Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1214 E. 2021/1631 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1214
KARAR NO : 2021/1631
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 28/01/2021
NUMARASI : 2020/27 Esas
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında Gebze …. Noterliğinde düzenlenen 20/03/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı inşaat sözleşmesinde davacının yüklenici konumunda olduğunu, davalı arsa sahibine ait yerde sözleşmede düzenlenen inşaatı yapmayı taahhüt ettiği; sözleşme gereğince inşaatlar tamamlandığında dairelerin satılacağı ve satış bedelinin %52’sinin davacıya ait olacağının kararlaştırıldığını. davacının edimini yerine getirerek inşaatı tamamladığını, iskan için başvurduğunu, her ne kadar sözleşme ile daireleri satmakla davalı görevlendirilmişse de ,davacının satışları sağlamak amacıyla tüm harcamaları da yaptığını, ancak davalı tarafın satışı yapılan dairelerin satış bedelinin davacı payı yönünde ödemediğini, bir çoğu için uzun vadeli çekler verdiğini,davacının bu çekleri paraya çevirmek için faktoring şirketlerine başvurmak zorunda kaldığını belirterek; dairelerden bir kısmınında satılamadığını beyanla , alacak kalemlerini dava dilekçesinde sıralayarak ayrıca ihtiyati tedbir yoluyla, davalı üzerinde kayıtlı kalan dava konusu olan yerdeki taşınmazların üçüncü kişilere satışının engellenmesi amacıyla teminatsız ihtiyati tedbir konmasına, ayrıca bunun dışında davalı aktifinde kayıtlı taşınmaz malların ihtiyati haciz veya tedbir konulmasınıa davalı adına kayıtlı araçlara tedbir konulmasına, işletme hakkı veya maden ruhsatı tespiti halinde bunlara devir edilemez kaydı konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davada, taraflar arasındaki noterde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre , sözleşmede inşaatın davacı tarafça yapılması ve sözleşme gereğince inşaatlar tamamlandığında dairelerin satılacağı ve satış bedelinin %52’sinin davacıya ait olacağının ve dairelerin davalı tarafça satılmasının kararlaştırılmasına rağmen davalı tarafça satılmadığı,tapu iptal ve tescil olmazsa tazminat talebinde bulunulduğu görülmektedir.Davada davacı tarafça dava değeri 17.500.000,00 TL daha arttırarak eksik harç tamamlanmıştır. Davacı tarafça ayrıca talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının istinaf incelemesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1384 Esas – 2020/1320 Karar sayılı hükmü ile 17.500.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz konulduğu, davalı tarafça 17.500.000,00 TL’lik teminat mektubu sunulduğundan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına mahkemece karar verilmesi sonrası,yine davalı tarafın talebi ile bu kez davadaki alacak kalemlerinin sunulu teminat mektubu ile karşılandığı belirtilerek tapu kayındaki davalıdır şerhinin de kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.Mahkemece,davacı vekilinin 14/01/2021 tarihli dilekçeyle taraflar arasında sözleşmeye konu proje kapsamında inşa edilen ve henüz satışı gerçekleşmeyen davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiği, her ne kadar daha önce de bunu talep etmişler ve ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz verilemeyeceğinden dolayı mahkemece bu talepleri reddedilmiş ise de, bu kez İstanbul Vergi Kaçakçılığı 4. Denetim Daire Başkanlığının 06/12/2020 tarihli vergi inceleme raporuna dayanılarak bu raporda taraflar arasındaki sözleşmenin düzenleme şeklinde taşınmaz vaadi ve arsa payı kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu işin muhteviyatını hasılat paylaşımına tabi arsa kat karşılığı inşaat sözleşmesi olarak nitelendirmesine dayanıp, davalı adına kayıtlı taşınmazların listesini bildirerek , bu listedeki taşınmazlara ihtiyati tedbir konulması talebini yenilediği,bunun yeni bir tedbir talebi olduğu görüşü ile yapılan değerlendirmede, taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği ve düzenlemelerine göre, davacının ancak satılan taşınmazların bedeli üzerinden talepte bulunabileceği, satışın karşı tarafça yapılacağı hususlarının düzenlendiği, satılamayan taşınmazların davacı adına tescillerinin sağlanacağına dair bir hükmün bulunmadığı, bu düzenleme çerçevesinde davacı tarafın satılan taşınmazlardan sözleşme gereğince payını isteyebileceği ve davalı taraftan satışta ihmali – kastı ile gerçekleşen gecikmeden ve diğer hallerden doğan zararlarını talep edebileceği gerekçesiyle; “Davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair 28/01/2021 tarihinde karar verilmiştir.Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararı kabul etmediklerini,dosyaya sundukları İstanbul Vergi Kaçakçılığı 4. Denetim Daire Başkanlığının düzenlemiş olduğu 06.12.2020 tarihli vergi inceleme raporunda, davacı şirket ile davalı şirket arasında imzalanan Gebze …. Noterliğinin 20.03.2015 tarih … Yevmiye numarası ile akdedilen Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Ve Arsa Payı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin muhteviyatı itibariyle hasılat paylaşımına tabi arsa kat karşılığı inşaat sözleşmesi olarak nitelendirildiği, hasılat paylaşımını içerir sözleşmelerin yüklenici lehine, arsa sahibine karşı taşınmazları kendi adına tescilini isteme hakkı verdiği, davacının sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirdiği için hissesine tekabül eden oranda satışı yapılmayan taşınmazların kendi adına tescilini isteme hakkına sahip olduğu, dava dilekçesinin “Netice-i Talep” başlığı altında yer alan 4. maddesinde de açık bir şekilde sözleşme ile hissesi oranında dava konusu taşınmazların davacı adına tescilinin de istenmiş olduğundan, ilk derece mahkemesince talebin reddine yönelik verilen kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek tedbir talebinin reddine dair verilen 28.01.2021 tarihli kararın kaldırılarak, dava konusu edilen taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Öncelikle ilk istinaf incelemesinde, Dairemizin 2020/1384 Esas – 2020/1320 Karar sayılı kararı ile davaya konu edilen alacağa dair 17.500.000,00 TL üzerinden davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiği, davalı tarafça 17.500.000,00 TL’lik teminat mektubunun mahkemeye sunulması sonrası, ilk derece mahkemesince ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ,ayrıca daha sonra davalıdır şerhinin de kaldırılmasına karar verildiği,dolayısıyla arttırılan dava değeri kadar teminatın davalı tarafça dosyaya sunulduğu,iddiaya konu alacağın şu anda dava sonucu belli olmamasına rağmen arttırılan tutarının teminat altına alındığı açıktır.Bu durumda, satılmayan taşınmazlardan davacı hissesini karşılayacak bu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına dair davacının ihtiyati tedbir talebinin incelenmesinde ; taraflar arasındaki hasılat paylaşımlı sözleşme sebebiyle zaten davacının dava konusu ettiği dava miktarının arttırılan değerinin tamamının ihtiyati haciz kararına dayanak olarak davalı tarafça teminat olarak sunulduğu gözetildiğinde, somut davada HMK 389.madde kapsamında ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/06/2021