Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1081 E. 2022/1072 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1081
KARAR NO: 2022/1072
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2021
NUMARASI: 2015/753 E – 2021/88 K
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 08/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhinde, davalı şirket tarafından 18.219,84 tl elektrik tüketim faturası bedeline binaen bakırköy …icra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile icra takibine geçildiğini ve ödeme emrinin 12/12/2014 tarihinde şirket çalışanları tarafından tebellüğ edildiğini. 17/11/2014 tarihînde ise müvekkili firmanın icraı imleme maruz kalmama adına; rhtrrazi kayıt altında ve dosyanın tamamını kapsar şekilde 20,796,84.-tl icra dosyasına ödeme yapıldığım, dosyanın infaz olduğunu, davalı kurumun buna rağmen İki ay sonra 21.01.2015 tarihli fatura içerikli kesme ihbarnamesini düzenleyerek fatura adresi dışında müvekkilinin işçilerinden birine ulaştırdığı ihbarname ile müvekkilinden 18.949,48.-tl’nın ödenmesini aksi takdirde firma hakkında icrai işlemler yapacağını bildirdiğini, davalı tarafın icra yoluyla tahsil ettiği 20.05.2014 tarihli faturada İlk okuma tr. 26,06.2013 son okuma tarihi 20.05.2014 olarak görüldüğünü, ancak daha önce müvekkili firma çalışanları tarafından davalı kuruma varsa borç tutarının öğrenilmesi için birçok kez başvurulduğunu ve sistemde gözüken herhangi borç veya fatura bilgisi olmadığından bahisle her defasında borçlu olunmadığı yanıtı verildiğini, davalı tarafın herhangi bir fatura veya kesme ihbarnamesi/ihtar» tebliğ etmeksizin icra takibine geçerek haksız yere müvekkilini icra baskısı altrnda bıraktığım, takibe konu borcun ödenmesi hususunda müvekkili firmadan kaynaklanan bir gecikme olmadığı gibi, adreste davalı tarafça sayaç değişikliği yapıldığının öğrenildiğini, davalı kurumun ne sayacın uzun süre kontrolünü yaptığını ne de müvekkilinin kayıtlı abonesi olmasına rağmen aylık düzenli faturalandırma işlemini yaptığını, bu nedenle davalı kusuru ile davaya konu miktarın artışına sebep olduğunu, öncelikle müvekkilinin davalı kuruma gerçekte ne kadar borcunun bulunduğunun tespiti ile davalı kurumun kusurunun borcu arttırıcı etkisinin hesabı ile talep edilen tutardan tenzilini, haksız icra takibi yapılmış olması ve/veya fazla ödeme yapılmış olması halinde şimdilik 100 – tl fazla ödenen bedelin ödeme tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan alınması/istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilince yargılamada verilen talep arttırım dilekçesi ile “bilirkişi tarafından davalı şirketin faturalandırma işlemlerinde %25 kusur sorumluluğu gözetilerek belirlenen 5.200 TL’nin davalıdan alınarak fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkilimize verilmesini, Bilirkişi raporları doğrultusunda 18.949,48 TL tutarındaki ikinci fatura yönünden de borçlu olmadığımızın tespitini” şeklinde talep arttırılmıştır. Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu istirdat ve menfi tespit davasının KABULÜ ile, davacının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu 5.200 TL nin ödeme tarihinden itibaren davalıdan yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 2-Davalı tarafından davacıya düzenlenen 21/01/2015 tarihli 18.949,48 TL bedelli faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Elektrik faturaları tahakkuk ettirildikten sonra ayrıca elektrik borçlularına ihtar gönderilmesini gerektirecek hiçbir yasal düzenleme olmadığı gibi fatura kesilip muhatabına bildirildikten sonra, elektik abonesi ayrıca bir ihtara gerek kalmadan elektrik bedelini ödemekle yükümlü olduğu, davacı tarafın iddiaları kapsamında yasal düzenlemeler ışığında inceleme yapıldığı takdirde, elektrik faturalarının Tebligat Kanunu hükümlerine göre muhatabına tebliğini gerektirecek herhangi bir düzenlemenin olmadığı,hal böyle iken müterafik kusur dahi atfedilemeyecek müvekkili aleyhinde hükme esas alınan hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporu doğrultusunda müvekkilinin haksız yaptığı/ihmal ettiği işlemler karşısında %25 oranında kusurunun bulunduğu ve her ne kadar bunun da 5200.