Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1393 E. 2022/359 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1393
KARAR NO: 2022/359
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2021
NUMARASI: 2019/860 E – 2021/205 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının metal işleri fabrikası olan işyeri elektrik sayaç bölümünde 24/092018 tarihinde patlama meydana geldiğini, bu patlama neticesinde 500/5A akım gücüne sahip trafoların yandığını fabrikanın çalışamaz hale geldiğini, trafoların 600/5A akım gücüne sahip trafo ile değiştirildiğini, bu olay ve değişimden 7 gün içinde …’ın arandığını ve durumun bildirildiğini, olayı inceleyip sayacın mühürlenmesini talep ettiklerini, davalı tarafından arama kaydına rağmen hiç bir işlem yapmadığını, 22/03/2019 tarihinde kaçak usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, faturalar düzenlenerek 130,215 TL fazla bedel tahakkuk ettirildiğini, bu tahakkukların elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğinin 40. Maddesine aykırı olduğunu, davacının 186 nolu hattı aradığını, kayıt oluşturulduğunu, ancak davalı kurum tarafından bu arama ve kayda rağmen işlem yapmadığını, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle ödenen kaçak usulsüz elektrik tüketim ve ceza bedelinden şimdilik 10.000 TL ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 12/02/2021 tarihli dilekçesiyle 10.000,00 TL olarak açılan davadaki talebi 40.985,13 TL olarak ıslah ettiğini beyan ederek ıslah harcını yatırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava açmasının usul hukukuna aykırı olduğunu, davacıya ait olay mahallinde 22.03.2019 tarihinde davalı şirket kaçak kontrol ekiplerinin yapmış olduğu kontrolde akım trafolarının sistemde 500/5A akım gücüne sahip olarak görünmesi gerektiğini, ancak yapılan incelemede 600/5A akım gücüne sahip olduğunun tespit edildiğini, H/002442 seri numaralı kaçak tahakkuku tanzim edildiğini, tutanağa istinaden 22.03.2019-22.12.2018 tarihleri arasında sayaç tüketim bilgilerine göre 52420kwh karşılığı elektrik tahakkuku, 22.12.2018-11.05.2018 tarihleri arasında 132200 kwh karşılığı kaçak elektrik ek tahakkuku tanzim edildiğini, söz konusu tutanaklara istinaden tahakkuk ettirilen faturaların sayaç tüketim bilgilerine göre ve akım trafolarının hata oranına göre hesaplandığını herhangi bir hatanın olmadığını, davacının fazla ödeme yaptırıldığı iddialarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davacının usulsüz kullanım yapmadığını ispatlayamadığı,ayrıca davacının yangın olayının vukuuna dair dosyaya bir veri sunmadığı,yine davacı tarafça davalı kuruma başvuru yapıldığının ispatlanamaması nedeniyle davacının 500/5 akım trafolarını usulsüz sökerek yerine 600/5 akım trafolarını kullanmaya başladığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42. Maddesinin c bendinde “Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,” halini kaçak kullanım olarak düzenlediği, davacının usulsüz olarak kaçak elektrik kullandığı,kaçak tespiti halinde yapılacak ücretlendirmelere ilişkin esaslar yönetmeliğin 45. Maddesinde belirtildiği,bu hesaplama yapılırken kaçak kullanım başlangıç tarihinin doğru bilgi, bulgu ve belgelerle tespit edilip edilememesine göre bir ayrım yapılması gerektiği ,böyle bir tespit yapılabiliyorsa kaçak tespiti bu tarihten itibaren yapılacak ancak böyle bir tespit yapılamıyorsa bu halde 90 günü geçemeyeceğini, davalı tarafça kaçak başlangıcının 11/05/2018 olarak kabul edildiği,itirazlarda resmi tutanakların aksi sabit oluncaya değin geçerli oldukları iddia edilmiş ise de, anılan tutanakta geçmişe dayalı bir varsayımın ifade edildiği, halihazırdaki duruma dair bir tespite yer verilmediği, 11/05/2018 tarihinin kaçak başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinin doğru bulgulara dayanmadığının anlaşıldığı,22/03/2019 tarihli ilk tespitten sonra 15/04/2019 tarihinde