Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1638 E. 2022/1291 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1638
KARAR NO: 2022/1291
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/04/2021
NUMARASI: 2015/647 E – 2021/318 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin, …/ … gibi adlar altında, süt ve süt ürünlerinin satışı alanında faaliyet gösterdiğini, Şirket çalışanlarının kullandığı pek çok mobil hattan daha uygun bir bedelle yararlan- mak için ….’den teklif aldığını, … A.Ş.’nin ana şirketine bağlı olan davalı … Ltd. Şti. tarafından “tüm mobil hatların toplamı için verilen her türlü haberleşme hizmet bedelinin aylık 2.400,00 TL olarak sabitleneceği, bunun üzerinde bir bedelin ödenmeyeceği” hususunda sözlü olarak vaatte bulunulması üzerine müvekkilinin 65 adet şirket hattını dava dışı … A.Ş. den davalı … A.Ş.’ne taşıdığını, Fakat davalıların sözleşmeye aykırı olarak müvekkilinden 13 adet … marka … model cihazı bedeli talep ettiklerini ve faturalara ” Tahsilatına Aracılık Edilen Hizmetler” adı altında aylık 1.500,00 TL yansıtmaya başladıklarını, Müvekkilinin şirket hatlarının kapanmaması amacıyla 2 adet faturayı ödemek zorunda kaldığını, Ancak davacının davalı şirketlerden yazılı veya sözlü bir talebi olmadığını, usulsüz olarak adreslerine gönderilen cihazları 26/02/2015 tarihli, … Seri, … sıra numaralı iade faturası tanzim ederek davalı … Ltd. Şti. çalışanı …’ya teslim ettiğini, bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, Bu faturalama işleminin taraflar arasındaki anlaşmaya uggun yapılması ve haksız olarak tahsil edilen bedellerin iadesi talebiyle davalılara Kartal … Noterliği’nden 30/04/2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarname üzerine davalı … şirketinin “iade edilen cihaz bedeli ” olarak 27.000,00 TL ödediğini, ancak ihtarnamenin içeriğindeki taleplere olumlu cevap verilmediğini, müvekkili şirket yetkilisinin hesabına davalı … şirketi tara fından yatırılan 27.000,00 TL ‘nin esasen cihaz bedeli değil, müvekkilinin eski sözleşmeli ile bağlı olduğu GSM şirketi olan … A.Ş’nin sözleşmeden dönmesi nedeniyle ödeyeceği 27.000,00 TL cayma bedeli olduğunu ve bu bedelin … şirketi tarafından karşılanması gerektiğini beyanla, Müvekkilinin cihaz bedeli veya başka adlarla tahsil edilmeye çalışılacak herhangi bir alacak nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, müvekkili firma tarafından her bir cihaz için 3.000,00 TL olmak üzere- ödenen toplam 13 adet cihaz için 39.000,00 TL bedelin ödeme tarih- lerinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile beraber davalı ….’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmitşir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin … A.Ş.’nin kurumsal bayisi olduğunu, davalı … tarafından hazırlanmış olan tip sözleşmelerin müşteriler tarafından imzalanmasına aracılık etmekten ve bayi sıfatıyla imza etmekten başka bir sıfatının söz konusu olmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, Bu sözleşmelerin davacı şirket tarafından hiçbir şart sürülmeden imzalandığını, sözleşmelerdeki şartlar haricinde müvekkili tarafından, davacı şirkete bir taahhütte bulunulmadığını, Davacının kabul ederek imzaladığı tarife şartlarına uyduğu takdirde aylık kullanım fatura bedelinin 2.400,00 TL olacağını bildiğini, bu tutarın tarife ile düzenlenmiş miktar olduğunu, tarife düzenlemesi veya değiştirilmesinin … A.