Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1596 E. 2022/745 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1596
KARAR NO: 2022/745
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2021
NUMARASI: 2021/227 E – 2021/293 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başlangıçta asliye hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; müvekkilinin … isimli gerçek şahıs , gerçek kişi işletmesinin sahibi ve yetkilisi olduğu bu hususta davalı … şirketi ile aralarında elektrik enerjisi satış sözleşmesinin akdedildiği , müvekkilinin esnaf odasına kayıtlı olduğu , görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu , elektrik sayacının takıldığı tarihten bir müddet sonra sayacının bozuk olduğunun ortaya çıktığı , Mayıs 2016- Ekim 2019 dönemleri arasında müvekkili tarafından fazla yapılan ödemeler bulunduğu ve bu tutarların müvekkile iadesinin gerektiği tüm bu nedenlerle belirsiz alacak davası olarak müvekkili tarafından ödenen fazla ödemelerin davalılardan tahsilini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır. karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A. Ş vekili tarafından ibraz olunan cevap dilekçesi ile özetle; Öncelikli olarak kendilerine husumet yöneltilemeyeceği, kendilerinin lisanslı elektrik dağıtım şirketi oldukları, davaya konu sayaçta sadece tarih ve saat hatasının gözlemlendiği bahsi geçen arızanın sayacın tüketim değerlerini etkileyebilecek bir husus olmadığı tüm bu nedenlerle haksız davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı … A. Ş vekili tarafından ibraz olunan cevap dilekçesi ile özetle; İş bu davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceği, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı, davacının alacak talebinin hukuki mesnetten yoksun olduğu, davacının faturalara yasal sürede herhangi bir itirazının bulunmadığından bahisle davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11.02.2021 tarih ve 2020/207 E-2021/90 K sayılı kararıyla, davacının ticaret siciline kayıtlı gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunduğu ve davalıların da tacir oldukları gerekçesiyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. Maddesi uyarınca görev nedeniyle davanın usulden reddine, 2 hafta içinde mahkememize başvurarak dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli istanbul anadolu asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dosyanın gönderildiği mahkemece “Dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılmadığı hallerde dava şartı eksikliğinin giderilmesi için mahkemece süre verilmesi yasal olarak mümkün bulunmadığından bir başka deyişle arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir dava şartı bulunmadığından davacı tarafından davanın ara buluculuk yoluna 03/06/2020 tarihi öncesi başvurulmadığından ikame edildiğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.” gerekçeleriyle Davanın TTK’ya eklenen 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddeleri kapsamında dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/2 ve 115/2 Maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davanın önce Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığını, görevsizlik kararı ile dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiğini,görevsiz mahkemede açılan davada arabuluculuğa başvurulmamış olsa dahi görevli mahkemeye ulaşmadan eksiklik giderilmişse dava usulden reddedilemeyeceğini, 11/02/2021 tarihli celsede mahkemenin görevsizliğine ve görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesinin akabinde 16/02/2021 tarihinde görevli Asliye Ticaret Mahkemesine dosya gönderilmeden evvel usulü eksikliğin giderilmesi adına arabuluculuğa başvurulduğunu, toplantının 24.02.2021 tarihinde görüldüğünü ve son tutanak olarak anlaşılamama kararının verildiği belirtilerek tutanak taraflarca ve arabulucu tarafından imzalandığını, dosyanın 01/04/2021 tarihinde görevli İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğini, usuli eksikliğin dosya görevli mahkemeye gönderilmeden ve görevsizlik kararı kesinleşmeden önce tamamlanmış olduğunu, dosyanın zorunlu arabuluculuk kurumu