Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1695 E. 2022/802 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1695
KARAR NO: 2022/802
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2018/1077 E – 2021/272 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2 farklı abonelik için 01.02.2017 imza tarihli 01.03.2017 tedarik başlangıç tarihli ve 12 aylık elektrik tedarik sözleşmesi yapıldığını, sözleşme feshedilmediği için 7.1. maddesine göre kendiliğinden birer yıllık süreler halinde yenilendiğini, davalı takip borçlusu 01.03.2018-01.03.2019 tarihleri arasında kapsayacak sözleşmeyi-borç ilişkisini süresi içerisinde feshetmediği için, sözleşmenin kendiliğinden bu tarihler için de geçerli hale geldiğini, bu sözleşmeye göre, müvekkili tedarik şirketinin, davalı şirkete elektrik satışı yapacağını, davalı da kullanım miktarına göre müvekkili şirket tarafından keşide edilecek faturaları ödeyeceğini, davalı takip borçlusunun kullanmış olduğu elektrik enerjisi nedeniyle faturalar keşide edilerek gönderildiğini, faturaların vade tarihlerinde ifa edilmediğini, davalı şirketin ödememiş olduğu tüketim faturalarına istinaden borçluya dava konusu dışında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, işbu faturaların ödenmemesi ve davalının geç ödemeleri üzerine davaya konu ceza faturası keşide edildiğini, davalı tarafından daha önce tüketimden kaynaklı olarak keşide edilmiş olunan faturaların ödenmemesine binaen icra takibine sebebiyet verildiğini, müvekkili tarafından haklı olarak sözleşmenin feshedildiğini ve ceza koşulu talep edildiğini, davalı takip borçlusunun, takibe sebebiyet vermiş olduğu tüketime ilişkin faturalar haricinde, henüz takip açılmadan ödenmiş ancak gereği gibi süresinde ifa edilmemiş faturalarının da bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanmış olan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin 7.2’inci maddesine göre, davalının sözleşmesi feshedilerek, 7.1. maddeye göre ceza faturası keşide edildiğini, sözleşmede kararlaştırılan hükümlere göre … numaralı abonelik için 06.03.2018 tarihli … sıra numaralı; 5.148,62- TL bedelli faturasının iki katı hesaplanarak; Seri … sıra numaralı 08.10.2018 vade tarihli 10.297,24 Tl bedelli ceza faturası, … numaralı aboneliği için 14.09.2018 tarihli … sıra numaralı 7.597,75 TL bedelli faturasının iki katı hesaplanarak, Seri … sıra numaralı 08.10.2018 vade tarihli 15.195,51 TL bedelli ceza faturası düzenlendiğini, anılan işbu faturaların davalı tarafından ödenmemiş olması üzerine, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, takibe, belirtilen faturayla birlikte sözleşmenin 4.2.maddesine göre icra ceza-i şartı da uygulandığını, takip konusu faturaların %12 si hesaplanarak 3.059,13 -TL takibe eklendiğini, ödeme yükümlülüğü bulunan davalı şirketin, söz konusu icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, müvekkili tarafından icra takibine geçilen tüm alacak kalemlerinin hukuka uygun, likit ve taraflar arası sözleşmeye uygun olduğunu, davalının icra takibine itirazının haksız olduğunu, davalı takip borçlusunun, takibi sürümcemede bırakmak kastıyla takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini belirterek, sonuç olarak; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına haksız olarak edilen itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın likit olması ve Yargıtay’ın 2016 yılı tarihli güncel içtihat ve kararlar doğrultusunda % 40 aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, ticari itibarına önem veren ve ulaşım sektöründe ülkemizin önde gelen firmalarından bir tanesi olduğunu, davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkili şirketin, ilkesi gereği, taraflar ile yapmış olduğu sözleşmelere uygun davranmayı kendisine ilke edindiğini, davacı şirketin, müvekkili şirket yetkilisi veyahut çalışanlarının herhangi birinin bilgisi dahilinde olmadan, taraflar arasındaki sözleşmeyi uzattığını, müvekkili şirket yetkililerinin, davacı şirket ile bu hususta defalarca iletişime geçmeye çalıştığını fakat muhatap bulamadıklarını ve davacı şirket tarafından çeşitli gerekçeler altında müvekkilden para kesintileri yapıldığını, taraflar arasında sözleşme yapılmasının akabinde davacı şirketin, müvekkili şirkete karşı tutumunun değiştiğini ve bu durumun müvekkili şirketi mağdur ettiğini, davacının, müvekkili ile iletişim eksikliği sebebiyle, taraflar arasındaki sözleşmenin ilgili gecikme maddesinin, davacı tarafça aktif edilerek taraflarından haksız taleplerde bulunulduğunu, gecikmelerin yaşanmasının sebebinin, davacı şirketin müvekkili şirket ile iletişimi bırakması olduğunu, davacı şirketin, sözleşme kapsamındaki tüm kusurları müvekkiline yükletmeye çalıştığını, davacı tarafından müvekkili şirketten kaynağını bilmedikleri, fakat güvence bedeli adı altında bir çok kesinti talep edildiğini, defalarca davacı şirkete ulaşılmaya çalışılmasına rağmen, davacıdan olumlu/olumsuz geri dönüş alınılamadığını, icra dosyasına, süresi içinde yasalara uygun olarak itiraz