Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1463 E. 2022/453 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1463
KARAR NO: 2022/453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2021
NUMARASI: 2014/735 E – 2021/173 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacıların vekili dava dilekçesinde; davacının … A.Ş. ürün ve hizmetlerinin sosyal medyanın dijital platformunda en iyi şekilde yayınlanması için davalı ile birlikte www…com.tr adlı internet sitesini kurduğu ve web sitesi tescili ile sayfanın içeriğinde pek çok unsuru koruma altına alındığını, buna istinaden davacı … A.Ş. ve … A.Ş. arasında 24.02.2005 tarihinde web sitesinin yönetimi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 1. maddesinde; çevrimiçi satış yapılan web sitesinin yönetimi, 2 yıllık süreler ile … A.Ş. ile … A.Ş, arasında değiştirilecektir.” denildiğini, ancak sözleşmenin kuruluş tarihi olan 24.02.2005 tarihinden bugüne kadar ne web sitesinin yönetimine, yönetim konsoluna ait giriş şifrelerinin sözleşmenin tarafı olan davacı şirkete hiçbir zaman verilmediğini, internet sitesinin sözleşmenin kuruluş tarihi olan 24.02.2005 yılından bugüne kadar aralıksız olarak … A.Ş tarafından haksız olarak yönetildiğini,davacı şirket ile davalının söz konusu internet sitesini birlikte kurmuş olduklarını, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı internet sitesi bilgilerini sorgulama sayfasında da anlaşılacağı üzere; www…eom.tr adlı web sitesinin alan adı sahibi …ve … A.Ş istirati … olduğunu, davalı taraf ile davacı arasında anılan sözleşme yapılmadan önceki tarihlere ait internet sitesinden yapılan 1 aylık satış raporu dikkate alındığında, … A.Ş.’nin sözleşmeye göre web sitesinin yönetimini devretmesi gereken tarih aralığı olan 2007-2009 ve 2011-2013 yılları arasında elde ettiği kazançların miktarının yüksek bir meblağ oluşturacağını bu nedenle, web sitesini yönelmesi gereken dönemleri içeren süreye ait kar mahrumiyetini, yoksun kaldığı kazanca karşılık olarak maddi tazminat talep ettiklerini, ayrıca anılan yıllara ilişkin satış raporlarının davalı tarafça dosyaya sunulmasını talep ettiklerini, davacıların kar mahrumiyetinin değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere asgari 5000 TL maddi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 24/02/2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 02/02/2021 havale tarihli ıslah dilekçesinde , toplam net satış değerinin ise 253.238,31 TL olduğunun belirlendiğini, 5.000,00 TL olarak gösterilen dava değerini 248.238,31 TL arttırılmasıyla davada toplam 253.238,31 TL nın haksız fiilin gerçekleştiği 24.02.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 16.04.2013 tarih ve … sayılı fatura hakkında 08.05.2013 tarihinde Maliye Bakanlığı Vergi Dairesi Başkanlığı yoklama memurları tarafından … Tic. Ltd.Şti’ne gidilerek web sitesinden yapılan satış hakkında yoklama fişi doldurulmuş olmasının, bu davacının web sitesi ile hukuki bir bağı olduğunu göstermediğini, İstanbul (4) nolu Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 29.12.2011 tarihli, 2008/151 Esas, 2011/245 Karar sayılı kararın 10.07.2013 tarihinde kesinleştiğini, söz konusu 2008/151 E.sayılı kararda “… markalarının çiçekçilik sektöründe marka ve kalite olarak tanındığı, bu markaların TPE nezdinde … ve … tescil numaralan ile tescilli olduğu, davalının ise bu markaları tabelasında kartvizitlerinde, broşürlerinde ve fişlerinde haksız ve izinsiz olarak kullanmak suretiyle kazanç elde ettiği, … ve … numaralı … ve … markalarının