Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1410 E. 2022/1279 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1410
KARAR NO: 2022/1279
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2021
NUMARASI: 2018/98 E – 2021/203 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile muhtelif tarihlerde abonelik sözleşmesi olmasına rağmen kaçak elektrik tüketimi gerçekleştirildiğini ve kendisine kurumca tahakkuk ettirilmesine rağmen ödenmeyen kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili için takip yapıldığını, takibin borçlu tarafından 16-05.2016 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilerek durdurulduğunu, borçlu ile müvekkil şirket arasında … Mah. … Sok. … No:… Dükkan: … numarasında bulunan … tesisat numarasına ilişkin olmak üzere ticarethane tarifesi uygulanmak üzere 10.07.2006 tarihli abonman sözleşmesi akdedildiğini, davalı borçlunun muhtelif tarihlerde, söz konusu tesisat üzerinden kaçak elektrik enerjisi kullandığı kaçak elektrik zabıt tutanaklarıyla da kayıt altına alındığını, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği, huzurdaki davaya ilişkin 26/1 -b maddesine göre , davalı/borçlunun kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini ve hakkında müvekkili şirket görevlilerince kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, davalı/borçlunun takibe, borca, tüm ferilere yönelik tüm itirazların iptalini ile takibin devamını, davalı/borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı sebebi ile %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davanın Islahı: Davacı vekili yargılama sırasında verdiği dilekçe ile ,HMK 176-177-180 maddeleri uyarınca davayı tamamen ıslah ettiklerini, davalı tarafın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacının iddiasının gerçek olsa bile dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin takip konusu abonelikle hiçbir alakası olmadığını, abonelik sözleşmesi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, takip konusu yere ilişkin … ile yapılmış herhangi bir sözleşmesinin olmadığını, bu nedenlerle öncelikle yetki itirazının kabulünü, dosyanın görevli tüketici mahkemesine gönderilmesini, borcunun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla zaman aşımı definin kabulünü, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Dosyaya ibraz edilen belgelerden ve bilirkişi raporundan, dava konusu elektrik abonelik sözleşmesi altındaki imzanın davalıya ait olmadığı bu bağlamda; sözleşmenin tarafı olmayan davalıdan kaçak kullanım bedelinin istenemeyeceği gerekçesiyle Davanın Reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, davalının elektrik abone sözleşmesindeki imzasının kendisine ait olmadığı gerekçesiyle, kaçak elektrik tüketim bedelinden sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup ; iş bu kararın usul ve yasaya aykırı hatalı bir karar olduğu, kaçak elektrik kullanımının haksız fiil teşkil ettiği, Mahkemece haksız fiil hükümlerine göre hukuki nitelendirme yapılarak sorumluluğun tespitine gidilmesi gerekirken, hatalı olarak sözleşmesel sorumluluk hükümlerine göre nitelendirme yapılarak sonuca gidildiği, kaçak elektrik tespit tutanaklarının Yargıtayın müstekar içtihatlarına göre aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, her ne karar elektrik abone sözleşmesinin altındaki imza davalı aboneye ait çıkmasa da , fiili kullanıcı olarak davalının kaçak elektrik kullanım bedelinden sorumlu olduğu ,bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın tam ıslahı suretiyle dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında; 06/02/2017 tarihinde 2.357,03 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 7.816,45 TL nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun süresinde borca itiraz ederek, dava konusu aboneliğin kendisine ait olmadığını belirterek borç ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Görev yönünden inceleme; Dava, itirazın iptali talebine ilişkin olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra açılmıştır. Görev hususunun çözümü için konuya ilişkin yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. 6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 . maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca ve BAM tarafından re’sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı yasa gereği tacir ise de ,davalının tacir olup olmadığına ilişkin dosyada belge bulunmamaktadır.Mahkemece bu yönde inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Bu sebeplerle mahkemece; davalının bağlı bulunduğu ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrahlarının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması, neticede; davalının tacir vasfı taşımaması halinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi, Mahkemenin görevli olduğunun tespiti halinde ise; yargılamaya devam olunması, dosyadaki deliller davalının belirtiler adreste fiili kullanıcı olduğuna ispata yeterli bilgi ve belge içer- mediğinden, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/19254 Esas, 2017/4521 Karar nolu 03/04/2017 tarihli ilamında belirtildiği üzere, kaçak tespit tutanağının düzenlendiği tarih itibarıyla dava konusu iş yerinde davalının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyetinin hangi tarihten itibaren başladığı hususunun ilgili Ticaret Odası Başkanlığı, Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf Odası, Vergi Dairesi Müdürlüğü, Belediye Başkanlığı, İl Emniyet Müdürlüğü ve diğer kurumlardan sorularak saptanması, Davalının bu adreste faaliyette bulunduğunun anlaşılması durumunda, Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalı yanın abonelik sözleşmesindeki imzasını inkar etmesi üzerine mahkemece sözleşme ve ekleri getirtilmiş, imza örnekleri toplanarak sözleşme aslı üzerinde imza incelemesi yaptırılmış, 26/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olmadığı bildirilmiştir.Mahkemece davalının abone olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. İcra takibi 06/02/2017 tarihinde yapılmıştır.Takipte borcun sebebi “ödenmeyen gecikmiş enerji bedeli” olarak gösterilmiş,2005 ve 2007 yıllarına ait faturalar dayanak yapılmıştır. Davacı vekilince tam ıslah dilekçesinde delilleri bildirilmiş,fatura ve kaçak kullanım borçlarının ödenmediği bildirilmiş ve kaçak tutanağı olduğu bu dilekçede yazılmıştır.(İstanbul 9. Asliye Hukuk mahkemesinde 2018/504 esas sayılı dosyada da davalı hakkında itirazın iptali davası bulunduğu,davacı vekilince sözkonusu dosyadaki tahakkukların farklı olduğu beyan edilmiştir.Davanın tam ıslahı bu sebeple yapılmış, bu dava için icra takip dosyası yeniden beyan edilmiştir) Mahkemece davacının abone olmaması sebebyile borçtan sorumlu olmadığına ilişkin verdiği karar eksik incelemeye dayalıdır.Çünkü,elektrik kullanımının abone olmadan fiilen kullanım yapılması da mümkün olmakla, davalının dava konusu tesisat yönünden elektriği takip konusu faturalırın ilişkin olduğu dönemde fiilen kullanıp kullanmadığının yöntemince araştırılması, varsa kaçak tutanaklarının celbi, gerektiğinde imzacı tanıkların dinlenmesi, İstanbul 9. Asliye Hukuk mahkemesinde 2018/504 esas sayılı dosyası ile dayanağı takip dosyasının celbi ile ,takip sebebi ve konusunun bu dava dayanağı icra dosyasındaki faturalarla karşılaştırılması,dosyanın konusunda uzman Elektrik Mühendisi bilirkişiye tevdi ile tutanak tarihi itibariyle yürürlükte bulunan elektrik mevzuatı kapsamında davalının dava konusu kaçak kullanım tespit tutanağından kaynaklanan takip ve dava konusu borcunun tespiti hususunda hükme ve denetime elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/04/2022