Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1368 E. 2022/904 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1368
KARAR NO: 2022/904
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/01/2021
NUMARASI: 2020/506 E – 2021/19 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava dışı … Tic.Ltd.Şti.’nin 20/11/2001 tarihli sözleşme ile ” … sok. … bankası Apt. No:.. 4.Levent -İstanbul” adresindeki bina duvarını reklam amaçlı kullanım için bina yönetimi olan …Bankası Apartman yönetiminden kiraladığını, Davacı …, dava dışı … Tic.Ltd.Şti, … ve … San.ve Tic.Ltd.Şti. arasında yapılan 15/04/2004 tanzim tarihli protokol ile içinde dava konusu reklam alanının da bulunduğu 6 adet reklam yeri ile ilgili olarak sözleşme tanzim edildiğini, sözleşmeye konu 6 adet reklam yeri ile ilgili olarak sözleş- menin 3. sırasında bahsi geçen ‘… sk. … bankası Apt. N: … , 4.Levent /İstanbul’ adresinde kain reklam yerine ait müvekkilinin % 20’lik payının ödenmediğini, Uyuşmazlık ile ilgili arabuluculuk görüşmeleri anlaşmazlık ile sonuçlandığından 19/03/ 2012 öncesi için … A.Ş aleyhine İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi- nde 2017/981 Esas sayılı davanın açıldığını, yapılan yargılama sonucu “255.690,28 TL’nin dava tarihi olan 19.03.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte … A.Ş’den tah- siline”karar verildiğini, kararın infazı için şirket hakkında araştırma yapılırken, davalı şirketin yargılama sırasında ( 23/05/2015 tarihinde) tasfiye sürecine sokulduğu, aynı zamanda şirket ortağı olan davalıların tasfiye memuru olarak yönettiği sürecin 29/05/2017 tarihinde tasfiye sonu kapanış ile sonuçlandığının öğrenildiğini, Yargıtay 3. Hukuk Daire Başkanlığı’nın 2018/6755 Esas – 2029/591 Karar sayılı ilamı ile “şirketin terkini gerçekleşmiş veya silinmiş ise ihyası sağlanarak, belirlenecek tasfiye memuruna tebliğ edildikten sonra yeniden karar verilmesi” gerekçesiyle kararın bozulduğunu, bozma üzerine, dosyanın … esas numarasına kaydedildiğini ve halen derdest olduğunu, ancak 19/03/2012 öncesi dönemi kapsaması açısından iş bu dosya yönünden emsal oluşturduğunu, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/ 410 Esas sayılı davası devam ederken … A.Ş nin tasfiye edildiğini, sözleşme konusu yer için bu kez yine tüm ortakları aynı olan davalı …Ş’nin devreye sokulduğunu, sözleşmeye konu yerin bu kez bu şirket üzerinden kiraya verilmeye devam edildiğini, Müvekkili açısından sözleşmedeki el yazılı ek koşulun gerçekleştiğini, tasfiye edilen … A.Ş ile davalı …Ş arasındaki açık organik bağ sebebiyle davalının her şeyi bildiğini, iyiniyetli sayılamayacağını, burada amacın müvekkili devre dışı bırakmak olduğunu ve davalının müvekkilin % 20 lik reklam payı alacağından sorumlu olması gerek- tiğini, ancak davalının bugüne kadar müvekkilinin payına düşen % 20 lik bedeli ödemediğini beyanla,Müvekkilinin dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık alacaklarına karşılık , …107 gereği ilerde artırılmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini , yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın taleplerinin ne olduğu ve hangi hukuki düzenlemelere ve sebeplere dayılı olarak ne talep ettiğinin somut şekilde belirlenmediğini, davacı taraf hukuki dayanaklarına ilişkin hiçbir delil niteliğinde belge sunmadığını, müvekkili şirketin hiçbir şekilde protokol ve sözleşmenin tarafı olmadığını, davacının delil olarak sunduğu protokol ve sözleşme de ismi ve imzasının bulun- madığını, sözleşmedeki tarih kısmının sonradan yazıldığını, Müvekkilinin … San. Ve Tic. Ltd. Şti’den yer kiralamadığını, Borç ilişkisinin kural olarak, yalnızca taraflar arasında hüküm doğurduğunu, Sözleşme ve protokol aslının dosyaya ibrazı ile imza incelemesi yapılmasını, Davacının hukuki yararının olmaması, yanlış hasıma davayı yöneltmiş olması, davanın görevsiz mahkemede açılmış olması ve zamanaşımına uğramış olması nedeniyle usulden reddini, davacının haksız ve kötü niyetli ikame ettiği iş bu davanın hukuki temeli bulunmadığından ve talep edilen hususlarda hukuki şartlar oluşmadığından davanın esastan