Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1565 E. 2021/2061 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1565
KARAR NO : 2021/2061
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2021
NUMARASI: 2018/771 E – 2021/313 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı yanın, takip dayanağı faturaları ödememesi üzerine, aleyhine icra takibi yapıldığını, davalı alacaklarının tahsilini geciktirmek amacıyla, mesnedsiz gerekçelerle, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlu olmadığını beyan ederek takibi durmasını sağladığını, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazları soyut, gerçek dışı ve dayanaksız beyanlar olduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki ilişki sözleşmeden kaynaklı olup, para alacağının iadesi söz konusu olduğundan davacı müvekkili şirketin ikametgahı mahkemesinin de davaya bakmaya yetkili olduğunu, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2013/5644 E. 2013/10200 K. Sayılı ilamın da TBK m.89/1 gereği davaya bakmaya davacının ikametgahı mahkemesinin de yetkili olduğunu karara bağladığını, davayı müvekkili şirketin ikametgahı mahkemesi olan İstanbul Mahkemelerinde açtıklarını, itirazdan sonraki safahatta yapılan ödemeler de dikkate alınarak ve icra müdürlüğünce kapak hesabında dikkate alınmak üzere, takibe haksız itirazın kaldırılmasını, takibin devamına, alacaklarının tahsili yanında icra tazminatı ve masraf ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tebligata rağmen cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiş, bilahare kendisini vekil ile temsil ettirmiş, davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Taraflar arasında ki elektrik abonelik sözleşmesi olması nedeni ile icra takip tarihi olan 08.02.2017 tarihinden 10 yıl önce tahakkuk eden fatura alacakları zaman aşımına uğramıştır. Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış olsa da icra takibine itiraz dilekçesi ile zaman aşımı def’inde bulunulmuş olması nedeni ile mahkememizce davalının zaman aşımı def’ine itibar edilmiş, davacının 08.02.2007 tarihinden önce tahakkuk eden faturalar nedeni ile alacak talebinde bulunamayacağı kabul edilmiş bu tarihten önce tahakkuk eden 2.092,29 TL’nin zaman aşımına uğradığı , bilirkişi raporu ve davacı defterleri dikkate alındığında davacının zaman aşımına uğrayan kısım hariç toplam 10.637,91 TL tutarlı fatura nedeni ile alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafından yapılan itirazın 10.637,91 TL asıl alacak yönünden iptaline karar verilmiştir. Davacının talebi elektrik faturası nedeni ile alacak istemine ilişkin olduğu , alacağın likit olduğu ” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile ; davalı tarafından İstanbul …icra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın 10.637,91 tl asıl alacak yönünden iptaline takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine 2.127,58 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı yana ödenmesine karar verilmiştir. Bilahare davacı tarafça 27.04.2021 tarihli dilekçesi ile davalı vekilinin 26.04.2021 tarihli istifa dilekçesi ile vekillikten çekilmiş olduğunu, 27.04.2021 tarihli karar duruşmasında da davalı asilin duruşmada yer aldığını, bu nedenle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek hükmün tavzihine karar verilmesini istemiş, mahkemece 02.06.2021 tarihli ek kararla HMK.305/2 maddesi uyarınca “Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez ” hükmü gereğince davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişi raporlarında müvekkili şirketin davalı taraftan 08.02.2017 tarihi itibariyle 12.730,20 TL asıl alacak, 15.384,34 TL işlemiş faiz ve 2.769,18 TL işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 30.883,72TL alacaklı olduğunun belirlendiğini, raporlarda faiz yönünden yapılan eksik hesaba itiraz edildiğini, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında taleplerinin “icra takibindeki toplam alacağa yönelik itirazın iptali” olduğunu, Mahkemece; talepleri belirsiz bulunmuş ise 6100 Sayılı HMK 31. Maddesi’nde yer alan “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” çerçevesinde talebin açıklatılması ve açık talep doğrultusunda 492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca eksik harcın ikmali için süre verilmesi gerektiğini, mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, ayrıca mahkemece yalnızca asıl alacak üzerinden hüküm tesis edilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporundaki hesaplamalar dikkate alındığında davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı yan vekilinin 26.04.2021 tarihli istifa dilekçesi ile vekillikten çekilmiş olmasına rağmen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de kanuna aykırı olduğunu ileri sürmüştür.Dava, ödenmeyen elektrik faturası nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; dava dilekçesinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istenmiş, dilekçede harca esas değer 12.730,20 TL olarak gösterilmiştir.Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul ….İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyası ile ödenmeyen elektrik faturalarının tahsili için 12.730,20 TL asıl alacak, 17.204,54 TL gecikmiş gün faizi ile 3.144,42 TL olmak üzere toplam 33.049,16 TL’nin tahsili istemiyle takip başlatıldığı görülmektedir. Dava dilekçesinde itirazın iptali ile takibin devamı talep edilmesine rağmen dava değeri 12.730,20 TL üzerinden harçlandırılmıştır.Buna göre yapılan değerlendirmede; dava kısmi dava olarak açılmamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27-28. maddelerine göre; harca tabi davalarda, her dava açılırken, davacıdan başvurma harcı ve nisbi harca tabi davalarda nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri, maktu harca tabi davalarda ise maktu harç peşin olarak alınır. Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu’nun 30 ve 32. maddeleri gereğince tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve HMK.nun 150. Md. gereğince süresinde tamamlanarak yenilenmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. HMK’nın 120. maddesinde de davacının yargılama harçlarını, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Şu halde mahkemece takip ve dava değeri olan 33.049,16 TL üzerinden tahsili gereken 2.257,59 TL peşin nispi harçtan mahkemece tahsil edilen 217,40 TL’nın mahsubu sonucu bakiye 2.040,19 TL harcın tamamlatılması ve devamında yargılamaya devam olunması gerekirken eksik harç tamamlanmaksızın yargılamaya devam olunarak hüküm kurulması usul ve yasaya, kamu düzenine aykırıdır (HMK 120/1, Harçlar Kan. 32 ).Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şeklide keskiliğin tamamlatılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kararın kaldırılması ile yeniden yargılama yapılmasını temin için dosyasının ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/07/2021