Ş. elinde olduğunu, müvekkili şirketin bu konuda bir yetkisinin söz konusu olmadığını, Davacının imzaladığı taahhüt ve kabul beyanıyla, her ay davacı faturalarına yansıtılacak taksitlerle, davacının 13 adet … marka ve model cep telefonu aldığını, buna ilişkin belgelerin davacı şirket yetkilileri tarafından imzalandığını, Davacının “sözlü olarak bahsedilmedi ” ifadesinin kötü niyetli bir ifade olduğunu, Davacının talebiyle 13 adet … marka ve model cep telefonu bedeli olan 27.000,00 TL’nin müvekkili şirket yetkilisi …’nin … numaralı hesabından- EFT ile- …’nın … Iban nolu hesabına 02/03/2015 tarihinde nakden ve peşin olarak yatırıldığını, cihazların geri alındığını, ancak bu işlemin sadece davacının 13 adet telefonu kullanmayacak olması ve paraya çevirme talebi üzerine yapıldığını, Davacının 13 adet telefonla ilgili olarak … A.Ş.’ye karşı olan taahhüdü devam ettiğinden aylık taahhüt bedeline ilişkin işbu davadaki talep ve iddialarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, Faturalardaki “Aracılık Edilen Hizmet Bedelleri” başlığı altındaki miktarda, davacının işbu taahhüdü nedeniyle diğer davalıya ödemesi gereken bedeller olduğunu, davacının yapılan ödemeyi kabul ve ikrar etmesine rağmen bu ödemenin cayma bedeli olduğunu iddia ettiğini, bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, zira müvekkili şirket ile davacı şirket arasında cayma bedelinin müvekkili şirket tarafından ödeneceğine dair bir anlaşmanın olmadığını, Ayrıca yapılan ödemeye ilişkin açıklamada, 27.000,00 TL’nin 13 adet telefon bedeli olarak gönderildiğinin yazılı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalı …. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin dava dilekçesinde, hatlarının müvekkili şirkete taşınması karşılığında diğer operatör cayma bedelinin 27.000,00 TL olarak, diğer davalı tarafından hesabına yatırıldığının iddia ettiğini, ancak davacı ile müvekkili şirket arasında operatör cayma bedelinin müvekkili şirket tarafından karşılanacağına ilişkin herhangi bir anlaşma bulunmadığını, Davacı hesabına yatırılan tutarın, davacının kampanya kapsamında satın aldığı cihaz- ların, diğer davalı tarafından geri alınması karşılığında davacıya ödenen cihaz ücretleri olduğunu, Davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, Davacının 24/02/2015 tarihinde, müvekkili şirket tarafından başlatılan … (…) kampanyası kapsamında taahhütname imzaladığını ve 13 adet GSM hattına ilişkin … marka … model cihazı satın alarak kampanyadan yararlandığını, kampanya uyarınca satın aldığı cihazların diğer davalı tarafından 27/02/2015 tarihinde davacıya teslim edildiğini, Davacının anılan kampanya taahhütnamesine göre; “…3-İşbu kampanya kapsamında seçmiş olduğum kampanya seçeneği doğrultusunda tarafıma tahsis edilen cihaza ilişkin bedelin yetkili … satış kanalınca veya … A.Ş. tarafından …’a temlik edildiğini/ temlik edileceğini, … satış kanalı veya … A.Ş. tarafından işbu bedelin tahsilatına aracılık edilen hizmetler adı altından tarafıma kesilecek faturalara yansıtı- lacağını bildiğimi ve bu tutarları ödeyeceğini.. ” kabul ve taahhüt ettiğini, bu hüküm uyarınca davacıya cihaz bedellerine ilişkin faturaların tahakkuk ettirildiğini, Davacının gerek sözleşme, gerekse taahhütnamesi uyarınca müvekkili şirkete cihaz bedellerini ödeme yükümlülüğünün bulunduğunu beyanla davanın reddin isavunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davacının davasının REDDİNE” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Davalı …. ana şirketine bağlı olan bayi diğer davalı … Ltd. Şti. tarafından, tüm mobil hatların toplamı için verilen her türlü haberleşme hizmet bedelinin aylık 2.400,00 TL olarak sabitleneceği, bunun üzerinde bir bedelin ödenmeyeceği hususunun vaat edildiğini, Bunun üzerine müvekkil şirketin dava dışı … A.