Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1237 E. 2022/893 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1237
KARAR NO: 2022/893
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2020
NUMARASI: 2020/83 E – 2020/662 K
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirketin 18/04/2007 tarihinde, aralarında ortak olarak Kazakistanlı ortak …’un da bulunduğu kişilerle birlikte, inşaat yapma amacıyla kurulduğunu, Davacı ile davalı … A.Ş. arasında, 21/04/2007 tarihinde, Beşiktaş … Noterliği’nde … yevmiye numaralı “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi” düzenlendiğini, Sözleşmenin konusu, İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, …, …lise Mevkii’nde bulunan … pafta, … parsel (yeni parsel no:… ) nolu 30.625 metrekare yüz ölçümlü gayrimenkulün belirli bir payının yükleniciye devri karşılığında, üzerinde yüklenici tarafından, sözleşmeye uygun şekilde konut inşa edilmesi, inşa edilen konutların, arsa sahibi ile yüklenici arasında paylaşılmasına ilişkin olduğunu, Sözleşmeye göre “yüklenici taraf”ın müvekkili şirket, “arsa sahibi”nin ise davalı … firması olduğunu ve yapılacak olan bu konutların % 41’inin arsa sahibine, % 59’unun yükleniciye ait olmak üzere paylaşılacağının kararlaştırıldığını, Sözleşmenin tanziminden sonra inşaata başlandığını, … Firmasının haksız baskıları, davacıyı zor durumda bırakan davranışları sonucu, müvekkilinin müzayaka haline itildiğini ve şirket aleyhine olacak adi yazılı ek sözleşmeler tanzim etmeye zorlandığını, Müvekkili şirketin büyük hissedarı ve imza yetkilisi olan …’in sürekli olarak … firmasının maddi baskılarına maruz kaldığından bazı hisselerini şirketin diğer ortakları olan Kazakistan uyruklu kişilere devir ettiğini, bu devir ile beraber, Kazakistanlı ortakların müvekkili şirkette çoğunluğu ve yönetimi ele geçirdiklerini, şirkette temsil yetkisini ele geçiren Kazakistanlı or- takların …’i dışladığını ve … firması ile danışıklı dövüşlü işlemler yaparak, …’e ticari yönden zarar verici eylemlerde bulunduklarını, Hatta bir süre sonra genel kurul yaparak hileli yöntemlerle, …’i şirketten ıskat yaptıklarını, …’in ıskat kararını içeren genel kurul kararının iptali için İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 2012/321 Esas sayılı dosya ile dava açtığını, mahkemece yapılan yargılama sonunda 07/05/2014 tarihinde “Davanın kabulüne, ıskatın kaldırılmasına” karar verildiğini, bu kararın karşı tarafa tebliği ve …’in yeniden şirket ortaklığına döneceğinin anlaşılmasıyla, Kazak ortaklar ile davalı/arsa sahibi olan … firması arasında muvazaalı işlemler yapılmaya başla- dığını, Çünkü … firması ile müvekkil … arasında 2007 yılında tanzim edilen inşaat sözleşmesine göre yapılacak olan meskenlerin % 59’luk kısmı müvekkile ait olacak ve … de ortak olarak bu kazanımlardan menfaat elde edeceğini , …’in bu kazanımlarının engellenmesi için …’nın o tarihlerdeki Kazakistanlı ortakları ile … firması arasında hileli işbirliği yapılarak kendi yakınlarının adına muvazaalı şekilde devirleri birçok meskenin devrini yaptıklarını, Kazakistanlı ortakların davalı … firmasının sahibi olan diğer davalı … ile danışıklı dövüş içerisinde, …’in mahkeme kararıyla döneceğinin anlaşıldığı aşama- larda bu durumu fark edip önlemler aldığını ve muvazaalı şekilde …’yı ekonomik olarak sıfırladıklarını, …’in şirkete dönmesine uzun süre fiilen engel olduklarını, Tüm muvazaalı işlemleri bitirip şirketin içini boşalttıktan sonra …’i çağırıp kendilerinin Türkiye’den ayrılacaklarını söyleyerek şirketteki tüm hisselerini kendisine vereceklerini söylediklerini, … bu durumda şirketin tüm hisselerin bu şahıslardan satın alıp kendi adına tescil ettirdiğini ve 2018 yılından beri şirketin yetkilisi olduğunu, Daha sonra yapılan araştırmalarda bazı taşınmazların hukuka aykırı ve muvazaalı şekilde devredildiğinin öğrenildiğini beyanla, Dava konusu İstanbul ili, Sarıyer İlçesi, … … pafta … parselde kain … tipi … ve … nolu, … tipi …, …, … nolu … tipi …, …, …, … nolu taşınmazlar ile -ayrıca bu taşınmazlardan başka sözleşmeye göre- davacının % 59 hissesinin tamamlanmasına yetecek miktardaki taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, taşınmaz kayıtları üzerine ihtiyati tedbir tesisini, muvazaalı görünmeyen taşınmazlar yönünden devir tarihinden itibaren gerçek değeri ve işlemiş faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili; müvekkilinin dava konusu İstanbul İli Sarıyer İlçesi … Köyü … Mevkii … parsel, … … Tipi Bodrum+Zemin Bağımsız Bölüm No:… de kayıtlı taşınmazı 975.000 TL bedel ile … A.