Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/794 E. 2021/2066 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/794
KARAR NO: 2021/2066
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2019
NUMARASI: 2016/204 E – 2019/823 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin borcu olmadığı halde isim benzerliği yüzünden 05/01/2016 tarihinde … Bankasındaki … nolu …- … isimli şahsın banka hesabına sehven 5.310- TL ödeme yaptığını, hesap sahibine davacının hiçbir borcu bulunmadığını, yapılan yanlışlığın fark edilmesi üzerine derhal banka yetkilileriyle temas kurulup durumun izah edildiğini, yanlış hesaba yatırılan paranın iadesinin istendiğini, olumlu sonuç alınamaması üzerine noter aracılığıyla ihtarname gönderilerek ödenen paranın iadesinin istendiğini, hesap sahibinin vefat ettiğini, mirasçılarının da mirası reddettiği banka çalışanları tarafından ifade edilmişse de bu beyanın doğru olup olmadığının bilinmediğini, yanlışlıkla yanlış hesaba yapılan ödemenin bankaya ve Vergi Dairesine bir hak bahşetmesinin mümkün olmadığını beyanla, davacı şirketin borçlu olmadığı halde bloke olunan 5.310,00 TL bedelin işlemiş ve işleyecek değişir ve artan oranlardaki avans faizi, ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Çiğli Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … vergi kimlik numaralı mükellefi …’nin ödenmemiş vergi borçlarının olduğunun, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki kanunun 79 maddesi uyarınca haciz uygulandığını, davacının kendisine tebliğ edilen haciz ihbarnamesine 7 gün içinde cevap vermediğinden, borç zimmetinde sayılarak ödeme emrine tanzim ve tebliğ edildiğini, davacının süre geçtikten sonra iddiasının dinlemeyeceğini belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine % 10 inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekilinin cevap dilekçesi vermek için süre talebinde bulunduğu, cevaplarını sunması için 2 hafta süre verildiği ancak herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Dava, hatalı gönderildiği ileri sürülen havale bedeli nedeniyle istirdat talebine ilişkindir. Mahkeme, dava dışı muris …’nin hesabına gönderilen 5.130,00 TL’nin 5.296,05 TL’sinin davalı … tarafından adı geçen murisin gecikmeli ve kanuni takipte yer alan borçları için sistemde otomatik olarak tahsil edildiğini,sehven aktarılan para havalesinden kredi borçlarına mahsup etmek suretiyle bankanın menfaat sağladığını, davacının murise borçlu olmadığı sabit olmakla bankanın murisin hesabından yaptığı ve o oranda zenginleştiği tahsilat işlemi nazarında aldığını iade etmekle yükümlü olduğunu, muris …’nin mirası reddetmeyen mirasçısı konumundaki davalı …’nin de murisin borcuna mahsuben gerçekleştirilen işlem sebebiyle maddi menfaat temin ettiğinin sabit olduğunu,vergi dairesi yazı cevabında 5.130 TL’nin vergi borcuna istinaden tahsilinin gerçekleştirilmediği bu bağlamda vergi dairesinin sebepsiz yere zenginleşmediği ayrıca mirası süresi dahilinde reddeden diğer davalılar yönünden de davanın reddi gerektiği kanaatiyle bununla birlikte bankanın dava öncesinde davacıya verdiği cevap ile haciz blokelerine istinaden davacının vergi dairesi müdürlüğüne karşı da iş bu talebi yöneltmesi kabul edilebilir bulunmakla Hazine leyhine yargılama giderine hükmetmeye gerek ve yer bulunmadığı gerekçesiyle; “1-Davanın Hazine (…) ve dahili davalılar … (…), … ve … (…) yönünden reddine, 2-Davanın davalı … ve … yönünden kabulü ile; 5.130,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine”karar vermiştir.Kararda tavzih yapılarak açıklık getirilmiştir. Kararı davalı banka vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; söz konusu havalenin iadesi için, 11438 Sayılı Yurtiçi Havale İşlemleri Uygulama Talimatı’nın “V.B.Havalenin İptali” bölümünde “VB.1.f Hesaben ödenecek havalelerde, havale yollayıcısı bedeli henüz ilgili mevduat hesabına alacak kaydedilmemiş olmak koşuluyla, havalenin iptalinin talep etme hakkına