Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1394
KARAR NO: 2022/356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2021
NUMARASI: 2016/676 E – 2021/39 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan dava dışı “… Ltd. Şti’nin … Cad. No: … Sultangazi/İstanbul” adresindeki işyerinde 16.04.2014 tarihinde …’ye ait ana su borusunun patlaması sonucu sigortalı işyerinde oluşan hasar nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, ödenen bu hasar bedelinin davalı borçlu şirketten tahsili talep edilmişse de, davalı borçlu şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalı borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava konusu hasarın oluşumunda davalı borçlu kurumun sorumlu olduğunun ekspertiz raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığını, davalı borçlu kurumun hasar bedelini, asıl alacak ve ferilerini ödemekle yükümlü olduğunu,ancak davalının hakkındaki takibe haksız itiraz ettiğini beyanla ,davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına,%20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının davaya cevap vermediği görülmüştür. İstanbul 21.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/45 E. 2016/32 K.sayılı 05/02/2016 tarihli görevsizlik kararı sonrası yargılamaya devam edilmiştir. Mahkeme, dava dışı … Ltd Şti tarafından işletilmekte olan … Mah … Cad No:… Gaziosmanpaşa/İstanbul adresindeki iş yerinin, 20/12/2013 – 20/12/2014 vade tarihlerini kapsamak üzere işyeri sigorta poliçesi ile çeşitli risklere karşı davacı şirkete sigortalandığı, söz konusu poliçe ile dekorasyon 40.000TL ve demirbaşlar 40.000TL sigorta bedeli üzerinden teminat altına alındığı, verilen teminatlardan birinin de sel ve su baskını teminatı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sigortalı iş yerinin arka tarafında yer alan … Caddesi tarafında binaya giren … ana su borusunun patlaması ile caddeye göre düşük kodlu iş yerine su akması nedeniyle hasar meydana geldiği iddia edilerek, hasar nedeniyle sigortalıya ödenen meblağın davalıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itiraz noktasında toplandığı, sigortalı tarafından davacı şirkete yazılan ihbar bildirimi üzerine davacı sigorta şirketinin eksper görevlendirerek, olay yerinde tespit yaptırdığı, ekspertiz raporuna göre … Caddesi tarafından binaya giren … ana su borusunun 16/04/2014 tarihinde patlaması ile suların arka caddeye göre düşük kodlu işyerine tavandan akması sonucu hasarın meydana geldiğinin tespit edildiği,mahkemece de kabul gören bilirkişi raporundaki tespitlere göre, davaya konu hasarın sigortalı işyerinin arka tarafından binaya giren … ana su borusunun patlamasından kaynaklandığı ve sızan bu suların sigortalı işyeri içerisine girmesi sonucu oluştuğu, olayın ve zararın oluşumunda %100 kusurlu olduğu tespit edilen davalı …’nin 6098 sayılı TBK’nun 49.maddesine göre sorumlu olduğu, davacının, eksper tarafından belirlenen 16.17,53TL tutarındaki hasar bedelinden tenzili muafiyet uygulamadan 20/05/2014 tarihinde sigortalısına ödeme yaptığı, TTKnun 1472.maddesine göre, sigortacının hasar bedelini ödemekle, poliçe kapsamında ödediği bedel yönünden sigortalısının kanuni halefi olduğu ve onun hak kazandığı tüm haklara aynen sahip olduğu, poliçe kapsamı dışındaki ödemelerin ise hatır ödemesi olup, bu halde davacının 16.172,53TL(ödediği bedel) – 1.800TL(tenzili muafiyet)=14.372,53TL yönünden aktif husumet ehliyeti bulunduğu, poliçedeki artışın maddi hata yapılarak şerhin yanlış yazıldığı, sigortacının ödeme tarihinden takip tarihi arasındaki süre için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının ise 1.375,04TL olduğu, davacının işbu alacağını davalıdan tahsili için başlattığı icra takibinde bu miktarlar yönünden haklı olduğu,takipte davacının 14.372,53 TL asıl alacak, 1.375,04 TL işlemiş faiz olmak üzere 15.747,57 TL alacaklı olduğu,ancak alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle ; “Davanın kısmen kabul – kısmen reddi ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 14.372,53 TL asıl alacak, 1.375,04 TL işlemiş faiz olmak üzere 15.747,57TL üzerinden takip talebindeki şartlar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine ” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporunun eksik incelemeyle düzenlendiğini,söz konusu binanın bulunduğu adreste davalı idare tarafından atıksu projesi ve iskan izninin olmadığını,16/04/2014 tarihindeki arızanın ise süresinde şube yolu yenilenerek giderildiğini,incelemede ise dava konusu binanın toprakla temasının bulunduğu,izolasyonunun olmadığının belirlendiğini,hasarın oluştuğu söylenen işyerinin kot altında bulunduğunu,bu binada izolasyonun zorunlu olduğunu,ek raporda hasarın poliçe kapsamında bulunmadığının tespit edildiğini,sigortacı tarafından hatır ödemesi yapıldığını,bu nedenle davacının TTK 1472.madde gereği kanuni halef sayılamayacağı,davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığının belirlendiğini,zarara neden olan eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını,davacı sigortacısının gereken önlemleri almadığını, söz konusu işyerinin bulunduğu binanın proje ve iskan kayıtları üzerinde inceleme yapılmadığını,bu nedenle davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davada, davacının sigortalısına ait işyerinin …’ye bağlı ana su borusunun patlaması nedeniyle kot farkından su altında kalması ve maddi zarar oluşması nedeniyle,davacı sigortacının dava dışı sigortalısına yaptığı zarar ödemesinin zarara sebebiyet verdiği ileri sürülen davalı …’den tahsiline yönelik yapılan takibe karşı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Dava konusu poliçedeki sigorta adresinde her ne kadar … nolu yer olarak belirtilmiş isede, … numaralı aynı yerde işyeri bulunmadığı,buranın aynı adres … nolu işyeri olduğu dosya kapsamı itibarıyla açıklığa kavuştuğundan kök rapordaki seçenekli tespit sonrası ek rapordaki adres no farklılığı nedeniyle davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığı konusundaki ek rapor tespitinin yerinde olmadığı anlaşılmakla,kök rapor doğrultusunda yapılan hesaplamanın esas alınması gerektiği anlaşılmıştır. Dava sigorta şirketinin zarar verene karşı açtığı rücuen tazminata yöneliktir. Dosyadaki ekspertiz raporunda … Caddesi tarafından binaya giren … ana su borusunun 16/04/2014 tarihinde patladığı, suların arka caddeye göre düşük kodlu işyerine tavandan akmasıyla söz konusu hasarın oluştuğunun tespit edildiği,yargılama sırasında alınan kök bilirkişi raporunda ise, davaya konu hasarın sigortalı işyerinin arka tarafından binaya giren … ana su borusunun patlamasından kaynaklandığı ve sızan bu suların sigortalı işyerine girmesi sonucu oluştuğu, olayın ve zararın oluşumunda %100 kusurlu olduğu tespit edilen davalı …’nin 6098 sayılı TBK’nun 49.maddesine göre sorumlu olduğu, davacının, eksper tarafından belirlenen 16.17,53TL tutarındaki hasar bedelinden tenzili muafiyet uygulamadan 20/05/2014 tarihinde sigortalısına ödeme yaptığı, TTKnun 1472.maddesine göre, sigortacının hasar bedelini ödediğinde poliçe kapsamında ödediği bedel yönünden sigortalısının kanuni halefi olduğu ve onun hak kazandığı tüm haklara aynen sahip olduğu, poliçe kapsamı dışındaki ödemelerin ise hatır ödemesi olduğu, davacının ödediği 16.172,53TL den muafiyetle tenzil edilen – 1.800TL sonrası 14.372,53TL alacaklı olduğu, poliçedeki artışın maddi hata yapılarak şerhin yanlış yazıldığı, sigortacının ödeme ve takip tarihi arasında 1.375,04TL işlemiş faiz talep edebileceği,davacının takipte 14.372,53 TL asıl alacak+1.375,04 TL işlemiş faiz= 15.747,57 TL alacaklı olduğu belirlenmekle, kök bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu,bu nedenle yeni bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekmediği anlaşılmıştır. Davacı sigorta şirketi TTTK 1472 .madde gereği sigortasına sigorta poliçesi gereği ödediği bedeli zarara sebebiyet verenden halefiyet yoluyla rücuen talep edebileceğinden ödediği bedelden muafiyet tutarı düşüldükten sonra alacaklı olduğu bedel bilirkişi raporu ile 14.372,53 TL asıl alacak+1.375,04 TL işlemiş faiz= 15.747,57 TL alacaklı olduğu hesaplandığından,bu tutar yönünden takibe davalının itirazının iptali yerinde görülmüştür. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.075,71 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 269,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 806,71 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/02/2022