Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/750 E. 2021/2052 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/750
KARAR NO: 2021/2052
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI: 2018/1055 E – 2020/107 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Köse – Bayburt Yolu İş Ortaklığı şirketine ait hisselerini dosyaya sunulan devir sözleşmesi ile davalılardan …’ye devrettiğini, devir sözleşmesine diğer davalı şirketin de muvafakat ettiğini, sözleşmeye göre devir bedelinin her biri 200.000-TL olmak üzere 6 adet çek ile yapılacağının düzenlendiğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirkete 30/07/2018 keşide tarihli … Bankası Kıraç Şubesine ait … nolu 200.000-TL’lik çek ile aynı şubeye ait 30/05/2018 keşide tarihli 3297 nolu 93.100-TL’lik çekin teslim edildiğini, ancak müvekkili şirkete ait büroda 22/10/2017 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda söz konusu çeklerin çalındığını, olayla ilgili Büyükçekmece C. Başsavcılığının 2017/43496 soruşturma sayılı evrakının bulunduğunu, dava konusu çeklerle ilgili Bakırköy 4.ATM 2017/944 esas sayılı dosyası ile zayi nedeniyle iptal davası açtıklarını, mahkemece yapılan yargılama sonucunda söz konusu çeklerin iptaline karar verildiğini, sözleşme kapsamında müvekkiline tevdii edilen ve zayi olan çeklerin tahsili amacıyla yapmış oldukları icra takibine davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalıların haksız itirazının iptaliyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın alacağını dayandırdığı hisse devir sözleşmesinin uygulanmadığını, yapılan iş kapsamında Karayolları İdaresi tarafından devire muvafakat edilmediğini, ayrıca dava konusu yapılan çeklerdeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, müvekkillerinin söz konusu çeklerden dolayı herhangi bir sorumlulukları bulunmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ” davacı tarafın KÖSE-BAYBURT YOLU İŞ ORTAKLI’nda bulunan hisselerini davalı …’ye devrettiği, devir karşılığında dava konusu yapılan iki adet çekin davacı tarafa verildiği, sözleşmenin 8.maddesinde devir bedeli olarak çeklerin davalı … DEĞERLEME SAN. TİC. ŞTD. ŞTİ.’ne ait çek olarak da verilebileceğinin düzenlendiği, bu bağlamda her iki davalının da devir sözleşmesini benimseyerek dava konusu yapılmayan bir kısım çeklerle ilgili ödeme de bulunduğu, ödemesi yapılan çeklerdeki imzalar ile dava konusu yapılan çeklerdeki imzaların çıplak gözle dahi aynı olduğu, kaldı ki aynı seride düzenlenen bir kısım çekleri kabul edip ödemede bulunup, dava konusu çeklerden dolayı borçlu olunmadığının ileri sürülmesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı ve bu kapsamda davalıların takip konusu borçtan sorumlu oldukları dikkate alınarak itirazın iptali davasının kabulüne, davalıların likit olan alacağa yapmış oldukları itiraz nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına karar vermek gerektiği” gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalıların, Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazların reddine, takibin aynı alacak üzerinden aynı koşullarda devamına, hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 58.620-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkili … yönünden davanını husumet nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, mahkemece davacının hisselerini davalı …’ye devrettiği” tespitinin hatalı olduğunu, devir işleminin gerçekleşmediğini, devrin gerçekleşmiş olduğunu kabul edilse dahi hisse devrinin yapılacağı kişinin … A.Ş olduğunu, …’nin kişisel malvarlığıyla sorumlu olmasını gerektiren hiçbir hukuki gerekçe bulunmadığını, sözleşmenin öncelikle karayoları idaresi tarafından devre muvafakat edilmemesi ile birlikte imkansız hale geldiğini ve taraflar bir hukuki ilişki içerisine girmek istemiş iseler dahi bu baştan itibaren imkansız hale geldiğini, dava konusu yapılmayan çeklere ilişkin ödemelerin gerekçeleri dava konusu olmadığından yargılama sürecinde etraflıca açıklanmadığını, kararda davalıların takip eden seri numarasını taşıyan çekleri ödemiş olduklarını dayanak olarak göstermiş iseler de davalı tarafların çekleri ödeme gerekçeleri haciz tehdidi altında bulunmuş olmaları olup ödemenin devamında ilgili yasal süreçlerin derhal başlatıldığını ileri sürmüştür. Davalı … Gayrimenkul Değerleme vekili istinaf başvurusunda özetle; davacının davasını dayandırdığı Pay Devir Sözleşmesi, davacı … İnşaat (Devreden) ile diğer davalı … (Devralan) arasında imzalanmış olup davalı şirketin devre muvafakat ettiğini, pay devir sözleşmesi ile devreden davacı, sözleşmede kararlaştırılan bedel karşılığında, Köse Bayburt İl Yolu İş Ortaklığı ve …-… İş Ortaklığı olarak Karayolları 10.Bölge Müdürlüğü ile sözleşmesi imzalanmış ve halen devam etmekte olan 2 adet işin devri borcu altına girmiş olduğunu, davacının Pay Devir Sözleşmesi’ndeki