ortak sahipleri olan iştiraki … A,S. ve … A.S. arasında imzalanan 27.11.1991 tarihli Marka Kullanma Sözleşmesi Teknik Yönetmeliğimin 4.6 maddesine göre markanın hak sahiplerinden biri tarafından lisans sözleşmesine konu edilemeyeceği, başkasının kullanımını sunulamayacağı, dolayısıyla marka sahiplerinden birisi tarafından verilen lisansa dayal kullanım izninin sonuca etkili olmayacağı, “ … markası İle ilgili olarak marka sahiplerinden … ile davalı arasında bir lisans sözleşmesi imzalanmış olmasının da, tüm marka sahipleri tarafından verilmiş bir lisans söz konusu olmadığı için ve bu lisans … nolu … markasını kapsamadığı için sonuca etkili sürülmediği, davacıların markasının davalı … Tic. Ltd. Şti tarafından izinsiz olarak kullanılması sebebiyle davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, bu sebeple 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 62. Maddesi gereğince Tecavüzün Önlenmesine ve Tekrarın Men’ine karar” verildiğini, yazılı kesinleşmiş karar ile davalı … Çiçekçiliğin hukuka aykırı eylemlerinin kesinleştiğini, ayrıca tazminata da mahkum edildiğini, tazminatın tahsiline yönelik davanın devam ettiğini, www…com.tr isimli web sitesi; com.tr olması sebebiyle Türkiye Patent Enstitüsünün kayıtlarına göre marka sahipleri olan İstrati …, … A.Ş. ve … A.Ş adına kayıtlı olduğunu, ancak Kurumsal İnternet sitesi olarak bu web sitesinin yönetimiyle ilgili müvekkili şirketin bilgisi ve onayı ile yapılmış bir sözleşme olmadığını, davacılar tarafından dosyaya sunulan 24.02.2005 tarihli www…com.tr …Çiçeklik Tic, A.Ş web Sitesinin Yönetimi Sözleşmesi … Anonim Şirketinin eski ortaklarından … ile yapılmış olabileceğini, Sözleşmedeki imzanın …’e ait olduğunu, Kurumsal Siteye ait ait resmi kayıtların O.D.T.Ü’ye ait … de mevcut olduğunu, … kayıtlarında Yönetici ve Ödeme Yetkilisi olarak olarak … A.Ş. ‘nin yazılı olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacılardan … A.Ş. ile davalı … A,Ş, arasında 24.02.2005 tarihli Web Sitesinin Yönetim Sözleşmesi akdedilmiştir. 15 maddeden ibaret sözleşmede, sözleşme süresi belirtilmemiştir. Sözleşmeye göre; Davacılardan … A.Ş, ile davalı arasında akdedilen 24.02.2005 tarihli sözleşmenin 1.maddesine göre, Web sitesinin yönetimi 2 (iki) yıllık süre ile davalı ile davacı … arasında değiştirilecektir. Bu durumda, sözleşmenin imzalandığı 24.02.2005 tarihinden sonra 2 yıllık süre sonu olan 24.02.2007 tarihinden sonra Web sitesi yönetimi davalı tarafından davacı …’ye devredilecektir hükmüne rağmen davalı tarafından Web sitesinin yönetimi 25.02.2007 tarihinde davacı … A.Ş/ye devredilmediği gibi, yine davacının 25.02.2009-24.02.2011 tarihleri arasında Web sitesi yönetim hakkının da davalı tarafından davacı …A.Ş.’ye devredilmediği belirlenmiştir. En son alınan bilirkişi heyet raporunda dava konusu döneme ait davalı şirketin Gelir tablosundaki verilere göre toplam satış tutarları yönünden, net satış tutarlarının ; 2007 yılında 79.082,90 TL, 2008 yılında 66.796,31 TL, 2009 yılında 178.224,60 TL, 2011 yılında 61.448,33 TL, 2012 yılında 45.910,77 TL, 2013 yılında 85.507,30 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme, 24.02.2005 tarihli www….com.tr web yönetim sözleşmesinde … A.