-TL’ye tekabül ettiği tespit edilmiş olsa da müvekkilinin kusursuzluğuna ilişkin savunmalarına halel gelmemek ve kabul anlamı taşımaması kaydıyla kusur oranı nezdinde yapılacak indirimin ana paradan değil yalnızca gecikme zammı üzerinden yapılabileceği, bu yönde Yargıtay 3. H.D. 2019/2630 E. 2019/9433K. Sayılı ilamında ” dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye ya da aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan yönetmelik ve abonelik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğunun kabulü ile; Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde kararda açıklama yapıldığı,ancak bu husus göz önünde bulundurulmadan müterafik kusur dahi atfedilemeyecek müvekkiline %25 kusur atfedip bu kusura ilişkin ana paradan yapılan tenzilatla davacı yanca müvekkili kuruma ödenen 5.200,00-TL’nin istirdatına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, diğer yandan HMK 204/2.maddesinde, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı,elektrik tüketimi sayaç okuma faturaları da, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olduğu ,resmi belgelerin aksini ispat etme yükümlülüğünün davacı tarafa yüklenmesi gereken bir durumken kendisine elektrik dağıtım mevzuatının yüklediği görev ve yetkileri yerine getiren müvekkili kurumun faturaları zaten karine olarak geçerli belge sayılmaktayken yerel mahkemece davacının ispat yükünü müvekkiline yüklemesinin ve verilen kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit, istirdat talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; dava konusu fatura kayıtlarına geçen … marka … seri numaralı elektrik sayacının 26.06.2013 tarihinde tesisata takılmış olduğu, davacı şirkete ait abonelik başlangıç tarihinin 04.07.2013 oldduğu tespit edilmiştir. Mahkemece yargılamada 2 farklı elektrik mühendisinden kök ve ek rapor ve bir “ekonomi-finans uzmanı,borçlar hukuku öğretim görevlisi ” bilirkişiden rapor alınmış,neticede son rapor hükme esas alınmıştır. Sözkonusu raporun hükme esas alınacak nitelikte bulunmadığı,mahkemece buna rağmen bu rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve hukuka aykırı görülmüştür. Ancak yargılamada alınan elektrik mühendisi bilirkişi raporlarının mevzuata uygun değerlendirme ve hesaplama içerdiği,raporların birbirini teyid ettiği tesbit edilmiştir. Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında ;alacaklının davalı … A.Ş.,borçlunun davacı … Ltd.Şti. ,Asıl alacak 16.771,86 TL.,Gecikme cezası 1.227,10 TL., K.D.V. 220,88 TL. olmak üzere Toplam 18.219,84TL elektrik borcu yönünden takip başlatılmış olduğu görülmüştür. Tahsilat makbuz örneğinden, Davacı vekilince 17.11.2014 tarihinde 20.796,84 TL. tutarında ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Bu sebeple ,bu raporların değerlendirilmesi ile uyuşmazlığın çözümü mümkün olduğu ve yeniden yargılama yapılmasını gerektiren bir husus bulunmadığı ,sözkonusu bilirkişi raporları arasında çelişi de bulunmadığı Dairemizce değerlendirilmiştir. Dosyadaki elk.müh. bilirkişi raporlarında da açıklandığı üzere ; davacı şirketçe Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 17.11.2014 tarihinde yatırılan 20.796,84 TL. tutarındaki ödemenin , davacı şirketin 26.04.2013 – 20.05.2014 tarih aralığını ihtiva eden 46515 kwk lik tüketimi doğrultusunda tahakkuk ettirilen 16.774,40 TL. tutarındaki normal tüketim faturasına karşılık gelmekte olduğundan davacı şirketçe ödenmesi gerektiği, yani davacının icra takibine konu edilen 18.219,84 bedelli ilk faturadan dolayı sorumlu olması gerektiği, ancak daha sonra düzenlenen 18.949,48 TL bedelli faturanın ise taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğinin davalı tarafından kanıtlanamadığı, dolayısıyla bu fatura bedelinden davacının sorumlu olmaması gerektiği sonucuna varılmamıştır. O halde yapılan fazla ödeme olmadığından,davacının istirdat talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olduğundan ,istinaf talebinin kabulü ile , karar kaldırılıp ,yeniden esas hakkında “davacının istirdat talebinin reddine ,davalı tarafından davacıya düzenlenen 21/01/2015 tarihli 18.949,48 TL bedelli faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” şeklinde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davacının istirdat talebinin reddine, 2-Davacının menfi tespit talebinin kabulü ile, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 21/01/2015 tarihli 18.949,48 TL bedelli faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3-Alınması gereken 1.294,43.-TL karar harcından peşin alınan 27,70.-TL, tamamlama harcı 353,45.TL, ıslah harcı 90,00 TL olmak üzere toplam 471,15.TL harcın mahsubu ile bakiye 823,28.-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına, 4-Davacıdan alınan 471,15 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 1.838,30 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 1.428,68 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı lehine takdir edilen kısma göre hesaplanan 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca reddedilen kısma göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 54,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/04/2022