Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1080 E. 2021/1367 K. 03.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2021/1080
KARAR NO : 2021/1367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2021
NUMARASI : 2015/963 E – 2021/60 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 03/05/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 6199511 nolu tesisatın takılı bulunduğu…4 Bağcılar/ İST adresindeki üstü paketleme işyerindeki ticari faaliyetine 06.12.2014 tarihinde başladığını, davalı şirket tarafından işyerinde takılı bulunan Makel marka 39344195 seri nolu sayacın kuruma kayıtlı olmadığından bahisle ilk önce 15.12.2014 tarihinde Kaçak / Usulsüz Tutanağı kapsamında 12.618,90 TL tahakkuk düzenlendiğini, müvekkilinin borcu taksitlendirdiğini, 11.02.2015 tarihi itibariyle de müvekkili ile davalı şirket arasında abonelik tesis edildiğini, bu sözleşmeye göre Köhle marka 6103564 seri nolu sayacı işyerinde takılmış olup, idare tarafından mühürlendiğini, davalı şirket tarafından müvekkiline yine kayıtsız sayaçtan enerji kullandığı bahisle 26.03.2015 tarihli tanzim edilmiş ve buna dayanak 19.059,20 TL bedelli tahakkuk yapıldığını, müvekkili tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalı kurumun hukuka ve mevzuat hükümlerine aykırı olarak tahakkuk ettirdiği borcu ödeme yükümü ile karşı karşıya kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin iş yerinde takılı bulunan 6341435 nolu tesisatla ilgili olarak davalı Bedaş tarafından tahakkuk ettirilen 31.678,10 TL’nin bilirkişi raporu ile gerçek rakam belirleninceye kadar şimdilik 10.000 TL’si kadar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde özetle;ncelikle zamanaşımı, husumet, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin adresinin Beyoğlu/ İstanbul olduğunu, davanın Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, müvekkili şirketin unvanının …Aş olmadığını, …Elektrik Dağıtım Aş olduğunu, bu nedenle husumet yönünden usulden reddi gerektiğini, davacı tarafça belirsiz ya da kısmi alacak davası açılmasının usul hukukuna aykırı olduğunu, esasa yönündeki beyanlarında ise dava konusu 6341435 nolu tesisata ait mahalde 15.12.2014 tarihinde yapılan kontrolde müvekkili şirkete kaydı olmayan 39344195 seri nolu Makel marka sayaç üzerinden kaçak elektrik kullandığının tespit edilerek F/727365 seri nolu kaçak elektrik tespit tutanağını düzenlenidğini, 26.03.2015 tarihinde yapılan kontrolde yeni müvekkili şirkete kaydı olmayan 6103564 seri nolu Köhler marka sayaç üzerinden elektrik kullandığının tespit edilerek yine davacı adına F/81237 seri nolu tutanak tanzim edildiğini, her iki tutanak için mevzuat hükümleri gereği hesaplama yapıldığnı, 12.618,90 TL , 19.059,20 TL kaçak bedeli tahakkuk ettirildiğini, davacının 06.04.2015 tarihinde dilekçe ile itiraz ettiğini, yapılan inceleme sonucunda F/727365 seri nolu tutanak bedeli iptal edilerek kayıtsız olarak kullanılan 39344195 seri nolu Makel marka sayacın endeki olan KWH üzerinden yeniden tahakkuk yapılmasına karar verildiğini ve ilgili tutanak bedeli olarak 3.023,20 TL olarak yeniden düzenlendiğini, müvekkilinin sistem kayıtlarında yapılan incelemede dava konusu tesisatta davacı adına 11.02.2015 tarihinde abonelik sözleşmesi yapıldığını, tutanak tanzim edilen 61035364 seri nolu Köhler marka sayacın aynı gün kayıt altına alındığını, fakat abonelik sözleşmesinin aynı gün iptal edilerek sayacın da ayın gün söküldüğü tespit edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “Davacı tarafın davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit(istirdat) davasının kısmen kabulü ile 5.721,57-TL’nin 20/09/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” kararı verilmiştir.Söz konusu kararı davacı/davalı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.800,00 TL’dir.Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen davanın değeri 12.618,90 TL olup, hükmedilen miktar 5,721,57 TL olup karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine,
Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/05/2021