Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1283 E. 2021/1665 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1283
KARAR NO: 2021/1665
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2020/441 E – 2020/702 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 21/11/2016 tarihinde indirimli elektrik sözleşmesinin imzalandığını, 2016 Kasım ayından bu yana tüm piyasalarda yurt içi ve yurt dışı kaynaklı oluşan belirsizlikler, tüm enerji kaynaklarında artan enerji maliyetleri ve buna bağlı enerji birim fiyatları ile döviz kurundaki artışların elektrik fiyatlarında aşırı fiyat dalgalanmalarını da beraberinde getirdiğini, bu nedenle elektrik kwh perakende enerji birim bedelinin yeniden revize edilmesi zorunluluğunu doğurduğunu, 04.04.2017 tarihinde imzalanan ikinci fiyat revize protokolü 4. maddede yeni fiyat revize teklif edilmesinin ihlal niteliğinde olduğu ceza ödeyeceği belirtilmiş, ancak müvekkili şirket tarafından sehven karşı tarafa fiyat revize yazısı gönderildiğini, akabinde yazının sehven gönderildiği ve 3. fiyat revizenin yapılmayacağının bildirildiğini, buna rağmen davalı tarafın cezai bedel faturası düzenleyip gönderdiğini, ilgili faturaya 02.08.2017 tarihli 48510 sayılı ve 17.08.2017 tarihli 60653 sayılı yazılar ile müvekkili şirket tarafından itiraz edilerek iade edildiğini, buna ilişkin davalı tarafa 03.08.2017 tarihli 52750 sayılı yazı gönderilerek davalıya bilgi verildiğini, akabinde müvekkil şirketçe davalıya faturalarının ödemeleri hususunda 16.08.2017 tarihli 60182 sayılı yazı gönderildiğini, ödememeleri halinde yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeni ile sözleşmenin sonlandırılacağının bildirildiğini, yasal süresinin dolmasına rağmen davalı borçlunun elektrik faturalarını ödemediğinden davalının sözleşmesinin sonlandırıldığını, ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalının itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve müvekkil şirket arasında 21.11.2016 tarihinde “İndirimli Elektrik Sözleşmesi” ve aynı tarihli birtakım maddelerde değişiliklik yapılan protokol imzalandığını, sözleşmeye göre müvekkili şirketin, davacıdan elektrik enerjisi temin edeceği, bu kapsamda birim fiyat fabrika için 168 TL/Mwh, merkez ofis içinse 173 TL/Mhw olarak olacağını, davacı tarafından henüz elektrik enerjisi teminine başlanmamış ve sözleşmenin imzalanmasının üzerinden 1 ay bile geçmemişken enerji piyasasında yaşanan olağanüstü piyasa koşulları ve aşırı ifa güçlüğü gerekçeleriyle enerji satış fiyatının artırılması yönünde revize talebinde bulunulduğunu, taraflar arasında yapılan müzakereler neticesinde 30.12.2016 tarihli protokolün imzalandığını, satış birim fiyatlarının arttırıldığını, protokolün 2. maddesi son cümlesi ile “İşbu protokolün imza tarihindeki dolar kuru baz alınarak kur üzerinden %40 oranında artış olmadığı sürece … fiyatı tekrar revize etmeyecektir.” hükmünün konulduğunu, yine 3. madde ile “Dolar kurunun 3,38 TL ve altında seyretmesi hâlinde İşbu Protokolde yer alan Madde-2’de belirtilen revize Perakende Satış birim fiyatı 21/11/2016 tarihinde imzalanan, Müşteri bilgilendirme ve Tarife Paketi kullanım taahhütnamesinde belirlenen Perakende Satış birim fiyatı 173 (yüzyetmişüç) TL/Mwh olarak tekrar revize edilecektir.” hükmü konulduğunu, bu suretle davacı tarafın keyfi ve kötüniyetli revize tekliflerinin önüne geçilmesinin amaçlandığını, davacı tarafından müvekkil şirkete protokolün üzerinden henüz birkaç ay geçmişken 01.02.2017 tarihinde protokol maddelerine aykırı olarak yeniden revize teklifi gönderildiğini, 30.12.2016 tarihli protokole göre; dolar kuru üzerinde %40 oranında artış olmayacağı süre davacının fiyatları revize etmeyeceği, ancak davacı basiretli bir tacir olmaktan çok uzak davranarak revize teklifinde belirttiği gibi, doların 3,45’ten 3,88’e yükselmesiyle maliyetlerinin arttığından bahisle açıkça protokole aykırı davranarak revize teklifinde bulunduğunu bunun üzerine Üsküdar … Noterliği 09 Şubat 