Ş. Firmasından bedelini ödeyerek satın aldığını, taraflar arasında gayrimenkul satışına ilişkin 13/10/2017 tarihli sözleşme düzenlendiği- ni, müvekkilin bu sözleşme kapsamında taşınmazı 23/03/2018 tarihinde aldığını, tapu devir işlemleri bu tarihte gerçekleştirildiğini ve toplam 1.150.500,00 TL ödeme yaptığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Davalılar … – … – … – … – … ; görev ve husumet itirazında bulunmuşlar, esas yönünden de davanın reddini savunmuşlardır. Davalılar … – … vekili; husumet itirazında bulunmuş, esas yönünden de davanın reddini savunmuştur. Davalılar … İnş… AŞ -… vekili; davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce:”Mahkememizde görülmekte olan işbu davanın 03/07/2020 tarihinde eksik harcın ikmal edilmemiş olması nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve aradan geçen üç aylık yasal süre içinde eksik harcın ikmal edilerek yenilenmediği anlaşılmakla” gerek- çesiyle “6100 sayılı H.M.K.’nın 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: …’in işbu dava açılmadan önce müvekkili şirkettin ortağı olup haksız şekilde ıskat edildiğini, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2012/321 Esas sayılı dava sonunda ıskat işleminin iptal edildiğini, Ancak müvekkili şirketi devir aldığından davalıların muvazaalı işlemleri ile şirketin içinin boşaltılmış durumda olduğunu, müvekkili şirketin ekonomik açıdan oldukça zor durumda olup, şirket giderlerinin dahi …’in şahsi malvarlığından karşılandığını, Dava konusu uyuşmazlık miktarının bilirkişi tarafından 65.000.000 TL (altmış beş milyon Türk Lirası) olarak tespit edildiğini, mahkemece bu tutar üzerinden harç yatırılmasına karar verildiğini, ancak 2019 Aralık ayında Wuhan’da ortaya çıkan ve 16 Mart 2020 tarihinden itibaren Türkiye’de görülen Coivd-19 salgını sebebiyle ülke ekonomisinin kötü yönde etkilendiğini, Tıp doktorluğu yapan müvekkilininde, ekonominin bu kötü gidişatından doğal olarak olumsuz yönde etkilendiğini, Bu kadar yüksek tutarda bir harcın mevcut durumda derhal veya kısa bir süre içerisinde ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin ödeyebileceği tutar olan 30.000,00 TL’nin dava dosyasına yatırıldığını, bu hususun 28/02/2020 ve 30/06/2020 tarihli dilekçelerde izah edildiğini, an- cak taleplerinin her seferinde reddedildiğini ve en nihayetinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek hakkın sürüncemede bırakıldığını, Yalnızca harcın ödenmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte bir karar olduğunu, müvekkilinin fahiş mik- tarda dava harcını ödeyemediği için hak kaybına uğradığını, anayasal bir ilke olan usul ekonomisi ilkesinin ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. Maddesinde yer alan” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmünün ihlal edildiğini, Müvekkilim …nin, zaten dava harcının belli bir kısmını ödediğini, şu aşamada harcın tamamının ödenmesinin davanın gidi- şatına doğrudan bir etkisi olmayacağından ve davacıdan fahiş miktarda olan bu dava harcının derhal ödemesi beklenemeyeceğinden, harcın tamamlanması için, ödenecek tutarda göz önüne alınarak makul bir süre verilmesi gerektiğini, zira dava eksik harcın ödenmeyeceğine ilişkin bir ifade yer alma- dığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava; tapu iptali ve tescil, bunun imkansız olması halinde alacak talebine ilişkindir. Davanın dayanağını oluşturan Beşiktaş … Noterliğince düzenlenen … yevmiye nolu 21/04/2007 tarihli Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesinde davalılardan … AŞ arsa sahibi, davacı … AŞ yüklenici sıfatına haiz olup sözleşmenin konusu “mülkiyeti arsa sahibine ait İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … köyü … mevkiinde bulunan … pafta, … parsel nolu 30625 m2 yüz ölçümlü