Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1653 E. 2022/662 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1653
KARAR NO: 2022/662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2021
NUMARASI: 2020/201 E – 2021/326 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin elektrik tedarik şirketi olduğunu,taraflar arasında 29/03/2019 sözleşme tarihli, 01/05/2019 tedarik başlangıç tarihli olmak üzere 24 aylık Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresi içerisindeyken davalı şirket tarafından süresinden önce haksız bir şekilde Zeyinburnu … Noterliği’nin 16/07/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini, buna karşılık davacı şirket tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 09/08/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafça yapılan feshin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirkete sözleşmede belirlenen hükümler çerçevesinde cezai şart bedeline ilişkin fatura keşide edildiğini, anılan faturanın davalı şirketin davacı şirket uhdesinde bulunan teminat bedeli olan 20.000,00.-TL düşüldükten sonra bakiye 54.921,84 TL’nin ödenmemesi sebebiyle İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, 54.921,84 TL’nin %12 değeri hesaplanarak 8.990,62 TL’nin icra cezai şart bedeli olarak takibe eklendiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz ettiğini, alacağının likit olduğunu beyanla, itirazın iptaline ve takibin devamına, %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Ticaret Mahkemesinde değil de Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca davacı şirketin davalıya daha önceki elektrik sağlayıcılarından daha ucuza enerji hizmeti sağlayacağı konusunda anlaştıklarını, davalıya daha ucuz elektrik vaadi verildiğini ancak daha sonra kendisine ağır faturalar gönderildiğini, davacı tarafça davalının yüz yüze görüşme taleplerine de olumlu cevap verilmediğini, davacı tarafın önceki faturalardan daha ucuz fatura sağlama sözü verdiğinden, gelen faturanın da eski faturalardan daha ağır olduğundan, yeni sözleşme kurmadaki amacın daha ucuza elektrik dolayısıyla daha uygun fatura amaçlı olduğundan davalının da eski fatura kadar olan kısmı ödediğini, davacıdan saklanmış, haksız kazanç sağlamaya dönük olan Yekdem bedeli denen kısmın ödenmediğini, gelen faturaların sözleşmeye ve ifasının gerçek iradeye aykırı olmasından dolayı davalı tarafından sözleşmenin feshedildiğini, feshin Noter vasıtasıyla davacı tarafa ulaştırıldığını buna rağmen uzun zaman davalının sistemden düşürülmediğini, davalının çok geç başka sözleşme kurmasına sebebiyet verildiğini, mağduriyetinin artırıldığını, iradesi olmadığı halde zoraki olarak davacı tarafla çalışmak zorunda bırakıldığını, sözleşmeye aykırı bir şekilde gelen faturaya haksız bir şekilde icra cezai şart uygulanmasının söz konusu olmadığını, tüm bunların haksız ve hukuka aykırı talepler olduğunu, sözleşmenin geçersiz olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile; cezai şartın da geçersiz olduğunu, talep edilen icra inkar tazminatının da haksız olduğunu, %60,0 faiz oranının da fahiş ve haksız kazanca dönük olduğunu beyanla ederek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere davacı yan aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkın fatura bedelinin tahsiline yönelik 54.921,84 TL asıl alacak,8.990,62 TL icra cezai şart,1.281,51 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 65.193,97 TL.nın tahsiline yönelik yapılan ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda taraflar arasında 01.05.2019 tedarik başlangıç tarihli; tedarik başlangıç tarihinden 24 ay sonra bitiş tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, davalı şirketin faturaların yüksek tahakkuk ettirilmesi ve yekdem bedelinin ilave edilmesi nedeniyle davacı ile olan taahhüdünü fesih bildirim ihtarnamesi ile sonlandırmış olduğu, ihtarname öncesindeki faturalar incelendiğinde davacı tedarikçi şirketçe abonelik sözleşmesi ile belirlenen % 13 oranındaki sabit indirimin davalı şirket faturalarına yansıtılmış olduğu, YEKDEM bedelinin sözleşmenin 5.maddesi içeriğinde davalı şirketten talep edilebileceğinin kararlaştırıldığı, ihtarname öncesinde faturaların artmasındaki asıl sebebin davalı şirketin aylık elektrik tüketimindeki artış olduğu, davalı tarafça taahhüt süresi dolmadan ( 24 aylık taahhüdün 4.ayında) aboneliğin fesh edilerek davacı portföyünden çıkıldığı, davacının, sözleşmenin 7.1. Maddesi gereği 04.09.2019 tarihli fatura tutarı 37.460,91 TL x2 =74.921,84-TL tutarındaki sözleşme ceza tutarını talep edebileceği, faturanın ödenmemiş bedeli üzerinden takip başlatıldığından davacının 54.921,84 TL asıl alacak bedeli talep edebileceği, yine sözleşmenin 4.2.maddesi gereği borçtan dolayı cezai şart ve gecikme zammı taleplerinin yerinde olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan sözleşme hükümleri doğrultusunda 54.921,84 TL asıl alacak, 8.990,62 Tl icra cezai şart, 1.281,51 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 65.193,97-TL alacağı olduğunun hesaplandığı,davalının borçlu olmadığına veya borcu ödediğine dair dava değeri de gözetilerek HMK 200/1 maddesi gereğince aynı kuvvet ve mahiyette herhangi bir belge ve delil de sunmadığı,alacağın likit olduğu gerekçesiyle; “1-Davanın kabulü ile; davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takibine yapılan itirazın İPTALİ ile takibin takipteki diğer koşullarla devamına, 2-Davalının %20 oranında (13.038,80.