2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile davacıya revize teklifinin protokole aykırı olduğu ve basiretli bir tacir gibi davranarak sözleşmedeki edimlerini protokole uygun olarak devam ettirmesi gerektiğini, aksi takdirde tüm müspet ve menfi zararların tazmin ettirileceğinin ihtar edildiğini, davacı taraf sözleşmeye aykırı tavrını sürdürürek bu defa 14.02.2017 tarihli yazısıyla 3. defa revize teklifinde bulunduğunu ve bu revizede belirttiği birim fiyat üzerinden 17.02.2017 ve 21.02.2017 tarihli faturalandırmalar yaptığını, söz konusu sözleşmeye aykırı bu faturalar üzerine müvekkil şirket tarafından sözleşmede belirlenen birim fiyat üzerinden hesaplama yapılarak fazla talep edilen kısım yönünden faturalara itiraz edilerek iade faturaları kesilerek ve davacıya gönderildiğini, Bakırköy 3 ATM de davacı aleyhine alacak davasının açıldığını ve dosyanın halen derdest olduğunu davacının iş bu davayı haksız ve mesnetsiz olarak ikame ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının HMK 114/1-ı maddesi ve 115/2 gereği usulden reddine, karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; her iki davanın konusunun aynı olmadığını, derdestlik nedeniyle usulden reddedilen mevcut davamızın konusu davalı şirketin tüketmiş olduğu elektrik nedeniyle düzenlenmiş olan dönem tüketim faturası olduğunu, işbu fatura ve ferileri haricinde müvekkil şirketçe herhangi bir talepte bulunulmadığını, Bakırköy 3.Asliye Tic.Mahkemesi’nde görülmekte olan davada müvekkil şirket davalı sıfatına haiz olduğunu, işbu mahkemede görülen davanın konusu ise sözleşmeye aykırılık nedeniyle ödenmesi talep edilen miktarlar üzerinden kesilen cezai şart faturaları olduğunu, buradaki yargılamanın konusu taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmeye bir aykırılık olup olmadığı ve varılacak karar göre cezai şart için kesilen faturaların geçerli olup olmadığı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davalar arasında bağlantı bulunduğu kabul edilse dahi yerel mahkemece mevcut davada hüküm vermek yerine Bakırköy 3.Asliye Tic.Mahkemesi’nde görülen dosyayı bekletici mesele yapması gerektiğini beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir, İlk derece mahkemesince 15/04/2021 tarihli istinaf değerlendirme karar ile, “dava değerinin 1.743,91 TL olması sebebiyle mahkeme kararının miktar itibariyle kesin olduğu, 2021 yılı itibariyle istinaf sınırının 5.880,00 TL olup, miktar itibariyle istinaf sınırının altında kaldığı anlaşılmış olup, duruşma tutanağında istinaf yolunun açık olduğunun yazılı olmasının istinaf yolunu açık hale getirmeyeceğinden” bahisle HMK 346.maddesi uyarınca istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Bu istinaf değerlendirme kararını yine davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde, bilirkişi raporu ve ek raporlarda yapılan incelemeler görüleceği üzere davacının talebini de içeren fatura alacağı ve bütün kayıtlar incelendiğini, takas-mahsup sebebiyle, davacının işbu davaya konu ettiği faturadan kaynaklı alacağının bulunmadığı da tespit edildiğini, anılan sebeplerle derdestlik itirazı yerinde olduğundan davacının mesnetsiz iddialarının reddini beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesinin kararının HMK 341/2 maddesi gereğince kesin olduğu, HMK 346/1 maddesinde “İstinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir.” hükmü bulunmaktadır. Dolayısıyla karara itiraz üzerine verilen ilk derece mahkemesi kararı kesin karar niteliğindedir. Kesin karara yönelik yapılan istinaf talebi hakkında ilk derece mahkemesince 15/04/2021 tarihli kesin karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine yönelik verilen karar yerindedir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, Davacıdan gerekçeli kararın istinafı için peşin alınan 59,30 TL karar ve ilam harcı talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacıdan istinaf değerlendirme kararının istinafı için Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/06/2021