yapıldığını belirterek, haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, müvekkili şirket aleyhine hüküm olunması istenen icra inkar tazminatının reddine tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” taraflar arasında Elektrik Tedarik Sözleşmesi akdedildiği, davacı tarafından düzenlenen 15.195,51 TL bedelli ve 10.297,24TL bedelli iki adet faturanın davalı defterlerine kaydedilmiş olmakla fatura içeriklerinin kabul edildiği, taraflar arasında akdedilen 01/01/2017 tarihli sözleşmenin 4.1.maddesinde tedarikçinin düzenlediği faturaların düzenlenme tarihinden itibaren 7 gün içinde ödeneceği, sözleşmenin 4.5.maddesinde abonenin sözleşmenin herhangi bir maddesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde tedarikçinin 7.1 deki ceza bedellerini talep etme hakkının olduğu, sözleşmenin 7.1 maddesinde ise belirli şartlarda abonenin ödemekle yükümlü olduğu son on iki dönem faturalarının en yüksek döneme ait fatura toplamının iki katı kadar cezai şartı tedarikçiye ödemeyi kabul edeceğinin düzenlenmiş olduğundan davacının cezai şart talep etme hakkının bulunduğu değerlendirilmekle; davanın kısmen kabulü ile ; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 25.492,75 TL asıl alacak , 3.054,13 TL icra cezai şart , 124,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.671,16TL üzerinden devamına, alacağın %20 si olan 5.734,23 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin aşağıda belirtildiği şekilde karar vermek gerekmiştir. Alacak faturaya ve sözleşmeye dayalı likit alacak olduğundan davacı lehine alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.” gerekçeleriyle 1-Davanın KISMEN KABULÜ İle ; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas nolu dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 25.492,75 TL asıl alacak, 3.054,13 TL icra cezai şart, 124,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.671,16TL üzerinden devamına, Alacağın %20 si olan 5.734,23 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; kararın usul yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yeterli inceleme yapılmadığını, bilirkişi raporuna yaptıkları itirazın dikkate alınmadığını ileri sürmüştür. Dava; sözleşmenin erken feshi nedeniyle talep edilen cezai şart alacağına dair yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından;; taraflar arasında 01.02.2017 tarihinde (tedarik başlangıç tarihi 0l.03.2017) … ve … abone numaraları üzerinden elektrik enerjisi satın alındığı, sözleşmenin 7.1. maddesinde herhangi bir taraf sözleşmenin süresinin dolmasından en az üç ay önceden sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirimini noter kanalı ile yapılması, aksi halde sözleşmenin 1 yıl daha uzayacağının kabul edildiği, “sözleşme tarihinden önce sözleşmenin abone tarafından fesih edilmesi halinde abone son altı ay içerisinde ödemekle yükümlü olduğu en yüksek iki ayın fatura toplamı kadar cezai şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder.” düzenlemesinin yer aldığı, davacı şirketinn, sözleşmenin 4.3. ve 7.2. Maddeleri gereğince sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği, sözleşmeyi tek taraflı feshetmesinin sözleşme hükümlerine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre sözleşme hükümlerinin değerlendirilmesinde; sözleşmenin 7.1. maddesinde; “Sözleşmede anılan hallerin dışında sözleşme, süresi içerisinde abone tarafından feshedilemez. Sözleşme imzalanmasının ardından tedarikçi tarafından herhangi bir. dönem faturası çıkıp çıkmadığına bakılmaksızın abone tarafından sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan herhangi bir tarihte fesih edilmesi, veya başka bir tedarikçi tarafından talep edilmesi halinde abone en yüksek döneme ait fatura toplamının iki katı kadar ceza-i şartı tedarikçiye ödemeye kabul eder.” hükmü yer almıştır. Bu hüküm doğrultusunda , ceza-i şart tahakkuk ettirilebilmesi için sözleşmeyi davalının feshetmesi gerekmektedir.Somut olayda sözleşmeyi davacı şirket feshetmiştir. Bu nedenle, davacı şirket tahakkuk ettirdiği ceza-i şart bedelini sözleşmenin 7.1. Maddesi kapsamında talep edemez. Faturalar süresinde ödenmedi diye mevcut sözleşme kapsamında davacı şirket, davalıdan ceza-i şart bedeli talep edemeyecek ancak sözleşmeyi feshedebilecek, portföyünden çıkarabilecektir. O halde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2. madde gereği kaldırılarak “Davalının davasının reddine” dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın reddine, 2-Alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafından yatırılan 349,00 TL peşin harcın mahsubu ile fazla yatırılan 268,30 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3- Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden, A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımın kararın kesinleşmesi halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, İstinaf İncelemesi İle İlgili Olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 23,63 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/03/2022