Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/809 E. 2021/2795 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/809
KARAR NO: 2021/2795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2020
NUMARASI: 2018/794 E – 2020/210 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket çalışanlarınca davalının işyerinde yapılan kontrollerde sözleşmesiz elektrik kullandığı tespit edilerek buna dair tutanak tutulduğunu ve EPTHY’nin 26/1-a md gereğince kaçak elektrik tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini, davalının borcunu ödememesi nedeniyle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamını,davalının %20 inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazı 01/05/2016’da kiraladığını; önceki dönemi içerecek şekilde kaçak elektrik tahakkuku yapıldığını, müvekkilinin elektrik kullanmadığı dönemden sorumlu tutulamayacağını, takibe konu edilen faturanında hangi döneme ilişkin olduğunun belli olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi’nce: “DAVANIN KISMEN KABÜLÜNE, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 2.288,89 TL asıl alacak, 107,88 TL gecikme faizi, 19,42 TL KDV si olmak üzere toplam 2.416,19 TL üzerinden ve sadece asıl alacağa takip tarihinden itibaren, ödeme emrinde belirtilen miktar ve cinsinde faiz uygulanarak devamına, 2.288,89 TL üzerinden %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, Davalının reddedilen kısım üzerinden talepte bulunduğu kötü niyetli takip tazminatı talebinin reddine, Fazlaya dair itirazın iptali talebinin reddine” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde:Davalının, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin ” kaçak elektrik kullanımı” tanımına kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek bahse konu yönetmelik gereğince, tüketimi doğru kaydetmiş sayaç değeri üzerinden kaçak elektrik kullanım bedeli hesaplandığını ve davalı adına faturalandırıldığını, Dosya kapsamında mübrez kaçak elektrik tahakkuk hesap detayı incelendiğinde, kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirilmeden önce sayacın 9,600 saat kullanıldığını, kurulu gücün 10.000 W, toplamda kaçak tüketim miktarının ise 116.646,00 W olduğunu, Tahliye tarihinde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 10. Maddesi 8. Fıkrası hükmüne dayalı olarak kullanım yerinin elektrik enerjisinin bildirilen endeksle ke- sildiğini, tesisat yeni bir perakende satış sözleşmesi gelene kadar periyodik okuma termininden çıkarıldığından sayacın bağlı bulunduğu tesisat için yeni elektrik aboneliği yapılana kadar sayacın okunmasına gerek bulunmadığını, sayaç değerlerinin sözleşme olmadan ilerlemiş olduğunun tespiti halinde ise mevzuat gereğince kaçak elektrik tüketim tutanağı düzenlendiğini, Dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; 31/10/2016 tarihinde yapılan kontrolde … fabrika seri numaralı sayacın toplam endeks değerinin 187.170,00 endekse ilerlediği ve davalı … tarafından sözleşmesiz olarak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini ,yürürlükte olan elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğinin 26. maddesi 1. fıkrası a) bendine göre sözleşmesiz, c) bendine göre de kesilmiş olan elektriği yükümlülüklerini yerine getirmeden elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, Ancak bilirkişinin hesabının Elektrik Piyasası TÜketici Hizmetleri Yönetmeliği’ nin 28 ve devamı maddelerine uygun olmadığını, davaya konu kaçak kullanım şekli bakımından ” tüketimi doğru kaydetmiş sayaç değerlerine göre, 90 gün sınırlaması olmaksızın hesaplama yapılması gerekirken raporda sözleşmesiz dönem için 90 gün süre ile kurulu güç bilgisi esas alınarak hesaplama yapıldığını, TÜKETİMİ DOĞRU KAYDETMİŞ ENDEKS DEĞERİ’nin geçersiz sayıldığını, Eldeki davada yönetmeliğin 28/1 maddesi gereğince ” tüketimi doğru kaydetmiş sayaç değerine göre, 29/1-c maddesi gereğince ise; kaçak elektrik bedelinin ” daha önce sayaçtaki enerjinin kesildiği (tahliye tarihi) tarih ile kaçak elektrik kullanımının tespit edildiği tarih aralığı için ve süre sınırı olmaksızın yapılması gerektiğini, Davalı adına düzenlenen tutanak, bölgede yapılan saha araştırması neticesinde düzenlenmiş olduğu için (kullanım tarihi bakımından) , davalının