Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1060 E. 2022/233 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2021/1060
KARAR NO: 2022/233
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/02/2021
NUMARASI: 2016/516 E – 2021/86 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ; müvekkilinin … tesisat nolu elektrik sayacı abonesi iken davalı şirket tarafından müvekkiline usul ve yasalara aykırı olarak tahakkuk ettirilen faturaların iptali ve iş bu faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespiti için Beyoğlu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2009/582 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını,28/12/2009 tarihinde dava hakları saklı kalmak kaydıyla tahakkuk edilen faturaların 24 ay taksitle ödendiğini, davalının da taksitlendirme talebini 26/01/2010 tarihinde kabul ettiğini, ancak Beyoğlu 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın 14/04/2011 tarihinde reddedildiğini, taraflarınca temyiz edildiğini Yargıtayca dosyanın onandığını, karar düzeltme yoluna gittiklerini bu defa Yargıtayın yerel mahkeme kararını bozduğunu, bunun neticesinde İstanbul 48.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/3 esas sayılı dosyasıyla davanın görülmeye başlandığını, iş bu mahkeme tarafından da müvekkilinin 8 adet elektrik faturasından dolayı 12.633,95 TL borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu miktarın davalı şirketten faiziyle birlikte 30.291,17 TL olarak talep edilmiş ise de sadece 853,00 TL ödeme yapıldığını, netice itibariyle davalı şirket tarafından ödenmeyen 31.253,23 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı şirket tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili şirket kayıtlarında davacı yan hakkında kayıt altına alınmış kaçak tahakkukların tadil yoluna gidildiğini ve davacı tarafından 596,41 TL fazla ödeme yapıldığını, iş bu tutarın tahsil tarihi olan 29/03/2012 tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş olan yasal faiziyle birlikte 853,33 TL ‘nin davacıya ödenmesine karar verildiğini, müvekkili şirketçe bu miktarın davacıya ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” davacı tarafça, davalı aleyhine açılan 03.07.2015 tarihinde kesinleşen, İstanbul 47. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 06.02.2014 tarih, 2013/3 Esas ve 2014/25 Karar sayılı kararı ile kısmen kabul ile davacı lehine sonuçlanan menfi tespit davası nazara alınarak, uyuşmazlığa konu 8 adet faturadan dolayı, davalı tarafça yapılan 853,33-TL’lik ödeme mahsup edildikten sonra, davacının talep edebileceği tutar 25.01.2021 tarihli bilirkişi raporuyla hesaplattırıldığından, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporu doğrultusunda, belirlenen bu tutarın, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi” gerektiği gerekçesiyle 11.837,67-TL’nin, dava tarihi olan 10.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanunu yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; hükme esas bilirkişi raporundaki işbu hesaplamaların usul ve yasalara uygun olarak yapılmadığını, davalı şirkete taksitlendirme süresince müvekkili tarafından ödenen yıllık %24 faizin, yani iki yılda %48 faiz oranının hesaplamalarda dikkate alınmadığını ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; adil yargılanma hakkı kapsamındaki hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, 25/01/2021 tarihli bilirkişi raporunun, 03/02/2021 tarihinde elektronik tebligat olarak kendilerine tebliğ edildiğini, rapora karşı beyanda bulunma süresinin 17/02/2021 tarihinde sona ereceğini, ancak ilk derece mahkemesince 09/02/2021 tarihli celse de rapora karşı beyanda bulunma süresi dolması beklenmeksizin, mazeret taleplerinin reddine karar verilerek yokluklarında karar verildiğini, HMK 96/2 uyarınca yargılamanın eski hale getirilmesini talep edilmişse de bu talep de dikkate alınmaksızın hüküm tesis edildiğini, Elektrik mühendisi bilirkişi … tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda davacının alacaklı olmadığı tespit edildiğini, raporun son iki paragrafında İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/3E. sayılı dosyasında verilen karara olaya ve hukuka uygun değerlendiremediği için farklı sonuca ulaşılması sebebiyle 8.350,84-TL davacının alacağı olduğunu söylenmiş ise de bu tespitin yerinde olmadığını, -İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/3 E. sayılı dosyasında işbu faturalar yönünden kaçak tahakkuku düzenlenmesinin yerinde olmadığının bildirildiğini, ilgili dönemlerde elektrik tüketimine ilişkin normal tarife üzerinden düzenlenecek faturaya ilişkin bir tespit ve karar oluşturulmadığını, bunun davacı yanın ilgili dönemlerde normal elektrik tüketimi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmadığını, davacı yan kaçak olarak elektrik tüketmemiş olsa dahi elektrik tükettiğinin tartışmasız olduğunu, bu halde; davacı yanın normal tüketim miktarının hesap edilmesi gerektiğini, davacının gerek ihtilafsız dönem faturaları gerek ise kaçak faturaları iptal edildiğinden normal tarife üzerinden hesaplanan tüketim bedelleri nedeniyle borçları bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından dosyaya sunulan 20.04.2018 tarihli