gayrimenkulün belli bir payını yükleniciye devri karşılığında üzerinde yüklenici tarafından mevcut imar planlarına ve imar mevzuatına, projelerine, sözleşmeye ekli teknik şartname ve mahal listesine uygun bir şekilde sosyal donatı alanları ve teknik alt yapısı, çevre düzeni ve peyzajı ile birlikte konut inşaat edilmesi, inşa edilen konutların satılması, her bir konuttan elde edilecek satış hasılatının paylaşılması”na ilişkin olduğu, paylaşım oranının arsa sahibine % 41, yükleniciye % 59 olarak kararlaştırıldığı tespit edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde belirtilen taşınmazların davalı tarafça muvazaalı ve hukuka aykırı şekilde devredildiğini beyanla tapu iptali ve alacak talebinde bulunmuş olup dava konusu uyuşmazlık nispi harca tabidir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 27-28. Maddelerine göre; Harca tabi davalarda, her dava açılırken davacıdan bir başvurma harcı ve nisbi harca tabi davalarda nisbi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu’nun 30 ve 33.maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya eksik harcı yatırması için süre verilir. Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise dosya işlemden kaldırılır ve 6100 sayılı Yasanın 150.maddesi uyarınca süre- sinde tamamlanarak yenilenmez ise açılmamış sayılmasına karar verilir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Harç Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. Mad- desinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir. Kural olarak yargı harçlarının davanın açıldığı sırada ödenmesi gerekir. Harcı öden- meyen dava dilekçesinin kabul edilip, mahkeme esas defterine kaydının yapılması halinde 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri gereğince ödenmesi gereken harç miktarının belirlenerek uygun bir sürede ödenmesi talep edilmelidir.Davacı tarafından uygun süre içinde (takip eden celseye kadar) harç yatırılmadığı takdirde Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince davaya devam edilmez. O takdirde HMK’nun 150. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına, HMK’nun 150/5. maddesi gereğince üç ay içinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmelidir. Eldeki davada; dava dilekçesinde dava değeri 300.000,00 TL olarak belirtilmiş, bu rakam üzerinden harç yatırılmıştır. Mahkemece aldırılan 08/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihi itibarıyla … tipi villaların satış değerinin 3.000.000,00 TL, … tipi villaların 2.400.000,00 TL, … tipi dublekslerin 1.400.000,00 TL, … tapı çatı katı dublekslerin 1.300.000,00 TL değerinde olduğu belirtilmiştir. Mahkemece 04/02/2020 tarihli tensip tutanağı ile “söz konusu bilirkişi raporunda tespit edilen 18.800.000,00 TL dava değerine göre, dava açılarken ödenen 5.123,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 315.933,75 TL harcın tamamlanması için duruşma gününe kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde Harçlar Kanunu 30-32 ve HMK 150 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılacağının ihtarına” karar verilmiş, ara kararı içerir tensip tutanağı 18/02/2020 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Duruşmanın atılı olduğu 26/03/2020 tarihli ilk celse ve 15/05/2020 tarihli celseler Covid-19 tedbirleri nedeniyle yapılamamış, devam eden 03/07/2020 tarihli celsede de noksan harç ikmal edilmediğinden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili 04/08/2020 tarihli dilekçesi ile ” 1 aylık yenileme süresinin henüz dolmadığından davanın harçsız olarak yenilenmesini ve yeni duruşma günü tebliğini” talep etmiş, mahke- mece tesis olunan 28/08/2020 tarihli ara karar ile “eksik 315.933,75 TL harcın tamamlanması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, aksi taktirde dava şartı yokluğundan davanın reddedileceği” ihtar olunmuştur. (Dosyada davacının adli yardım talebinde bulunduğuna dair bilgi ve belge yoktur.) Davacı taraf 29/09/2020 tarihinde 40.000,00 TL tutarında harç yatırmış, bakiye harcı tamamlamamıştır. Buna göre;”Harçlar Kanunu 30, 32 ve HMK 150 maddeleri gereğince davanın açılmamış sayılmasına” dair verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/03/2022