Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1174 E. 2022/276 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1174
KARAR NO: 2022/276
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI: 2018/1110 E – 2020/110 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 07.09.2018 imza, 01.10.2018 tedarik başlangıç tarihli 24 aylık elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığı, davalının 14.09.2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi erken feshettiği, sözleşmenin 7.1 maddesine 28.09.2018 tarihli 39.924,00 TL bedelli ceza faturası düzenlendiği, ancak kesilen faturanın davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, yine sözleşmenin 4.2 maddesine göre icra takibine sebebiyet verildiğinden 4.790,88 TL icra cezai şartının takibe eklendiğini,davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu beyanla, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline,%20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: yetkili icra müdürlüğünün şirketin müseccel adresinin bulunduğu Karasu İcra Müdürlükleri olduğu, işbu davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, ayrıca esasa ilişkin olarak; taraflarca imzalanan sözleşmenin niteliği açısından bir abonelik sözleşmesi olduğu, davalı şirketin Karasu Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiği, fesihten kaynaklı olarak cezai şartın ödenmesi gerektiği iddia edilse de davalının feshinin geçerli olduğunu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun abonelik sözleşmeleri başlıklı 52. Maddesinin 4 fıkrası kapsamında; “Tüketici, belirsiz süreli veya süresi bir yıldan daha uzun olan belirli süreli abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahiptir” maddesi hükmü ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin Cayma Hakkı başlıklı 13. Maddesi kapsamında; “Tüketici, ikili anlaşmanın kurulduğu ya da yenilendiği tarihten itibaren 14 gün içerisinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cayma bedeli ödemeksizin telefonla, e-postayla veya yazılı olarak bildirim yapmak suretiyle anlaşmadan cayma hakkına sahiptir.” hükmü uyarınca feshettiğini belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davada sözleşmenin erken feshi sebebiyle alacağın tahsiline dair yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasında; davacı- alacaklı tarafından, davalı- borçlu hakkında 39.924,00 TL fatura alacağı, 4.790,88 TL icra cezai şart, 658,75 TL takip öncesi faiz olmak üzere toplam; 45.373,63 TL nın tahsiline yönelik yapılan ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki 07.09.2018 tarihli sözleşme kapsamında uyuşmazlıkta İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı görülmekle,davalının takibe yetki itirazı ile yetkili mahkeme gösterilmediğinden mahkemenin yetkisine itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkeme, taraflar arasında, elektrik tedarik sözleşmesinin imzalanmasına ve bu sözleşmenin süresinden önce feshedilmesine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığını,alınan bilirkişi heyet raporunda , takip tarihi itibarı ile davacının davalıdan sözleşmenin 7.1 maddesi gereği 39.924,00 TL cezai şart, sözleşmenin 4.2 maddesi gereği 4.790,88 TL icra ceza bedeli ve 721,91 TL gecikme zammı-faizi olmak üzere toplam; 45.436,79 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı takip talebindeki toplam alacak tutarı ve faiz talebi daha az olmakla birlikte taleple bağlılık kuralı gereği davacının takip tutarı kadar alacaklı olduğu ve alacağın belirlenebilir olduğu gerekçesiyle; “Davanın kabulü ile; 1-Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasının vaki itirazının iptali, takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, 2-Hükmonulan 45.373,63TL alacağın %20 sine tekabül eden 9.074,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; mahkeme gerekçesinde ;sözleşme eki protokolde tedarik başlangıç tarihinin 01.10.2018, sözleşme bitiş tarihinin ise tedarik başlangıç tarihinden itibaren 24 ay sonrası olduğunun belirtildiği, sözleşmenin başlangıç tarihinin 01/10/2018 olduğu, davalı şirketin davacı ile 07/09/2018 tarihinde sözleşmeyi imzaladığı,ancak sözleşmenin başlangıç tarihinin 01/10/2018 olduğunu, davalı şirket tarafından 07/09/2018 tarihinde sözleşme imzaladıktan hemen sonra 14/09/2018 tarihinde noter kanalı ile sözleşmeden vazgeçildiğini, yani daha sözleşme koşulları başlamadan sözleşmeden vazgeçildiğini, davalının elektriği pahalıya satın aldığını anladığını, bunun üzerine firma sözleşme tarihinin geçerliliği olan 01/10/2018 tarihinden önce sözleşmeden vazgeçtiğini, bilgi formunun dayandığı 6098 sayılı kanunun 21 maddesine göre; “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.”