adresi kullanmaya başladığı tarihi ” resmi makamlara (muhtarlık, vergi dairesi v.s.) geç bildirmiş olması muhtemel olduğunu, ilk derece mahkemesi kaçak elektrik kullanımının belirli bir kısmı için davalının sorumluluğunu kabul etmiş olsa da bu hususta yeterli araştırma yapılmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararını kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olup dava ve takip konusu alacak kaçak elektrik kullanımından kaynaklanmaktadır. Dosya içeriğinden; Davacı şirket çalışanları tarafından ,11/10/2016 tarihinde davalının işyerinde yapılan kontrollerde “perakende satış sözleşmesiz elektrik kullandığı” tespit edilmekle davalı hakkında Kaçak /Usulsüz Elektrik Kullanım Tutanağı düzenlendiği, davalı hakkında 71.551,51 TL tutarında dava konusu kaçak kullanım bedelinin tahakkuk edildiği , borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiği , davalının süresi içinde borca itirazı üzerine İİK 66.md gereğince ,takibin durdurulmasına karar verildiği ve yasal süre içinde itirazın iptale talepli eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tutanağın aksinin iddia edilmesi halinde bundan kendisine hak bahşeden kişinin aksini ispat etmesi gerekir. (Yargıtay 3. HD 2019/6017 Esas- 2020/3754 Karar nolu, 01/07/2020 tarihli, 2020/2109 Esas- 2020/3340 Karar nolu 24/06/2020 tarihli, 2019/4862 Esas- 2020/305 Karar nolu 16/01/2020 tarihli ilamı) Eldeki davada; davalının 31/10/2016 tarihi itibariyle, … nolu tesisatın kurulu olduğu, ” … mah. … Sk. No: … dük: … Sultanbeyli/İstanbul” adresinde “perakende satış sözleşmesi bulunmaksızın enerji kullandığı sabit olup tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26/1-a md gereğince, perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın elektrik enerjisi kullanımı kaçak kullanım sayılmaktadır. Eldeki davada, kaçak elektrik bedelinin hesaplanması noktasında ,davacı şirketin dava- lının işyerinde kurulu sayacın önce tarihte yapılan tahliye/kesme anındaki endeks değeri ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihteki endeks değerini dikkate alarak ve her hangi bir süre gözetmeksizin hesaplama yaptığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise ;davalı vekilinin “davalının belirtilen adreste 01/05/2016 tarihinde faaliyette başladığı ” yönündeki beyanı dikkate alınarak tutanak tarihine kadar geçen 183 süre için kaçak tahakkuk hesabı yapılmış olup davacının tahakkuku ile oluşan fark bu hesaplamadan kaynaklanmaktadır. Ancak tutanak tarihinde yürürlükte bulanan EPMHY’nin “Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanması” başlıklı 28.maddesinde: (1) 26 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bendi kapsamındaki kaçak olarak tüketilen elektrik enerjisi miktarı, tüm tüketiciler için, a) Öncelikle tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, b) Tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerinin bulunmaması durumunda, ihtilafsız aynı dönemki tüketim miktarına göre hesaplanır. (b) bendi kapsamında, kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki aynı dönem, ihtilafsız dönem olarak kabul edilir. (2) Birinci fıkra kapsamında doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa, kullanım yerinin müstakil trafolu olup olmamasına bakılmaksızın; a) Meskenlerde, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere bağlantı gücüne ve ortalama günlük çalışma saatine göre, yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak, b) Diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama günlük çalışma saatlerine göre, hesaplanır. Bu tür hesaplamaların yapılamaması durumunda, tüketilen elektrik enerjisi miktarı aynı yörede bulunan benzer kullanım yerlerinin ortalama tüketimlerine göre hesaplanarak tespit edilir.” “Kaçak elektrik tüketim miktarının hesaplanmasında ve faturalamada esas alınacak süre” başlıklı 29.maddesinde : (1)Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak faturalandırmada, aşağıda yer alan süreler esas alınır. a)26 ncı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde; kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgelere dayandırılması kaydıyla kaçak elektrik enerjisi kullanılmaya başlandığı tarih ile kaçak tespitinin yapıldığı tarih arasındaki süre