Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1269 E. 2022/368 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1269
KARAR NO: 2022/368
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2021
NUMARASI: 2020/108 E – 2021/95 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının Küçükçekmece, İkitelli, … pafta, … parselde kayıtlı ve adresinin bulunduğu iş yerinin maliki olan …’ndan 01/09/2014 tarihinde kiraladığını ve gıda market olarak işletmeye başladığını, müvekkilinin burada işlettiği markette kullanmak üzere davalı kuruma müracaat ile adına elektrik aboneliği sözleşmesi yapılmasını talep ettiğini, ancak eski abonenin borçları nedeni ile sözleşme yapılamayacağını, önce eski borçların ödenmesinin gerektiğini, sözleşme yapılmadığını ve müvekkilinin eski abone olan sözleşme üzerinden elektrik kullanımını sürdürmekte olduğunu, müvekkilinin kiraladığı iş yerinde kullanmak üzere İSKİ ile su aboneliği, … ile telefon ve internet aboneliği sözleşmesi imzalamış olup kullanmaya başladığını, davalı kurumun davacının eski abone adına kullandığı elektriğin tüketim bedelini kaçak kullanım gerekçesi ile yaklaşık % 50 fazlası ile tahakkuk ettirerek yasaya ve yönetmeliğe aykırı olarak eski abone borçlarını tahsil etmeye çalıştığını, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetlei Yönetmeliği’nin 24/4 maddesi uyarınca aynı kullanım yerine ait başka müşterilerin önceki dönemlere ilişkin tüketimlerinden kaynaklanan borçları yeni müşterinin üstlenmesinin talep edilemeyeceği hükmünü içerdiğini, davalı kurumun alanında tekel olmanın verdiği avantajı kullanarak kendisinin tahsil edemediği alacaklarını yeni müşterilerdinden almaya çalışarak haksız kazanç peşine düştüğünü ve TCK kapsamında suç işlediğini, öncelikle dava konusu sözleşmenin kurulu olduğu yerin ticari işletme olduğu, işletmenin gıda marketi olması elektriğin kesilmesinin telafisi güç zararların ortaya çıkacağı dikkate alınarak eski abone adına bağlanan … numaralı hattın kesilmesinin HMK 389. Madde gereğince tedbiren durdurulmasına, davacının kiraladığı iş yerinde kullanmak üzere davalı ile abonelik sözleşmesi hakkının olduğunun tespitine, davalının davacı ile sözleşme yapmasına, kira sözleşmesinin yapıldığı 01/09/2014 tarihinden bu yana … nolu hat üzerinden kullandığı elektrik tüketiminin kaçak olmadığının tespiti ile normal kullanımdan doğan borcunun tespitine, kurumun fazla talep ettiği kaçak kullanım bedelinden davacının sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığından ötürü görev ve yetki itirazında bulunmuş, davanın nöbetçi ticaret mahkemelerinde açılması gerektiğini, davanın kaçak elektrik ile ilgili uyuşmazlıktan dolayı yöneltildiği müvekkil … AŞ ye yöneltilmesinin yerinde olmasına karşın abonesiz elektrik kullanımı hususunda husumet yöneltilmesi gereken tarafın … Elektrik AŞ olması gerektiğini, dava konusu … nolu tesisata ait … adına olan abonelik sözleşmesinin 09/05/2014 tarihinde fesih edildiğini, sözleşme iptali sonrası ilgili mahalde yapılan kontrolde abonelik sözleşmesi yapılmadan enerji kullanımı yapıldığının tespit edildiğini, abonesiz kaçak kullanım adı altında … nolu evrakla 22/04/2014 ile 22/05/2014 tarihleri arasında tüketilen 8516 KWH karşılığı 4.516,00 TL bedel tahakkuk ettirildiğini, daha sonra hatalı okuma nedeni ile iptal edilen abonesiz kaçak kullanım faturalarının 16/01/2015 tarihi itibariyle … adına … seri nolu tutanağın tanzim edilerek yeniden tahakkuka bağlandığını, 19/06/2014 tarihi itibari ile tutanak tarihi arasında tüketilen 64.747 KWH 49.446,10 TL bedelin taahhuk ettirildiğini, davacı yanın iş yeri maliki olan …’ndan 01/09/2014 tarihinde kiralamış olduğunu beyan ettiğini, malik …’nun davalı kurum ile olan abonelik sözleşmesinin 09/05/2014 tarihinde fesih edildiğini ve davacı yanın 19/06/2014 tarihi ile tutanak tarihi arasında abonesiz olmak kaydıyla tüketmiş olduğu elektrik enerjisi tutarından sorumlu olacağını, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini