Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1635 E. 2022/743 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1635
KARAR NO: 2022/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2020
NUMARASI: 2019/749 E – 2020/52 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketle … tesisat nolu elektrik tesisatının kullanımı için 18/09/2006 elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalayarak … Mah. … Sk. … İş Merkezi No:… Bayramaşa adresindeki işyerinde elektrik kullanmaya başladığını, davalının fatura bedellerini ödemediğini ve tesisattan kaçak elektrik kullandığını, bu nedenle Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyasıyla takibe başladıklarını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin hakkında ayrı ayrı davalar açtığını, aynı alacak için … Hukuk Bürosu ve … Hukuk Bürusonda dosyasının olduğunu, İstanbul Ticaret Mahkemesinde hakkında dava açıldığını, davacı şirketle anlaşması veya sözleşmesi olmadığını, dilekçede bildirilen adresle alakası olmadığını, kaçak elektrik tutanaklarında imzasının olmadığını, elektrik sayacının dükkanın içinde olduğunu, kapalı iken dükkana giremeyeceklerini, açık iken de tutanağı kendisinden başkasının imzalayamayacağını, 15 senedir Kayseri’de yaşadığını, davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, 2006 senesinden 12 yıl geçtiğini, zamanaşamına uğradığını, imzaları kabul etmediğini bildirmiştir. BAKIRKÖY 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 10/09/2019 2018/504 E-2019/388K sayılı kararıyla ” Davalı 2.sınıf gerçek kişi tacir olup, davacı da … AŞ.dir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık tacirler arasında ve her ikisinin ticari işletmesiyle ilgilidir. TTK.4/1.md.sine göre de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarına bakmaya asliye ticaret mahkemeleri görevlidir” gerekçesiyle 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK.115/2 maddesi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeni ile DAVANIN USULDEN REDDİNE 2- Görevsizlik kararı taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurularak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK.20/1 maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına 3-Kararın kesinleşmesi ve süresinde talep halinde dosyanın GÖREVLİ BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın gönderildiği BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 24/01/2020 tarih ve 2019/749 Esas- 2020/52 Karar sayılı kararıyla ” dosya kapsamında yer alan belgeler incelendiğinde dava konusu yerin CD satış işi ile ilgili olarak açıldığı, faaliyette bulunulan kısa süre içerisinde herhangi bir vergi beyannamesi verilmediği, bu nedenle VUK’nın 177.maddesinde belirlenen esaslara göre faaliyetin esnaf faaliyetini aşmadığı vergi dairesi yazısı cevabında anlaşılmıştır. Bu tür yerler niteliği itibariyle ekonomik faaliyetini ve çalışmasını daha ziyade bedeni çalışmasına dayandırması ve gelir miktarı, işletmenin ticaret sicilde kayıtlı olmaması ve Vergi Dairesi cevabına göre tacir olmaması, nedeniyle 2. Sınıf tacir yani esnaf faaliyeti kapsamında kabul edilmiştir. Bu durumda, mahkememizce davanınTTK.’nın 4. Maddesi kapsamında ticari dava olmadığı, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin olduğu anlaşılmış, davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun belirlenmesine, Asliye Hukuk Mahkemesince daha önce görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin ilgili Hukuk Dairesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle 1-TTK’nun 4/1, 5/1 ve 19/2 maddeleri ile HMK’nun 114/1-c, 115/1-2 maddeleri gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, 2-Görevli ve yetkili mahkemenin Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna, 3-Mahkememiz ile Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın İstinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev hususunun değerlendirilmesi (mercii tayini) için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince 09.07.2020 tarihli ek kararla “Mahkememizin 2019/749 Esas 2020/52 Karar sayılı kararı ile mahkememizin görevsizliğine, HMK 20. madde gereği kararın kesinleştiği tarihten 2 hafta içerisinde mahkememize başvuru yapıldığında dava dosyasının görevli Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine karar verilmiş ise de davacı vekili 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra davacı vekili tarafından dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesi için başvuruda bulunulmaması” gerekçeleriyle HMK 20. madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ek karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; ek kararın hatalı olduğunu, mahkemenin kendisi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ” olumsuz görev uyuşmazlığının” çözümü için kararın kesinleşmesini müteakip dosyanın ” uyuşmazlık mahkemesine gönderilmesine ” karar vermesi gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, kaçak tutanakları nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık ise her iki mahkeme tarafından görevsizlik kararı verilmesi ve her iki kararın kesinleşmesi suretiyle ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının sonucu ikinci mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilip verilemeyeceğine ilişkindir. Dosya kapsamından, her iki mahkemenin verdiği görevsizlik kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 22/2 maddesi uyarınca, göreve ilişkin mahkeme kararları kesinleştiği takdirde görevli mahkemenin bölge adliye mahkemesince belirleneceği amir hükmü nazara alındığında mahkemece dosyanın merci tayini için bölge adliye mahkemesine gönderilmesi gerekirken ek kararla yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla; davacının ek karara karşı istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince söz konusu ek karar kaldırılarak yeniden; Merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ek karara karşı istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince söz konusu ek karar kaldırılarak yeniden; Merci tayini için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere mahkemesine iadesine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 47,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/03/2022