Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1175 E. 2022/369 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1175
KARAR NO: 2022/369
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2021
NUMARASI: 2019/542 E – 2021/29 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı … A.Ş. ‘nin … hizmet numara ve … hesap numaralı … Mahallesi … Caddesi No … adresinde yer alan fabrika binasında kaim detalkasyon nitelikli elektrik abonesi olduğunu, davacıya ait fabrika binasını besleyen orta gerilim trafosu bulunmakta olup işbu trafo tarafından… hizmet numaralı … A.Ş. … hizmet numaralı … Ticaret Ltd. isimli şirketlere enerji verildiğini, alçak gerilim aboneliği tesis edildiğini, … Mahallesi… Caddesi No: … adresinde yer alan fabrika binasında bulunan trafodan alınan enerji kullanımına istinaden … A.Ş. ve … Ltd., tarafından işbu aboneliklere istinaden kullanılan enerji bedellerinin vekiline gelen fatura tutarından tenzil edildiğini, tenzil işlemleri neticesinde davacının münferit kullanım bedelleri ortaya çıktığını ve … tarafından müvekkiline fatura edildiğini, 20 Ağustos 2018 tarihinde cezalara konu ve müvekkilinin üretim yaptığı tesisi besleyen trafoda patlama meydana geldiğini ve işbu arıza elektrik dağıtımı ve altyapı onarım işlemlerinden sorumlu… AŞ. tarafından görevlendirilen ekiplerce yapılan işlemler neticesinde arızanın giderildiği bilgisi verildiğini, iş bu arıza giderim işleminin akabinde müvekkiline gelen faturalarda fahiş ve izahtan vareste artışlar söz konusu olmaya başladığını, davacı tarafından iş bu faturaların miktarlarının bir anda yükselmesi neticesinde fatura tutar ve kalemleri üzerinde şifahen yapılan incelemelerde yapılması gereken bu tenzil işlemlerinin ihbar olunan … yönünden 2015 yılından beri yapılmadığı diğer ihbar olunan … yönünden ise eksik yapıldığı anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkilinin 19.02.2919 tarihinde … Avcılar İşletme Müdürlüğüne … no ve 19.02.2019 tarihli dilekçe ile başvurarak faturalarda tenzili yapılmayan bu tutarların tenzil edilmediğini ve edilmesi hususunda gerekli işlemlerin yapılması amacıyla başvurulduğunu, başvuruya 01.07.2019 tarihinde SMS ile başvuru reddedildi cevabı verildiğini, bunun üzerine 05.08.2019 tarihinde bu kez ilgili fatura tutarlarım muhatabı …’a 05.08.2019 tarihinde dilekçe ile başvurulduğunu ve evvel yapmış olduğu başvurusuna yanıt istediğini ancak bu başvuruya cevap dahi verilmediğini, tenzil edilmeyen ve hatalı ölçüm nedeniyle fahiş miktarda çıkan işbu enerji bedellerinin halihazırda ödendiğini ve ödemeye devam edildiğini, trafoya yapılan müdahaleden sonra fahiş olarak fatura edilmeye başlanan iş bu enerji bedellerindeki ölçüm artısının tespit edilmemesi halinde aylık enerji kullanımına ilişkin faturalar aynı yüksek bedeller üzerinden tahakkuk ettirilmeye devam edileceğini dolayısıyla davacının kullanımından kat be kat fazla miktarları ödemek zorunda bırakılacağını davacıya ait enerji bedellerinde yapılması gereken tenzil işlemleri yapılmadığından fazla ödenen tutarın net olarak bilinmesi mümkün olmadığından iadesi istenen miktarın belirsiz alacak talebine konu edildiğini, davacının 2015 yılından günümüze enerji kullanım bedellerine ilişkin tenzili yapılmayan ve … arıtım ve … firmalarının kullanımına ait bedellerinin, 2018 yılı itibari ile de davacının kullandığı trafoya yapılan teknik müdahale nedeni ile fahiş ölçümden kaynaklı kullanım harici ödenen fazla enerji bedellerinin tespitine, ilgili bedellerin davalılardan tahsiline ve müvekkile iadesine karar verilmesini talep ve dava talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı yanın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu tüm hususlar haksız ve mesnetsiz olduğunu, reddi gerektiğini, 24.06.2019 tarihinde dava konusu edilen tesisatlara dair saha kontrolü gerçekleştirildiğini, … (…) numaralı tesisatın OG abonesi olduğunu, … numaralı tesisatın defarkasyon abonesi olduğu tespiti yapıldığını, … numaralı tesisatın başka trafo merkezinden enerji aldığını, … numaralı tesisat ile alakası olmadığının anlaşıldığını, sistem üzerinden yapılan incelemelerde … tesisatın kullanımlarının … numaralı