Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/844 E. 2021/2376 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/844
KARAR NO: 2021/2376
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2016/417 E – 2019/495 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı elektrik şirketinin … numaralı abonesi olduğunu, Ocak 2016 faturası 2.219,90 TL, Şubat faturası 2.846,50 TL iken 28/03/2016 tarihli fatura ile kendisinden 24.588,20 TL elektrik tüketin bedeli talep edildiğini, dava konusu faturanın da en fazla son ödenen fatura kadar bir tutar olması gerektiğinden faturaya itiraz ettiklerini, ancak davacının faturayı ödeme veya elektriğinin kesilmesi riski ile karşı karşıya olduğunu, daha önce ödenen faturalar dikkate alınarak itiraza konu faturanın kapsadığı dönemde kullanılabilecek elektriğin tespiti ile tutarının fatura tutarından indirilerek kalan tutar kadar borçlu olmadıklarına karar verilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar davalı şirket tarafından düzenlenen 28/03/2016 tarihli … seri numaralı … sıra numaralı ve 24.588,20 TL tutarlı faturaya ilişkin ödemenin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket çalışanları tarafından 17/10/2015 tarihinde … numaralı tesisata ait … seri numaralı … marka sayacın sökülerek yerine … marka … seri numaralı sayacın takıldığını, … marka sayacın muayeneye götürüldüğünü, 27/10/2015 tarihli sayaç muayene laboratuvar sonucunda sayacın besleme devrelerinin arızalı ekranının kapalı ve kayıt yapmadığının tespit edildiğini, işbu tespite göre ilk okuma/son okuma 19/10/2014-19/10/2015 tarihleri arası tüketimler referans alınarak 53.477,18 kwh ilave tüketim hesabı yapıldığını, müvekkili şirketçe 5.747,78 kwh dönem tüketimi ve 53.477,18 kwh ek ilave tüketimi olan 28/03/2016 tarihli 24.588,20 TL bedelli faturanın tanzim edildiğini, davalı şirket tarafından tanzim edilen faturada herhangi bir hatanın söz konusu olmadığını,yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, davacı hakkında düzenlenen 24.588,20 TLlık faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Davadan sonra davacı hakkında icra takibi yapıldığı görülmüştür. Mahkeme, dava konusu sayacın hatalı olduğunun tespit edildiği 17.10.2015 tarihinden 1 yıl öncesinde davacının söz konusu tesisatı kullandığı belirlenemediğinden (bahsi geçen çevre araştırma tespiti de dosyada görülememekle) ve kira kontratı başlangıç tarihinin 01.01.2015 olduğu nazara alınarak buna göre yapılan hesaplamaya dair bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime açık olduğu,davacının dava konusu 28.03.2016 tarih 876752 sıra numaralı 24.588,20 TL tutarlı faturadan dolayı ek tahakkuk borcunun KDV dahil 10.818,29 TL ve elektrik tüketim bedelinin KDV dahil 2.386,29 TL olmak üzere toplam 13.204,58 TL borçlu olduğu,buna göre davacının 11.383,62 TL borçlu olmadığı gerekçesiyle;”Davacının davasının kısmen kabulüne, davacının 876752 sıra nolu, 28/03/2016 tarihli ve 24.588,20TL miktarlı faturaya konu borç bakımından 11.382,62TL borçlu olmadığının tespitine, fazla istemin reddine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; hatalı ve eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, sayaç söküldüğünde labaratuvar raporunda sayacın besleme devreleri arızalı, ekranı kapalı, kayıt yapmıyor tespiti yapıldığını, buna göre ilgili yönetmelik 14.maddeye göre tahakkuk yapıldığını, ilgili döneme ait tüketim ve ek tüketim olarak toplam 28.588,20 TLlık tahakkuk yapıldığını,mahallin 3 yıldır kullanıldığını,sayacın arıza nedeniyle tüketim kaydetmediği tarihten itibaren bir yıl hatta daha öncesinde yine davacı tarafça kullanıldığını, geçmiş dönem tüketimleri incelenerek mevzuaattaki ilk yönteme göre hesaplama yapılmasının mümkün olduğunu, bilirkişi raporunda ise sayaç