Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1577 E. 2022/1167 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1577
KARAR NO: 2022/1167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2021
NUMARASI: 2018/800 E – 2021/143 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında bir kısım sözleşmeler kapsamında ticari ilişki bulunduğunu, davacının davalı ile olan sözleşmesini bitirme kararı alması akabinde Bilgi Teknolojileri ile İletişim Kurumu üzerinden başvuru yapılarak hizmetin bitmesi sebebiyle davalıya ödenmesi gereken cayma bedeli dökümünün sorulduğunu, davalı tarafça müvekkilinin ödemesi gereken cayma bedelinin 42.134,25 TL olarak belirtildiğini, Bunun üzerine müvekkilinin 22/08/2016 tarihinde dava dışı … A.Ş ile hizmet sözleşmesi imzaladığını ve hatlarını … A.Ş’ye geçirdiğini, Bilahare davalının müvekkiline 25/08/2016 tarihli 51.840,12 TL bedelli faturayı tebliğ ettiğini ve müvekkilinin bu bedeli- BTK’ya bildirilen 42.134,23 TL cayma bedeli ve kullanım hizmetleri dahil olduğu düşüncesi ile ödediğini, Daha sonra da 25/09/2016 tarih 43.092,52 TL bedelli faturanın tebliğ edildiğini, faturaların ihtirazi kayıt ile ödendiğini ,ancak taleplerine rağmen faturalarda yer alan alacak kalemlerinin (cayma bedeli, cezai şart,vergi vs) izah edilmediğini, Müvekkilinden tahsil edilen 94.932,65 TL’nin BTK’ye bildirilen 42.134,23 TL cayma bedeli dışında kalan 52.798,42 TL’lik kısmının yasal bir karşılığının bulunmadığını beyanla, Fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taraflar arasında 194 adet ayrı hat için sözleşmeler ve taahhütname imzalandığını, davacının sözleşmeleri süresinden önce iptal etmek istemesi üzerine sözleşmelerde ve taahhütname- lerde yer alan ilgili hükümler çerçevesinde, cayma bedelleri ve ayrıntısı faturalarda yer alan tutarların fatura edildiğini, davacı tarafa tebliğ edildiğini, sözleşme ve taahhütname hükümleri dışında ve/ya bunlara aykırı bir tutarın faturaya yansıtılmadığını, Davacının ilk faturayı ihtirazı kayıtsız ödediğini, TTK’nın 21/2 fıkrasında yer alan 8 günlük süre içerisinde e-fatura içeriğine ilişkin hiçbir itirazda da bulunmadığını, 25/09/2016 tarihli ikinci e-fatura ile ilgili olarak 05/10/2016 günlü iadeli taahhütlü mektup gönderildiğinin iddia edildiğini, ancak bu e-faturaya da süresinde itirazda bulunulmadığını, davacı yanın e-fatura içeriklerini kabul ettiğini, İTM yoluyla gönderildiği iddia olunan ihtarnameye hukuken hüküm ve sonuç bağlanmasının mümkün olmadığını beyanla davanın zamanaşımı nedeniyle ve esastan reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın KISMEN KABULÜNE, 2.761,54 TL’nin dava tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine “karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı ve davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Yerel mahkemece hükme esas alınan ve bilirkişi … tarafından hazırlanan rapora göre, davalının Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na sözleşmenin fesih edilmesi halinde ödenmesi gereken toplam bedel olarak beyan ettiği 42.134,23 TL’nin aslında davalının kendi çalışan- larının hatası olduğunu ve olması gerekenden düşük bildirildiğini, raporda cayma bedellerinin toplamının 51.643,62 TL + 40.527,49-TL olmak üzere toplam 92.171,11 TL olduğu belirtilmiş iken dava- lının bu bedeli Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na 42.134,23 TL olarak bildirdiğini, ancak müvekkilinden toplam 94.932,65 TL tahsil ettiğini, Davalının sözleşmeyi fesih ederken aslında iradesinin 92.171,11 TL cayma ve cihaz be- deli tahsil etmek iken kendi çalışanının hatası sebebi ile yanılarak 42.134,23 TL talep ettiğini, ger- çekte istediğinden önemli ölçüde az bir karşı edim için iradesini açıkladığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 34. Maddesi’nde “Yanılan, yanıldığını dürüstlük kurallarına aykırı olarak ileri süremez. Özellikle diğer tarafın, sözleşmenin yanılanın kastettiği anlamda kurul- masına razı olduğunu bildirmesi durumunda, sözleşme bu anlamda kurulmuş sayılır.” denildiğini, Bu hali ile müvekkile sözleşmenin fesih edilmesi halinde ödenmesi gereken toplam bedelin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 22/08/2016’da 42.134,23 TL olarak