Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1111 E. 2022/1079 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1111
KARAR NO: 2022/1079
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2021
NUMARASI: 2016/294 E – 2021/151 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … abone numarası ile abonelik sözleşmesi akdettiği davalı yandan elektrik hizmeti aldığını, müvekkiline 2014 yılı Kasım – 2016 yılı Ocak ayları arasındaki dönemde elektrik sayacı normal çalışır vaziyette olmasına karşın elektrik tüketim bedelinin fatura edilemediğini, davalıya bu durumun defaten bildirildiğini, yetkililerce yapılan kontrollerde sayacın normal çalışır vaziyette olduğu ancak sayaç okuma işleminin yapılamadığının tespit edildiğini, müvekkilinin sayacın değiştirilmesi için davalıya müracaatta bulunduğunu, yetkililerce en son 26/12/2015 tarihinde yapılan incelemede sayaç değiştirme tutanağı ile elektrik sayacının değiştirildiğini, davalının aktif kullanım bedeli belirlenmeden 27/01/2016 tarihinde müvekkiline 72.632,40-TL fatura çıkarıldığını, aktif kullanım bedeli belirlenmeksizin ve emsal kullanılmaksızın fahiş oranda belirlenen elektrik faturasını ödemeyen müvekkilinin iş yerindeki elektriği 10/02/2016 tarihinde kestiğini, müvekkilinin 16/02/2016 tarihinde taksitlendirme protokolü yapmak suretiyle söz konusu faturayı taksitlendirerek kullanmaya başladığını, yapılacak bilirkişi incelemesi ile sayacın arızalı olmasında müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığının, defaten davalıya bildirim yapılmasına rağmen sayacın uzun bir süre değiştirilmediğinin ortaya çıkacağını, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkilinin şimdilik 10.000-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 27/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 50.565,96-TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkilinin … nolu abonesi olduğunu, davacı için sayacının okunmadığı, bu nedenle fatura edilemediği yaklaşık 15 aylık dönem için davaya konu fatura düzenlendiğini, davacının kullandığı ve borçlusu olduğu elektrik bedeli için bilerek ve isteyerek ve de ihtirazi kayıt düşmeksizin 16/02/2016 tarihli taksit protokolü yaptığını, davacının elektrik enerjisi kullandığını, borcunu ikrar ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın Kabulü ile 50.565,93-TL fazla ödenen bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek (taleple bağlı kalınarak) yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, İcra masraf vekalet ve harç giderlerinin infaz aşamasında nazara alınmasına karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; ihtirazi kayıtsız yapılan ödeme sebebiyle haksız davanın tümden reddi gerekmektedir. davacı kullandığı ve borçlusu olduğu elektrik bedeli için bilerek ve isteyerek ve de ihtirazi kayıt düşmeksizin 16.02.2016 tarihli taksit protokolü yapmış, protokol şartları başlıklı 4.madde ve bütün olarak protokolde borcu kabul etmiştir. hata, hile ve ikrar gibi bir iptal nedenine dayanarak protokolün geçersizliğini dava etmeyen davacının kullandığı enerji bedelini hukuken tartışma imkanı bulunmamaktadır. tesisattaki sayaç normal çalışmakta olup; dava konusu fatura endeks farkı esas alınarak tahahkuk ettirilmiştir. Sayaçta herhangi bir arıza olmaması sebebiyle; ilgili muayene raporu doğrultusunda laboratuvarda sayaç üzerinde tespit edilen endeks farkı üzerinden faturalandırma yapılmıştır. Nitekim ilgili endeksler ile fatura tahakkukundaki endeksler de birbiriyle uyumludur. Dolayısıyla; bilirkişi raporlarında ısrarla yer verilen ve “sayacın doğru tüketim kaydetmemesi” halinde faturalandırmayı düzenleyen EPTHY 14. Maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı; müvekkil şirket tarafından yapılan tüm işlemlerin EPDK Yönetmelikleri ve mevzuata uygun olduğu açık ve tartışmasızdır. kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davalının … nolu davacı aboneliği için kestiği fatura bedeli nedeniyle borçlu olmadığının tespiti olarak açılmış, yargılama devam ederken dava; davacının icra tehdidi altında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyasına yaptığı ödeme ile istirdat davasına dönüşmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 