olup bu süre 12 ayı geçemez. Doğru bulgu ve belgelerin bulunmaması halinde bu süre 90 gün olarak alınır….” denilmektedir. Eldeki davada; Kaçak tüketim miktarının tespit yönünden; dava konusu kaçak tespitinin yapıldığı … nolu tesisatın önceki abonenin tahliyesi nedeniyle 20/08/2014 tarihinde kapatılarak mühür- lendiği, davacının perakende satış sözleşmesi bulunmadığı halde kapatılmış elektriği açarak kullandığı basittir. Tüketim miktarı yönünden ;Sayacın tüketimi doğru kaydetmediğine dair bilgi ve belge mevcut olmadığından , tüketim miktarı yönünden yönetmeliğin 28/1-a md gereğince sayaç endeksi esas alınmalıdır. Tüketim süresi yönünden; davacı taraf önceki kapatma tarihi ile kaçak tespiti arasındaki dönemin hesaplamaya esas alınması gerektiğini , davalı vekili müvekkilinin buradaki kullanımının 01/05/2016 tarihinde başladığından bahisle önceki dönem itibariyle sorumlu tutulamayacağını kira sözleşmesinin ekte sunulduğunu beyan etmektedir. Bilirkişi raporunda da, davalı vekilinin beyanı esas alınarak hesaplama yapılmıştır. Davacı taraf her ne kadar istinafında, sayacın doğru tüketimi kaydetmesi halinde süreye bağlı olmaksızın sayaç endeksinin esas alınması gerektiğini iddia etmiş ise de, yönetmeliğin 29/1-a md deki hükümden böyle bir sonuca varmak mümkün olmadığından kaçak kullanım süresi ile ilgili doğru bilgi ve belgelerin varlığı araştırılması, bu bilgi ve belgelere ulaşılamaması halinde 90 günlük sürenin esas alınması gerekecektir. Ancak UYAP ortamında ve fiziki dosya üzerinde davalı tarafa ait kira sözleşmesinin işbu dosya içinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Sultangazi VD’Nce dosyaya gönderilen 03/04/2019 tarihli cevabi yazıda ” davalının bilinen işyerinin “… Mh. … Cad. No: … Sultangazi/İstanbul olduğu, vergi açılışının 01/06/2018 olduğu ve mükellefiyet kaydının devam ettiği” belirtilmiş olup celp edilen vergi kaydının tutanak düzenlenen “… mah. … Sk. No: … dük: … Sultanbeyli/ İstanbul” adresi ile ilgisi tespit edilememiştir. Sultangazi Emniyet Müdürlüğü’nün 27/05/2019 tarihli cevabi yazısında “… mah. … Sk. No: … dük: … Sultanbeyli/İstanbul adresine gidildiği, (davalı) …’in 16/06/2016- 15/12/2016 tarihleri arasında belirtilen adreste bulunduğu, daha sonra dava dışı kişilerin olduğu”, Mahkemece … Mah. Muhtarlığı’na yazılan müzekkere ile “… Mahallesi , … sk. No: …, Dük: … Sultanbeyli adresinde (kaçak tespit tarihi olan) 31/10/2016 tarihinden itibaren kimin/kimlerin oturduğu ” hususu sorulmuş, ilgili muhtarlığın cevabi yazısında aynen “… Mahallesi . … sk. No: …, Dük: … Sultanbeyli ” adresinde 31/10/2016 tarihinden itibaren … 01/08/2017 tarihinden itibaren bu adreste ikamet etmektedir ” şeklinde cevap verilmiştir. Mahkemenin muhtarlığa yazdığı müzekkerede kaçak tespit tarihinden sonraki kullanım durumu sorulmuş ve buna göre cevap verilmiş olup davalının bu yerde kaçak tespitinden önce kaydının bulunup bulunmadığı, hangi tarihte kayıt yapıldığı hususunu aydınlatmaya elverişli değildir. UYAP ortamından dairemizce re’sen yapılan sorgulamada davalının ” 21/02/2007 tarihinden itibaren ve halen “Sultanbeyli ilçesi, … SK. Kapı no: …” adresinde mernise kayıtlı olduğu , söz konusu adresin de kaçak tespiti yapılan adres ile ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki deliller davalının kaçak kullanım süresini tespit yönünden yeterli bilgi ve belge içermediğinden ;davacının kaçak tespiti yapılan adres itibariyle kaydının bulunup bulunmadığı ve hangi tarihten itibaren kayıtlı olduğu hususu ilgili mahalle muhtarlığından ve vergi dairesinden yeniden sorulması, davalının dava konusu yere ilişkin kira sözleşmesinin dosyaya ibrazı ile yönetmeliğin 29/1-a md gereğince kaçak kullanım süresinin ve buna göre talep edilebilecek kaçak kullanım bedelinin tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Dava konusu alacağın haksız fiil teşkil eden kaçak elektrik tüketiminden kaynaklanmış olup likit alacak vasfı taşıyıp taşımadığı hususu da değerlendirilmelidir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi ka- rarının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince tespit edilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirdiğinden dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/10/2021