bildirildiğini ve müvekkilinin de bu bedeli kabul ederek sözleşmenin feshine karar verdiğini, aynı gün diğer operatör ile abonelik sözleşmesi imzalamak zorunda bırakıldığını, Davalı,müvekkiline Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu üzerinden toplam 94.932,65 TL’yi cayma bedeli olarak bildirmiş olsa idi, bu tutar davacıya yüksek gelebileceği için fesih iradesini ileri sürmeyerek sözleşmeyi ayakta tutabileceğini, müvekkilinin fesih kararı almasının temel gerek- çesinin davalının belirlemiş olduğu düşük cayma bedeli olduğunu, Hal böyle olunca yanılan davalının, yanıldığını Türk Medeni Kanunu 2. Maddesi uya- rınca dürüstlük kuralına aykırı olarak ileri sürmesinin mümkün olmadığını, Türk Borçlar Kanunu 35. Maddesi uyarınca yanılan, yanılmasında kusurlu ise sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zararı gidermekle yükümlü olduğunu, davalı taraflar arasında sözleşmenin feshi aşamasında bir nevi arabuluculuk yapan kamu otoritesi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na kendi kusuru ile fesih sebebi ile ödenecek olan tutarı müvekkilden tahsil ettiği 94.932,65 TL değil 42.134,23 TL olarak bildirmekle kusurlu olduğunu , 42.134,23 TL üzerindeki bir rakamı müvekkilinden talep edemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşme ve taahhütnameler kapsamında fatura düzenlediğini, faturalarda herhangi bir hata bulunmadığını, davacı ile yapılan yazışmalarda da düzenlenecek cayma bedeli tutarının tam olarak belirtildiğini ve davacının buna bir itirazının olmadığını, Yerel mahkemece 2.761,54 TL fazla ödeme yapıldığı yönündeki tespitin ve faiz tale- binin hatalı olduğunu, Müvekkil şirket aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin kısmı- nın hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, GSM abonelik sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya içeriğine göre, davacı ile davalı … A.Ş. arasında 194 adet ayrı hat için Bağlayıcılık Çerçeve Formu (abonelik sözleşmesi) ve taahhüt imzalandığı, davacının süresinden önce sözleşmeyi sonlandırma kararı üzerine davacı şirket tarafından ödenmesi gereken cayma bedelinin davalı tarafça bildirilmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvurulduğu, Dosya içinde mevcut T.C. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 13/03/2017 tarih 15630 sayılı yazısı ile “davalının 22/08/2016 tarihli yazısı cayma bedelini 42.134,23 TL olarak bil- dirdiği”nin belirtildiği, ayrıca ilgili yazı ekinde GSM hat numaraları ve bedellerinin gösterildiği anla- şılmıştır. Davalı tarafından davacı adına düzenlenen 25/08/2016 tarih 51.840,12 TL bedelli ve 25/09/2016 tarih 43.092,52 TL bedelli iki adet fatura davacı tarafından ödenmiştir. 25/08/2016 tarih 51.840,12 TL bedelli faturanın 7.495,78 TL’sinin iletişim ücreti , 45.538,75 TL’sinin diğer ücretler, 25/09/2016 tarih 43.092,52 TL bedelli faturanın 270,28 TL’sinin iletişim ücreti ,42.908,50 TL’sinin diğer ücretler olduğu görülmüştür. Telekomünikasyon ve Bilgi teknolojileri Uzmanı … tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 04/02/2021 tarihli rapora göre; “Davacı ile davalı arasında 23.06.2016 tarihinde Bağlayıcılık Çerçeve Sözleşmesi ve Form-7 imzalanmış olup eki olarak yazılan form-7 listede 25 adet hat GSM numarası yer almaktadır. Bu GSM numaralarından 17 adedinin akıllı telefon kampanyasına ilişkindir. Listedeki diğer kampanyalar ile birlikte , Bağlayıcı Çerçeve Anlaşması Form-7 tutarı toplam 45.115,64 TL’dir. İlgili faturalar ve ekleri, 42.134,23 TL tutarlı, BTK’nın 13/03/2017 tarih ve 53393206- 659- F. 15630 sayılı yazısında bildirdiği doküman detaylı şekilde incelenmiştir. Dava konusu hatlar ve cayma bedellerine konu sözleşme/abonelikler aşağıdaki şekilde olup fatura toplamının ağırlıklı olarak cihaz bedeli ve … bedelinden oluştuğu tespit edilmiştir. Kurumsal Satış Bağlayıcılık Çerçeve Sözleşmeleri Kampanyası 30/06/2016-23/06/2018 tarihli sözleşme kapsamında olan (BTK ya bildirilen fatura tutarı cayma bedeli liste detayında ücret belirtilmemiş). Form -7 içeriği 45.115.64 TL’nin toplam rakama dahil edilmediği görülmüştür. BTK’ dan gelen dosya ekinde bulunan fatura detayı ve Bağlayıcı çerçeve anlaşması Form-7 ek- lerindeki numaralar incelendiğinde bu numaraların ,BTK’ya bildirilen telefon kampanyalarının GSM numa- raları ile mükerrer kayıt olarak yazılı olmadığı (listelerde birer defa yazılı olduğu) anlaşılmıştır. 