Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1281 E. 2021/1848 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1281
KARAR NO: 2021/1848
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2020
NUMARASI: 2020/672 E – 2020/763 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı … Genel Müdürlüğü vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Kocaeli Valiliği Çevre ve İmar Koruma Birliği denetiminde ki Göçmen Konutları Şekerpınar mevkiinde faaliyet gösteren Şekerpınar Atıksu Arıtma Tesisini işlettiğini, tahakkuka konu dönemlerde Şekerpınar Atıksu Arıtma Tesisinin bulunduğu bölgenin … Genel Müdürlüğü’nün denetiminde olduğunu, … ve müvekkili idare arasında imzalanan 04/01/2008 tarihli devir protokolü ile tüm hak ve borçları ile beraber müvekkili …’ya devredildiğini, devirden sonra alınan tüm abonelik ve sicil kayıtları hak ve borçları ile birlikte müvekkili idarenin sistemine kaydedildiğini, gerçekleştirilen kayıtların incelenmesi neticesinde davalı firmanın … döneminden 256.886,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, tespit edilen 256.886,00 TL alacağın tahsili için Gebze … İcra Müdürlüğünde … sayılı takibi başlattıklarını ancak davanın haksız yere takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; sözleşme süresince müvekkilinin şirketi … abone ve … sicil numarasıyla …’den hizmet aldığını, ancak …’nin tüm haklarını …’ya devrettiğinden davacı tarafın Gebze … İcra Müdürlüğü’nünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını ve borç sebebi olarak … nolu abonelikte …-… dönemleri arası kullanılan su bedeli gösterilmek suretiyle icra müdürlüğü tarafından müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, takibe dayanak alınan her hangi bir belge tebellüğ edilmediğini, ancak icra dosyasına sunulan ve davacı tarafça düzenlenmiş abone sicil kartına göre müvekkilinin 2006/ Eylül-Ekim-Kasım-Aralık ve 2007 Ocak-Şubat-Mart ve Nisan aylarına ilişkin olarak ödenmemiş su bedeli borcu bulunduğunu davacıya her hangi bir su borcunun bulunmadığını bulunduğu düşünülse dahi davacının iddia ettiği alacağın 5 yıllık zaman aşımına uğradığını, Çevre Birliği ile davacı arasında TBK’nın 196. maddesi uyarınca bir dış üstlenme sözleşmesi bulunduğundan husumetin Çevre Birliğine yönetilmesi gerektiğinden müvekkiline yönetilmesinin mümkün olmadığını, davacının alacağının ne olduğu belli olmadığını icra takip dosyasında alacağının sebebinin kullanılan su bedeli olarak gösterildiğini, oysa ki müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, eğer alacak …’den devredilmiş bir alacak ise davacının bu davada bu alacağını talep edemeyeceğini, müvekkilinin davacıya su borcu bulunmadığının davacı kayıtları ile de sabit olduğunu, müvekkilinin davacıya kirlilik önlem payı (KÖP) borcununda bulunmadığını, asıl borçlu olan Çevre Birliği’nin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile birleştiğinden borcun ortadan kalktığını tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece verilen kararın Dairemizce dava harçları alınmadığından ,kararın kalrınılması ve dava harçları alınarak yeniden yargılama yapılması için kararın kaldırılması üzerine,mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda, Davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 256.886,00.-TL asıl alacak, 310.586,14.-TL gecikme cezası, 24.846,89.-TL gecikme cezası KDV’si toplamı olan 592.319,03.-TL üzerinden iptaline ve takibin devamına, 256.886,00.-TL asıl alacak için takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, Takip konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı istinaf eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının takipte dayandığı alacak sebebini dava sırasında değiştirmiş olmasının kanuna aykırı olmasına rağmen ,mahkeme tarafından yanlış gerekçeyle kanuna aykırı sayılmadığı, davanın itirazın iptali davası olduğu, bu davanın konusunun takip konusu ile sıkı sıkıya bağlantılı olduğu, buna rağmen davacının, dava sırasında, takip dayanağı gösterilen alacak sebebi ve belge haricindeki alacak sebebine ve belgelere dayandığı, dilekçelerinde müteaddit defalar belirttikleri üzere, davacı tarafın davaya konu icra dosyası üzerinden düzenlenen takip talebinde borç sebebini, “… numaralı 20/06/2009 – 20/07/2004 dönemleri arası kullanılan su bedeli” olarak gösterdiği, buna paralel olarak, ödeme emri ekine “Abone Sicil Kartı” konulduğu, takibe dayanak edilen bu belgenin , abone tarafından tüketilen su miktarını ve bunun bedelini gösteren bir belge olduğu,buna rağmen huzurdaki itirazın iptali davasında, davacı tarafın müvekkilinden KÖP bedeli talep etmekte olduğu ve bu iddiasını takipte dayanmadığı belgelerle ispat etmeye çalıştığı, …’nin dava konusu KÖP cezasını tahakkuk ettirme yetkisi olup olmadığı konusunda bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu,bu çelişki giderilemden karar verilmesinin hatalı olduğu, 19.02.2016 tarihli ilk raporda açıkça …’nin KÖP cezası kesme yetkisinin bulunmadığının belirtildiği, 05.09.2017 tarihli ikinci raporda ise …’nin KÖP cezası uygulamaya yetkili olduğu sadece “yasaldır” ifadesi ile gerekçelendirildiği, …’nin hak ve alacaklarını …’ya devretmiş olmasının tartışma dışı olduğu, itirazlarının , tesisin Kocaeli sınırları dışında olması veya …’nin sorumluluk alanı dışında olması sebebiyle …’nin KÖP tahakkuk ettirmeye yetkili olmadığı yönünde olduğu, … yetkili değilse, sahip olmadığı hakkı yasal olarak geçerli bir sözleşme ile davacı …’ya devretmesinin hiçbir önemi bulunmadığı, 05.09.