bedele hak kazanması için öncelikle, sözleşmesi devam eden işlerdeki payları devir etmesi gerektiğini, sözleşme devrine ilişkin olarak yapılan başvuruya Karayolları Genel Müdürlüğü’nce verilen 55500382-755/E.424007 sayılı ve 26.09.2017 tarihli cevabi yazı ile “… İnş. Yapı. San. Tic. Ltd. Şti’nin herhangi bir sözleşme devrinde taraf olamayacağı anlaşılmış olup söz konusu devir talebi uygun görülmemiştir” yanıtı verildiğini, pay devir sözleşmesi ile üstlendiği sözleşme devir borcunu yerine getirmeyen davacı, TBK 97.madde gereğince pay devir bedeline hak kazanamayacağını, bu hususun hükme esas alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, ilk derece mahkemesinin dava konusu olmayan ve davacı tarafça icra takibi konusu yapılan iki çekin ödenmesini bu davanın kabulü için gerekçe olarak gösterdiğini, bu çekler Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo takibine konu edildiğini, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1023 E. sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir istemli menfi tespit davası açtıklarını, Bakırköy 9.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/18 E. sayılı dosyası ile yine takibin durdurulması istemli şikayet yoluna başvurulduğunu, arabulucuğa başvurulmaması nedeniyle davanın ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, cebri icra baskısı altında ödeme yapılmak zorunda kalındığı İlk derece mahkemesine beyan edilmesine rağmen, mahkeme bu hususu hiç dikkate almadan “diğer çekleri ödediler, demek ki borcu kabul ediyorlar” mantığı ile davanın kabulüne karar verdiğini, davacının alacaklı olduğunu öne sürdüğü 30.07.2018 keşide tarihli ve 200.000-TL bedelli çekin keşidecisi Köse Bayburt Yolu İş Ortaklığı olduğunu, Köse Bayburt Yolu İş Ortaklığı, davacı … İnşaat ile davalı müvekkil … G.menkul Değ. San. Tic. Ltd. Şti’nin ortaklığından oluştuğunu, çek nedeniyle bir ödeme borcu doğduğu düşünülse dahi bu çek nedeniyle müvekkili şirketin borçlu olduğunun kabul edilemeyeceğini, ortaklık sorumlu olduğunu davacı şirketin, Adi Ortaklığı oluşturan iki şirketten biri olduğunu, çek bedelinden davacının da sorumlu olduğunu, yani borcu sona erdiren nedenlerden “alacaklı ve borçlu sıfatının” birleştiği hususunun da gözetilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda “davacıya ait ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak bu defterlerin kayıtlara alınıp alınmadığının denetlenmesi gerekir” dendiği halde sadece iş ortaklığına ait defterler üzerinde inceleme yapılarak karar verildiğini, dava konusu edilen 30.07.2017 tarihli … seri ve sıra nolu 200.000-TL bedelli çekin, iş ortaklığı defterlerine kayıtlı olmadığını, 93.100-TL bedelli çek ise davacıya değil, … Petrol Ltd. Şti adına çıkış yapıldığını, bu durumda davacının ticari defterlerle alacaklı olduğunu kanıtlayamadığının kabulü gerektiğini ileri sürmüştür. Dava, davacıya pay devri nedeniyle verilen çeklerin çalınması nedeniyle bankaya ibraz edilmediği, çek bedellerinin de ödenmediği gerekçesiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptal iistemine ilişkindir. Dosya kapsamından; Bakırköy 4. ATM 2017/944 esas sayılı dosyasında, davacı tarafından dava konusu çeklerle ilgili açmış olduğu zayi nedeniyle iptal davasının kabul edildiği ve dava konusu yapılan iki adet çekin zayi nedeniyle iptaline karar verildiği ve kararın da kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu çek fotokopilerinden, 30/07/2018 keşide tarihli … nolu 200.000-TL’lik çekin KÖSE-BAYBURT YOLU İŞ ORTAKLIĞI tarafından ve davacı lehine keşide edildiği, 30/05/2018 keşide tarihli … nolu çekin aynı ortaklık tarafından keşide edildiği ve lehtarının dava dışı … PETROL LTD ŞTİ olduğu ve ciro yoluyla davacı tarafa intikal ettiği anlaşılmaktadır. Davaya konu çeklerin Köse – Bayburt Yolu İş Ortaklığı şirketine ait hisselerini dosyaya sunulan devir sözleşmesi ile davalılardan …’ye devretmesi karşılığında verildiği konusunda ihtilaf yoktur. Davalı tarafça hisse devrinin gerçekleşmediği ileri sürülmüş olmasına rağmen bu hususu araştırılmamış, yine sözleşme kapsamında düzenlenen dava dışı bir kısım çeklerin icra takibine, bir kısmının da istirdat davasına konu edildiği belirtilmesine rağmen bu takip ve dava sonuçlarının araştırılmadığı, davalıların sözleşme gereği hisse devir eden ve devralan ile muvafakat eden olarak sorumluluklarının da tartışılmadığı görülmektedir. Bu itibarla, davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, hisse devir sözleşmesi gereği sözleşmenin yerine getirilerek hissenin devredilip devredilmediğinin araştırılması, aynı sözleşme gereği istirdat davasına konu edilen çeklerle ilgili dava sonuçlarının sorulması ve davalıların sözleşme kapsamında husumet itirazlarının değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; zavalıların istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/07/2021