70.000-TL asıl alacak, 1.202,47-TL işlemiş faiz ve 210-TL komisyon olmak üzere toplam 71.412,47-TL alacağın tahsili amacıyla 12/05/2016 tarihinde 1 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 30/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda; Davalı tarafından dosyaya temin edilen TL Bazında Tüketim Ekstresi” incelendiğinde; “… Seri No’ lu … Marka Elektrik Sayacı”nın doğru tüketim kaydetmediği ve 26/12/2015 tarihinde “… Seri No’ lu … Marka Elektrik Sayacı” ile değiştirildiği, Değiştirilen sayaçta ilk okumanın 27/01/2016 tarihinde yapıldığı ve toplam endeksin 5.260,73 olarak okunduğu, Davalı Şirket’in elektrik sayacının hatalı ölçüm yaptığı 2014/11-…-2016/02 arasındaki elektrik tüketim dönemlerinde; Davacı’ nın tükettiği aktif enerji bedelini hesaplarken hatalı ölçüm dönemindeki 161.029,29 kWh değerini baz alarak, fatura değerini 72.632,40 TL olarak tespit ettiği, Davalı Şirket tarafından tutulan tutanaklardan, sayacın; tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edildiği, bu bağlamda; Davacı Şirket’ in elektrik sayacının doğru tüketim yapmadığı 2014/11-….-2016/02 sürecindeki 455 gün için EPTHY’ nin 14. Maddesi’ndeki hususlara göre tüketim hesabının yapılması gerektiği, “Elektrik Piyasası, Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” (Madde 14) kapsamında tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemi baz alınarak yapılan hesaplama sonunda fatura edilmesi gereken miktarın 36.859,48 TL olarak hesaplandığı kanaati bildirilmiştir. Elektrik Elektronik Mühendisi Bilirkişi … tarafından sunulan 25/03/2019 tarihli 2. Bilirkişi raporunda; Davacının sayacının doğru tüketim kayıt ettiği dönem tüketim ortalaması (193,12 kwh/gün) ile yeni sayaç takıldıktan sonraki ilk iki dönem tüketim ortalaması (167,95 kwh/gün) arasında fark olması nedeniyle yönetmelikte belirtildiği üzere öncelikle aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem davacı tüketimi dikkate alınmasının gerektiği, hükmü de dikkate alınarak davalı kurumun zarara uğramaması bakımından eksik tüketim hesaplamasında davacının sayacının doğru tüketim kayıt ettiği dönem tüketim ortalamasının dikkate alınmasının daha doğru sonuç doğuracağı kanaatine varıldığı, buna göre; sayacın eksik tüketim kayıt ettiği 30.10.2014 – 26.12.2015 tarihleri arasındaki 422 gün için İlgili yönetmelik hükmü gereği davacı şirketin günlük 193,12 kwh. tüketim gerçekleştirmesi gerektiği kabul edilerek, Davacı şirketin 72.632,40 TL. – 31.357,59 TL. = 41.274,81 TL menfi tespit talebinin olabileceği, ödemeler dava tarihi sonrasına ait olup sadece ilk ödeme (6.803,46 TL.) dava tarihinden 1 gün öncesine ait olduğu, bu ödeme de davacının sorumlu tutulması gerektiğine kanaat getirilen 41.274,81 TL. tutarındaki ödemeyi karşılamadığından faiz hesaplaması yapılamadığı kanaati bildirilmiştir. Raporlar arasındaki çelişki üzerine alınan heyet raporunda ; davacı …’in işyerindeki elektrik sayacı arızalandığından 31.10.2014- 26.12.2015 tarihleri arasında 422 gün okunamadığı, tahakkuk yapılamadığı ve fatura tanzim edilemediği, Bu konuda davacı …’in hiçbir kusurunun olmadığı, bu nedenle, davacı …’in kullandığı elektrik enerjisi miktar ve bedeli, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14. Maddesindeki; “Sayacın, tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle; hiç tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak hesaplanmasının gerektiği, faturaya esas süre, on iki ayı geçemez” hükme göre hesaplanması hesaplanmasının gerektiği, Davacı …’in kullandığı elektrik enerjisinin miktar ve bedeli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14. Maddesindeki hükme göre raporun yukarısında ayrıntılı ve gerekçeli olarak hesaplandığı, Davacının 2016/01 dönem elektrik borcunun 2.179,86 TL, Davacının sayacın kayıt yapmadığı döneme ilişkin borcunun 29.693,52 TL, Davacının toplam elektrik borcunun 31.873,38TL olduğu görülmekle Davacı …’in, davalı … A.