Ş.’den, davalılardan ….‘ye numara taşıma işlemi ile yaklaşık 65 adet şirket hattını taşıdığını, Fakat davalıların sözleşmeye aykırı davranarak, hiçbir surette sözlü olarak müvekkile bahsetmedikleri şekilde 13 adet … marka … model cihazı müvekkili adına faturalandırdıklarını, bu cihazların bedelinin faturalara, “Tahsilâtına Aracılık Edilen Hizmetler” adı altında aylık 1.500,00 TL olarak yansıtıldığını, Müvekkilinin şirket hatlarının kapanmaması amacıyla iki adet faturayı zorunlu olarak ödediğini, Ancak cihaz talebi olmadığından söz konusu cep telefonlarını 26/02/2015 tarihli, .. seri, … sıra numaralı fatura ile … Ltd. Şti. çalışanı …’a teslim ettiğini, Davalı … şirketinin cihaz bedeli olduğundan sahisle müvekkil firma yetkilisine 27.000,00 TL’yi nakden ve peşin olarak ödediğini,ancak söz konusu 27.000,00 TL’nin dava dışı operatör … ile müvekkili arasındaki sözleşmenin süresinden önce sona erdirilmesi sebebiyle, dava dışı operatör tarafından “cayma bedeli” olarak müvekkile yansıtılacak olan bedel olduğunu, müvekkilinin …’den …’a geçmesi halinde … tarafından yansıtılacak cayma bedelinin ödenmesi hususunda davalıların taahhütte bulunduğunu, Davalı bayinin söz konusu bedelin neden müvekkil şirket hesabına değil de müvekkil şirket yetkilisinin hesabına gönderildiği hususu açıklayamadığını, zira söz konusu cihazların, müvekkil şirket tarafından iade faturası tanzim edilerek davalı firmaya iade edildiğini, İlk Derece Mahkemesi’nce müvekkil şirketin 24/02/2015 tarihli sözleşme ile bağlı olduğu, cihaz bedellerini borçlu olmadığına ve ödenmiş olan taksitlerin iadesinin gerektiğine yönelik iddiasını ispatlayamadığı belirtilmiş ise de, müvekkil şirket yetkilisi ile imzalanan abonelik sözleşmesinin bir nüshası müvekkil şirkete dahi teslim edilmeyen, önüne matbu olarak sunulan ve önceden, tek başına davalının hazırlayarak müvekkiline sunduğu, davalının cevap dilekçesinde de belirttiği üzere “tip” sözleşme olduğunu,BK’nun genel işlem koşulu ile ilgili hükümlerine aykırılık içerdiğinden müvekkilinin belirtilen sözleşme hükmü ile yükümlü tutulamayacağını beyanla kararın kaldırıl- masını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, GSM abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 1. maddesinde kanunun amacı; “Elektronik haberleşme sektöründe, düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici hakla- rının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanıl- ması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir. ” şeklinde açıklanmıştır. “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin(a) bendinde “Abone”nin “Bir işletmeci ile elektronik haberleşme hizmetinin sunumuna yönelik olarak yapılan bir sözleşmeye taraf olan gerçek ya da tüzel kişiyi”, (b) bendinde “Abonelik Sözleşmesi”nin “İşletmeci ile abone arasında ak- dedilen ve işletmecinin bir bedel karşılığında dönemsel ya da sürekli olarak bir hizmeti yerine getirmeyi veya mal teminini üstlendiği ya da her ikisini birden kapsayan sözleşmeyi” ifade edeceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 47, 48, 49.maddelerinde ise; Kurumun “Eşit Hizmet Alabilme Hakkı”, “Tüketicinin Ve Son Kullanıcının Korunması”, “Şeffaflığın Sağlanması Ve Bilgilendirme” konusunda gerekli usul ve esasları belirleyeceği; son kullanıcı ve tüketicilerin azami faydayı elde edebilmeleri ve hizmetlerin şeffaflık ilkesine uygun olarak sunulabilmesi için hizmet seçenekleri, hizmet kalitesi, tarifeler ile tarife paketlerinin yayımlanmasına ve benzer hususlarda abonelerin bilgilendirilmesine yönelik olarak işletmecilere yükümlülükler getirebileceği; işletmecilerin de, özellikle hizmetler arasında seçim yapılırken ve abonelik sözleşmesi imzalanırken tüketicilerin karar vermelerinde etkili olabilecek hususlar ile dürüstlük kuralı gereğince bilgilendirilmelerinin gerekli olduğu her durumda talep olmaksızın tüketicileri bilgilendireceği; 50. maddesinde de “Abonelik Sözleşmeleri” ile Kurum’un bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirleyeceği düzenleme altına alınmıştır. Yargıtay 3 . Hukuk Dairesi’nin 2015/6165 E., 2016/5867 K. Nolu ilamında da belirtildiği üzere; genel olarak kişiler, özel hukuk alanında diğer kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak şartıyla diledikleri gibi düzenlerler, diledikleri konuda diledikleri kişiler ile sözleşme yapabilirler. Bu olanak, Borçlar Kanunu’nu ve Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen sözleşme özgürlüğü (akit serbestliği) ilkesinin bir sonucudur ve bu hak irade özerkliği (sözleşme hürriyeti) prensibi ile Anayasa (m.48) tarafından teminat altına alınmıştır. Bu sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kişiler kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tiplerinden ayrı karma veya nev’i şahsına münhasır (kendine özgü) sözleşmeler yapmak ve bunların koşullarını diledikleri gibi tespit etmek, buyurucu ve yasak koyan kurallara, ahlâk ve âdaba aykırı olmamak şartıyla Kanun tarafından düzenlenmiş olan sözleşme tipini değiştirmek ve konusunu yasal sınırlar içinde tayin etmek hakkına haizdirler. Dolayısıyla bu özgürlük, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmeyi ortadan kaldırma ve nihayet sözleşmenin tabi olacağı şekli belirlemeyi de kapsar. Bu bilgiler ışığında somut olay ele alındığında; Taraflar arasında 24/02/2015 tarihinde “… (…) Taahhütnamesi”adı altında 24 aylık bir sözleşme yapıldığı, Bu taahhütname incelendiğinde davacının, “1-Kampanya kapsamında, … Satış Kanallarınca tarafıma kampanya duyurularında ve Ek-1 de belirtilen … faturalı ses tarifesini ve bu tarifeye denk gelen cihaz taksit bedelli seçenek ile tarafıma önerilen ve Ek-1 de belirtilen … marka … adet 16 GB model cihazı kendi seçimim doğrultusunda belirlediğimi ve yukarıda belirtilen hattımı işbu taahhütnameyi imzaladığım tarihten itibaren en az 24 ay süresince kullanacağımı, 2-İşbu taahhütnameyi imzaladığım tarih itibariyle kampanyaya katıldığım hattımı 24 ay boyunca kampanya kapsamında kullanmayı taahhüt ettiğim yukarıda belirtilen tarifeyle kullanacağımı ve fatura- larımı düzenli olarak ödeyeceğimi, 3-İşbu kampanya kapsamında seçmiş olduğum kampanya şeçeneği doğrultusunda tarafıma tahsis edilen cihaza ilişkin bedelin yetkili … satış kanalınca veya … A.Ş. tarafından …’a temlik edildiğini/edileceğini, … satış kanalı veya … A.