yazı cevabında da bu hususta açıklama yapılarak, kaçak tahakkuklarında tadil yoluna gidildiği ve davacı yanın fazla ödediği tespit edilen 596,41 tl faizi ile birlikte 853,33- TL olarak davacıya ödendiği bildirildiğini, bu haliyle davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, elektrik bilirkişisinin ede ek raporda bu tespiti yaptığını, ancak mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen ve hükme esas alınan rapor ticari defterler üzerinde inceleme yapılmaksızın, elektrik mühendisi bilirkişinin eksik değerlendirmeleri ile bağlı kalınarak düzenlendiğini, raporda davacı talebini aşar şekilde değerlendirme yapıldığını ileri sürerek kararın kaldırılması istenmiştir. Dava, davalı tarafa ödenen kaçak elektrik kullanım bedelinin, açılan menfi tespit davasının kabul edilmesi nedeniyle iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; İstanbul 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2014 tarih ve 2013/3 E-2014/25K sayılı dosyasında davacının, davalının haksız olarak kayıtsız sayaçtan elektrik kullanma nedeniyle dava dilekçesinde sıraladığı 22.763,55 TL bedelli 15 adet faturadan borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda “Dava dilekçesinde yazılı olan 15 adet faturadan …, …, …, …, … numaralı faturalardan dolayı davacı hakkında kaçak elektrik faturası düzenlendiği ve bunlardan dolayı davacının borçlu olduğunun tespitine, dava dilekçesinde yazıla faturalardan … ve 28/11/2008 ödeme tarihli iki adet faturanın … tarafından iptal edildiği anlaşıldığından bu faturalarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, bu 7 fatura dışında kalan 8 adet faturadan dolayı davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar vermenin uygun olacağı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Davacının dava dilekçesinde yazılı …, …, …, …, … numaralı faturalardan dolayı borçlu olduğunun tespitine, Bu faturalar dışındaki dava dilekçesinde yazılı diğer faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespitine, … ve 28/11/2008 ödeme tarihli iki adet faturanın davalı tarafından iptal edildiği anlaşıldığından bu faturalarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Kesinleşen dosyada davacı aşağıdaki faturalardan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Yukarıdaki listede yer alan ilk beş faturadan dolayı davacının borçlu olduğu, … numaralı fatura ve 28.11.2008 tarihli faturanın iptal edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, listedeki diğer faturalar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Elektrik bilirkişisi ek raporunda; ” davalı kuruluş tarafından iptal edilen 2 faturanın toplam tutarı 10.381.41 TL’dir. Kalan diğer 8 faturanın toplam tutarı 8.350,84 TI dır. Davacı vekili tarafından mahkeme kararı acıklanarak 12.633,95 TI talep edilmiştir. Davacının huzurdaki davada talebi içinde yer alan 13.fatura 4.867,17 TI bedelli olup yukarıda açıklaması yapılan mahkeme kararı ile iptal edilen faturadır.Ayrıca davacı vekili tarafından borçlu olmadığı mahkeme kararı ile sabit olan 14 sıradakı 584,06 TL tutarlı fatura dava edilmemiştir. Dava dosyası içinde bulunan davalı kuruluşun 21-01.2016 tarih 1225 sayılı ilgi yazılarıyla İstanbul 48.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/3R.2014/258 K.sayılı dosyası ile ikame edilmis olan menfi tespit davasında yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verildiği,kararın onanarak 03.07.2015 tarihinde kesinleştiği,karar uyarınca abone hakkında kayıt altına alınmış kaçak tahakkuklarında tadil yoluna gidildiği. abone tarafından 596,41 TI fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği.bu tutarın 29.03.2012 tahsil tarihinden ödeme tarihi ne kadar işlemiş yasal faiziyle 853,33 Tl olarak ödenmesinin gerektiği, ayrıca davacı lehine 1.662,00 TL vekalet ücreti.1.070,00 TL yargılama giderine hükmedildiğinden 2.732,00 TL’nin davacının bildirilen banka hesabına ödenmesinin geretiği denilmiştir. Davacı tarafından talep edilen bedellere ait faturaların kaçak tahakkuku olduğu,bu faturaların dava açılmadan iptal edilerek normal 14.920.100 TL faturaya dönüştürüldüğü, taksitlendirme sonucu tamamının ödendiği, kacak tahakkukları nedeniyle sorumlu olunmadığı açıklanmıştır.Bu duruma göre davacının talebiyle ilgili bir alacağı yoktur” şeklinde mütalaa edilmiştir. Mahkemece, kesinleşen kararla iptal edilen faturaların kaçak tahakkuka ilişkin faturalar olduğu, aynı dönem içinde davacı tarafça kullanılan elektriğe ilişkin normal tüketim faturası düzenlenip düzenlenmediği ve tahsil edilip edilmediği hususlarının değerlendirilmediği, davalı tarafça ek bilirkişi raporuna beyanda bulunma süresi bitmeden mesleki mazeret talebi reddedilerek yargılamanın bitirilmesinin de usul ve yasaya uygun olmadığı görülmektedir. Bu itibarla, davalının istinaf isteminin kabulüyle HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak kesinleşen mahkeme kararında borçlu olunmadığına karar verilen kaçak tahakkuklarının nedeniyle aynı dönemde elektrik tüketiminin olup olmadığı, bu tüketime göre fatura tahakkuku olup olmadığı ve ödenen bedellerin normal tüketime karşılık olup olmadığı hususlarının bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/02/2022