Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1540 E. 2022/557 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1540
KARAR NO: 2022/557
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2021
NUMARASI: 2019/319 E – 2021/253 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;; davalı şirket hakkında elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için İstanbul … İM … E dosyasıyla başlatılan takibe davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, itirazın sırf takibi uzatmak maksadıyla yapıldığını beyan ederek, takibe itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket adına yetkilisi tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı kurum tarafından 2016/11 dönemine ilişkin alacak nedeniyle başlatılan takip borcuyla davalı şirketin ilgisinin bulunmadığını, ilgili dönemi kapsayan tarihlerde söz konusu adresi davalı şirketin tahliye etmiş olduğunu ve başka bir şirketin (… Ltd.Şti) adreste kiracı olduğunu, davalı şirketin abonelik sözleşmesini 09/02/2016 tarihinde feshederek davacı kurumla ilişkisinin bittiğini, adresi tahliye öncesi olan borçları da ödemiş olduğunu belirterek 2016/11 dönemine ilişkin borçla ilgilerinin bulunmadığını,davanın reddini talep etmiştir. İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyada , davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 09/12/2016 son ödeme tarihli 15.799,80 TL bedelli elektrik faturaya yönelik asıl alacak,442,41 TL gecikme faizi,79,64 TL KDV olmak üzere toplam 16.321,85 TLnın tahsiline dair ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır. İstanbul 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/51 E sayılı dosya ile açılan davada verilen görevsizlik kararı üzerine yargılamaya devam edilmiştir Dava asıl alacak miktarı baz alınarak açılmış ve takibe itirazın iptalinin talep edilmesi nedeniyle takipteki toplam alacak miktarına dair eksik harcın tamamlandığı görülmüştür. Taraflar arasında 09.09.2014 tarihinde abonelik sözleşmesi ile perakende satış sözleşmesi akdedildiği, davalının ticari işletmesinde bulunan tesisatta … abone no.su ile elektrik tükettiği, aboneliğin 09/02/2016 tarihinde davalı şirketçe sözleşme feshedilerek sonlandırıldığı, ayrıca dava konusu tesisatta 09/02/2016 tarihinden itibaren dava dışı …Ltd.Şti ile abonelik sözleşmesi akdedilmiş olduğu tarafların kabulünde olup , takip konusu 2016/11 dönemli 09/12/2016 son ödeme tarihli fatura alacağı dava konusunu oluşturmaktadır. Mahkeme, davalının abone olduğu 09/09/2014 ila 28/11/2016 tarihleri arasına isabet eden dönemde davalının kullandığı sayacın (laboratuvar muayene raporunda yazılı olduğu üzere dava dışı şirket aboneliği sırasında) 09/05/2015 tarihinde sökülerek laboratuvar muayenesine tabi tutulduğu, 28/11/2016 tarihli muayene raporuna göre sayacın arızalı olduğu ve abone tüketim miktarlarını geçmişten beri eksik kaydetmiş olduğu, bu hususun davalının davacı nezdindeki tüketim ekstreleri ile sayacın kaydettiği tüketimler karşılaştırılmak suretiyle uzman bilirkişi tarafından da teyit edilmiş olduğu, davalının abone olduğu dönemde tüketmesine rağmen bedelini ödememiş olduğu eksik kaydedilmiş elektrik tüketim miktarının toplamda 40.545 kwh olduğu, takip dayanağı faturada da sadece davalının abone olduğu döneme(faturada yazılı olduğu üzere 04/12/2014 ila 06/05/2015 arası) isabet eden kısmın ( 40.434 kwh -15.799,80 TL’lik kısım) ek tahakkuk ve fatura ile davalıdan talep edildiği, ilgili EPDK Yönetmeliği (Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği) ve Perakende Satış Sözleşmesi uyarınca davacının eksik kaydedilmiş tüketimin bedelini ve fatura son ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı AATUHK’nun 51.maddesinde yazılı gecikme zammı oranında (takip tarihinde %16,80) işlemiş faiz ve KDV Kanunu