Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1088 E. 2022/707 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1088
KARAR NO: 2022/707
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2021
NUMARASI: 2017/829 E – 2021/193 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının alacağı bulunmamasına karşılık otomatik ödeme talimatından yararlanarak haksız yere tahsil ettiği 230.225,19 TL sebepsiz zenginleşmeye dair likit bedelin iadesi için davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun haksız itirazı ile takibin durmasına sebe- biyet verdiğini, söz konusu bedelle ilgili menfi tespit davasının açıldığını, Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından 27/08/2004 tarihli ihtiyati tedbir red kararının verildiğini, bu kararın içeriğinde anılan bedelin tahsil edilemeyeceği, icraya konulamayacağı dava sonuna dek ihtilaf konusu bedelle ilgili davalıların herhangi bir işlem yapamayacağının hükme bağlandığını,Davalı şirket vekilinin itirazında yer alan kesin olmayan sözde alacak talebi ibare- lerinin dayanaksız olduğunu, faturayla ihtiyati tedbir kararı çiğnenmek suretiyle haksız yere tahsil edilen bedelin likit olduğunu, icraya konulabilmesi için kesinleşmesine gerek olmadığı gibi herhangi bir dava ikamesine de gerek olmadığını beyanla itirazın iptali ile borçlunun %20 ‘ den az olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesini, masraf ve vekalet ücretinin karşı yana teşmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın icra takibine konu fatura bedeline iliş- kin alacak talebiyle ilgili olarak açmış olduğu Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/ 291 Esas sayılı dava dosyasının bulunduğu ve bu dosyanın derdest olduğunu, davacı yanın icra taki- bine konu ettiği alacağın belirtilen dava dosyasına konu edilmesinin gerektiğini, takibe konu alacağın varlığının ihtilaflı olduğunu, davacının icra takibinde ve iş bu itirazın iptali davasında hukuki bir yara- rının bulunmadığını, davacının icra takibinin kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine dava- cının kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmi- line karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın KABULÜ İLE; davalı tarafından İstanbul … İcra Dairesi’nin … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın asıl alacak yönünden İptaline, takinin asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecak avans faizi ( yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere) yönünden devamına İcra inkar tazminatı talebinin REDDİNE” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Borçlu hakkında ilâmsız icra takibine girişildiğini, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini , süresi içinde açılan itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğini, dava konusu alacak likit alacak olmasına rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmediğini beyanla hükmün icra-inkar tazminatı yönünden düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının müvekkil şirkete karşı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile başlatılan takibe itiraz dilekçemizde açıklanan gerekçelerle haklı olarak itiraz edildiğini, İlk derece yargılamasında defaaten bildirildiği üzere; davacının müvekkil şirkete öde- miş olduğunu iddia ettiği miktarın iadesi talebiyle Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/391 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı dava derdest iken iş bu itirazın iptali davasında hukuki bir yarar bulunmadığını, ayrıca derdestlik yönünden dava engeli bulunduğunu, Öte yandan; “bilirkişi incelemesi yapılması”na dair taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını, dava konusu takibe dayanak tahakkuka dair herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın hüküm kurulduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava; İİK 67 maddesine dayalı olup abonelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; Davacı şirket tarafından davalı … aleyhine 04/01/2017 tarihli usulsüz olarak düzenlenen ve otomatik olarak hesaptan çekilen paraya ilişkin 230.225,19 TL asıl alacak + 2.601,86 TL işlemiş ticari faizden ibaret toplam 232.827,05 TL alacağın tahsili talebiyle 03/02/2017 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, borçlunun süresi içinde ibraz ettiği itiraz dilekçesiyle icra takibinde belirtilen 2003/12 dönemi faturasına ilişkin olarak Büyükçekmece 4 .Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/391 Esas sayılı dosyası üzerinden dava görüldüğünü, takip konusu alacağın söz konusu davada ileri sürülmesi gerektiğini, alacağın itilaflı olduğunu beyanla borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde iş bu itirazın iptali talepli davayı ikame ettiği anlaşılmıştır. Derdestlik itirazına konu Büyükçekmece 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/391 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen ilamın tetkikinde; davacı … AŞ’nin davalı … aleyhine açtığı davada … nolu tesisat ile ilgili 263.654.400,00 TL tutarında borcunun bulunmadığının tespitini, dava tarihi itibarıyla ödenmiş olan 112.932.550,00 TL’nın istirdatını talep ettiği, yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile davacıya tahakkuk ettirilmesi gereken bedelin 72.892,61 TL olduğundan bahisle bu miktarı aşan 190.761,75 TL itibarıyla borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, hükmün Yargıtay 3 HD’nce 04/02/2020 tarihinde onaylandığı anlaşılmaktadır. İncelenen karar ilamından Büyükçekmece 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın hangi faturaya ve tahakkuka dayalı olduğu anlaşılamamıştır. Ancak eldeki davada takibe dayanak yapılan 04/01/2017 tarihli banka dekontunda söz konusu 230.225,19 TL tutarındaki otomatik kesintinin … nolu abonelik ve… nolu tahakkukla ilgili olduğu yazılıdır. Dekontta dayanak olarak belirtilen tahakkuklar, tutanaklar, sözleşmeler ve faturalar dosyaya celp edilmemiştir. Davalı vekili Büyükçekmece 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dava ile eldeki davaya konu faturanın farklı olduğunu beyanla bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiş, ilk derece mahkemesi bu beyanları savunmanın genişletilmesi olarak kabul ederek beyanları dikkate almamıştır. Hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında Büyükçekmece 4 Asliye Hukuk Mah- kemesi’nde görülen dosyanın iş bu dosyaya celbi ile dava konusunun, sebebinin ve talep sonucunun tetkiki, ayrıca iş bu davaya konu alacak yönünden yersiz olarak yapılmış bir kesintinin bulunup bulunmadığı, iadesi gereken tutarın ne olduğu hususunun bilirkişi incelemesi ile tespiti gerekmektedir. İcra inkar tazminatı yönünden; İİK 67/2 maddesinde ” Bu davada borçlunun iti- razının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” denilmektedir. Borçlunun icra inkar tazminatı ile mahkumiyeti açısından itirazın kötü niyetli olması şartı aranmayıp geçerli bir takibin ve itirazın bulunması, takip konusu alacağın belirlenebilir (likid) alacak olması ve davalının itirazında haksız olması gerekmektedir. “Likid alacak” kavramına gelince ;eğer borçlu, ödeme emri ile kendisinden istenilen alacak bakımından borçlu olduğunu bilmekte veya bilmek durumunda ise ve buna rağmen itiraz eder- se, itirazında haksızdır. O halde, borçlunun haksız olup olmadığının saptanabilmesi için“alacağın bilinmekte veya bilinmek durumunda olması”nın ne anlama geldiği önem arz etmektedir. Öğretide genel olarak kabul edildiği üzere, borçlu, alacaklının icra takibinde talep ettiği alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmekte veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda ise ve alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına (anlaşmasına) veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç yoksa, alacak likidedir. Yargıtay’ın çeşitli kararlar vesilesiyle genel olarak yaptığı tanım da buna paraleldir: Örneğin, Hukuk Genel Kurulu’nun emsal kararlarında belirtildiği ve benimsendiği üzere , “alacağın gerçek miktarı belli ve sabit ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün ise başka bir ifadeyle, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacak likiddir.” Yargıtay’ın burada ifade ettiği, “borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise” ölçütü çok önemlidir. Burada dile getirilen borçlunun “yalnız başına” tespiti hususu, alacağın ve miktarının borçlu tarafından bütün unsurları ile bilinebilir (hesap edilebilir) olması ve bu konuda alacağın tespiti için ayrıca yargılama yapılmasına gerek olmaması anlamındadır. Alacağın likid olması bakımından “alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması” da şart değildir. ( İcra İnkar Tazminatı Açısından “Likid Alacak” Kavramı – Prof. Dr. Ejder Yılmaz/ Banka- cılar Dergisi, Sayı 67, 2008) Buna göre, mahkemece; Öncelikle davacının icra takibine dayanak yaptığı tahakkuklar, tutanaklar, sözleşmeler faturalar vs belgeler ile Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/391 Esas sayılı dos- yasının tamamının iş bu dosya içine celbi, Sonrasında tüm dosya içeriği gözetilerek, davalı tarafça otomatik olarak tahsil edilen dava konusu bedelin iadesinin gerekip gerekmediği , (alacağın varlığı ve miktarı) hususunda konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor aldırılarak hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı ve davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/03/2022