beyan etmiş olmakla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” Davacının davalı şirketle abonelik sözleşmesi yapılması gerektiğinin tespiti yönündeki talebinin değerlendirilmesinde; söz konusu elektrik aboneliği tesisi işinin davada fer’i müdahil olan…’ın yetki ve sorumluluğunda bulunduğu, davalının abonelik sözleşmesi yapılması hususunda herhangi bir inisiyatif, yetki ve sorumluluğu bulunmadığı, davada fer’i müdahil aleyhine hüküm kurulamayacağı, davalının bu talep yönünden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın bu yönden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir. Menfi tespit talebinin değerlendirilmesinde; davacı vekili tarafından sunulan 26/10/2020 tarihli dilekçe ile borcun 44.995,80 TL olarak 25/10/2017 tarihinde tahsil edildiğinden davalarını istirdat davasına dönüştürdüklerini, borçlu oldukları bedelin bilirkişi tarafından 14.814,07 TL olarak tespit edildiğini, ödenen borçtan borçlu bulundukları tespit edilen bu meblağı düşerek 30.181,73TL’nin 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini bildirdikleri görülmüştür. Davacının bu talebi mahkememizce ıslah talebi olarak değerlendirilmiş ve yargılamaya istirdat (fazla ödenen bedel iadesi) davası olarak devam edilmiş ve değerlendirme bu doğrultuda yapılmıştır. Davacının davalı kuruma abone olmadan mevzuata aykırı biçimde elektrik kullanmasının kaçak elektrik tüketimi olduğu, kira sözleşmesinin imzalandığı dönemden önce davacının kaçak elektrik tüketimi olduğunun davalı yanca ispatlanamaması nedeni ile davacının bu dönemden sorumlu tutulamayacağı, davalıya 49.446,10 TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirilmiş olduğu, 17/06/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa hükümlerine göre kayıp kaçak vs.bedellerin maliyet unsuru olarak kabul edilmesinden dolayı davacının sorumlu olacağı bedelin hesabında tüm maliyet unsurlarının hesaba dahil edilmesinin gerektiği, bu nedenle davacının kayıp kaçak, iletim, dağıtım, PSH bedellerinin tahakkuka dahil edilmemesi gerektiği hususundaki itirazlarının yerinde olmadığı, sonuç itibariyle davacının davalıya karşı ödemekle sorumlu olduğu bedelin 18.539,78 TL olduğu, davacı tarafça yapılan 25/10/2017 tarihli 44.995,80 TL miktarlı ödemeden davacının sorumlu bulunduğu 18.539,78 TL’nin düşülmesi neticesinde davacı tarafça davalıya 26.456,02 TL fazla ödeme yapılmış olduğu ve bu fazla ödemenin ödeme tarihinden itibaren faiziyle davalıdan alınması yönündeki talep haklı görüldüğü” gerekçeleriyle 1-Davanın İstirdat Talebi Yönünden KISMEN KABULÜ ile 23/02/2015 son ödeme tarihli fatura ile ilgili olarak davacı tarafca davalıya yapılan 26.456,02 TL fazla ödemenin ödeme tarihi olan 25/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE 2-Davanın davalı … A.Ş. İle sözleşme tesisi talebi yönünden bu davalının pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile REDDİNE karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; İadesi talep edilen bedelin ihtirazi kayıtsız olarak ödenmiş olması nedeniyle davacının davasında hukuki yararı bulunmadığını, kaçak elektrik kullanımından doğan borcun kaynağının sözleşmesel bir ilişki olmayıp “haksız fiil” olması nedeniyle ödeme sonrası iadesini talep edecek kimsenin söz konusu ödemeyi ihtirazi kayıt beyanıyla yapması gerektiğini, -Mahkemece tüm deliller toplanmadan, eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının kira kontrat tarihi olan 01.09.2014 tarihinden davacı adına kaçak elektrik zaptı düzenlenen 16.01.2015 tarihine kadar geçen sürede tüketilen kaçak elektrik için davacı yanın 14.814,07 TL kaçak kullanımdan sorumlu olacağı yönünde hüküm tesis edildiğini, önceki aboneliiğin 09.05.2014 tarihinde feshedildiğini, kira kontratının adi yazılı belge olup, davacının mahalli kullanmaya başladığı tarihi şüpheden ari olarak belirtmeye yetmeyeceğini, sayaç verilerinin fesih tarihinden itibaren 19.06.2014 tarihine kadar olan dönemde tüketimlerin