Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1161 E. 2021/1623 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1161
KARAR NO : 2021/1623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2018
NUMARASI: 2014/1208 E – 2018/699 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/06/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ve davalıların ortak olduğu adi ortaklığının 2010, 2011, 2012, 2013 yıllarına ait kazançtan müvekkilleri hissesine düşen kar paylarının ve davalılar adına ortaklık hesabından haksız olarak geçirilen paralardan müvekkilleri hissesine düşen meblağın tespiti ile davalılardan dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilince 26/04/2018 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 150.472,65-TL olarak arttırmıştır.Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece, davacı ve davalıların ortak olduğu adi ortaklığın, 2010 yılında 21.974,04-TL kar elde ettiğini, 2011 yılında 22.797,06-TL zarar elde ettiğini, 2012 yılında 36.184,00-TL zarar elde ettiğini, 2013 yılında 9.033,99-TL kar elde ettiğini, 2010 yılında ve 2013 yılında elde edilen karların davacı … Kartala ödenmiş olduğunu gösterir herhangi bir belge ve veri dosyada mevcut olmadığını, dava dosyasına İstanbul … ve … Adi Ortaklığının …Bankası A.Ş. Topkapı/Maltepe Şubesi nezdindeki … nolu hesabın 04/03/2011 tarihi ile 04/12/2014 tarihleri arası banka ekstresi sunulu olduğunu, incelenen banka ekstresinde; 04/03/2011 tarihi ile 30/12/2011 tarihleri arası 142.390,00-TL, 06/01/2012 tarihi ile 28/12/2011 tarihleri arası 202.601,00-TL, 05/01/2013 tarihi ile 31/12/2013 tarihleri arası 14.780,00-TL, 01/01/2014 tarihi ile 04/12/2014 tarihleri arası 1.120,00-TL, toplam 486.891,00-TL olduğunu, … tarafından şirket hesabındaki paralar tamamen kendi şahsi hesabına aktarılarak ortaklık paraları kendi uhdesine geçirmiş olduğunu, diğer dava dosyasına sunu Banka ekstresi incelemelerinde … tarafından hesabına aktarılan bir tutara rastlanılmadığını, buna göre; davacı kar payı ödenmemiş olduğunu, öte yandan, şirket defterleri ve dosya üzerindeki kayıt ve belgelere göre; şirketin 2010 yılında 21.974,04-TL kar elde ettiğini; 2011 yılında 22.797,06-TL zarar elde ettiğini, 2012 yılında 36.184,00-TL zarar elde ettiğini, 2013 yılında 9.033,99-TL kar elde ettiğini, bununla birlikte davalı … tarafından 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarında … Bankası kayıtlarındaki transfer neticesinde kendi uhdesine geçirdiği meblağların toplamının 486.891,00-TL olduğunu, buna göre söz konusu tarihler arasında şirketin toplam 27.973,03-TL zararda gözüktüğü ancak davalının bu tarihler arasında kendi uhdesine 486.891,00-TL geçirmiş olduğunu, bu miktardan 27.973,03-TL zarar düşüldükten sonra kalan miktar 458.917,97-TL’nin davacı şirket ortağı hissesi 1/3 oranında 152.972,65-TL davacıya avans faizi ödenmesi gerekeceği yönündeki bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-İstinaf yoluna başvuran davalılar … ve … adına babası … Vekili Av…. tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin açıklamalar kısmında adi ortaklığın yapısının “2005 yılında … ortaklıktan ayrılmış, yerine ortak olarak oğlu … …ortak olmuştur. Böylece adi ortaklık …, … ve … arasında devam etmiştir. … ve … henüz reşit olmadıklarından işlemler velayeten