06 Eylül 2016 tarihli 51.840,12 TL tutarlı ve 07 Ekim 2016 tarihli 43.092,53 TL tutarlı fatura- lar incelendiğinde , fatura detay tablolarında yer alan sözleşme kapsamında belirtilen telefon cihaz ücret- lerinin BTK’ya bildirilen şekilde ve içerikte olmadığı, Form-7 de yer alan 45.115,65 TL cayma bedelinin , Eylül 2016 faturasına yansıtıldığı , BTK’ya bildirilen detay dökümde yer alan telefon cihaz bedellerinin, bir sonraki dönem olan Ekim 2016 faturalarına yansıtıldığı , bu sebeple beklenen fatura toplamlarını karşılamadığı , 06 Eylül 2016 tarihli fatura detayları incelendiğinde … GSM nolu hatta ait 196,50 TL yansıtıldığı , ayrıca 07 Ekim 2016 tarihli faturaya da yine aynı GSM nolu hatta ait 2.565,04 TL yansıtıldığı, bu GSM hattı için Bağlayıcı Çerçeve sözleşmesi eki , Form-7 de 3.417,37 TL olarak zaten bulunduğu , bu be- delin de 06 Eylül 2016 tarihli fatura detayında belirtilen Bağlayıcı Çerçeve formu cayma bedeli olarak fatura içeriği olarak yansımış olan 45.115 TL bedelin içerisinde olduğu ve her iki faturaya parçalı olarak fazladan yansıdığı, bu vesileyle mükerrer kayıt olduğu, BTK’ya bildirilen liste içerisinde yer alan … GSM nolu cihaz bedeli, her iki fatura detayında bulunmadığı tespit edilmiştir. Dava konusu faturalar ve detaylarının incelenmesi sonucunda ;BTK’nın 13/03/2017 tarih ve 53393206-659-E.15630 sayılı yazısı, ek listesi içeriği toplam 42.134,23 TL olduğu , bu listede yer başlık olarak yer alan ,ancak rakamsal karşılığı yazılmamış olan , Bağlayıcı Çerçeve Sözleşmesi eki , Form-7 de yer alan liste toplamı cayma bedeli olarak 45.115.64 TL eklenmiş hali ile toplam 42.134.23 TL + 45.115,64 Tl = 87.249,87 TL olarak cayma bedeli bildirilmesi ,ilaveten kullanım ücretlerinin eklenmesi gerektiği, 06 Eylül 2016 tarihli fatura detayları incelendiğinde … nolu hatta ait 196.50 TL yansıtıldığı, ayrıca 07 Ekim 2016 tarihli faturaya da yine aynı GSM nolu hatta ait 2.565.04 TI yansıtıldığı, bu GSM hattı için Bağlayıcı Çerçeve Sözleşmesi eki , Form-7 de 3.417,37 TL olarak zaten bulunduğu , bu bedelin de 06 Eylül 2016 tarihli fatura detayında belirtilen ,Bağlayıcı Çerçeve formu cayma bedeli olarak fatura içeriği olarak yansımış olan 45.115,00 06 Eylül 2016 tarihli fatura bedelinden 2 nolu sonuç maddesi gereği mükerrer kayıt tenzil edilir ise 51.643,62 TL, 07 Ekim 2016 tarihli fatura bedelinden 2.nolu sonuç maddesi gereği mükerrer kayıt tenzil edilir ise 40.527,49 TL olması gerektiği, 06 Eylül 2016 tarihli 51.840,12 TL tutarlı ve 07 Ekim 2016 tarihli 43.092,53 TL tutarlı faturalar incelendiğinde , fatura detay tablolarında yer alan sözleşme kapsamındaki telefon cihaz ücretlerinin BTK’ ya bildirilen şekilde olmadığı . Form-7 de yer alan 45.115,65 TL cayma bedelinin , Eylül 2016 faturasına yan- sıtıldığı , BTK’ya bildirilen detay dökümde yer alan telefon cihaz bedellerinin, bir sonraki dönemi olan Ekim 2016 faturalarına yansıtıldığı , bu sebeple karışıklık oluşarak beklenen fatura toplamlarını karşılamadığı , ancak toplam olarak bakıldığında ve mükerrer kayıtlar çıkartıldığında detayların karışık sırada belirtilmesine rağmen cayma bedellerini yansıttığı” belirtilmiştir. Düzenlenen rapor içerdiği teknik inceleme itibariyle yargısal denetime ve hükme elve- rişli olup somut olayda TBK’nun 35.maddesinin uygulanma yeri bulunmamaktadır. Davalının istinafına gelince; 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi olan 2021 yılı itibariyle itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.880,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen uyuşmazlık değeri 2.761,54 TL olup, karar tarihi itibariyle verilen karar miktar itibariyle davalı yönünden kesindir. Açıklanan nedenlerle, davacı yönünden ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine, Davalı yönünden, istinaf olunan uyuşmazlık değeri kesinlik sınırında kaldığından davalının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalının istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4‬0 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/04/2022