Ş.’ne toplam olarak 31.873,38 TL elektrik borcu olduğu kanaati bildirilmiştir. Sözkonusu rapora itirazlar sebebiyle ,ek raporlar alınmıştır. Hükme esas alınan son ek raporda; davacı yanın protokol imzalandıktan sonra yapmış olduğu ödemeler dikkate alınarak yapılan hesaplamada, icra masraflar ve vekalet ücretleri hariç olmak üzere toplam 50.565,96 TL fazla ödeme yaptığı kanaati bildirilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; abone olan davacıya 2014 yılı Kasım – 2016 yılı Ocak ayları arasındaki dönemde elektrik sayacı normal çalışır vaziyette olmasına karşın elektrik tüketim bedelinin fatura edilemediği, davalıya bu durumun bildirilmesiyle yetkililerce yapılan kontrollerde sayacın normal çalışır vaziyette olduğu ancak sayaç okuma işleminin yapılamadığının tespit edildiği, en son davacı tarafça sayacın değiştirilmesi için yapılan müracaat neticesinde 26/12/2015 tarihinde yapılan incelemede sayaç değiştirme tutanağı ile elektrik sayacının değiştirildiğini, davalının aktif kullanım bedeli belirlenmeden 27/01/2016 tarihinde 72.632,40-TL fatura çıkarıldığı ve davacının iş yerindeki elektriğin 10/02/2016 tarihinde kesilmesiyle 16/02/2016 tarihinde taksitlendirme protokolü yapmak suretiyle söz konusu faturayı taksitlendirerek iş yeri elektriğini kullanmaya başladığı ve potokol gereği ödemeleri yaptığı anlaşılmıştır. Dava konusu elektrik faturası, sayacın okunamadığı 31.10.2014-26.12.2015 arasındaki döneme ilişkin fatura ile yeni sayaç takıldıktan sonraki 26.12.2015-27.01.2016 arasındaki döneme ilişkin faturadan oluşan bileşik bir fatura olup, yeni sayaç tüketimi doğru kaydettiğinden 26.12.2015-27.01.2016 arasındaki döneme ilişkin 5250,729 kWh tüketime ilişkin fatura bedelinde bir tartışma söz konusu olmayıp, ihtilaf 31.10.2014-26.12.2015 arasındaki döneme ilişkin tüketim ve bedeli üzerinde toplandığı, Sayaç arızası olan 31.10.2014-26.12.2015 arasında okunamamış olup, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14. Maddesindeki; “Sayacın, tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle; hiç tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak hesaplanır. Faturaya esas süre, doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde on iki ayı geçemez’’ hükmüne göre, Dava konusu elektrik faturası, sayacın okunamadığı 31.10.2014-26.12.2015 arasındaki dönem için davacının aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimi 20.09.2012-26.12.2013 arasındadır. Sözü geçen dönem tüketiminin ortalaması (174191,18-78757,67)kWh/462gün=206,566kWh/gün olarak hesaplandığı, her ne kadar sayacın arızasından ötürü okunamadığı ve dolaysıyla tahakkuk yapılamadığı dönem 31.10.2014-26.12.2015 arasındaki 422 gün ise de, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 14. Maddesine göre faturaya esas süre 365 günü geçemeyeceğinden 26.12.2014-26.12.2015 tarihleri arasındaki 365 gün üzerinden tüketim miktarı 206,566kWh/günx365gün=75396,59 kWh olarak hesaplandığı, Davacının 2016/01 dönem elektrik borcunun 2.179,86 TL, sayacın kayıt yapmadığı döneme ilişkin borcunun 29.693,52 TL olmak üzere davalı şirketin takip talebinin, 31.873,38 TL anapara, 547,52 TL işlemiş faiz (yıllık %11) ve 95,62 TL komisyon olmak üzere toplam 32.516,52 TL olması gerektiği tesbiti yapılmıştır.Davacı,protokol uyarınca davalıya 16.03.2016 vadeli, 73.116,00 TL bedelli senet düzenlemiş, davalı alacaklı şirket de borcun protokolde yer verilen vadelerde ödenmemesi üzerine anılan senedi 70.000.00 TL anapara ile sınırlı olacak şekilde icra takibine konu etmiştir.Davacı tarafından, takipteki alacak kalemleri itibarıyla yapılan hesaplama uyarınca 85.093,65 TL ödeme yapılmış olup, davacının protokol imzalandıktan sonra yapmış olduğu ödemeler dikkate alınarak yapılan hesaplamada, icra masraflar ve vekalet ücretleri hariç olmak üzere toplam 50.565,96 TL fazla ödeme yaptığı gerekçesiyle mahkemece bu miktarın davalı tarafından davacıya iadesi gerektiği ( icra masraf ve vekalet ücretinin infaz aşamasında icra tarafından nazara alınması ) şeklinde hüküm kurulmasında usul ve hukuka aykırılık görülmediğinden, davalı tarafın istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesine göre reddine karar verilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 3.454,16 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 863,55 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.590,61 TL’nin alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/04/2022