babaları tarafından yürütülmüştür.” şeklinde tarif edilidğini , ticaret sicil kayıtlarının da bu bilgiyi tevsik ettiğini ,davalı …’in 2005’ten önce ortaklıktan ayrılmasına karşın bankada işlem yapmayı sürdürdüğünü ,ancak davalılar reşit olmayan … ve …’in davalı …’e bankadan para çekmesi için vekaletname vermelerinin sözkonusu olmadığını, dava dilekçesinde …’in hangi sebeple davalı gösterildiği izah edilmediğinden sadece “kendi adına” denilerek “davalı” gösterilmesi neticesi mahkeme kararında (bankada para çekme vekili) … adi ortaklık ortağı gibi değerlendirilerek aleyhine ortakmış gibi karar tesis edildiğini, … isimli davalının en baştan itibaren adi ortaklık kapatılana kadar banka işlemlerini yürüttüğünü ,bu davalının 2005’ten bu yana adi ortaklık ortağı olmadığı ,ancak dava dilekçesinde iddia edildiği gibi ortaklığa vekaleten işlemleri yürütmediği,ortaklığa vekaleten banka işlemlerini yürüttüğünü, bu sebeple davalı …’nın şirket ortağı gibi borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, davacının, banka nezdinde davalı …’in ortaklıktan ayrıldığını bildirmediği ve firmanın para işlerini yürüttürdüğünü, davalı … dava tarihinde 18 yaşından küçük olduğu, velayetin anne ve babaya ait olmasına rağmen ,dava dilekçesinin anne ve babaya ayrı ayrı tebliğe çıkarılmamış olmasının eksiklik olduğu, taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanma dığı, menfaat çatışması bulunan davalı babanın diğer davalı oğlunu eldeki davada temsil edemeyeceği ,ayrıca davalı baba … ile diğer davalı reşit olmayan oğlu davalı … arasında menfaat çatışması bulunduğu,ayrıca adi ortaklığın gelir ve masraflarının da tesbiti gerektiği ileri sürülerek,kararın kaldırılması istenmiştir. 2-Dairemizce istinaf incelemesi yapılabilmesi için , mahkemece ,gerekçeli kararın davalılar … ve … vekili Av….’ya usulünce tebliği sağlanarak, istinaf süresinin beklenmesi, istinaf edildiği takdirde gerekli usuli işlemler tamamlanarak ,dosyanın tekrar istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmesi yönünden ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi üzerine ,bu davalıların vekili de kararı istinaf etmiş olup, istinaf dilekçesinde özetle ; Dava dilekçesinden görüleceği üzere dava ” … adına velayeten … ” davalı taraf gösterilerek açılmış olup, Mahkeme taraf sıfatı olmamasına rağmen hem …’i hem de …’ i taraf olarak belirtmiş ve hüküm altına alınan alacaktan müteselsilen sorumlu tuttuğu, mahkemenin taraf sıfatı üzerinde durması ve müvekkili … yönünden dava tarihinde taraf sıfatı olmayacağından davanın husumetten reddi gerektiği, ancak Mahkeme taraf olarak gösterilmeyen … hakkında da hüküm kurmak suretiyle ile usul hükümlerine aykırı karar verdiği, Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkili davalı …’in davacı ile adi ortaklık döneminde ve dava konusu talep dönemleri itibariyle dahi yaşının küçük olduğu , Müvekkilinin 1997 doğumlu olduğu gözetildiğinde 28/02/2005 tarihli Bayrampaşa Vergi Dairesine ortak değişimi yönünde dilekçe verildiği tarihte 8 yaşında olduğu , dolayısıyla adi ortaklıktaki ortaklığının hukuken usulsüz olduğu,kaldı ki TMK 369. Maddesi gereği dava tarihinde müvekkilin dava ehliyeti bulunmamakta ve kanuni mümessilleri ile ( anne ve babası TMK madde 335 ) ile davayı takip edebilmesinin mümkün olduğu ,nitekim TMK 