın vadesinin gelmiş olması gerektiğini, iş bu davada alacak kalemnin sebepsiz zenginleşmeye dayandığını, sebepsiz zenginleşme halinde alacağın muaccelliyetinin borçlunun temerrüde düşürülmesine bağlı olduğunu ve davalının icra takibi ile temerrüde düşürüldüğünü, Gönderilen EFT dekontunun da kesin delil mahiyeti düşünüldüğünde muaccel bir alacak kalemi olarak mevcudiyetini koruduğunu, fakat yerel mahkemenin muaccel bir alacak olmadığı gerek- çesiyle hatalı bir değerlendirme yaptığını, Mahkemenin “dava konusu alacağın yargılama faaliyeti gerektirdiği ve yargılamanın de- vam ettiği” yönündeki gerekçesinin de hukuka uygun olmadığını, Yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, İİK 257 md de belirtilen şartların oluştuğunu beyanla ilk derece mahkemesince tesis edilen “ihtiyati haciz kararının reddine” dair kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup takip ve dava konusu alacak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmaktadır. Davacının dava dilekçesine ekli banka dekontunun tetkikinde; davacıya ait … Bankası Karabağlar Şubesi’ndeki … IBAN nolu hesaptan 09/10/2020 tarihinde EFT yoluyla davalı …’ın … IBAN numaralı … Bankası’ndaki hesabına 25.000,00 TL para gönderildiği, dekont üzerinde paranın gönderiliş nedenine ilişkin her hangi bir açıklama yer almadığı, Ancak yine dava dilekçesine ekli Wattsap ekran görüntülerinden davacı ile davalının dava dışı oğlu … arasında ticari satıma ilişkin akdi ilişki bulunduğu, … tarafından davacıya 25.271,00 TL’lik ürün satıldığı, dava konusu söz konusu paranın bu kapsamda gönderildiği anlaşılmaktadır. İstanbul Anadolu … İcra dairesi 2021/392 E. Sayılı dosyasının UYAP ortamından tet- kikinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine sebepsiz zenginleşmedan kaynaklanan dava konusu 25.000,00 TL alacağın tahsili talebiyle icra takibine giriyildiği, davalı/borçlunun yasal süre içinde ibraz ettiği dilekçesi ile “Oğlu …’nun alım -satımlarının kendisine ait banka hesabı üzerinden yapıldığını, kendisinin her hangi bir bağlantısının bulunmadığını, söz konusu banka hesabını otomatik ödemeler için açıp oğluna verdiğini ” beyanla borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK’nun “İhtiyati Haciz Şartları ” başlıklı 257 .maddesinde: ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 –Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder. ” denilmektedir. İstinaf incelemesine konu dava dosyasında, davacı ile davalı arasında her hangi bir akdi ilişkinin bulunmadığı, söz konusu paranın davacı ile davalının dava dışı oğlu … arasındaki ticari satım kapsamında gönderilen bir para olduğu, davacının satışa konu ürünleri teslim almadığı yönünde iddiada bulunduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar dava konusu alacak rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş ise de , dava- lının mernis sisteminde kayıtlı muayyen bir ikametgah adresi bulunmaktadır. Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçmaya, mallarını gizlemeye ve kaçırmaya hazırlandığı yönünde bir delil sunulmamıştır. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamaya muhtaç olup ihtiyati haciz şartları oluşmadığından ilk derece mahkemesince verilen “ihtiyati haciz talebinin reddi ” yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 16/07/2021