yeniden yapılan tespitte ceza tahakkuk ettirilmesinin uygun görülmediği,zira davalı kurumca ilk tespitten sonra davacı tarafça 600/5 akım trafosu kullanıldığı bilinmekle ancak buna dair herhangi bir önlem alınmamak ve durum düzeltilmemekle beraber buna dair cezai şart istenmesinin uygun görülmediği gerekçesiyle; “Davanın kabulü’ne,10.000,00 TL’nin dava tarihinden, 30.985,13 TL’nin 29/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davacının kaçak elektrik kullandığının dosya kapsamı itibari ile sabit olduğunu, bilirkişi raporları ile de davacının kaçak elektrik kullandığının açıkça tespit edildiğini,davacının akım trafosundaki farklılığın tespiti sonrası kaçak tutanak tanzimi ve tahakkuku yapıldığını,yapılan tahakkukların mevzuat ve yönetmeliğe uygun olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda mevcut bulunan hatalı tespitler nedeni ile hükümde mevcut bulunan “11/05/2018 tarihinin kaçak başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinin doğru bulgulara dayanmadığı” şeklindeki kabulün somut olay gerçekliğine ve mevzuata açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirket tarafından tahakkuk başlangıç tarihi mevzuata uygun olarak 11.05.2018 olarak belirlendiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaçak kullanım başlangıç tarihine ilişkin kesin bilgi olmaması sebebiyle tüketici beyanını esas alarak 24.09.2018 tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğinini belirtildiğini, sunulan tüketim ekstresi incelendiğinde 29.04.2018 tarihinden sonra tüketimlerin azaldığı görüldüğünden bu tarihten sonra akım trafolarının değiştirildiğinin anlaşıldığını, tüketicinin beyanında belirttiği 24.09.2018 tarihinden önceki ve sonraki tüketimler de değişiklik olmadığı görüldüğünden bilirkişi tarafından sunulan ve hükme esas alınan söz konusu tespitin hatalı olduğunu, sunulan tüketim ekstrelerinin usulüne uygun şekilde değerlendirilmediğinden davacının kaçak tüketim gerçekleştirdiği tarihlerin bilirkişi ve mahkemece hatalı şekilde tespit edildiğini,davalının yaptığı tespit ve tahakkukların mevzuata uygun olduğunu,kaçak tutanağının aksinin davacı tarafça ispatlanamadığını, mahkemece belirtilen; “22/03/2019 tarihli ilk tespitten sonra 15/04/2019 tarihinde yeniden yapılan tespitte ceza tahakkuk ettirilmesi uygun görülmemiştir. Zira davalı kurumca ilk tespitten sonra davacı tarafça 600/5 akım trafosu kullanıldığı bilinmekle ancak buna dair herhangi bir önlem alınmamak ve durum düzeltilmemekle beraber buna dair cezai şart istenmesi uygun görülmemiştir” şeklindeki kabulün mevzuat kapsamında yeri bulunmadığı, kaçak tüketimin tespitine rağmen mevzuata aykırı şekilde yapılan yorum ile hatalı karar verildiğini, … seri numaralı kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden yapılan tespitte ceza bedelinin dahil edilmemesi gerektiği şeklinde kabulün l açıkça hatalı olduğunu, söz konusu dönemde kaçak elektrik kullandığı tespit edilmekle,kaçak elektrik tüketiminin tespiti halinde tüketime esas döneme ilişkin kullanım bedelinin cezalı olarak tahakkuk ettirilmesi gerektiğinden, mahkemece verilen hüküm açıkça mevzuata aykırı olduğunu,davacı şirket yetkililerine gerekli uyarıların yapıldığını, 22.03.2019 tarihli ve … seri numaralı Kaçak Elektrik Kullanımı Tespit Tutanağı incelendiğinde davacının kaşesi ve yetkililerinin imzalarının bulunduğunun görüleceğini,kaçak elektrik kullanan davacıya gerekli uyarılar yapılmasına ve söz konusu durum tutanak altına alınmasına rağmen mevzuata aykırı söz konusu fiilini devam ettirmesinin suç olduğunu,davacının ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını ispatlayamadığını belirterek ödediği bedeli talep edemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada, davaya konu kaçak tüketim bedellerinden davacının sorumlu olmadığına dair menfi tespit ve istirdat talep edilmiştir. Davacı taraf fabrikasının elektrik bölümünde