Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1631 E. 2021/2332 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1631
KARAR NO: 2021/2332
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/09/2019
NUMARASI: 2017/277 E – 2019/982 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Ticaret AŞ’nin büyük ortağı … Aş tarafından bu şirketin hesaplarının Bağımsız Denetim Firması tarafından incelenmesinin talep edildiğini, Bağımsız Denetim Firması tarafından sunulan Özel İnceleme Raporlarından anlaşılacağı üzere şirketin muhasebesinden sorumlu Görevli … ve … tarafından şirket hesaplarının suistimal edilmesi suretiyle kendi menfaatlerine ve şirket zararına iş ve işlemler yapıldığının anlaşıldığını, özel inceleme raporu uyarınca müvekkili şirketle gerçekte herhangi bir ticari ilişkisi bulunmamasına rağmen …’ya 136.611,70 TL ödeme yapılmış olduğunun anlaşıldığını, bunun üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 18.01.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini ve herhangi bir mal ve hizmet alımı yapılmadığı halde davalının hesabına gönderilen 136.611,70 TL ‘nin kendi şirket hesabına iade edilmesinin istendiğini, talep edilen iadenin yapılmaması üzerine davalı şirket hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılarak 136.611,70 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davalı şirketin sebepsiz zenginleşmiş olduğunu beyanla itirazın iptaline davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin oto galericilik yapılan … Limited Şirketinin ortağı olduğunu, davacı çalışanları olduğunu sonradan öğrendikleri … ve …’ın araç almak istediklerini ve araç bedelinin bir kısmını peşin kalan kısmını vadeli olarak almak istediklerini bildirmeleri üzerine toplam 9 adet araç satışı yapıldığını, araçların noter satış sözleşmelerini şirketin şirket ortakları ya da araçların ruhsat sahipleri tarafından …, … ya da gösterdiği kişilere yapıldığını, … ve …’ın bakiye borçlarının ödeme zamanı müvekkiline ve diğer şirkete ortağı …’nin şahsi hesaplarına ödemeler gelmesi üzerine … ve …’a bu durum sorulduğunda bu paraların kendi maaş ve prim alacaklarına karşılık olarak davacı şirket tarafından gönderildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin bu durumda herhangi bir şüphe duymadığını, davacının çalışanlarının davcıya zarara uğrattığını, müvekkilinin bu olayla bir ilgisi bulunmadığı gibi bir kusurunun da bulunmadığını beyanla davanın zamanaşımı yönünden reddine, davacı taleplerinin tümünün ve davanın esastan reddine, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere haksız takip tazminatının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. 1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; alacağın likit olmasına rağmen icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın bu yönden düzeltilesi istenmiştir. 2-Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; olayda sebepsiz zenginleşmenin sözkonusu olmadığı,aksine müvekkilinin malvarlığının azaldığını, davacının olaya sebebiyet veren çalışanlarından ödemeler aldığını, ceza davasında davacı çalışanı …’ın bu yönde beyanlarının bulunduğu, davacı zararının karşılandığını beyan ettiği, mahkemece bu hususun dikkate alınmadığı, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, sebepsiz zenginleşme iddiası ile başlatılan takipte ,itirazın iptali talebine ilişkindir. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 136.611,70-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, süresinde itiraz ile takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı şirket hesaplarından davalı şirkete gönderilen havalelere ilişkin banka dekontlarına göre; davacı şirket tarafından davalı …’ya toplamda 136.618,00-TL havale yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece; dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı tarafça davalı ile aralarında herhangi bir mal ve hizmet alımı yapılmadığı halde davalı hesabına gönderilen ödemenin sebepsiz zenginleşme teşkı ettiğinden bahisle takip yapılmış olup, taraftar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı şirket hesaplarından davalıya yapılan ödemeler de belirli olup bu konuda da taraflar arsında uyuşmazlık bulunmamadığı, bu nedenle ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmasına gerek bulunmadığı gerekçesi ile bu yönden inceleme yaptırılmamasında,uyuşmazlık konusu olmayan bu hususlarda defter ve belge incelemesi yaptırılmasının dosyaya katkı sağlamayacağı değerlendirilmekle, davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalı tarafın diğer istinaf sebeplerinin incelenmesiye; sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı TBK’nun 77 ve devamı (mülga 818 sayılı BK’nun 61 vd) maddelerinde düzenlenmiş olup, madde hükmü uyarınca “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Buna göre; sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Bu yasal düzenleme ışığında somut olay değerlendirildiğinde , mahkemenin de karar gerekçesinde açıkladığı üzere, davacı şirket çalışanları olan dava dışı … ve … tarafından kendi adlarına alınan araçlara istinaden şirket hesaplarından ödemelerin yapıldığı, davacı şirket adına mal veya hizmet kabul etmeye yetkili olmayan …’e veya …’a bir kısım mal teslim edilmiş olmasının davacıyı borç altına sokmasının beklenemeyeceği, bu durumda davacı şirket hesabından, davalıya yapılan ödemelerin haklı bir sebebinin bulunmadığı dikkate alındığında, sebepsiz zenginleşen olarak davacıya karşı söz konusu sebepsiz zenginleşme tutarını ödemekle yükümlü olduğu anlaşılmakla,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup,takip tarihi itibarıyla borç ve alacak tesbit edileceğinden, davanın niteliği de dikkate alındığında,davacının olaya yol açan çalışanlarından tahsilat yapıp yapmadığı hususunun mahkemece incelenmesine gerek olmadığı anlaşılmakla, verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı tarafın istinaf talebinin incelenmesiyle, alacağın likit ve hesaplanabilir olmasına rağmen, davacının icra inkar tazminatı talebi hakkında aksi gerekçe ile red kararı verilmesi sebebiyle, istinaf konusu kararın bu yönden usul ve hukuka aykırı olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar bu yönden düzeltilip yeniden esas hakkında, aşağıda yazılı şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalı tarafın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesine göre reddine, B-Davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında; 1-Davanın kabulü ile , Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, 2- İtirazın iptal edilen miktarına göre %20 oranında icra inkar tazminatı olan 27.322,34 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Alınması gereken 9.311,95 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.649,93 TL’nin mahsup edilerek bakiye 7.682,02 TL ‘nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4- Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 1.681,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 155,95 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 13.678,94 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Davacıdan peşin alınan istinaf karar harcının, isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 35,25 TL İstinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı taraftan alınması gerekli 9.331,95 TL istinaf karar hacından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 6.998,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/09/2021