Ş. tarafından işbu bedelin tahsilatına aracılık edilen hizmetler adı altında tarafıma kesilecek faturalara yansıtılacağını bildiğimi ve bu tutarları ödeyeceğimi, 4-Taahhütnameyi imzaladığım tarih itibari ile işbu kampanyaya dahil olacağımı ve seçmiş olduğum kampanya seçeneği tutarının hesaplanmasında ilk ay için, taahhütnameyi imzaladığım tarih itibari takiben ilk fatura dönemime kadar olan sürenin göz önünde bulundurulacağını ve aylık tarife ücretinin bu süreye oranlanarak hesaplanacağını ve fatura edileceğini, ancak seçmiş olduğum kampanaya seçeneği kapsamında aylık cihaza taksit bedelinin her bir fatura dönemlerinde ise faturalarıma aylık tarife ücretimin ve cihaza taksit bedelinin tamamının aynen yansıtılacağını, bununla beraber taahhütnameyi imzalayarak kampanyaya dahil olduğum tarihte kampanya kapsamındaki hattıma hali hazırda tanımlı tarife dışında kampanya kapsamındaki tarife paketlerinden birine anlık geçiş yapmayı talep etmem durumunda, geçiş yapılan tarifenin oranlanarak hesaplanacak aylık tarife ücretine ek olarak mevcut tanımlı tarife paketinin ücretini de ödemem gerektiğini, 5-Kampanya duyurularında belirtilen koşulları sağlamam halinde kampanya seçeneği karşılığı aylık tutarı aylık ve peşin olarak … tarafından gönderilecek faturalar uyarınca ödeyebileceğimi veya aylık tarife ücretim hariç olmak üzere sadece cihaz taksit bedelini kredi kartı ile ödeyebileceğimi …” şeklinde taahhütte bulunduğu anlaşılmıştır. Taahhütname “Sözleşme Hürriyeti” kapsamında düzenlenmiş olup genel işlem koşulu içerdiğine dair iddia yerinde görülmemiştir. Taraflar arasında düzenlenen … (…) Taahhütnamesi’nde davacı …’nin 24 aylık taahhüdü nedeniyle taahhütname ekinde İMEİ numaraları belirtilen 13 adet Iphone 6 16 GB telefonu teslim aldığı ,cihaz taksit bedellerinin 24 ay x 125,00 TL olarak belirlendiği görülmüştür. Taahhüt kapsamında davacıya verilen telefonların IMEI numaraları; …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … şeklindedir. Dosya içeriğinde, davacının önceki operatörü olan … ile sözleşmesinin erken feshi nedeniyle ödemek zorunda olduğu cayma bedelinin davalı …. tarafından karşılanacağına dair düzenlenmiş sözleşme ya da taahhütname maddesi bulunmadığı gibi davalıların ikrarı da yoktur. Davalılardan … tarafından davacıya gönderilen 27.000,00 TL ‘ye ilişkin 02/03/ 2015 tarihli işlem dekontu ise “…” açıklamasını içermektedir. Bu açıklama davacının “cayma bedelinin ödendiği” şeklindeki iddiasını doğrulamamakta, aksine 13 adet cihazın davacının talebi üzerine geri alındığı ve bedelinin davacıya ödendiği hususunu işaret etmektedir. Cihazların davalı …’a verilip karşılığında para ödenmesi işlemi ile birlikte mevcut sözleşme ve taahhüt şartlarının değiştirildiği yada sözleşmenin sonlandırıldığı yönünde yasal delil sunulmamıştır. Davalı tarafça tahakkuk edilen faturaya itirazen davacı tarafça keşide ve tebliğ olunan ihtarnamede sözleşmeden dönme, fesih vs yönünde bir irade beyanı yer almamaktadır. Buna göre davacının ödeme yükümlülüğü devam etmektedir. Diğer yandan davacının aylık faturalarının 2.400,00 TL olarak sabitleneceği hususunda bir taahhüdün varlığı da ispatlanamamıştır. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarına göre, davalı … tarafından düzenlenen faturaların taraflar arasındaki sözleşme ve taahhüde uygun olduğunun tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL harcın, alınan 666,03 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 585,33‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/04/2022