Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1351 E. 2022/1278 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1351
KARAR NO: 2022/1278
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2021
NUMARASI: 2019/555 E – 2021/132 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/07/2018 tarihinde Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … Mahallesi, … Sokak, No:.. Bahçelievler/İSTANBUL adresinde ve 08.07.2018 tarihinde Beyoğlu İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan Beyoğlu ilçesi … Mahallesi, … sokak No:.. Beyoğlu/İstanbul adresinde davalı … tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildiğini, Müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedelinin hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, borçlu şirket tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 8.208,49-TL hasar bedeli 291,46-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 8.499,95-TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafından itiraz edildiğini, borçlunun itirazının iptaline ve hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye hükmedilmesini, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu hasarın tamir ve bakım miktarlarının çok fahiş gösterildiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte hasar kalemlerini ve belirlenen masraf miktarlarını da kabul etmediklerini, davanın konusunun hasar talebi iddiaya göre haksız fiilden kaynaklanmış olduğunu, haksız fiillerde ancak yasal faiz talep edilebileceğini, bu durumun Yargıtay’ın müstakar kararları ile sabit olduğunu, bu nedenle talep edilen T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü avans faizini ve açılan davayı kabul etmediklerini ve taraflarına husumet yöneltilemeyeceğinden … açısından davanın reddini talep ettiklerini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Yönergesinin 12. maddesine göre; kazı çalışması sırasında verilecek zararlardan kazıyı yapanın sorumlu olup, yapılan kazı da müteahhit şirket tarafından yapıldığını, bu sebeple davanın, dava konusu adreslerde çalışma yapan müteahhit firmalardan … Ltd. Şti. & … İnşaat Tic. … iş ortaklığı ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. ne ihbar edilmesini, yapılan kazı çalışmaları sırasında 3. şahıslara verilebilecek her türlü hasara karşı müteahhit firmalar tarafından sigorta yaptırılmadığını, hasarın verildiği tespit edildiği takdirde davanın sigorta şirketine ihbarını, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz açılan davanın husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Dava konusu icra takip dosyasına davanın açılmasından sonra ödeme yapılmış olmasından dolayı konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, İcra takibi yapılmasına sebep olmasından dolayı ve alacak likit olduğundan 8.208,49-tl’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Davacı … A.Ş., 08.07.2018 tarihinde …’a ait kazı çalışmaları esnasında, … tarafından (A) … Mah. … Sok. No:.. Beyoğlu/ İSTANBUL adresinde ve (B) … Mah. … Sok. No:… Bahçelievler/ İstanbul adreslerinde … ve müteahhit firmanın hasar verdiği iddiası ile dava açtığı, kayıtların tetkikinden, söz konusu (A) adresinde belirtilen tarihte herhangi bir hasar kaydı tespit edilemediği, (B) adresinde ise Avrupa (238) Ydks Bölgesi Çelik, Polietilen ve Servis Hattı İnşaatı işi kapsamında Müteahhit firma , … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından kazı çalışması yapıldığının tespit edildiği, meydana gelen hasardan dolayı müvekkili kuruma husumet yöneltilebileceğinin kabulü ile müvekkili aleyhine hüküm kurulmasının hatalı olduğu, yargılama sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 06.12.2019 Tarihli cevabi yazısında; (B) adresinde yapılan ”… Mah. … Sok. No:…Bahçelievler/ İstanbul” çalışmada … tarafından alt yapı kazı ruhsatı ile çalışma yapıldığı bildiridiği, ancak icra takibine konu diğer adresle alakalı (… Mah. … Sok. No:… Beyoğlu/ İSTANBUL) herhangi bir çalışma tespit edilemediği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon Başkanlığından gelen cevabi yazıda görülmektedir ki icra takibine konu alacak müvekkili şirketçe kabul edilmemiş