Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1356 E. 2021/1804 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1356
KARAR NO : 2021/1804
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/450 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin …Mah. … Sk. No:… 14A Bağcılar İstanbul adresinde tekstil yıkama işiyle uğraştığını, ayrıca … sözleşme hesap no.lu elektrik sayacının abonesi olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketçe kendilerine tahakkuk ettirilen elektrik fatura bedellerini düzenli olarak ödediğini, yaşanan Covid-19 salgını nedeniyle müvekkili şirketin Mart, Nisan ve Mayıs ayında faaliyetini durdurduğunu, iş yerinde sadece makinaların bozulmaması için arasıra kısa süreli üzerinde üretim olmadan çalıştırıldığını, daha sonra müvekkili şirketin Mayıs ayı sonunda çalışmaya başladığını, 31.05.2020 ilk okuma 30.06.2020 son okuma ve son ödeme tarihi 13.07.2020 olan 26.151,60- TL’ lik fatura çıkartıldığını, müvekkilinin, işbu faturayı bu dönemde çalıştığı için itiraz etmeden ödediğini, ancak akabinde ilk okuma tarihi 30.06.2020 ve son okuma tarihi 31.07.2020 olan 14.08.2020 son ödeme tarihli 31 güne tekabül eden 92.533,10- TL’ lik faturanın müvekkili şirkete tahakkuk ettirildiğini, dava konusu fatura sureti incelendiğinde; işbu faturanın içerisinde enerji bedeli ( EkTük ) adı altında 52.401,34 TL ‘ lik bir bedelin müvekkiline tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin davalı şirket tarafından müvekkili şirkete usul ve yasalara aykırı olarak tahakkuk ettirildiğini, işbu fatura içerisinde bulunan 21.820,61- TL’ lik enerji bedelini müvekkili şirketin kabul ettiğini ancak eksik tüketim adı altında tahakkuk ettirilen 52.401,34- TL ‘ nin hiçbir dayanağının olmadığını, faturanın son ödeme tarihi olan 14.08.2020 tarihinden önce, davalı şirkete faturanın düzeltilmesi için itiraz edildiğini, fakat davalı şirketin, SMS mesajı ile itirazı kabul etmediklerini bildirdiğini, müvekkili şirketin fason olarak çalıştığını, bundan dolayı ve yıkama işi yaptığı için işin durumu aylık ve mevsimlik periyodlarda farklılık gösterdiğini, müvekkili şirkete ait iş yerinde 8 adet yıkama makinası, 4 adet kurutma makinası, 1 adet kompressör, 1 adet kazan, 2 adet kimyasal kabini diye tabir edilen makinaların bulunduğunu, davalı şirketin, usul ve yasalara aykırı olarak her türlü hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olarak müvekkilinden talep ettiği 52.401,34 TL’yi, müvekkili üzerinde elektrik enerjisini kesme baskısı oluşturarak tahsil etmeye çalıştığını, müvekkili şirketin dava konusu bedeli ödeme gücünün olmadığını, elektrik enerjisinin kesilmesi halinde müvekkili şirketin iş yerini kapatmak durumunda kalacağını belirterek, dava konusu ettikleri 52.401,34 TL’ lik eksik tüketim bedelinden dolayı müvekkili şirketin elektrik enerjisinin kesilmemesi için mahkemece takdir olunacak teminat mukabilinde elektrik enerjisinin kesilmesi işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. lk derece mahkemesince 27.08.2020 tarihli ek kararla “Davacı vekili tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan davalı şirketçe düzenlenen fatura fotokopisinin incelenmesinden; son ödeme tarihi 14/08/2020 olan, 52.401,34-TL nin eksik tüketim bedeli olarak faturaya yansıtıldığı anlaşılmış olmakla, HMK 389/1 gereği davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle HMK’nın 389/1. maddesi gereğince, talebin % 20 teminatla KABULÜNE, davacı … aleyhine tahakkuk ettirilen 14.08.2020 son ödeme tarihli 92.533,10- TL bedelli faturanın içerisinde yer alan dava konusu 52.401,34 TL ‘ lik eksik tüketim bedelinden dolayı … sözleşme hesap no.lu elektrik sayacına uygulanacak enerji kesilmesi işlemlerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmiştir.Karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmiş ve mahkemece yapılan duruşmalı inceleme sonunda 11.01.2021 tarihli kararla “Dava dilekçesi, dava dilekçesine eklenen deliller, İİK 72/2 Maddesi, HMK 389/1 Maddesi ve yaklaşık ispat koşulları dikkate alınarak verilen ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya uygun olduğu” gerekçesiyle davalı vekilinin İhtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiştir Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının kullanımındaki tesisattan sökülen sayaç üzerinde Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü tarafından yapılan muayene sonucunda ”sayacın gerilim ( besleme) devresi arızalı, sayaç kayıt yapmıyor” tespiti yapıldığını, bu tespite istinaden EPDK ve mevzuata uygun olarak muntazam dönem tüketimleri referans alınarak 25.11.2019 / 15.01.2020 tarihleri arasındaki dönem için 69.185,53 kwh ilave tüketim hesabı yapılarak davacının dönem faturasına yansıtıldığını, eksik tüketim miktarının Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olarak hesaplandığını, HMK 390. Maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, davacının tükettiği elektrik miktarı itibariyle serbest tüketici olduğunu, tedbir kararının müvekkili şirketin mağduriyetine sebebiyet vereceğini, tedbir kararının kaldırılmaması halinde alacaklarının tamamının %100 teminata bağlanması gerektiğini ileri sürmüştür.Uyuşmazlık, davalı tarafından düzenlenen eksik tüketim faturalarına dayalı menfi tespit, ve enerjinin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararın verilmesi talebine ilişkindir.HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.Buna göre, işin niteliği gereği elektriğin davacının işletmesi için olmazsa olmaz koşulu gözetildiğinde kesintinin, davacının ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olacağı, bu haliyle davacının ağır ekonomik kayıplara uğrayacağı, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında yargılama süresince çekişme konusu elektriğin kesilmesinin davacı aleyhine ağır zararlar doğuracağı, davanın sonuna kadar, en azından dava konusu miktarla sınırlı davacının işletmesinde elektrik kesintisinin önüne geçmek gerektiği, bunun yanı sıra alacağın miktarına göre davalı şirketin de ihtiyati tedbir isteminde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira davacının mal varlığında gelebilecek bir değişim nedeni ile ilerde belirlenecek alacaklı şirket zararının elde edilmesi zorlaşabileceği gibi tamamen imkansız hale de gelebilecektir.Davalının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede, ihtiyati tedbir kararının verilmesinde her iki tarafın yararı bulunduğu, kullanılan elektriğin sayaçtan geçerek kullanılması nedeniyle kullanılan enerji bedelinin tespitinin yapılabileceği, ancak verilen tedbir kararının dava konusu tutanaklar haricindeki ihtilafları kapsamayacağı, olası bu ihtilaflarla ilgili kurumun tutanak tutma, tahakkuk ve tahsilat yapma imkanının bulunduğu, tedbir kararının niteliği gereği icra müdürlüğünce yapılacak işlem bulunmayıp davalı şirkete ara kararın bildirilmesi ile tedbir kararının yerine getirilmiş olacağı, teminat ın ise yasada belirtilen oranlara uygun takdir edilmiş olduğu açıktır.Bu nedenlerle; ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının dava konusu tutanakla sınırlı olmak kaydıyla verildiği anlaşıldığından davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/06/2021