tesisattan düştüğü görüldüğünü, … numaralı tesisatta 28.08.2018 tarihli … seri numaralı tutanakta ölçü ve akım trafolarının patlamış olduğu tespit edilerek şebeke tarafından direkt enerji verildiğinin belirlendiğini, 16.09.2018 tarihinde ilgili mahalde kontrolün gerçekleştirildiğini, … numaralı tutanağa istinaden patlamış olan akım trafolarının yerlerine yenileri takıldığını, yüksek gerilimden tekrar enerji verildiğini, arıza giderildikten sonra şebeke tarafından direkt enerji verilen 19.08.2018- 16.09.2018 tarihleri arasında 26.599,23 kWh ek tüketim hesaplanarak sisteme girildiğini, netice itibari ile: müvekkili şirket tarafından yapılan hesap ve işlemler Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne ve EPDK kararlarına uygun olduğunu, davacının dayanaktan yoksun iddialarının ve haksız davasının reddi ile yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının davasını şimdilik alacak miktarının bir kısmını talep ve dava ederek açması usule aykırı olduğunu, zira davacının talep miktarı tespit edilebilir olduğunu, davacıya şartları bulunmadığı halde belirsiz alacak davası açtığı için 6100 Sayılı Kanunun 119/1-ğ maddesinin uygulanarak süre verilmesi mümkün olmadığını, herhangi bir süre verilmeden davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiğini, davadaki hukuki yarar yokluğunun süre verilmesi yoluyla tamamlanacak nitelikte bir hukuki yarar yokluğu olmadığını, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak belirsiz alacak davası açmasına muvafakat etmediklerini, belirli olmayan bir talebe karşı da savunma yapma imkân ve hakkımızın sınırlanmış olduğu da nazara alınmak suretiyle bu hususta da beyanda bulunma hakkını saklı tuttuklarını, 24.06.2019 tarihinde saha kontrolü gerçekleştirilmiş olup … numaralı tesisatın OG abonesi olduğu, … numaralı tesisatın defarkasyon abonesi olduğunun tespiti yapıldığını, … numaralı tesisatın başka trafo merkezinden enerji aldığı … numaralı tesisat ile alakası olmadığını, sistem üzerinden yapılan incelemelerde … tesisatın kullanımlarının … numaralı tesisattan düştüğünün görüldüğünü, … numaralı tesisatta 28.08.2018 tarihli … seri numaralı tutanakta ölçü ve akım trafolarının patlamış olduğu tespit edilerek şebeke tarafından direkt enerji verildiğini, 16.09.2018 tarihinde ilgili mahalde kontrol gerçekleştirilmiş olup … numaralı tutanağa istinaden patlamış olan akım trafoları yerlerine yenilerinin takıldığını, yüksek gerilimden tekrar enerji verildiğini, arıza giderildikten sonra şebeke tarafından direkt enerji verilen 19.08.2018-16.09.2019 tarihleri arasında 26.599,23 kWh ek tüketim hesaplanmış olup sisteme girildiğini, davanın reddine+ karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından;”… Bilirkişi heyetince hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor hükme esas alınmıştır. Yapılan incelemelerde davacının iddiasının aksine dava dışı …’nin başka trafo merkezinden enerji aldığı bu halde tenzilinin zaten mümkün olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda incelemenin … yönünden yapılacağı, yapılan incelemelerde de davalının gereken düşümü yaptığı, bu halde davacının iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacının arızadan sonra faturaların yüksek geldiği iddiası ise arıza öncesi ve sonrası dönemlerinin bilirkişi heyetince karşılaştırıldığı, davacının tüketimlerinin birbirine yakın olduğu, ancak birim fiyatta kademeli olarak %50 oranda artış yaşandığı bu halde fatura bedellerinin artışının olağan olduğu, tüm bu açıklamalarla davacının davasını ispatlayamadığı” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı tarafından sunulan kayıtların incelenmesi neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunun dayanak alınarak hüküm kurulması yerinde olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile yapılan tespitlerin tamamının davalı şirketler tarafından gelen cevaplara ve davalı şirket yetkililerince yapılan saha incelemelerine dayanmakta olduğunu, davanın ikame edilmesinden evvel konu ile ilgili … Avcılar İşletme Müdürlüğüne başvuru yapılarak, faturalarda tenzili yapılmayan tutarların tenzil edilmesi için gerekli işlemlerin yapılması talep edildiğini, ancak 01.07.2019 tarihintle SMS ile başvurunun reddedildiği cevabı verildiğini, bunun üzerine, davalı şirkete başvuru yapılmışsa da başvuruya cevap dahi verilmediğini, dava dilekçesinde 20.08.2018 tarihinde müvekkilinin üretim yaptığı tesisi besleyen trafoda patlama meydana geldiği, işbu arızanın, elektrik dağıtımı ve alt yapı onarım işlemlerinden sorumlu … A.