Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1305 E. 2022/463 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1305
KARAR NO: 2022/463
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2021
NUMARASI: 2016/1241 E – 2021/61 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın … plakalı aracı satmış olduğunu, karşılığında müvekkili …’nın borçlu, müvekkili …’nın ise kefil olduğu 19/02/2016 tanzim ve 15/03/2016 vade tarihi 125.000 TL miktarlı senet (peşinata ilişkin) ile 19/02/2016 tanzim tarihli 75.000 TL miktarlı senedi (kredi teminatı) müvekkillerinden aldığını (19/02/2016 tarihli araç satış protokolüne istinaden), davalı tarafın tüm ısrarlara karşın aracın mülkiyetini müvekkiline devretmediğini, yapılan araştırmalar neticesinde davalı tarafın, aracın mülkiyetini 3. kişiye devrettiğinin tespit edildiğini, davalının taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı davranarak aracın mülkiyetini 3. Kişiye devretmesine karşın, bedelsiz kalan senetleri müvekkiline iade etmediğini, müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcunun olmadığını ve senetlerin iadesine ilişkin bu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, davacı …’nın borçlu, diğer davacı …’nın kefil olduğu 19/02/2016 tanzim ve 15/03/2016 vade tarihli 125.000 TL miktarlı senet (peşinata ilişkin) ile 19/02/2016 tanzim tarihli 75.000 TL miktarlı senet (kredi teminatı) nedeniyle müvekkillerinin davalıya herhangi bir borçlarının olmadığının tespiti ilgili senetlerin iptali ve müvekkillerine iadesine davalı taraf haksız ve kötüniyetli olduğundan lehlerine %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Dava konusu senetlerin vadesi dolmasına rağmen davacının herhangi bir ödeme girişiminde bulunmadığını, bu süre zarfında otobüsü de çalıştırıp gelir elde ettiklerini, dava konusu aracın trafik kurallarını ihlal ettiği ve reşit olmayan bir çocuğun kullanması neticesinde Kocaelinde hizmet vermekte olan bir otoparkda bağlanarak müvekkili tarafından teslim alındığını, müvekkili ile davacı arasında düzenlenen otobüs satışına ilişkin sözleşmeden davacının sözleşme ile bağdaşmayan eylemleri ve temerrüdü sebebiyle dönüldüğünü, hayata geçirilemeyen sözleşmeden dolayı müvekkilinin söz konusu aracı işletip geliri elde edemediği gibi davacıların zilyedi olduğu döneme ilişkin trafik cezalarını ödemek zorunda kaldığını, ve geçen süre zarfında aracın değerinin düşmesinden dolayı 50.000,00 TL daha düşük bir bedelle satmak zorunda kaldığından bahisle davacının kötü niyetli olarak açmış oldukları davanın reddine, taraflar arasında imza edilen sözleşme gereği üzerine düşün edimleri yerine getirmemesi sebebi ile davacının temerrüde düşmesi sonucu haklı olarak sözleşmeden dönüldüğünün tespitine, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle müvekkilinin uğradığı tüm zararlarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından; Davalının davanın reddi, sözleşmeden dönüldüğünün tespiti , zarar tespiti istemine ilişkin 20.09.2017 tarihli celsede belirsiz alacak olarak 100.000,00 TL zarar tespiti ve tazmini istemine dair davalı beyanı karşısında karşı dava harcının tamamlanması için 9 nolu ara karar ile ihtarat yapılmış, harcın yatırılmadığı anlaşılmakla 19.03.20218 tarihli celsede karşı dava dosyası tefrik edilerek asıl dava yönünden davaya devam edilmiştir. İlk Derce Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda;” İİK 72 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların isticvapları sonucu karşılıklı ikrarlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Tarafların resmi şekilde yapılması gereken araç alım satımına dair adi yazılı şekilde ön protokol yaptığı, davacıların bu protokole göre araç bedeline karşılık teminat olmak üzere ilgili dava konusu senetleri davalıya verdiği, araç zilyetliğinin dava dışı kişiye verildiği, gelinen aşamada mülkiyetin resmi olarak davacılara hiç verilmediği, mülkiyetin resmi şekilde davacı tarafa devredilmediği, mülkiyetin dava dışı üçüncü kişiye devredildiği anlaşılmakla senetlerin araç alım satımına karşılık teminat olmak üzere davalıya verildiği gözetilerek sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince; keşidecisi … olan 19/02/2016 keşide tarihli düzenleme yeri İstanbul olan kefili (avalisti) … olan ödeme tarihi 15/03/2016 olan 125.000,00 TL bedelli lehtarı … olan senet ile bedeli 75.000 TL olan aynı bilgilere sahip senet nedeniyle davacıların davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti gerektiğine, senetlerin davalıdan alınarak aynen davacılara iadesinin gerektiği, davalı tarafın zarara ilişkin iddia ve savunmaları iş bu dava konusu olmadığı, tefrik edilen karşı dava konusu olduğu G gerekçeleriyle. Davacıların