336. Maddede anne ve babaların velayeti birlikte kullanacaklarının belirtildiği, ancak Mahkemenin ilgili usul hükümlerini yerine getirmeden, taraf sıfatlarını değerlendirmeden karar verdiğini ,Açıklanan usul eksikliklerinin yanısıra, çocuk dava sırasında reşit hale gelirse kanuni mümessilin temsil görevinin sona ereceği ve davaya reşit olan çocuğun devam edebileceğinin düzenlendiği, taraf teşkili sağlanması bakımından dava sırasında reşit olan çocuğa tebligat çıkartılması ve davaya öyle devam edilmesi gerektiği ,ancak ilgili usul hükümlerinin de yerine getirilmediği,Kar payı alacağına dayalı iş bu dava şahsa bağlı haklardan olmakla, müvekkil … kendisine velayeten yapılan işlemlerden ancak vekaletsiz iş görme kapsamında kendi lehine olması halinde yararlanabilir iken, aleyhine işlemlerden sorumluluğu bulunmadığı, kabul etmemekle birlikte; dava dilekçesi ile davacı aleyhine yapıldığı iddia olunan işlemlerden şahsi sorumluluğu olmayacağı açıktır. Bu nedenle de davanın … hakkında davanın reddi gerektiği, Müvekkili …’ in ise hiç bir surette adi ortaklıkta ortaklığı bulunmamakta olup, onun hakkında da karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, yrıca tüm savunmalarımı baki kalmak ve kabul anlamına gelmemekle birlikte , İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1139 Es.sayılı dosyası, davacının dava konusu ettiği talepleri yönünden haksız rekabete dayalı tazminat alacağının tahsili talebine ilişkin yine müvekkilleri aleyhine dava açıldığı, Dava konusu alacağın varlığını kabul etmemekle birlikte; dava ve/veya ıslah tarihinden geriye doğru 2 yıl gidilerek bulunan ( her halükarda 5 yıl ) süre öncesine ilişkin kar payı alacağı taleplerinin zamanaşımına uğradığı, Esas yönünden ise ; dava dilekçesi ve ticaret sicil kayıtlarından anlaşılacağı üzere … ve ortakları Adi ortaklığında 2005 yılında … ortaklıktan ayrılmış olduğu, yerine ortak olarak oğlu …’in ortak olduğu, bu sebeple adi ortaklığın …, … ve … arasında devam ettiği , bu tarihte … ve … reşit olmadıkları gibi müvekkilinin daha 8 yaşında olduğu,Davacı tarafından açılan dava kar payı alacağına ilişkin olup, dosya kapsamı ve davacının içinde bulunduğu eylemler ile taraflar arasındaki güven ilişkisinin son bulduğu , bu cihetle açılan dava adi ortaklığın tasfiyesinin mahkeme kararıyla tamamlanmasına yönelik kabul edilmeli ve incelemenin bu yönde yapılması gerektiği, ortaklıkla ilgili kar payı dağıtımına ilişkin davanın ortaklığın yöneticisine açılması zorunluluğu olduğu,Davacının basiretli bir tacir gibi davranmayarak banka hesabını şirket kontrolüne almadan ortaklıktan çıkan bir kişinin hesaplarda işlem yapmasına göz yumduğundan diğer ortaklarının menfaatlerine zarar vermiş, kendi kusurundan dolayı şimdi eldeki dava ile diğer reşit olmayan ortaklarını maddi sorumluluk altına sokmaya çalışmakta olduğu, müvekkillerin sorumluluğu bulunmadığı gibi …’ in taraf sıfatının da söz konusu olmadığı ileri sürülmüştür….nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Davalılar … ve … dava tarihinde reşit değillerse de,karar tarihi itibarıyla ikisi de reşit olmuştur. 