Ş. tarafından görevlendirilen ekiplerce yapılan işlemler neticesinde giderilmeye çalışıldığı belirtildiğini, mahkemece yazılan yazıya davalı tarafça verilen cevapta “… Mahallesi, … Caddesi, No: … adresinde 20.02.201 8 tarihinde herhangi bir patlama olmadığı vebuna bağlı olarak da kesinti yaşanmadığı, arıza giderimi yapılmadığı…” ifade edildiğini, 28.09.2020 tarihli celsenin (2) numaralı ara kararı ile söz konusu patlama ve arızaya ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sunmak üzere tekrar süre verilmesine rağmen davalı şirket tarafından dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığını, davalı tarafça gerçeğe aykırı bulunulduğunu ve arızaya ilişkin bilgi ve belgelerin sunulmamış olduğunu, bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılamadan rapor hazırlandığını, müvekkili şirkete ait faturalarda yaşanan artışın zamlarla ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Dava, davacı abonenin haksız ve usulsüz tahakkuk eden elektrik faturalarının fazla ödenen kısmının iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; hükme esas bilirkişi raporunda, … A.Ş.’ye ait … numaralı tesisatın başka trafo merkezinden enerji aldığı, davacının beslendiği trafodan beslenmediği, dolayısıyla … numaralı tesisatın tüketim bedellerinin davacı tesisatına ait (… no.lu tesisattan) fatura tüketimlerinden düşürülmesini gerektirecek bir durum olmadığı, … tesisatın kullanımlarının (tüketimlerinin) … nolu tesisattan eksik düşürülmediği, düzenli ve faturada yazılı tüketim miktarlarının aynen tenzilde kullanıldığının tespit edilmiş olup, herhangi bir sorunun olmadığını, trafoda kullanılan akım trafolarının patlaması sonucu gerçekleşen bakım süreci sonrasında faturaların yüksek geldiğine dair itiraz için yapılan incelemede, davacı tarafın enerji tüketim değerlerinin çok stabil-kararlı-düzenli olmadığı dönemsel farklılıklar gösterdiği, trafoda meydana gelen arıza öncesinde yer alan dönemlerde (örneğin 2017/02-04…) aylık tüketim değerlerinin 40.000 kWh üzerinde olduğu, bir çok dönemde de 35.000 kWh in üzerinde olduğunuın görüldüğünü, arıza sonrasındaki tüketimlere bakıldığında, 35.000 kWh, 32.000kWh ve bazı dönemlerde 40.000 kWh değerlerinde tüketimler olduğunu, bununla birlikte, arıza sonrasında, elektrik birim fiyatlarında yapılan değişiklikle, birim fiyatın 0.264733 TL/kWh (arıza öncesi) değerinden, kademeli olarak, 0.3727 TL/kWh, 0.3826 TL/kWh birim fiyat artışının yaşandığı, arıza öncesine oranla yaklaşık birim fiyatta %50 oranında artış yaşandığı görüldüğünü, dolayısıyla, arıza sonrasına ilişkin artışın birim fiyattan ve dönemsel kullanım farklılıklarından kaynaklandığı teknik bir arıza veya başka bir sebebe dayalı olmadığı mütalaa edilmiştir. Bilirkişi raporunda, davacı abonenin … nolu tesisatından … tesisatın kullanımlarının (tüketimlerinin) düşürülmesine ilişkin açıklamanın olmadığı, davalı cevap dilekçesinde belirtilen arızayla ilgili değerlendirmelerin de yapılmadığı görülmektedir. Rapor bu haliyle taraf ve yargısal denetime uygun değildir. Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi heyeti dışında başka bir uzman bilirkişi heyetine verilmesi; denetime elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu itibarla, davacının istinaf isteminin 353/1-a.6 maddesi gereğince kabulüyle kararın kaldırılarak, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dava dosyasının önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve elektrik tüketim hesabı konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna verilerek, tarafların itirazlarını da karşılayacak şekilde, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak, davalı kurum tarafından istenebilecek bedelin hesaplattırılması suretiyle, denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/02/2022