Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1453 E. 2022/451 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1453
KARAR NO: 2022/451
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2021
NUMARASI: 2019/962 E – 2021/230 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında 6.510,06 TLnın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davacının davalıya böyle bir borcunun bulunmadığını,davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını,hukuka aykırı olarak icra takibi yapıldığını belirterek dava öncelikle İİK 72/3.madde uyarınca icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile takibin iptaline ve davalının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul Anadolu 8.Asliye Hukuk Mahkemesince 2018/135 E.sayılı dosyada davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına davacı tarafından vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için %15 teminatla ihtiyati tedbir kararı verildiği, paranın icra veznesine depo edildiği,tedbir kararına istinaden alacaklı davalıya ödenmediği ,daha sonra görevsizlikle dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; davalıya karşı ikame edilen davada davacının iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davalının tamir ve bakım işi ile uğraştığını, davacıya ait … ve … plakalı araçların şoförleri tarafından bakımı yapılmak üzere davacının iş yerine getirildiğini, araçlar üzerinde gerekli işlemlerin yapıldığını,araçların üzerinde yapılan işlemlere ilişkin masraf makbuzlarının da ayrıca davacının sigortalı olan şoförüne imzalatıldığını,faturaların davalı ticari defterlerine kaydedildiğini, davalı tarafından davacı borçlunun araçlarında yapılan işlemlere karşılık olarak 12/05/2017 ve 08/08/2017 tarihli iki adet fatura düzenlendiğini, fatura bedellerinin kötüniyetli olarak ödenmediğini belirterek davanın reddi ile davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, bilirkişi raporunda tarafların incelenen defter kayıtlarında 6.510,06 TL olarak davacı …’dan alacaklı görünen davalı …’in davacıya borçlandırıcı etkiye sahip belgelerinin “irsaliyeli fatura” olarak düzenlediği, , davalı şirket defter kayıtlarında mevcut irsaliyeli faturaların “teslim alan” kısmında her hangi bir isim veya imzanın bulunmadığı, hizmet formlarında “yapılan işleri Onaylıyorum” kısmında da herhangi bir isim ya da imza bilgisinin yer almadığından bahisle bilirkişi rapor ekine 2 adet evrak ekleyerek sunmuş ise de, davalı tarafın davacıya ait ticari araçların davalıya ait işyerinde aldığı hizmet olgusuna yönelik tanık deliline başvurduğu,davacının çalışanları olan davalı tanıkları … ve …’in huzurda alınan beyanlarından , davacıya ait ticari araçların davalıya ait işyerinde tamir edildiği, bakımlarının yapıldığı, dosyaya kazandırılmış … imzalı teslim tesellüm fişlerindeki bilgilerin tanık beyanları ile teyit edildiği, tamir/bakım işlerinden sonra tanıkların söz konusu araçların şoförleri olması bakımından araçları tamirhaneden kendilerinin teslim aldığını, bu haliyle maddi olgulara yönelik tanık beyanlarından davacının söz konusu faturalara konu hizmeti aldığı,her ne kadar tanık …’in davacı aleyhine işçi alacağı konulu açmış olduğu dava dosyası var ise de diğer tanık … ile davacı arasında görülen herhangi bir dava olmaması, araçların tamirhaneden teslimi aşamasında tanık …’in 16 adet teslim tesellüm fişlerinde imzasının bulunması hususları hep bir arada değerlendirilerek tanık beyanlarına itibar edildiği, bu haliyle davalının faturalara konu araç bakım onarım hizmetini davacıya verdiği iddiasını ispat ettiği,İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davası nedeniyle, somut olayda görevsizlik öncesi davaya bakan İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/03/2018 tarihli, 2018/135 esas sayılı ihtiyati tedbir konulması yönündeki ara kararına istinaden davacı tarafın talebi üzerine %15 teminat karşılığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması nazara alınarak, davacı aleyhine kötüniyet tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle,”1-Davanın reddine, 2-Davacı aleyhine dava değeri olan 6.510,06 TL üzerinden takdiren %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; mahkemenin tek bir tanık anlatıma dayalı olarak