Ş ve … AŞ. nin kaşe – imzalarının bulunduğu, sözleşmenin 1. Maddesinde web site yönetiminin 2 yıllık sürelerle taraflar arasında değişeceği, web sitesine online olarak yapılan ödemelerin o dönem yönetimi üstlenen firmanın banka hesabına yatırılacağı, online satışların fatura veya yazar kasa fişi ile belgelendirileceği, 15 maddelik sözleşme ile her iki tarafa hak ve borçlar yüklendiği, dava dosyası içeriğindeki tüm deliller, bilirkişi raporları, tarafların raporlara beyan ve itirazları, davalı şirkete ait defter ve kurum beyannameleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemeleri sonucunda, davalının incelenen defter kayıtlarında satışların tamamını yurt içi satışlar olarak kayıt ettiği, bu nedenle 2007-2009 ile 2011-2013 yıllarında net satış tutarlarının ; 2007 yılında 79.082,90 TL, 2008 yılında 66.796,31 TL, 2009 yılında 178.224,60 TL, 2011 yılında 61.448,33 TL, 2012 yılında 45.910,77 TL, 2013 yılında 85.507,30 TL olduğunun tespit edilmiş olup alınan bilirkişi raporları ve dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, … tarafından verilen ıslah talebi de dikkate alındığında … AŞ. tarafından açılan davada her bir yılın ödenmesi gereken kar dönemlerinden işleyecek faizle birlikte toplam 253.238,31 TL davacı alacağının bulunduğu,diğer davacı …. Ltd. ŞTİ ‘nin açtığı davanın ise 24,02,2005 tarihli www…com.tr web yönetim sözleşmesinde sadece … A.Ş ve … Tic. AŞ. nin kaşe ve imzalarının bulunduğu ve her iki tarafa sözleşmeyle hak ve borçlar yüklendiğinin yazılı sözleşmede kararlaştırıldığı,bu davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle;”1-… tarafından açılan davanın kabulü ile toplam 253.238,31 TL ‘nin 79.082,90 TL ‘sinin 01/01/2008, 66.796,31 TL ‘sinin 01/01/2009, 61.448,33 TL ‘sinin 01/01/2012, 45.910,77 TL ‘sinin 01/01/2013 tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacı … Çiçekliğe verilmesine, 2-Davacı … Ltd. ŞTİ ‘nin açtığı davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; Türkiye Patent Enstitüsünün kayıtlarına göre marka sahipleri olan İstrati …, … A.Ş. Ve … A.Ş adına kayıtlı olduğunu, ancak Kurumsal İnternet sitesi olarak bu web sitesinin yönetimiyle ilgili müvekkilim şirketin bilgisi ve onayı ile yapılmış bir sözleşme olmadığını, davacılar tarafından dosyaya sunulan 24.02.2005 tarihli www. …com … Tic. A.Ş web Sitesinin Yönetim Sözleşmesinin aslının dosyaya ibraz edilmemesi başlı başına bozma nedeni olduğunu, kaldı ki sözleşmenin ilk paragrafında… A.Ş. ve … A.Ş. nin “…” ve “…” markalarının sahipleri olduğu yazılmış ise de; sözleşmenin yapıldığı iddia olunan 24.02.2005 tarihinde adi geçen şirketlerde İlaziran 2010 tarihinde vefat eden … ortak olduğu halde sözleşmede imzası bulunmadığını, 2010 tarihinden sonra da …’in payı mirasçılarına daha sonra da mirasçılardan …adına tescil edildiğini, kaldı ki, 2005 yılında … Çiçekçiliğin 450 ortakları olan … ve … ayrıca …. Ltd ile … Ltd’ni kurduklarını, bu şirketlerin üstünde iki tane dükkan açarak muvafakatları alınmadan … markasını kultanarak 2007 yılında www ….com ve www. ….com isimli sitelerini kurmak suretiyle, kurumsal olan siteden iş kaçırdıkları yetmemiş gibi , iş bu dava ile de satışlardan pay istemek suretiyle hukuka aykırı eylemlerine devam ettiklerini, başka bir anlatımla 145 yıllık özgün markalarını kendi malları gibi rızaları dışında kullandıklarını, söz konusu marka 1874 yılında İstanbul’da kurulmuş olup, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Yüce Atatürk eliyle Ankara’ya taşındığını, yukarıda yazılı haksız eylemleri sebebiyle 2008 yılının mart ayında yapılan Yönetim Kurulu toplantısında … Şirketi organsız kalıp faaliyetlerini durdurduğunu, davacı …nin “ 2008 Yılında “Kayyım” idaresine geçmiş olması nedeniyle … ailesinden çıktığını, bu sebeple İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/401 Esas sayılı dosyasının celp ve tetkiki talep edilmiş olmasına rağmen buna dair ara kararı oluşturulmadığını, 9050 pay sahibi oldukları … A.