sahip olduğu,havale tutarının alıcının mevduat hesabına alacak kaydedildikten sonra yollayıcının havaleden rücu hakkı ortadan kalktığı, alıcının mevduat hesabına alacak kaydedilmiş olan bir havalenin ancak alıcının yazılı onayı ile yollayıcıya iade edilecektir” hükmünün yer aldığı prosedürün işletilmesi gerektiğini, dava konusu olayda, EFT alıcısının vefat etmiş olmasından kaynaklı, söz konusu EFT’nin mirası reddetmemiş mirasçılarının tamamının yazılı onayı alınmak suretiyle EFT’nin iadesi mümkün olduğundan ve mirasçılardan …’ın mirası reddettiğine dair bir bilgiye ulaşılamadığından davalı bankaca EFT’nin iadesi gerçekleştirilemediğini, söz konusu hesap üzerinde …nin de haciz – blokesi bulunduğundan iadenin engel nedeni olarak kabul edilmesi gerektiğini,sebepsiz zenginleşenin davalı banka değil …’ın varisleri olduğunu,ayrıca davalı bankanın iyiniyetli olup olmadığının da araştırılmadığını,davalı bankanın iyi niyetli olup borçlunun hesabına yatırılan paradan diğer davalının borcuna mahsup işlemini uyguladığını,davalı bankanın sebepsiz zenginleştiği varsayımında dahi banka sebepsiz zenginleşmede iyi niyetli olup söz konusu parayı, havale yapılan davalı banka borçlusunun borcuna mahsup olarak kullandığını ve yapılan havale tutarından davalı banka nezdinde bir meblağ kalmadığından TBK madde 79 gereği sebepsiz zenginleşmeye konu tutarı iade yükümlülüğü kalmadığını,borç mahsup işlemi sonrasında havale yapılan hesapta 28,18 TL kaldığını ve bu tutarı iade yükümlülüğü altında olduğunu beyanla kararın banka yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Somut davada sebepsiz zenginleşmeye ilişkin alacak talep edilmektedir. TBK’nın 77-82. maddeleri gereğince, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup, tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene “ya da” borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği ise, “şahsilik” prensibidir. Buna göre, kime karşı zengileşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekmektedir. Dava konusu havalenin yanlışlıkla … hesabına gönderildiği,hatta aynı havalenin daha sonra tekrardan gerçekten gönderilmesi gereken kişiye gönderildiği ve ikinci kez gönderilen havaleye dayanak fatura vs delillerin de sunulduğu, … ile davacının arasında hiçbir ilişki bulunmadığı da açıklığa kavuşmuştur. … haveleden çok önce vefat etmiş,mirasçılarından … dışındaki diğer mirasçılar mirası reddetmiş,buna dair mahkeme kararı sunulmuştur. Davalı banka … adına gönderilen havale bedelinden, murisin banka borcunu kendiliğinden tahsil ettiğinden, hesapta bakiye 28,18 TL kaldığı anlaşılmıştır. Hükme dayanak bilirkişi raporunda davalı bankanın kendi alacağını tahsil etmesi nedeniyle zenginleştiği ayrıntıları ile belirlenmiştir. Ancak hesap sahibi vefat eden … olduğundan ve hataen gönderilen havalenin bu kişinin hesabına geçmesi ve bu kişinin borcunun bu hatalı havale bedelinden ödendiği açıktır. …nın muris borcunun ödendiği gerekçesiyle zenginleşikleri kabul edilmelidir.Ancak … dışındaki mirasçılar mirası reddettiğinden ,bu havale bedelinden ve ödenen borçtan mirası reddetmeyen davalı …’ta sorumlu bulunmuştur. Bankanın kendiliğinden aslında … hesabına hataen gönderilen havaleden, ,aslında hesap sahibine ait olmayan paradan alacağını tahsil etmesi nedeniyle zenginleştiği görülmüştür. Dolayısıyla bu davada hataen gönderilen havale sebebiyle davalı banka ve mirası reddetmeyen … mirasçısı … zenginleştiğinden ,bu davalılar sebepsiz zenginleşme kuralı gereği geri verme borcu altındadırlar. Bilirkişi raporundaki tespitler yerinde görülmüş, mahkemeni kararı ise usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı bankanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı …’nin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 350,43 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 87,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 262,83 TL’nin bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/07/2021