Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1228 E. 2021/2689 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1228
KARAR NO: 2021/2689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2021/179 E – 2021/204 K
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket
KARAR TARİHİ: 18/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının … – … ve Ortağı Adi Ortaklığı İşletmesinin eşit paya sahip ortakları olduğunu ancak, işletmenin tüm yükünü davacının tek başına üstlendiğini, tüm ekonomik zorluklarla mücadele ettiğini, taraflar arasında son yıllarda süregelen ciddi anlaşmazlıklar olduğunu, davalının suç teşkil eden eylemlerinin davacının ailesine ve çalışanlarına yansıdığını, davalı ve yakınlarının eylemleri nedeniyle CBS’na şikayette bulunulduğunu ve yargılamanın Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/576 Esas dosyasından devam ettiğini, müvekkilinin iş yerine dahi gidemediğini, ortaklığın çekilmez hale geldiğini beyanla taraflar arasındaki adi ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak feshi ve tasfiyesine, müvekkilinin şahsi malvarlığından şirket borçlarına ilişkin ödemelerin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmemiş, dilekçeler aşaması tamamlanmamıştır. İlk Derece Mahkemesi’nce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu; “Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeni ile Usulden Reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna “karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Davaya konu Adi Ortaklık bünyesinde fiilen “… Caddesi … Sok. … İş Merkezi … Blok Kat:… Sefaköy Küçükçekmece” adresinde işletilen, faaliyet konusu tekstil imalatı ve ticareti olan … isimli bir ticari işletme faaliyetinin mevcut olduğunu, ticaret sicilinde davacı …’ın “…” unvanı ve … sicil numarasıyla, davalı …’ın “…” unvanı … sicil numarasıyla gerçek kişi tacir kayıtlarının bulunduğunu, her iki tarafın Adi Ortaklık bünyesinde işlettiği ticari işlet- mesinden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret mahkemesi’nin görevli olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 12/03/2021 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakıl- maksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 . Maddesi gereğince, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı HMK’nun 1. maddesi gereğince kamu düzeni- ne ilişkin olduğundan, ilk Derece Mahkemesi, İstinaf Ve Temyiz aşamasında re’sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Her iki taraf gerçek kişi olup dosya içinde ticaret sicil kayıtları bulunmamaktadır. Ayrıca tacir araştırması yapılmamıştır. Ancak İstanbul Ticaret Odası’nın resmi WEB sayfası üzerinden dairemizce temin edilen ticaret sicil kaydının tetkikinde;davacı …’ın “… ” unvanlı ve … sicil nolu , davalı …’ın ise “…” un- vanlı ve … sicil nolu ” gerçek kişi tacir kayıtlarının bulunduğu, eldeki uyuşmazlığın “…- … VE ORTAĞI ADİ ORTAKLIĞI” isimli işletme ile ilgili olduğu tespit edilmiştir. Tarafların tacir olduğu,uyuşmazlığın ticaret işletmelerinden kaynaklandığı dikkate alındı- ğında eldeki davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/3412 Esas, 2017/14362 Karar sayılı 23/10/2017 tarihli ilamı) Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan , yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2021