-TL) icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; davada genel işlem koşullarının değerlendirilmediği,davacının MK 2.maddedeki dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, mahkemece çözümlenecek konuda bilirkişi raporu alındığını,delillerin değerlendirilmediğini,emsal kararlara itibar edilmediğini,takip alacağına yıllık %60 oranında faiz işletilmesi kanunun emredici hükümlerine, ahlaka ve kamu düzenine aykırı,ayrıca sözleşme serbestisi sınırlarını aştığını, yapılan fesih bildirimine rağmen davacının sözleşmeyi bir süre daha devam ettirdiğini,sözleşmede belirlenen icra ceza şartının ,mahkemece hükmedilen icra inkar tazminatı da hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, sözleşmenin haksız feshi iddiasıyla fatura edilen cezai şart bedelinin güvence bedelinden mahsubu sonrası ödenmeyen bakiye tutarın tahsiline yönelik yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatına yöneliktir. Hükme dayanak bilirkişi raporunda , taraflar arasında imzalanan 01/05/2019 tedarik başlangıç tarihli, tedarik başlangıç tarihinden 24 ay sonra bitiş tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin davalı şirketin faturaların yüksek tahakkuk ettirilmesi ve yekdem bedelinin ilave edilmesi gerekçesiyle ihtarname ile feshedildiği, taahhüt bitiş süresinden önce portföyden çıkışın … kayıtları belirlendiği, ihtarname öncesindeki davacı tarafça abonelik sözleşmesi ile belirlenen %13 oranındaki sabit indirimin davalı şirket faturalarına yansıtıldığının tespit edildiği gibi, iddiaya konu YEKDEM bedelinin sözleşmenin 5.maddesinde davalıdan talep edilebileceğinin belirtildiği, ihtarname öncesinde faturaların artmasındaki asıl sebebin davalı şirketi aylık elektrik tüketimindeki artıştan kaynaklandığı, (30275 kwh – 43227 kwh -44137 kwh) davalı tarafça taahhüt süresi dolmadan (24 aylık taahhüdün 4. ayında) aboneliğin fesh edilerek davacı portföyünden çıkıldığı, sözleşme madde 7.1 “…Abone tarafından sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan herhangi bir tarihte fesih edilmesi… halinde son I2 (on iki) dönem faturalarının en yüksek faturasının 2 (iki) katı kadar cezai şartı Tedarikçi ‘ye ödemeyi kabul eder” hükmü gereği 04/09/2019 tarihli fatura tutarı 37.460,91 TL x 2 = 74.921,84 TLlık sözleşme ceza tutarı hesaplandığı , faturanın ödenmemiş bedeli üzerinden takip başlatıldığından davacı tarafın 54.921,84 TL asıl alacak bedel talebi olduğu, taraflar arasında imza edilen sözleşme madde 4.2 gereği “borçtan dolayı icra takibine sebebiyet verilmesi nedeniyle yüzde on ikisi hukuki icra ceza bedeli”, fatura tutarının belirtilen beş iş günü içinde ödenmemesi sebebiyle %5 gecikme zammı” davacı taleplerinin de yerinde olduğu, sözleşme hükümleri doğrultusunda, 54.921,84 TL (asıl alacak) + 8990,62.-TL (icra cezai şart) + 1281,51 TL (gecikme zammı) = 65.193,97 TL davacının alacaklı olduğu hesaplanmıştır. Bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğundan yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkısı olmayacaktır. Davalı sözleşmedeki vaad edilen indirimin uygulanmadığını ayrıca yekdem bedelinin de talebinin usul süz olduğunu ileri sürerek sözleşmeyi süresinden önce feshetmiştir.Davalı iddialarının yerinde olmadığı, davalıya sözleşmedeki indirim oranlarının uygulandığı,ayrıca yekdem bedelinin de sözleşmede davalıdan alınacağının belirtildiği gözetilerek ,davalının sözleşmeyi süresinden önce haksız olarak feshettiği açığa çıkmıştır. Genel işlem koşulu ile ilgili olarak; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal kararlarında vurgulandığı üzere; bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu anlamda sözleşmenin tipi, türü ve niteliği önem taşımaz. Bir sözleşmedeki genel işlem koşulunun niteliğinin, objektif unsurlara göre belirlen- mesi gerekmekte olup, bu hususta tarafların icra ettikleri meslekleri ve sıfatları, tacir veya tüketici olup olmadıkları önem taşımaz. Hangi tür sözleşme hükümlerinin dürüstlük kuralına aykırı ve diğer tarafın şartlarını ağırlaştırıcı nitelikte olduğu hususu Kanunda düzenlenmemiş olup, mahkemece her somut olayda bu durumun tartışılması ve değerlendirilmesi gerekir. İçerik denetimi aşamasında, sözleşme hükmünün dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve karşı tarafın şartlarını ağırlaştırdığının tespiti halinde, genel işlem koşulu niteliğindeki bu hükmün, yürürlük denetiminden farklı olarak, Kanunun emredici hükmüne açık aykırılık sebebiyle kesin hükümsüz sayılması gerekir. Buna göre ,davaya dayanak sözleşmede genel işlem şartlarına aykırılık tespit edilmemiştir.Diğer yandan dosya içeriğinde, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğine dair bilgi ve belge bulunmamaktadır. Ayrıca ceza bedeli sözleşme ile açıkca belirlendiğinden alacak likit kabul edilmelidir.İcra inkar tazminatı koşulları oluşmuştur. Bu nedenle davacı taraf, cezai şart ve sözleşme ile belirlenen ferileri talep edebilecektir. Bu itibarla lk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 4.453,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.113,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.340,15 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/03/2022