bulunmayan Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olduğu tarihte noksanlık bulunması sonradan Yargıtay kararlarına göre gerekli tamamlama vaktinde yapıldığı için usuli ret kararına konu edilemeyeceğini ileri sürmüştür. Dava; abonelik sözleşmesi uyarınca abone olan davacının sözleşme gereği fazla yaptığı ödemelerin davalıdan istirdatı talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın başlangıçta asliye hukuk mahkemesine açıldığı, mahkemece davanın ticari dava olduğundan bahisle 11.02.2021 tarihli kararla görevsizlik kararı verildiği, 30.03.2021 tarihinde dosyanın ticaret mahkemesine gönderildiği, ticaret mahkemesince 12.04.2021 tarihli muhtıra ile son toplantı tutanağını sunmak üzere davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verildiği, davacının ara buluculuğa 16/02/2021 tarihinde başvurduğu ve son toplantı tutanağının da 24.02.2021 tarihinde tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamından davanın başlangıçta asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın ticaret mahkemesine gönderildiği, görevsizlik kararından sonra davacı tarafça arabulucuğa başvurulduğu belirlenmiştir. Davanın ticari dava niteliği, asliye hukuk mahkemesinde dava açılmasıyla ortadan kalkmaz. O halde; mahkemenin gerekçesine göre arabulucuya başvurmak dava şartı olarak kabul edildiğinden TTK’nın 5/A ve 6325 SK’nun 18/A maddesi 2.bendi son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılamayacağından, dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/03/2022
KARŞI OY Dava; abonelik sözleşmesi uyarınca abone olan davacının sözleşme gereği fazla yaptığı ödemelerin davalıdan istirdatı talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın başlangıçta asliye hukuk mahkemesine açıldığı, mahkemece davanın ticari dava olduğundan bahisle 11.02.2021 tarihli kararla görevsizlik kararı verildiği, 30.03.2021 tarihinde dosyanın ticaret mahkemesine gönderildiği, ticaret mahkemesince 12.04.2021 tarihli muhtıra ile son toplantı tutanağını sunmak üzere davacı vekiline 1 haftalık kesin süre verildiği, davacının ara buluculuğa 16/02/2021 tarihinde başvurduğu ve son toplantı tutanağının da 24.02.2021 tarihinde tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Benzer nitelikteki dosyanın temyizen incelemesini yapan Yüksek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 04.02.2021 tarih ve 2020/3187 E- 2021/762 K sayılı kararında ” Elde ki dosyada istisnai olarak görevsiz mahkeme aşamasında bu eksikliğin giderildiği ve görevli mahkeme olan ticaret mahkemesinde davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken tekrar davacıdan arabuluculuk Yasası gereklerini “anlaşmazlık tutanağının getirilmesi” istemek Yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, somut olayda HMK’nin 115/3. Maddesinde gözönüne alındığında dava şartı yokluğundan red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesine yer verilmiştir. Bu durumda, davanın asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın 30.03.2021 tarihinde ticaret mahkemesine gönderildiği, ticaret mahkemesince12.04.2021 tarihinde davacıya arabuluculuk son tutanağını sunmak üzere süre verildiği, davacının son tutanağı dosyaya sunduğu, davacının 16/02/2021 tarihinde başvurduğu ve son toplantı tutanağının da 24.02.2021 tarihinde tanzim edildiği, ticaret mahkemesince davanın esasına girilmeden önce arabuluculuk dava şartının tamamlanmış olduğu halde mahkemece usul ekonomisi gözetilmeksizin dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi yargılama ve usul ekonomisine uygun değildir. Daha evvel dairemizce benzer dosyada yapılan inceleme sonucu verilen karar davalı tarafça emsal olarak sunulmuş ise de bu karar tarihinden sonra yukarıda belirtilen hususlar tespit edildiğinden karardaki görüşten dönmek gerekmektedir. Bu itibarla; davacının istinaf başvurusunun kabulüyle HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak HMK’nın 115/3 maddesi gereğince eksikliğin tamamlandığı gözetilerek işin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmektedir. Bu itibarla, değerli çoğunluğun gerekçe ve görüşüne katılmamaktayım.09/03/2022