Ş” ne ait diğer paylar 2009 yılında …’ye devredildiğini, …ile de yapılmış bir sözleşme ve de aralarında teati olunan herhangi bir ihbar mevcut olmadığını, Kurumsal Siteye ait resmi kayıtların O.D. DÜ’ye ait … de mevcut olduğunu, … kayıtlarında yönetici ve ödeme yetkilisi olarak olarak … A.Ş.yazılı olduğunu (2000 ve 2006 yıllarına ait …kayuları dosyaya (EK:2) olarak sunulmuş olmasına rağmen sayın mahkemece dikkat alınmadığını, esasen 2005 yılında hem…A.Ş’de, hem de … A.Ş.’de İstrati … ve … “450 ortak olup, web sitesinin kuruluşundan bu güne kadar yönetici … A.Ş. olduğunu, bu sebeple sitenin yönetimiyle ilgili bir sözleşme mevcut olayacağını, kaldı ki … Anonim Şirketine ait iki tane web satış sitesi olduğunu, bunlar www…com ve www…com siteleri olduğunu, bu sitelerde haksız ve hukuka aykırı olarak … markasını kullanarak markalarına ve yerleşmiş müşterilerine zarar verdiğini, davacılar tarafından açılan davanın hukuki dayanağı olan 24.02.2005 tarihli www…comtr web sitesinin yönetim sözleşmesinin aslının dosyaya sunulmadığını, www…com.tr isimli web sitesi com.tr olması sebebiyle Türkiye Patent Enstitüsünün kayıtlarına göre marka sahipleri olan …, … A.Ş. ve … A.Ş adına kayıtlı olduğunu, ancak kurumsal internet sitesi olarak bu web sitesinin yönetimiyle ilgili olarak şirketin bilgisi ve onayı ile yapılmış bir sözleşme bulunmadığını, 4050 pay sahibi oldukları … A.Ş” ne ait diğer payların 2009 yılında …’ye devir edildiğini, …ile de yapılmış bir sözleşme ve de aralarında teati olunan herhangi bir ihbar mevcut olmadığını, kurumsal sitelerine ait resmi kayıtların O.DA.Ü’ye ait … de mevcut olduğunu, … kayıtlarında … A.Ş.yazılı olduğunu, esasen; 2005 yılımda hem … A.Ş’de, hem de … A.Ş.’de … ve … 650 ortak olup, web sitesinin kuruluşundan bu güne kadar yöneticinin … A.Ş. olduğunu, bu sebeple sitenin yönetimiyle ilgili bir sözleşmenin mevcut olamayacağını, davacılar tarafından dosyaya sunulan 24.02.2005 tarihli www…. com.tr … A.Ş web Sitesinin Yönetimi Sözleşmesi’ni kabul etmediklerini, davacı tarafın hukuki dayanağı olan www…com.tr web sitesinin yönetim sözleşmesi’nin aslının dosyaya sunulmasını talep etmelerine rağmen bu hususta müspet veya menfi bir karar oluşturulmadığını, böyle bir sözleşmenin olmadığını, kambiyo senedine veya adi bir senede dayanılarak yapılması istenen icra takibinde mutlaka senedin aslı talep edildiği halde;,iş bu davanın hukuki dayanağı olan 24.02.2005 tarihli www…com.tr web sitesinin yönetim sözleşmesi’nin aslının dosyaya ibraz edilmediğini, bu hususta bir ara kararı oluşturulmadığını, esasen sözleşmenin aslı ibraz edilmeden yapılan bilirkişi tetkikatlarının delil niteliği taşıyamayacağını, kaldı ki bilirkişilerin ısrarlı bir şekilde“sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde) diyerek mütalaa verdiklerini, dosyada mevcut 18.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda aynen, “Dava dosyasına sunulu sözleşmeden, tarafların paylaşım esasına dayalı olarak anlaşma yaptıkları sözel 12.maddesinde adı geçen ve yapılacak satışların paylaşımını gösteren EK’in dava dosyasına sunulması gerektiği,davaya konu ihtilafın çözülebilmesi için (sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde)” denilerek mütalaa verildiğini, ayrıca sözleşmenin 12. maddesinde yazılı olan EK’in davacılar taralından dosyaya sunulması gerektiği bildirildiğini, davanın hukuki dayanağı olan sözleşmenin aslının ibraz edilmemesinin başlı başına bozma nedeni olduğunu, 01,09.2015 tarihli bilirkişi raporunda “banka ekstreleri üzerinde yapılan incelemelerde, davalı şirketin 2007-2008 ve20011-2012 dönemi içerisinde toplam 250.000.