05/12/1997 doğumlu , …’e velayeten babası …, 01/04/1999 doğumlu, …’e velayeten ve kendi adına asaleten … davalı olarak gösterilmiştir. Dosyaya ibraz edilen Beyoğlu …. Noterliğinde yapılan ,19/12/2002 tarihli Adi Ortaklık sözleşmesi’ne göre ;… ile … (noter sözleşmesinde sehven … yazılmıştır) arasında … adı ile elektrik malzemeleri üretmek ,alım ve satım yapmak üzere “… ve … Adi Ortaklığı” adı ile ortaklık kurulduğu.süresinin 1 yıl olduğu,feshedilmediği takdirde aynı süre ile devam edeceği,ortakların münferiden temsil yetkisi olacağı kararlaştırılmıştır.Mahkemece yargılamada bilirkişi heyetinden rapor alınmış, ortaklığın 2010,2011,2012,2013 yıllarında nakit giriş çıkışı, adi ortaklığın bu yıllardaki kar ve zarar durumları , … ve … Adi Ortaklığının … Bankası A.Ş. Topkapı/Maltepe Şubesi nezdindeki … nolu hesabın 04/03/2011 tarihi ile 04/12/2014 tarihleri arası banka ekstresi celp edilmiş, şirket hesabındaki paraların miktar ve akıbeti tesbit edilmiştir.I_Davacı taraf ,davalı …’in 2005’ten önce ortaklıktan ayrılmasına karşın bankada işlem yapmayı sürdürdüğünü iddia etmiştir. Ancak davalılar reşit olmayan … ve …’in davalı …’e bankadan para çekmesi için vekaletname vermelerinin sözkonusu olmadığı, davalı … hakkında ayrıca “kendi adına” denilerek “davalı” gösterilmesinin, ortak olmayan bu davalı yönünden vekaletin kötüye kullanılması iddiasına dayalı olduğu, .böylece davada; adi ortaklık yanında ,vekaletin kötüye kullanılmasına ilişkin tazminat talebini içeren talep de bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda ,davalı …’nın vekaleten bankadan çektiği paraların adi ortaklığa ait olduğu iddia edildiğine göre ,mahkemece öncelikli olarak bu talep yönünden DAVANIN TEFRİK EDİLEREK ayrı bir esasa kaydedilmesi ,adi ortaklığın alacaklı olduğu iddiası sebebiyle sözkonusu davada , adi ortaklık, 2005 yılından sonra davacı …, … ve … arasında devam etmiş olduğundan TÜM ADİ ORTAKLARIN ,yani … ve …’in de davacı sıfatıyla yer almaları sağlanarak ,usulünce taraf teşkili sağlanarak , deliller celp ve değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereklidir.II-Adi Ortaklıkla ilgili talep ve dava yönünden ; Yukarıda açıklandığı üzere ,tefrik edilecek davanın sonucu bu davayı etkileyeceğinden sökonsu davanın BEKLETİCİ MESELE yapılması, dava sonucuna göre adi ortaklığın malvarlığının tesbiti ile ,kar payı talep edildiğinden , adi ortaklığın konusu ,hisse durumu,taraflarının kimler olduğu, adi ortaklığın ne kadar devam ettiği yönünden bir tesbit ve değerlendirme yapılarak, adi ortaklıkta, kar payı istenmesinin tasfiyeyi talep ettikleri anlamına geldiği dikkate alınarak ,buna göre TBK 620 ve devamı maddelerine göre usulünce tasfiyenin sağlanması gereklidir.Bu hususlar yerine getirilmeden karar verilmesinin HMK 353/1-a-6. Maddesine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmiştir.Kabule göre de ;adi ortaklığa ilişkin talep yönünden ; davalılardan Mehmet Sengülen’e karşı dava velayeten açılmış olup, velisi bulunduğu çocuğu karar tarihinde reşit olmakla, bu davalı hakkında esastan hüküm kurulması ile davalı … 2005 yılında adi ortaklıktan ayrılmış olup,bu davada ortak sıfatıyla sorumluluğu sözkonusu olamayacağı gibi , karar tarihinde de velayet görevi sona erdiğinden bu davalıların husumet durumlarının değerlendirilmemesi hukuka aykırı görülmüştür.
Bu sebeplerle ,davalıların istinaf başvurularının kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların istinaf başvurularının kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/06/2021