değişimi sonrası ilk iki fatura baz alınarak hesaplama yapıldığını,davacının sayacın tüketim kaydetmediği süre çok uzun olmasına rağmen davalı tarafça 12 aylık süre üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Alınan bilirkişi kök raporda, 08/05/2014 günlü resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğinde belirtilen ve sayacın hiç veya doğru tüketim kaydetmemesi halinde 14.madde kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği, laboratuvar raporunda değiştirilen sayacın 21/01/2012 ile 19/10/2015 tarihleri arasında kayıt yapmadığının belirtildiği, davacının sunulu kira sözleşmesi ile bu yeri 01/01/2015 tarihinde kiraladığı, abonelik sözleşmesinin ise 11/01/2016 tarihli olduğu,sayaç değişim tutanağının ise 17/10/2015 tarihli olduğu gözetildiğinde ,davacının kira sözleşmesi kapsamında bu yerde sayaç tutanak tarihi olan 17/10/2015 tarihinden bir yıl öncesinde bulunduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı, bu bağlamda kira sözleşmesi tarihi olan 01/01/2015 tarihi ile sayaç değişim tarihi olan 17/10/2015 tarihleri arasında ek tahakkuk hesabı yapılması gerektiği, ancak aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş tüketim bulunmadığından sayaç değişiklik tarihi olan 17/10/2015 tarihinden sonraki ilk iki tüketim ortalaması esas alınarak eksik tüketim hesabının 10.818,29 TL olarak hesaplandığı,bu hesaplama yönteminin ilgili yönetmelik hükümlerine ve mevzuata uygun olduğu belirlenmiştir.Yine aynı raporda ayrıca dava konusu 28/03/2016 tarihli 2016/3.dönem normal tüketim faturası 2.386,29 TL hesaplandığından, davacının 28/03/2016 tarihli ve 24.588,20 TLlık faturadan dolayı 11.382,62TL borçlu olmadığı hesaplanmıştır. Yapılan hesaplamada geçmiş sağlıklı tüketimin belirlenmesi yönünden ,davacının aynı yerde sayaç değişim tutanağı öncesi bir yıl bulunduğu ispatlanamadığından,yine yönetmeliğin diğer seçenek hesaplamasına göre bu kez sayaç değişim tutanağı sonrası ilk iki tüketim ortalamasının baz alınarak eksik tüketimin belirlenmesinde aykırılık bulunmadığı belirlenmiştir. Davacının sayaç değişim tarihi olan 17/10/2015 tarihinden geriye doğru 1 yıl öncesinde aynı yerde sayacı kullanıdığı belirlenememiş.davalı da bu hususu ispatlayamamıştır.Davacının dava konusu yere ait sunduğu kira sözleşmesi 01/01/2015 tarihli olduğundan, bu kira başlangıç tarihi ile sayaç değişimine ait 17/10/2015 tarihli tutanak arasında sayacın kaydetmediği döneme ait eksik tüketim hesabı yapılması ve bu hesaplamanın geçmiş sağlık tüketim ölçümü bulunmadığından sayaç değişim sonrası ilk iki fatura ortalamasına göre hesaplanması uygun bulunmuştur. Kaldıki bilirkişi ek raporunda, kök rapordaki hesaplama tekrarla, ayrıca davalının iddia ettiği gibi şayet davacının sayaç değişim tarihinden geriye doğru 1 yıl önce de aynı yerde bulunduğunun kabulü halinde ise, bu kez eksik tüketim faturasının sayaç değişim tarihinden geriye doğru bir yıllık süreyi kapsar şekilde 12 aylık sürede 13.670,09 TL olduğu ve 2016/3 dönem normal faturasının da yine aynı 2.386,29 TL olarak hesaplandığı anlaşılmıştır. Mahkemece kök ve ek rapordaki tespitlerin kira başlangıç tarihi ile sayaç değişim tarihi arasındaki süreye ilişkin ek tüketim hesabının sayaç değişim tutanağı sonrası ilk iki tüketim ortalaması baz alınarak yapılan hesaplama dikkate alınarak hüküm kurulmuştur. Hükme dayanak kök ve ek bilirkişi raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunduğundan,yeni bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek kalmamıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalıdan alınması gereken 777,55 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 194,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 583,16 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/09/2021