Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1612 E. 2022/1625 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1612
KARAR NO: 2022/1625
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2020
NUMARASI: 2018/320 E – 2020/658 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle ; davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında müvekkilinden teminat amaçlı alınan, kambiyo senedi vasfını haiz olmayan ve teminata konu borcun ödenmesi nedeniyle bedelsiz kalan senetlerle müvekkili hakkında haksız icra takibi başlatıldığını, esasında takibe konu senetlerin teminat senedi olup kambiyo senedi vasfını haiz olmadığını, müvekkilinin senetler karşılığında mal, hizmet ya da nakden bir ödeme almadığını, davacı ile davalı … ve … arasında … plaka sayılı … kat numaralı halk otobüsünün satın alınması ve işletilmesi konusunda ortaklık tesis edildiğini, söz konusu otobüsü alabilmek için müvekkili … tarafından … Bankası Fındıkzade Şubesinden 150.000-TL kredi çekildiğini, banka kredisi müvekkili tarafından ödenip, borç sona erdiğine göre müvekkili tarafından verilen teminat senetlerinin de bedelsiz kaldığını, kredi borcu ödendikten sonra 15/02/2011 tarihinde davalılarla yapılan protokolle müvekkili …’a ait 10 adet senedin bedelsiz/geçersiz kaldığı ve davacı müvekkili ile davalı ve dava dışı kişilerin bir birinden her hangi bir hak ve alacağı kalmadığının kararlaştırıldığını, ancak senetlerin müvekkiline iade edilmediğini, daha sonrasında ise aralarında ortaklığın sona erdiğini,hakkında yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine karşı öncelikle İstanbul 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/175 esas 2014/609 karar sayılı dosyası ile senetlerin teminat senedi olduğu ve bedelsiz kaldığı iddiası ile takibin iptali istemli dava açıldığını, dava kabul edilmiş ise de Yargıtay temyiz aşamasında “senetlerin teminat senedi olduğu iddiasının İİK 169/a maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile kanıtlanamadığı” gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulduğunu, dava sonuçlanıncaya kadar teminat karşılığında takibin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibin iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; söz konusu icra dosyasına ait borcun taraflarınca tahsil edildiğini, davacı, otobüs alabilmek için … Bankası Fındıkzade Şubesi’nden 150.000-TL kredi çektiğini, otobüsün işletilmesi ve kredi ödemeleri kendisi tarafından yapılacağından davalının isteği üzerine lehtarının davalı … olduğu her biri 3.216-TL bedelli 10 adet senet düzenlediğini iddia ettiğini, bu iddia çelişki içermekte olup hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı dosyaya yalnızca protokollerin suretlerini sunduğunu, protokol tarihlerinden uzunca bir süre geçtiğinden müvekkilice içerikleri hatırlanmadığını, ıslak imzalı hali sunulmadığından da taraflarınca imza incelemesi yapılamadığını, takibe konu senetlerin üzerinde teminat senedi olduklarına dair bir ibare bulunmadığını, davanın istirdat davası olarak görülmesine, davanın reddine, davacının %20 aşağı olmamak üzere haksız icra tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile dava istirdat davasına dönmekle 57.885,18-TL’nin 02/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ,şeklinde hüküm kurulmuştur. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; senede karşı tanık dinlenmesinin usule aykırı olduğu, yazılı delil başlangıcı bulunmadığı gibi, HMK’ya göre tanık dinlenmesini gerektiren istisnai bir durumun da sözkonusu olmadığı, dava dayanağı belgenin müvekkili tarafından imzalanmadığınan yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceğini, belgedeki imzanın müvekkiline değil tanık olarak dinlenen …’a ait olduğunu ve bu kişinin de ifadesinde imzanın kendisine ait olduğunu söylediğini,belge altındaki imza ile ilgili olarak imza incelemesi yaptırılması ve bilirkişi incelemesi talebinin rededildiğini,davacının beyanlarının çelişkili olduğunu,zira kredi çekilen bankaya teminat gösterilmesi gerekirken müvekkiline teminat senedi verilmesi şeklindeki beyanlarının çelişkili olduğu,takip konusu senetlerin teminat için verilmediğini,davacının takibin iptali için İstanbul 4. İcra Hukuk mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın protokol ile senetlerdeki miktarların farklı olduğu gerekçesiyle bozulduğunu, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit-istirdat talebine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında ,davalı tarafından davacı aleyhinde senetlere dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmıştır. Takip konusu senetler üzerinde ,teminat senedi olduğuna ilişkin bir kayıt ve ibare bulunmamaktadır. Mahkemece tanık dinlenmiş ve tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulmuş ise de HMK’nun “Delil başlangıcı” kenar başlıklı 202. maddesinde, “Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.” şeklinde düzeneme mevcuttur. Somut olayda; davacı tarafça dayanılan belgelerde davalı …’ın imzasının bulunmadığı, belgelerin altındaki imzaların tanık …’a ait olduğu anlaşılmıştır.Bu sebeple ,davalı tarafından düzenlenmiş bir belge olmadığından yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Taraflar arasında HMK 203.maddede düzenlenen ve tanık dinlenmesine cevap veren akrabalık ilişkisi de bulunmadığından ,davalı tarafın açık muvafakatı da bulunmadığından mahkemece tanık dinlenmesi usule aykırı olmuştur. Davacı davalı ile aralarında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğunu yazılı delille ispatlayamamıştır. Davacının dayandığı belgelerde ortak olarak … yer almaktadır.Davada tanık dinlenmesine gerektiren yazılı delil başlangıcı veya akrabalık durumu da mevcut bulunmamaktadır.Davacı açıkça “yemin” deliline dayanmamıştır. Mevcut delillere göre dava ispatlanamamış olup,davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olmakla,davalının istinaf talebinin kabulüne ve karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; “Davanın reddine” dair aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın reddine, 2-Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcının 616,50 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 535,80 TL’nin talebi halinde davacıya iadesine,(Mahkemenin 2018/320 esas ve 2020/658 karar sayılı ilamı ile hükmedilen bakiye 3.337,63 TL harcın tahsili yapılmış ise talep halinde iade işlemi hakkında ilk derece mahkemesince karar verilmesine ) 3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalının yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 8.325,07 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara i iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/05/2022