yangın çıktığını,bu nedenle işlerin devam etmesi için trafo değişikliği yapıldığını ve bu işlemler için davalıya aradığını ispatlayamamıştır. Davacı kayıtlı trafo dışında daha yüksek bir akım trafosu bağlayarak elektrik kullanmıştır.Bu durum davacı hakkındaki kaçak tespit tutanakları ile sabittir.Ancak davacı hakkında yapılan kaçak ve kaçak ek tahakkuklarının hesaplanması yönünden alınan kök raporda eksik kayıtlarını tamamlanmasının talep edildiği,1.ek raporda ise ,22.03.2019 tarihli … seri no.lu Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağına istinaden; davalı tarafından davacı tarafa 10.06.2019 son ödeme tarihli 47.541.27 TL tutarlı kaçak elektrik faturası(cezalı) ve 10.06.2019 son ödeme tarihli 66.199.01 TL tutarlı kaçak ek elektrik faturası tanzim ve tahakkuk edildiği ancak. Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ilgili maddeleri kapsamında 22.03.2019 tarihli … seri no.lu Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı istinaden yapılan hesaplama sonucunda, davalı tarafın 47.541,2711. tutarlı kaçak elektrik bedelini talep edebileceği ancak kaçak tüketime ek olarak geriye dönük 33.273,46TL’lik bedeli talep etmesi gerektiği, bu doğrultuda davalının, davacıdan (66.199,01-33.273,46-) 32.926 TL kaçak tüketime ek geriye dönük tüketim bedelini fazla talep ettiği, 15.04.2019 tarihli … seri nolu Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağına istinaden; davalı tarafından Davacı tarafa 10.06.2019 son ödeme tarihli 16,475.44 TL tutarlı kaçak elektrik faturası (cezalı) tanzim ve tahakkuk edildiği, ancak söz konusu tespit tutağı içeriğindeki bilgilerden davalının hatalı akım trafoları için kuruma müracaat ettiği ve önceki … seri no.lu tutanak bilgilerden davalı şirketin davacı tesisatındaki akım trafosu değerlerinin hatalı olduğunu bildiği ve ilk tutanakta bu hatanın düzeltilmediği dikkate alındığında; davalı şirketin davacı taraftan ceza bedeli hariç 22.03.2019 ilk tespit tarihine kadar geriye dönük 8.416,31TL tüketim bedelini talep etmesi gerektiği, bu doğrultuda davalının, davacıdan (16.475,44-8.416,315)= 8.059,13TL fazla bedel talep ettiği, … ve … seri no.lu tespit tutanaklarına istinaden; dava konusu fatura bedellerine ilişkin olarak davalı tarafından, davacıya toplam 40.985,13 TL fazla bedel tahakkuk edildiği belirlenmiş,2.ek raporda önceki ek raporda görüş tekrar bildirilmiştir. Aslında kök rapor ön rapor niteliğinde olduğundan kök ve ek rapor alınmıştır.Bilirkişi ek raporlarının ilgili mevzuat ve yönetmelik hükümlerine uygun , taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davacı taraf hakkında ilk kaçak tespit işlem başlatıldığında trafo ile ilgili hususların davalı tarafça bilindiği açıktır. Bu arada davalı tarafça davacı tarafça ihtirazi kayıtla ödeme yapılmadığı yönündeki istinafı bakımından ise; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/25 E – 2020/1964 K sayılı güncel içtihadında da açıklandığı üzere 6098 sayılı TBK’nın 39/son maddesine göre; aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. Tahakkuk yapıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uymayan bir ödeme yapıldığı iddia edildiği taktirde, ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürmese dahi ödeyen; zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdadını talep edilebilir. Buna göre; davacının dava konusu kaçak tahakkuk bedelinin ödemesini yaparken ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur.Davacının haksız olarak ödediğini iddia ettiği kaçak tahakkuk bedelinin iadesini, ihtirazı kayıt ileri sürmemiş olsa bile, zamanaşımı süresi içinde isteyebileceği göz önünde bulundurulduğunda davalı tarafın bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 2.799,69 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 699,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.099,77 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/02/2022