karar verdiğini, davalının hizmet olgusuna ilişkin olarak tanık deliline başvurduğunu belirterek tanık deliline dayanarak hüküm tesisinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini,.davalı tarafın aradaki ticari ilişki dahil huzurdaki dosyada herhangi bir iddiası için tanık deliline dayanmasına usul kurallarının izin vermediğini, Davalı tarafın hizmeti verdiğini ancak yazılı belgelerle ispatlayabileceğini, dosyada böyle bir delil bulunmadığını, yargılamanın her aşamasında tanık deliline muvafakat edilmediğinin bildirildiğini, davalının akdi ilişkiyi ispatlayamadığını, dinlenen her iki tanığın davacı ile husumeti bulunduğunu, beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini tanıklardan … ile davalı arasında işçi alacaklarından kaynaklı iş davası bulunduğunu, diğer tanık … ile dava olmadığını belirtmişse de, arada davanın bulunmamasının husumetin olmadığı anlamına gelmediğini,tanık …’in de alacaklı olduğunu bildirdiğini, davacı ile tanıklar arasında husumet olduğundan tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini,davalı tarafın ticari defterleri ile de iddialarını ispatlayamadığını,taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını,davalı tarafından verildiği iddia edilen hizmet usulüne uygun delillerle ispatlanamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, davalı tarafça davacı araçlarına yapıldığı ileri sürülen bakım ücreti karşılığı düzenlenen iki fatura nedeniyle davacı hakkında yapılan takipte davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir. Dava konusu araçlara yapılan bakım hizmeti nedeniyle düzenlenen 16 adet belgede araca yapılan işlemin belirtildiği ve bunun … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.Bu belgeler tutanak kabul edilerek ,imzalı belge tanığı olarak dinlenen … araç bakım işlemlerine dair belgelerdeki imzanın kendisine ait olduğunu ve o tarihlerde davacı çalışanı olduğunu, davacıya ait araçları davalıya bakım için götürdüğünü ve bakımdan sonra teslim aldığını beyan etmiştir.Bu tanığın davacı ile husumeti ispatlanamamıştır. Diğer tanık … yeminli beyanında diğer tanıkla birlikte davacının şoförü olarak çalıştıklarını ve söz konusu araçların bakım için davalı işyerine bırakıldığını ve bakımdan sonra teslim alındığını,davacı ile aralarında işçilik alacağı kaynaklı dava olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasında araç bakım sözleşmesi bulunmamakla birlikte,araçlara yapılan bakım işlemlerine dair düzenlenen belgelerin 16 tanesinde davacı şoförü …’in imzası bulunduğu,araçların ticari araç olduğu,bakıma araç şoförlerinin götürmelerinde ve bakım sonrası teslim almalarının hayatın olağan akışına uygun olduğu,bakım hizmetine dair belgelerdeki imzaların imzalayan … tarafından kabul edildiği,diğer tanığında yine davacı şoförü olarak araç teslimi yaptığını bildirdiği,bu açıdan davacı araçlarına davalı tarafça söz konusu 2 fatura ile bakım yapıldığının belirlendiğin gözetilerek davanın davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmıştır. İcra İflas Kanunu 72/4. maddesi gereğince, mahkemece icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası nedeniyle icra veznesine giren paranın davalıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmakla, bu durumda davalı yanın alacağını geç almaktan doğan zararlarının davacı tarafça karşılanması amacıyla davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiği açıktır. Menfi tespite konu bu davada ihtiyati tedbir kararı ile davalının icra veznesine yatan parayı çekmesinin önlendiği,bu doğrultuda ihtiyati tedbir kararı ile alacaklının alacağına geç ulaşacağı gözetilerek , kötüniyet tazminatı koşullarının davalı lehine davada oluştuğu kabul edilmelidir. Hernekadar sadece tarafların ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenerek bilirkişi raporu alınmış,araç bakımına dair 2 adet takibe ve davaya konu faturaların kadri maruf olup olmadığı hususunda makina mühendisi bilirkişiden rapor alınması gerekmesine rağmen davalının fatura bedellerine değil faturadaki borcun hiç olmadığına itirazı sonrası bu davanın açıldığı gözetilerek, makina mühendisi bilirkişiden rapor alınmasının davaya katkı sağlamayacağı anlaşılmıştır. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/02/2022