düşük olduğunu, ancak bu tarihten itibaren tüketimlerin olağanüstü ölçüde arttığı görüldüğünden davacının elektrik kullanımına o tarihte başladığını kabul etmek gerektiğini, – Müvekkili şirket tarafından yapılan kontrol ve tespitler neticesinde 16.01.2015 tarihi itibariyle “sözleşmesiz sayaç üzerinden elektrik kullandığı” gerekçesiyle … adına … seri nolu tutanak tanzim edilmiş ve ilgili tutanağa ilişkin olarak sayacın son okuma tarihi olan 19.06.2014 tarihi ile tutanak tarihi olan 16.01.2015 tarihleri arasındaki 64.737 kWh tüketim karşılığı 49.446,10-TL bedel tahakkuk edildiğini, söz konusu tahakkuk bedelinin, tahakkuk tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Yönetmeliği uyarınca hukuka uygun şekilde hesaplandığını, – Raporda, dava konusu tesisatı davacının 19.06.2014 tarihinden itibaren kullandığı yönünde dosyada bilgi ve belge bulunmadığını belirtilmişse de, dosyada mevcut tüketim ekstrelerinde 20.06.2014 tarihine kadar olan dönemde tüketimlerin düşük olduğu ancak bu tarihten itibaren tüketimlerin olağanüstü ölçüde arttığı görüldüğünden davacının elektrik tüketimine o tarihte başladığı açıkça anlaşıldığını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürmüştür. Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı menfi tespit talebi ile abonelik sözleşmesi tesisi talebine ilişkindir. Davanın başlangıçta açılıdğı Küçükçekmece 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/02/2017 tarih 2015/43 Esas 2017/58 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen bu karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması neticesinde dairemiz 19/07/2017 tarih 2017/560 Esas 2017/857 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verildiği, verilen bu karara karşı temyiz yasa yoluna başvurulması neticesinde ise Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 11/09/2019 tarih 2019/3781 Esas 2019/6548 Karar sayılı kararı ile dairemiz kararının davaya bakma görevinin Ticaret Mahkemelerine ait olduğundan bahisle bozulmasına karar verildiği, bu bozma kararı üzerine 14/11/2019 tarih 2019/1678 Esas 2019/1795 Karar sayılı kararımız ile İDM kararının kaldırılarak görev dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine ve dosyanın görevli mahkeme olarak Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır.Dosya kapsamından; 19.05.2014 tarihinde tesisatı önceki abonesi …’nun kullanmakta iken abonelik sözleşmesinin iptal edildiği, davacının iş yerini 01.09.2014 tarihinde, …’ndan kiraladığı, Küçükçekmece Belediye Başkanlığı Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’nün 21.10 .2014 tarihli iş yeri açma ve çalışma ruhsatına göre davacı …’ın bu mahalde market işletmesine dair ruhsat verildiği,dava konusu yerde davalı kurum elemanlarınca düzenlenmiş 16.01.2015 tarihli … seri no lu kaçak tespit tutanağına göre … no lu tesisata takılı … marka … seri no lu sayaç görülmüş olup sözleşmesiz sayaç üzerinden elektrik kullanıldığının tespit edildiği ve toplam 49.446,10 TI. lik kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapıldığı anlaşılmaktadır.Buna göre davacının dava konusu yerde abone olmaksızın tükettiği elektriğin kaçak olarak nitelendirilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı da nazara alındığından davacının kiralama tarihinden önce dava konusu yeri kullandığının davalı-alacaklı tarafından ispat edilemediği, kira tarihi ile tespit tarihi arasındaki sürede davacı tarafça ödenmesi gereken kaçak bedelinin toplam 18.539,78 TL olduğu, davacı tarafça yapılan 25/10/2017 tarihli 44.995,80 TL miktarlı ödemeden davacının sorumlu bulunduğu 18.539,78 TL’nin düşülmesi neticesinde davacı tarafça davalıya 26.456,02 TL fazla ödeme yapılmış olduğu anlaşılmakla davalının sübuta yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.807,21 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 451,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.265,41 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/02/2022