Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1313 E. 2021/1897 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1313
KARAR NO: 2021/1897
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2020
NUMARASI: 2018/812 E – 2020/665 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçluların, takip dayanağı faturaları ödememesi üzerine, aleyhine icra takibi yapıldığını, alacaklarının tahsilini geciktirmek amacıyla, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlu olmadığını beyan ederek takibi durmasını sağladığını, davalının borca ve ferilerine ilişkin itirazları soyut ve dayanaksız beyanlar olduğunu, şirket ortağı ve yöneticilerinin TTK 553 ve devamı maddeleri uyarınca sorumluluğu bulunduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki ilişki sözleşmeden kaynaklı olduğunu, para alacağı söz konusu olduğundan, davacı şirketin ikametgahı mahkemesinin de davaya bakmaya yetkili olduğunu, itirazdan sonraki safahatta yapılan ödemeler de dikkate alınarak ve icra müdürlüğünce kapak hesabında dikkate alınmak üzere itirazı öğrenilmesinden sonra yasal sürede takibe haksız itirazın kaldırılmasına, takibin devamına,icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar davaya cevap vermemiştir. Davada kaçak elektrik tahakkukuna dayalı itirazın iptali talep edilmiştir. Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyada ,alacaklısı … A.Ş. tarafından, borçlular … Ltd. Şti., … ve … aleyhine 5.912,70-TL enerji bedeli, 12.711,35-TL gecikmiş gün faizi, 2.288,04-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 20.912,09-TL’nin icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %16,80 oranında oranında gecikme faizi, %18 oranında KDV faiz işletilmek tahsilinin talep edildiği,itirazla takibin durdurulduğu görülmüştür. Mahkeme, 18/09/2006-13/11/2006-28/11/2006 tarihleri arasında Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğince davacı şirket tarafından sözleşmesiz elektrik kullanımına dair fatura düzenlendiği ve tahakkuk ettirilen faturaların bedelin ödenmemesi üzerine davacı tarafça icra takibi başlatıldığı, alınan teknik bilirkişi raporuna göre kaçak tahakkuk bedelinin ve işlemiş faizinin toplam 20.904,31 TL olduğu, davalı tarafından zamanaşımına itiraz edildiği, Yargıtay uygulamaları dikkate alındığında “kaçak elektrik kullanımından dolayı tutanak tutulduğundan taraflar arasında “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu, sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulması halinde olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş olup, davalı hakkında kaçak elektrik tutanağının son ödeme tarihlerinin 25/12/2006-06/12/2006-22/12/2006 tarihi olduğu, icra takibinin 21/12/2017 tarihinde başlatıldığı, eldeki itirazın iptali davasının 14/09/2018 tarihinde açıldığı nazara alındığında icra ve dava tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle;”Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir,İstinaf dilekçesinde;davanın haklı olarak açıldığı,kaçak elektrik tüketiminden dolayı TTK553.madde ve devamı gereği şirket ortağı ve yetkilerinin de sorumluluğu olduğu,davalı …’nın zamanaşımı itirazı olmadığı gibi,diğer davalıların da takipte ödeme emrine itirazları sırasında zamanaşımı itrazında bulundukları,davada cevap dilekçesi ile ileri sürülmüş zamanaşımı itirazlarının bulunmadığını belirterek kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada , iki davalı yönünden takipte yapılan zamanaşımı definin itirazın iptali davasında davaya cevap verilmeyerek cevap dilekçesinde ileri sürülmemesi nedeniyle ,takipteki zamanaşımı definin davada ileri sürülmese bile mahkemece resen dikkate alınıp alınmayacağı
tartışılmalıdır. Konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas no: 2013/17-1101 Karar no: 2014/716 sayılı ilamında ; “Somut olayda, davalılar haklarında yapılan genel haciz yolu ile icra takibine süresi içerisinde zamanaşımı def’inde bulunarak borca itiraz etmeleri üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı tarafından süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı, ancak davalılar … ve … tarafından açılan davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunulmadığı anlaşılmaktadır. İcra takibine karşı zamanaşımı def’inde bulunan borçlunun bu itirazının iptali için açılan davada, davacı, zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını ileri sürerek itirazın iptali davasını açtığından mahkemece zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığı konusu üzerinde durularak dava karara bağlanacaktır. Bu nedenle mahkemece kendiliğinden üzerinde durulacak ve araştırılacak bir konuda davalıya icra takibi sırasında belirttiği zamanaşımı def’ini mahkemede de ileri sürmesi zorunluluğu yüklenmemelidir. Bu nedenle ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı def’ini ileri sürmüş olan borçlunun itirazın iptali davasında bu def’iyi tekrar ileri sürmesi gerekmemektedir. Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler, borçlu, itirazın iptali davasına karşı vereceği cevap dilekçesinde, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına bakmaksızın, zamanaşımı def’ini bildirmesi gerektiği; aksi halde, savunmanın genişletildiği itirazı ile karşılaşabileceği, somut olayda davalıların da açılan itirazın iptali davasında zamanaşımı def’inde bulunmadıklarından mahkemece re’sen dikkate alınamayacağı gerekçeyle mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından yukarıda belirtilen nedenle kabul edilmemiştir.O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.Bu nedenle direnme kararının ONANMASINA 01.10.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi. ” hususları belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun direnme kararı kapsamında, davalı …’nın takip ve davada zamanaşımı defini ileri sürmediği gözetilerek ,ayrıca takipte şirket adına şirket yetkilisince şirket adına zamanaşımı definde bulunulduğu,takipte şirket dışında şirket ortalarının da borçlu gösterildiği değerlendirilerek ,takip ve davada zamanaşımı defi ileri sürmeyen davalı … hakkında esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmediğinden, davacının istinaf talebinin kabulü ile ,karar HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2021