uyarınca faiz geliri için işleyen %18 oranında KDV’yi talep hakkı bulunduğu, takip öncesi ve sonrası ilgili mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun talepte bulunulduğu anlaşılmakla birlikte, bilirkişi raporunda hesaplanan işlemiş faiz ve KDV tutarı takip talebindeki asıl alacağı aşan alacak için hesaplanmış olduğundan, takip talebine bağlı kalınarak takipte istenen asıl alacak (fatura tutarı) için son ödeme tarihi (09/12/2016) ile takip tarihi arası işleyen 1 ay 29 günlük faizin 435,17 TL, faize işleyen %18 KDV’nin ise 78,33 TL olduğu hususu (basit hesap niteliğinde olmakla) resen hesaplandığı, ayrıca alacağın likit olduğu gerekçesiyle; “Davanın kısmen kabulü ile, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin 15.799,80-TL asıl alacak, 435,17-TL gecikmiş gün faizi, 78,33-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 16.313,30-TL alacak yönünden, takip sonrası aynı koşullarda devamına, fazla istemin reddine,alacağın %20’si oranında 3.262,66-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine” karar vermiştir. Davalı vekili 14/04/2021 tarihli istinaf başvuru süre tutum dilekçesini sunarak gerekçeli istinaf taleplerini kararın tebliğinden sonra bildireceklerini beyan etmiş,daha sonra gerekçeli istinaf dilekçesini sunmuştur. Davalı vekili gerekçeli istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, 2013-2015 yılı arasındaki elektrik kullanımının sayaçtaki hata nedeniyle eksik hesaplandığı gerekçesiyle 2017 yılında davalı aleyhinde icra takibi başlatılmış olmasının davacının kötü niyetli olduğunun açık bir göstergesi olduğunu,ayrıca bahse konu iş yerinin , 09/02/2016 tarihinde davalı tarafından boşaltılarak abonelik sözleşmesi feshedildikten ve yeni bir abonenin bu iş yerinde faaliyet göstermeye başlamasından çok sonra itiraza konu icra takibinin başlatılmasının , ticari hayatın olağan akışıyla ve basiretli bir tacirin davranışıyla bağdaşmadığını, çünkü iddia edildiği gibi eksik bir hesaplama söz konusuysa davacının bu eksikliği tespit etmesi ve bu konuda yasal işlem başlatması için aradan 5 yıl geçmesini beklemesi hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi inandırıcı bir yanı da bulunmadığını, davacının tanzim ettiği belgeler ve iddia ettiği durumun somut durumla bağdaşmadığını,mahkemenin eksik ve hatalı raporlara dayanarak karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemenin kararı 09/04/2021 tarihli,süre tutum dilekçesi 14/04/2021 tarihli olduğu ,gerekçeli kararın davalıya 15/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği,gerekçeli karar istinafının 04/06/2021 tarihinde yapıldığı,istinaf harçlarının ise muhtıra ile 25/06/2021 tarihinde yatırıldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle istinafta süre tutum dilekçesi verilmesi usulü bulunmadığı,karar tebliğinden önce verilen bu dilekçenin sadece karar istinaf talebinin içerir genel bir dilekçe olduğu,gerekçeli istinaf dilekçesinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre geçtikten sonra verilmesi nedeniyle süresinde verilmediğinin kabulü gerektiği,bu açıdan gerekçesiz ilk istinaf dilekçesinin kamu düzeni açısından istinaf incelemesine konu olacağı açıktır.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Buna göre, süre tutum dilekçesinde gerekçeli istinaf sebeplerinin bildirilmediği istinaf talebi olarak resen kabul edilerek istinaf incelemesi kamu düzeni açısından değerlendirilmiştir. HMK 355.madde kapsamında istinafa konu kararda kamu düzeni açısından resen yapılan incelemede kamu düzenine aykırılık bulunmadığı görülmekle,mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.114,36 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 278,59 TL harcın mahsubu ile bakiye 835,77 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/02/2022