olup, taraflarınca ödenmediği, yapılan ödemenin müteaahit firmanın dilekçesi üzerine kendilerinden olan alacaklarından yapıldığını, ayrıca davanın ödeme ile konusuz kaldığı kabul edildiğinde, hasar iddiasını kabul etmeyen müvekkili kuruma vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin yöneltilmesinin hatalı olduğu, İlk derece mahkemesi tarafından verilen %20 icra inkar tazminatının , alacak likid olmadığından hatalı olduğu, zira somut uyuşmazlığı hasara ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklandığı ve hesaplama gerektirdiği, ayrıca davanın konusuz kalma kararı verildiği takdirde, dava, borçlu aleyhine sonuçlanmamış olacağından, inkâr tazminatına hükmolunmayacağı, yargılama sırasında bilirkişi değerlendirilmesine ihtiyaç duyulduğu, alınan bilirkişi raporunda ise davacının talep edebileceği miktarın, talep edilen miktardan farklı 312,37-TL olarak hesaplandığı, davacı tarafından talep edilen masrafların gerçek değerlerinden yüksek tutulduğu alınan bilirkişi raporunda açıkça görüldüğü, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın dayanağı olan İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasında ;… tarafından 8.208,49-TL hasar bedeli, 291,46-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 8.499,95-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, süresinde icra takibine itiraz edildiği ve icra takibinin durmuş olduğu anlaşılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Altyapı Koordinasyon Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 06.12.2019 Tarihli cevapta ; ”… Mah. … Sok. No:… Bahçelievler/ İstanbul” çalışmada … tarafından alt yapı kazı ruhsatı ile çalışma yapıldığının bildiridiği, 17/01/2020 tarihli yazı cevabında da “… Mah. … Sok. No:… Beyoğlu/ İSTANBUL” adresiyle ilgili olarak kazı çalışması yapılması için alytapı ruhsatı verildiğinin bildirildiği görülmüş,bu sebeple davalı vekilinin Beyoğlu adresindeki hasar yönünden herhangi bir çalışma yapmadıklarına ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalı şirket ile dava dışı müteahhit arasında, ihale sebebiyle sözleşmeler mevcut olduğu, ihale konusu olan işin dava dışı müteahhitlerce ihale sözleşmesine göre yerine getirildiği ,sözleşmeye göre yapılna işin kontrol yetkisinin davalı şirkete ait olduğu ve bu konudaki yetki ve sorumluluk nedeniyle davalının sorumlu olduğu, yapılan ödemenin müteahhidin talebi üzerine hakedişlerinden yapılmasının davalının sorumlulğunu ortadan kaldırmayacağı değerlendirilmiş,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir. İcra dairesinden gelen yazıdan ve taraf beyanlarından, davalı tarafından dava açıldıktan sonra dava konusu bedelin ödendiği anlaşılmakla , bu sebeple konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde usul ve hukuka aykırılık görülmemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız fiile ve 6098 sayılı TBK.nun 69.maddesinde düzenlenen yapı malikinin kusursuz sorumluluğuna dayanmaktadır.Bu sebeple ,alacak likit sayılamayacağından icra inkar tazminatına hükmedilmesi hukuka aykırı olup,bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden,davalının istinaf talebinin kabulü ile ,istinaf konusu karar kaldırılarak HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile ,istinaf konusu karar kaldırılarak HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında 1-)Dava konusu icra takip dosyasına davanın açılmasından sonra ödeme yapılmış olmasından dolayı konusuz kalan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-)Karar tarihine göre alınması gereken 59,30-TL harcın peşin alınan 145,16-TL harçtan mahsubu ile bakiye 85,86-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-)Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-)Davacının yapmış olduğu toplam 750,00-TL bilirkişi ücreti, başlangıçta yatırılan harç 44,40-TL, 136,20 -TL tebligat ve müzekkere giderleri olmak üzere toplam 930,60-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-)Davacıya ait artan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine, . İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 44,70 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/04/2022