davasının kabulüne;Keşidecisi … olan 19/02/2016 keşide tarihli düzenleme yeri İstanbul olan kefili (avalisti)… olan ödeme tarihi 15/03/2016 olan 125.000,00 TL bedelli lehtarı … olan senet ile bedeli 75.000 TL olan aynı bilgilere sahip senet nedeniyle davacıların davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, senetlerin aynen davacılara iadesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemesinin gerekçeli kararındabelirtitği gibi davalı müvekkilinin katıldığı duruşmada yapılan isticvapta ikrarda bulunmadığı gibi, tam tersi inkarda bulunduğunu, mahkemece araç zilyetliğinin dava dışı kişiye verildiğinin belirtildiğini, oysa ki müvekkilinin, aracın zilyetliğini davacılara verdiğini, davacılar tarafından dava konusu aracın zilyetliğinin dava dışı kişi olan kendi şoförlerine verildiğini, -Davaya konu olan olayda, davacılar tarafından müvekkiline yöneltilen ifadelerin gerçek dışı ve çarpıtma olduğunu, davacılar tarafından müvekkili hakkında dolandırıcılık iddiasıyla yapılan suç duyurusunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan kapsamlı bir değerlendirme neticesinde … Karar No ile müvekkili lehine takipsizlik kararı verilerek kanıtlandığını, bu hususlar dikkate alınmadan karar verildiğini,- – Verilen kararın Türk Medeni Kanunun 950. Maddesinden doğan hapis hakkını kullanmasına aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin 5 ay kadar bir süre otobüsü işletemediği için kar kaybına uğradığını, bu süre zarfında otobüsün davacılar tarafından ticari faaliyetlerde kullanılıp kazanç elde edildiğini, otobüs davacının zilyetliğindeyken birçok kez trafik cezasına çarptırıldığını, son olarak da reşit olmayan bir çocuğa kullandırıldığından trafikten men edilerek otoparka çekildiğini, müvekkilinin aracı otoparktan çıkarmak söz konusu cezaların hepsini ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin otobüsün zilyetliğini devraldıktan 1 ay sonra otobüs değer kaybettiği için 50.000,00 TL zararla üçüncü bir kişiye satıp devrettiğini,- Müvekkilinin bu zararların karşılanması için söz konusu kambiyo evraklarını teminat maksatlı olarak uhdesinde barındırmış olup TMK 950.maddesinde açıkça belirtilen yasal hakkını kullandığını ileri sürmüştür. Dava, geçersiz araç satış sözleşmesi nedeniyle verilen senetlerin araç devrinin yapılmaması nedeniyle senetler nedeniyle bir borçlarının olunmadığının tespiti ile ilgili senetlerin iptali ve iadesi talebine ilişkindir.Dosya kapsamından; 19.02.2016 tarihli adi “araç satış protokolü” başlıklı belge ile … plaka sayılı aracın esnaf kefalet kooperatifine olan kredi borcu düştükten sonra 125 bin TL’nin natik olarak kapatılacak şekilde 200 bin TL satış bedeli karşılığı satıcı … tarafından alıcı …’ya satılarak teslim edildiği, sözleşmenin Kurtuluş korkmaz, …, … tarafından şahit sıfatıyla imzalanmış olduğu, davalı tarafından senet örneklerinin sunulduğu, senet örneklerine göre keşidecinin … olan 19/02/2016 keşide tarihli düzenleme yeri İstanbul olan kefili (avalisti) … olan ödeme tarihi 15/03/2016 olan 125.000,00 TL bedelli lehtarı … olan senet ile bedeli 75.000 TL olan ödeme günü belirtilmeyen 19.02.2016 düzenleme tarihli senetler olduğu görülmektedir. Dava konusu araç satış sözleşmesinin resmi şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca geçersiz olduğu anlaşılmakta olup, bu tür geçersiz sözleşmelerde taraflar sözleşme uyarınca birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteme hakkına sahiptirler. Geçersiz sözleşmeler taraflarca hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler. Bu bağlamda alıcı taraf satıcıdan ancak ödediği bedelin iadesini isteyebilir. Aracın alıcıda kaldığı dönem için kullanma bedeli kira, ecrimisil adı altında talepte bulunulamaz. Satıcı taraf ise sadece aracın iadesini isteyebilir. Satış bedelinin satıcıda kaldığı süre için faiz istenemez. Somut olayda taraflar arasında araç satış sözleşmesi yapıldığı, dava konusu senetlerin ise satış sözleşmesi gereğince davalıya verildiği konusunda ihtilaf yoktur. Davalı, aracın davacıya tesliminden sonra uğradığı kazanç kaybı, trafik cezaları gibi uğradığı zararları ancak davacıya yönelteceği dava ile talep etmesi mümkündür. Davalının cevap dilekçesi içeriğine gör, davacının borçlu olduğunun tespitini talep etmekle beraber usule uygun şekilde açtığı karşı dava bulunmamakta olup, bu talebi yönünden de tefrik kararı verilmiştir. Mahkemece bu yönler gözetilerek verilen karar usul ve yasaya uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 13.662,00 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.415,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.246,50 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/02/2022