- TI. lik brüt satış geliri elde ettiğini, bu sebeple talep edilen 5.000.- TLlık kar mahrumiyet alacağının yerinde olduğunu, dosyada mevcut 13.06.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre “Davalı şirketin defter kayıtlarına göre 2007-2009 ile 2011-2013 yıllarında toplam 518.970.21 TL satış yaptığı ve 15.116,81 TL zarar ettiği bildirilmiş olmasına rağmen davacılar vekilinin 01.09,2015 tarihli rapora dönüş yaparak 250.000.-TL brüt satış tutarı üzerinden net satış tutarının tespiti için ek rapor alınmasını talep etmesi üzerine, alınan 19.10.2020 tarihli raporda “taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin hukuki değerlendirme ve taktiri sayın mahkemeye ait olmak üzere” kayıt ve şartı ile davalının incelenen defter kayıtlarında satışların tamamının yurt içi satışlar olarak kayıt ettiğini, bu nedenle 2007-2009 ile 2011- 2013 yıllarında dosyada mevcut mali tablolardan brüt ve net satışların tablo olarak sunulduğu” Net satış tutarları 2007 yılı için 79.082,90 — 2008 yılı için 66.796,31 – 2009 yılı için 178.224,60 – 2011 vali için 61.448,33 — 2012 yılı için 45.910,77 – 2013 yılı için 85.507,30 TL”olarak bildirildiğini, bu durumda raporlar arasında tenakuz olduğu bildirilmesine rağmen,talepleri hakkında mahkemece müspet veya menfi bir karar oluşturulmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep edilmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada davacılardan … A.Ş. ile davalı … A,Ş, arasındaki 24.02.2005 tarihli Web Sitesinin Yönetim Sözleşmesine istinaden birlikte kurdukları www…com.tr sitesinin 2005 yılından bu yana yönetiminin davalıda olması nedeni ile davalının web sitesini devretmesi gereken tarih olan 2007-2009 ve 2011-2013 yılları arasında elde ettikleri kazanç miktarının hesaplanarak yoksun kalınan kazanç miktarının davacılara ödenmesi talep edilmiştir. … Kurumunun 27.03.2014 tarihli yazısında sitenin “ … A.Ş., … A.Ş, istirati … olarak tescil edildiği bildirilmiştir..Sözleşme kapsamında davalının 2 yılı sürdürmesi kararlaştırılan wep sitesi yönetimini belirlenen 2 yıl sonunda davacıya devretmediği,bu süre zarfında yapılan satışların davalı hesabına aktarıldığı ve davacının satışlardan kar payı alamadığı ileri sürüldüğünden, bu konuda pek çok kez bilirkişi incelemesi yapıldığı,son bilirkişi heyetinden alınan son ek rapor kapsamında , davalının incelenen defter kayıtlarında satışların tamamını yurt içi satışlar olarak kayıt ettiği, bu nedenle 2007-2009 ile 2011-2013 yıllarında net satış tutarlarının ; 2007 yılında 79.082,90 TL, 2008 yılında 66.796,31 TL, 2009 yılında 178.224,60 TL, 2011 yılında 61.448,33 TL, 2012 yılında 45.910,77 TL, 2013 yılında 85.507,30 TL ile toplam 253.238,31 TL olduğu belirlenmekle,bu ek bilirkişi heyet raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır.Ayrıca … Kurumunun 27.03.2014 tarihli yazı içeriğinde , söz konusu sitenin “ … A.Ş., … A.Ş, istirati … olarak tescil edildiği bildirilmekle, taraflar arasında sözleşmenin olmadığı ispatlanamamıştır.Bu durumda davacının yoksun kaldığı kazancının arttırılan talep doğrultusunda tahsiline karar verilmesidne aykırılık görülmemiştir. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 17.298,71 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.384,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 12.914,71 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/02/2022