reddini, Yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı ve Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu” gerekçesiyle “Görev yönünden dava şartı noksanlığı nedeniyle, HMK- nun 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine (mahkemenin görevsizliğine” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı ile dava dışı bina sahipleri arasındaki ilişkinin “duvar reklamı ile ilgili kira akdi” , davacı ile davalı arasındaki ilişkinin ise “15/04/2004 tanzim tarihli sözleşme gereği duvara konulacak reklam sebebiyle elde edilecek gelirden davacıya ait % 20 payın ödenmesi”ne ilişkin olduğunu, burada davacı ile davalı arasındaki ilişkinin kira değil, davalının bu yerel reklam yeri olarak kiraladığında elde edeceği gelirin paylaşımına ilişkin olduğunu, Dava konusu yer için daha önce davalının grup şirketi … San.ve Tic.Ltd.Şti. ile müvekkil arasında 15/04/2004 tanzim tarihli protokol yapıldığını, müvekkilinin payı ödenmediği için dava açıldığını, O davada yine davalı vekillerinin takip ettiğini, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’- nin 2017/ 981 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada yerel mahkemenin önce resen “Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu”ndan bahisle görevsizlik kararı verdiğini, kararı bizzat davalı vekil- lerinin ” davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu”ndan bahisle ” temyiz ettiğini, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/5352 E. – 2017/11759 K. sayılı 12/09/2017 tarihli ilamı ile; “Somut olayda dava; müşterek malik olunan taşınmazların davalı tarafından kiralanması nedeniyle davacı aleyhine oluşan sebepsiz zenginleşme alacağının tahsili istemine ilişkindir. TBK.nın 269. Mad- desinde düzenlenen tanıma göre; kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullan- mayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir… Bu düzenleme çerçevesinde taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.” gerekçesiyle davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar vermiştir. İstinafa konu iş bu dosyada yerel mahkemenin; aynı konu, aynı taraflar ( grup şirketi), aynı vekiller arasındaki Yargıtay denetimiminden geçmiş diğer mahkeme dosyası ve Yargıtay İlamına rağmen hukuka aykırı olarak görevsizlik karar verdiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Bu aşamada uyuşmazlık , görevli mahkemesinin hangisi olduğu hususundadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yar- gılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulu- nabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını ince- leyip karara bağlamalıdır. 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kira- lanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Davacının dava konusu yer ile ilgili önceki dönem alacağının tahsili talebiyle … A.Ş aleyhine İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan dava ile ilgili olarak ilk derece mahkemesince görev yönünden verilen karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nce temyizen incelenmiştir. Tesis olunan 2017/5352 Esas, 2017/11759 K. Sayılı 12/09/2017 tarihli ilamda “Somut olayda dava; müşterek malik olunan taşınmazların davalı tarafından kiralanması nedeniyle davacı aleyhine oluşan sebepsiz zenginleşme alacağının tahsili istemine ilişkindir. TBK.nın 269. maddesinde düzenlenen tanıma göre; kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık karar- laştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Bu düzenleme çerçevesinde taraflar arasında her hangi bir kira ilişkisi bulunmamaktadır. ” denilmiştir. Eldeki dava ise, yine müşterek malik olunan taşınmazların duvarına konulacak reklam sebebiyle davalının tahsil ettiği kira bedelinden davacıya ait payın ödenmemesi nedenine dayalı olup sonraki dönem kira alacağı talep edilmektedir. İş bu davada ,Tangram Şti’nin önceki davanın davalısı durumundaki İletişim Ltd. Şirketinin devamı ve alacaktan sorumlu olduğu iddia olunmaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek , hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-3 md gereğince yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/03/2022