Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1409 E. 2021/1955 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1409
KARAR NO: 2021/1955
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2021
NUMARASI: 2020/408 E – 2021/122 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı şirketlerin kurumsal … telefon müşterisi iken … bayi olan davalı … firması adına yetkili kurumsal satış yöneticisi … ve Kurumsal satış temsilcisi … ile kullanılan 168 adet araç takip tanıma telefon hattı ve 80 adet ses hattının geçirilmesi için 29.11.2014 tarihli kurumsal tip abonelik sözleşmeleri imzaladığı, … tarafından kesilecek cezai şartın karşılanması için 4 adet cihaz tanımlanarak 9.200,00 TL nakit tutarın 30/01/2015 tarihinde ödeneceği hususunda yazılı tahahhüt verildiği, ikinci ay faturası olan Ocak ayı faturası davacı şirkete gönderilemediğinden bu hatların faturasının ödenemediği, hatların kapandığı belirterek maddi zararlarının tespiti ile tahsiline ayrıca 20.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve talep etmiştir.Davalılar vekilleri ayrı ayrı cevap dilekçelerinde davanın reddini istemişlerdir. Davacı vekili 20.04.2017 havale tarihli dilekçesinde maddi tazminat yönünden taleplerini açıklayarak toplam 12.786,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini bildirmiş ve maddi tazminat yönünden eksik harcı ikmal etmiştir. Mahkeme; davacı şirketler tarafından davalı …’nin alt bayii olan diğer davalı … Ltd. Şti. ile yapmış olduğu abonelik sözleşmesi kapsamında davalı tarafın sözleşmedeki taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle bilirkişi raporunda belirlenen 8.559,00TL alacağının oluştuğu, davalıların ana bayii ve alt bayii olarak birlikte sorumlu oldukları dikkate alınarak her ikisinden birlikte tahsil edilmesi gerektiği, davacı tarafın manevi tazminat isteme koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle;”Davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan manevi tazminat davasının subuta ermediğinden reddine, davacılar tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 8.559,00TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine” karar vermiştir. Mahkemenin bu kararına karşı davalılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf incelemesi sırasında Dairemizin 2017/2348 E.sayılı kararı ile davalı … vekilinin vekaletnamesinin süresinin dolması nedeniyle, yeni vekaletnamenin ibrazı yönünden dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiş,davalı vekilince yeni vekaletnamenin dosyaya sunulduğu ve dosyanın Dairemize istinaf incelemesi yönünden gönderildiği ,bu kez yapılan istinaf incelemesinde ise, Dairemizin 2019/116 E.sayılı kararı ile ,davada davacılardan yönünden herbiri yönünden talep ayrıştırılıp açıklattırılarak ,eğer bir maddi -manevi zarar varsa, hangi şirket yönünden ne miktarda olduğu açıklattırılıp her biri yönünden ayrı hüküm kurulması gereği de gözönünde tutularak karar verilmesi gerektiği halde, bu hususlar değerlendirilmeden ve karar gerekçesinde tartışılmadan esas hakkında karar verilmesi nedeniyle ,davalıların istinaf taleplerinin kabulü ile ,kararın HMK 355, 31, 353/1-a-6 madde gereğince kaldırılmasına ve bu hususlarda yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Yeniden yapılan yargılamada mahkemece davacılar vekiline açıklayıcı beyan sunması için süre verildiği,davacılar vekilince sunulan 17/11/2020 tarihli beyan dilekçesinde; 1-Davacı … adına Şubat ayı faturasına yansıyan 559,44-TL. yeni tesis taksidi ve 997,92.-TL. açma kapama ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … firmasından tahsiline, 2-Davalı … firması tarafından ödenmesi taahhüt edilen 9.200.-TL. lik cezai şart bedelinin davacı şirketlere müteselsilen ödenmesine ve bu tutara dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, 3-Davacı … adına Mart 2015 ayı faturasına yansıyan 2.029,27.-TL. lik tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … firmasından tahsiline, 4-Her bir davacı şirket için 10.000.-TL. olmak üzere toplam 20.000.-TL. manevi tazminatın davalılardan tahsil edilerek, bu tutara avans faizi işletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkeme;alınan bilirkişi raporu kapsamında ; davacı şirketlerin daha önce abonesi oldukları …ea Şirketi’nden davalı … Şirketi’ne hatlarını taşımak sureti ile sözleşme yapıldığı, sözleşmenin … bayisi olan davalı … firması tarafından düzenlendiği, sözleşme kapsamında davacı taraf kendi yükümlülüklerini yerine getirdiği ancak davalı tarafın hatlardan kaynaklı alacağa ilişkin faturayı davacıların sözleşmede gösterilen Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali no: … Yeşilköy/İSTANBUL adresi dışında farklı bir adrese göndermek suretiyle söz konusu fatura bedeli ödenmediğinden bahisle hatların kısıtlandığı, bu bağlamda davalı … tarafından şubat 2015 faturasına yansıtılan yeni tesis, ruhsat ve özel iletişim vergisi taksiti olarak 559,44-TL ve ayrıca açma kapama parası olarak yansıtılan 997,92-TL’nin haksız olarak tahsil edildiği davalı … firması tarafından taahhüt edilen … firmasından taşınma nedeniyle cayma bedeli olarak ödenen 9.200-TL’den yine davalı … tarafından ödenen 2.198-TL fatura ödemesinin mahsubundan sonra bakiye 7.002-TL ‘nin davalı …’dan tahsili gerektiği,ayrıca manevi tazminat isteminin ise koşullar oluşmadığı gerekçesiyle; “1-Davacı … Ltd. Şti. tarafından davalılar aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın reddine, 2-Davacı … Ltd. Şti. Tarafından davalılar aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın reddine, 3-Davacı … Ltd. Şti. Tarafından davalı …aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.557-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iş bu davalıdan alınarak davacı … Ltd. Şti.’ne verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-Davacılar tarafından davalı … LİMİTED ŞİRKETİ aleyhine açmış olduğu cayma bedeline ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 7.002,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iş bu davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar vermiştir. Kararı davacılar vekili ile her iki davalı vekili ayrı ayrı istinaf etmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde;gerekçeli kararda 2.029,27 TLlık sözleşmeden kaynaklı indirimler iptal edildiğinden 2015 yılı mart ayı faturasına yansıyan bu bedel yönünden davanın kabulünün gerektiğini ,ayrıca her iki davacı yönünden manevi tazminata karar verilmesi gerekirken bu talebin reddine karar verildiği,yine reddedilen kısımlar yönünden kaldırılan BAM kararındaki belirlenen vekalet ücretlerinden daha farklı vekalet ücretlerine hükmedildiğini,bu veküalet ücretlerinin fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı …vekili önceki istinaf kaldırma kararına uyulmadığını,bilirkişi raporunun usule aykırı bulunduğunu,bilirkişinin uzmanlık alanına sahip olmadığını,faturanın tebliğ edilmemiş olmasının ödeme yükümlülüğünü kaldırmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı …vekili istinaf dilekçesinde;davalı şirketin taahhütlerini yerine getirdiğini,bu hususun kararda değerlendirilmediğini,davacının 24 ay dolmadan sözleşmeden dönmesi nedeniyle kendisine verilen indirim bedelini bu davalıya ödemesi gerektiğini,bilirkişi raporunun hatalı olduğunu,itirazlarının dikkate alınmadığını,davacılara cihaz verilmediğini,bu hususun tekrar sorulmadığını .belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davalı … ile davacı … Ltd. Ştinin maddi tazminata dair istinaf talebinin incelenmesinde; Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi 2021 yılı itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.880,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı …yönünden maddi tazminat olara 1.557,00 TLya hükmedildiği,davacı … Ltd. Şti. ise 2.029,27 TL ya daha hükmedilmesi gerektiğin istinaf ettiğinden, istinaf edilen istinaf edilen bu değerler karar tarihinde davacı … Ltd. Şti. şirketi ve davalı … yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK’nın 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle,davalı … ve davacı … Ltd. Ştinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer davalı … Ltd. Şirketinin istinaf talebinin incelenmesinde ise; alınan bilirkişi raporu kapsamında davalı …firmasının …’nın davacıya uyguladığı cezai şarta karşılık olarak taahhüt ettiği 9.200 TLnın 2.198,TLlık kısmını davacının 2 hattına ait aralık 2014 faturasını ödemek şeklinde karşıladığı,bakiye 7.002 TL alacak kaldığı,bu tutarın davacılar vekili tarafından her iki davacı yönünden ayrıştırılamadığı beyan edildiğinden, bu tutarın her iki davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür. Bu davalının davacılara olan taahhüdünü kısmen yerine getirmediği ,bakiye tutar olan 7.002 TL.dan halen borçlu olduğu belirlenmekle,bu hesaplamaya dair alınan bilirkiyi raporunun taraf mahkeme ve Yargıtay denetiline elverişli olduğu,bu konuda yeni bilirkişi incelemesi yapılmasına ise gerek kalmadığı anlaşılmıştır. Davalı …nin maddi tazminata dair istinaf talebi yerinde görülmediğinden,davalı … Ltd. Ştinin istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddi gerekmiştir. Davacıların manevi tazminata dair istinaf taleplerinin incelenmesinde ise; Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede, Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda ,davacıların malvarlığı yönünden zarara uğradığı iddiası yönünden, eldeki bu davada manevi tazminat koşullarının da bulunmadığıanlaşılmakla, davacıların manevi tazminat talebinin reddi açısından mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Ayrıca davacıların reddedilen maddi ve manevi tazminata dair vekalet ücretlerinin BAM kararı ile kaldırılan karardan farklı belirlendiği ve fahiş olduğu konusundaki istinaf taleplerinin de yerinde olmadığı, reddedilen kısma ilişkin bazı hüküm ve vekalet ücretlerinin de kesinlik sınırı altında kaldığı gibi, BAM kararından sonra yapılan yargılama sonrası herbir davalı yönünden ayrı hüküm kurulduğu gözetilerek reddedilen kısımlar için yeni hükümde yeni vekalet ücretlerinin karar tarihindeki AAÜT gereği belirlenmesinde aykırılık olmadığı anlaşılmıştır.Davacıların vekalet ücreti istinafı da yerinde değildir. Bu itibarla, maddi tazminata yönelik davacının ve davalı … nin istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca kesinlikten reddine, davalı …nin maddi tazminata,davacıların manevi tazminata yönelik ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı …nin ve davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacılar ve davalı …nin istinaf talebinin karar kesinlik sınırı altında kaldığından HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca kesinlikten reddine, B- Davalı …nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, C-Davacıların manevi tazminata dair istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, Davalı …den peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden bu davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacılardan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Davalı …den alınması gereken 478,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 119,58 TL’nin mahsubu ile 358,72 TL’nin bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/07/2021