şeklindeki kanun maddesine göre davalının tamamen bilgilendirilmediğini,davalı şirketin sonradan yaptığı araştırmada davacı şirketin elektriği daha pahalı sattığını tespit etmekle , sözleşme başlamadan vazgeçtiğini, davalı şirkete ait hotelin sadece 3 ay çalıştığı ve tüketiminin 100.000 KWH ın üzerine çıkma sansı bulunmadığını, bu konuda gerekli araştırma yapmadan karar verildiğini, davacıya ait müşteri bilgilendirme formunda açıkça Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine dayanıldığını, mahkemenin bu hususları dikkate almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada sözleşmenin erken feshi nedeniyle talep edilen cezai şart alacağına dair yapılan takipte itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Davalı tarafça , sözleşmenin 07/09/2018 tarihinde imzalanmasına rağmen sözleşme başlangıç tarihinin 01/10/2018 olduğu ve pahalı elektrik verileceğinin tespiti sonrası sözleşme başlangıcından önce 14/09/2018 tarihinde noter kanalı ile nedeni de belirtilerek sözleşmenin feshedildiği ve feshin haklı olduğu ileri sürülerek takibe itiraz edilmiştir. Taraflar arasında 07.09.2018 imza tarihli 01.10.2018 tedarik başlangıç tarihli 24 aylık Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığı, davalı takip borçlusunun sözleşmenin geçerli olduğu dönem içerisinde Karasu Noterliği’nin 14.09.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeyi erken feshederek sözleşmenin 7.1 maddesini ihlal ettiği ise davacı tarafça belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin imza tarihi 07/09/2018 olup tedarik başlangıcı 01/10/2018 olarak belirtilmiş isede,sözleşmenin 7.1.maddesinde açıkca “Sözleşme imzalanmasının ardından Tedarikçi tarafından herhangi bir dönem faturası çıkıp çıkmadığına bakılmaksızın, abone tarafından sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan herhangi bir tarihte fesih edilmesi, (…) halinde abone her bir sayaç ayrı ayrı hesaplanmak üzere son 12 dönem faturalarının en yüksek faturasının 2 katı kadar cezai şartı Tedarikçiye ödemeyi kabul eder.(…) Tedarikçiden henüz faturası çıkmadan sözleşme ihlali söz konuysa Tedarikçi Abonenin önceki tedarikçisinden kayıt esnasında temin edebildiği faturanın 2 katı üzerinden cezai hesaplamayı gerçekleştirir.” şeklinde hüküm bulunduğu,sözleşmenin 24 aylık süre için yapıldığı,ayrıca alınan bilirkişi raporunda davalının tüketici olmadığı,hatta tüketimi düşük serbest tüketici dahi sayılmayacağı ,davalının tüketimimin yıllık 100.000,00 kwh daha fazla olduğu belirlenerek sözleşme hükmüne göre fatura çıkarılmadan dahi fesih halinin cezai şartın gerektirdiği,bu durumda bile önceki tüketimin baz alınacağı hükme bağlandığından,bu durumda sözleşmenin imza ve tedarik tarihinin farklı olmasının somut olayda farklı bir durum yaratmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporunda (mali müşavir ve elektrik müh.) davalı firmanın “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği”nde belirtilen tüketimi düşük serbest tüketici tanımına girmediği, 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un 52.maddesinin 4. fıkrasında “Tüketici, belirsiz süreli veya süresi bir yıldan daha uzun olan belirli süreli abonelik sözleşmesini herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin istediği zaman feshetme hakkına sahip olduğu ”hükmünün yer aldığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin abonelik sözleşmesi olmadığına, davalı taleplerinin 6502 sayılı yasa hükümleri kapsamında değerlendirilemeyeceğine,sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiğine kanaat getirmesi halinde, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan; özleşmenin 7.1 maddesi gereği 39.924,00 TL cezai şart, sözleşmenin 4.2 maddesi gereği 4.790,88 TL icra ceza bedeli, sözleşmenin 4.2 maddesi gereği 721,91 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 45.436.759 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.Ancak davacı taraf takipte toplam 45.373,63 TL talep etmekle,mahkeme taleple bağlı olarak bu tutar üzerinden itirazın iptaline ve alacak likit olduğundan %20 icra inkar tazminatına karar vermekle,alınan bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmuştur. Ayrıca sözleşmede genel işlem koşullarına aykırılık görülmediği gibi, her iki tarafın da tacir olduğu gözetilerek davalının basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği de kabul edilmelidir. Davalı sözleşmeyi süresinden önce feshettiğinden davacı cezai şart ve eklerini sözleşme hükümleri gereğince talep edebilme hakkına sahip olmuştur. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygundur. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalıdan alınması gereken 3.099,47 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/02/2022