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda, davacının KÖP cezası işlettiği 2007 Ocak-Nisan dönemi için analiz rapor bulunmadığını belirtmiş olmasına rağmen hiç bir somut delile dayanmadan bu döneme ilişkin cezanın da talep edileceğini belirttiği, oysa ki kirlilik cezasının kesilebilmesi için öncelikle deşarj edilen suyun kirli olduğunun ispatı gerektiği, Alacağın zamanaşımına uğradığı ve yanlış tarafa husumet yöneltildiği yönündeki itirazları hakkında hiçbir karar verilmediği, müvekkilinin davacıya herhangi bir su borcu bulunmamasına rağmen, bir an için böyle bir borcu olduğu düşünülmüş olsa dahi, 6183 sayılı Kanun’un 102. maddesi gereği, davacının iddia ettiği alacağın 5 yıllık zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerektiği, buna rağmen gerekçeli kararda bu hususa hiç değinilmediği, Öte yandan Çevre Birliği, Tesis’in “maliki ve deşarj ruhsatı sahibi” olduğundan, tüm yasal hak ve sorumluluklar, denetim ve kontrol yükümlülüğün de Çevre Birliği’ne ait olduğu ve müvekkilinin sadece Tesis’i işletmekle sorumlu olduğu, bir anlamda Tesis’in kiracısı olduğu,Tesisin mülkiyet ve sorumluluk durumu irdelenmeden ceza tahakkuk ettirildiği, kararda bu konudaki itirazlarımının da yok sayılığı, Tesisin kirliliğe sebebiyet vermediği konusunda Çevre Birliği ve Gebze Sağlık Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen raporların dikkate alınmadığı, Alacağın dayandığı faturaların ya da ceza talebinin doğrudan müvekkiline tebliğ edildiği tarih ispat edilememesine rağmen davacının beyanına göre faiz hesaplamasının yapılması, bu hesaplamanın nasıl yapıldığına raporda yer verilmemiş olduğu, Ayrıca 05.09.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda açık bir hesaplama hatası olmasına rağmen yerel mahkemenin bu hususu dikkate almadığı, faturaların tebliği tarihinin belli olmadığı ,müvekkiline doğrudan bir borç bildiriminin hiç yapılmadığı, oysa gecikme faizi için temerrüt gerektiği , ikinci raporda sadece yasal faiz oranlarının belirtildiği, faizin nasıl hesaplandığının ise belli olmadığı,bu sebeplerle verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; İstinaf incelemesi aşamasında 17/11/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7256 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda v Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte su ve atık su borcu ile ilgili olarak borçların yapılandırılması imkanı getirilmiştir. Bu kanun kapsamında olan kamu alacakları arasında ;3/3 maddede, ” 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan ve vadesi 31/08/2020 tarihinden önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su, atık su ve katı atık ücreti alacakları ile bunlara bağlı fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacaklarından,” (e) bendinde yer alan; “20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamındaki büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi31/08/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan su ve atık su bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı gibi fer’i (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) alacaklarından,” kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacaklar (bu maddede vadeye ilişkin belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla) hakkında uygulanır.” hükmü, “Kesinleşmiş alacakların yapılandırılması” başlıklı 2 nci maddesinin 7. fıkrasında;”2464 sayılı Kanunun 97 nci maddesine göre tahsili gereken ücretler ile su, atık su ve katı atık ücreti alacaklarından vadesi 31/08/2020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş olanlar ile bunlara bağlı fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.” 9. fıkrasında;”2560 sayılı Kanun kapsamında büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon idarelerinin, vadesi 31/0802020 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ödenmemiş bulunan; su ve atık su bedeli alacak asıllarının tamamı ile bunlara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’iler (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) hakkında bu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi hükümlerine göre yapılacak hesaplamalar sonucu belirlenen tutarların aynı fıkra hükümleri çerçevesinde ödenmesi hâlinde bu alacaklara bağlı cezaların ve gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’ilerin (sözleşmelerde düzenlenen her türlü ceza ve zamlar dâhil) tahsilinden vazgeçilir.” hükümleri getirilmiştir. Anılan kanun ile getirilen bu olanaktan yararlanma konusunda, davalı tarafın, yaptığı bir başvurunun olup olmadığı, var ise ne gibi işlem yapıldığının bildirilmesi için mahkemece araştırma yapılması gereklidir.Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/06/2021