Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/654 E. 2021/1949 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/654
KARAR NO : 2021/1949
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2020
NUMARASI: 2018/310 E – 2020/17 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı şirketin 18/01/2010 tarihinde … San. Ve Tic. Ltd. Şti’ nin Aydın Muğla Karayolu 2. Km. Merkez/Aydın adresinde faaliyet göstermek üzere tüzel kişilik kazandığını, daha sonra adres değişikliği yaparak … Mahallesi … No:… Efeler/Aydın adresinde … A.Ş. bayisi olarak akaryakıt sektöründe ticari faaliyette bulunduğunu,davacı şirket ortaklarından … ve …’ in 12/01/2016 tarihinde …. San. Ve Tic. Ltd. Şirketindeki hisselerinin tamamını … isimli şahsa devir ettiğini, 12.01.2016 tarih ve … sayı numaralı ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, devir tarihinden itibaren devir edilen şirket ile davacı şirket …. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve ortakları olan … hiç bir hukuki veya fiili ilişkilerinin kalmadığını, davalı ….’ nin … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip borçlusu …. San. Ve Tic. Ltd. Şti aleyhine icra takibi başlattıklarını ve takibin kesinleştiğini, kesinleşen icra takibinden sonra Aydın İcra Müdürlüğü … Talimat sayılı dosyasında borçlu şirket ile hiçbir ilişkisi bulunmayan davacı şirketin ticari faaliyetini yürüttüğü adrese gidildiğini, işletmenin tüm malları üzerinde haciz konulma tehdidi ile karşı karşıya bırakıldığını,davacı şirket yetkilileri ticari itibarları zedelenmesin diye kendi şirketleri ile hiçbir ilişkisi bulunmayan dosya borcunun tamamını istihkak iddialı ihtirazi kayıt ile dosya borcunun tümünü ödemek zorunda kaldığını, tüm bu nedenlerden dolayı da İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan 109.000,00 TL tutarındaki ödemenin ticari avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı tarafın davacı şirket ile icra dosyası borçlusu şirketin aynı adreste faaliyet gösterdikleri yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, icra dosyası borçlusu …. Ltd. Şti’ nin davacının şirket ile aynı faaliyet alanında ticaret yaptığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, takip borçlusu şirket aleyhine yapılan tüm icra takiplerinin dayanağında yer alan faturalar, şirket hisselerinin devredilidiği 12.01.2016 tarihinden sonra şirketi devralan … tarafından vergi dairesinden alın izin üzerine matbaadan alınan faturalara dayandığı görüldüğü şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden Aydın İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasına gönderilen haciz talimatı ile yine aynı adres mahallinde haciz işlemleri gerçekleştirilmiş olduğunu, bu mahalde asıl dosya borçlusu …. San. Ve Tic. LTd. Şti’ ne ait vergi levhası da dahil olmak üzere bir çok resmi evrak tespitinin yapılmış olduğunu, buna karşılık davacı tarafından bu borcun ödendiğini, yine davacı tarafça işbu dosyaya karşı istihkak davası ikame edildiğini, davaya konu çeke ilişkin olarak istirdat iddiasında bulunulmasının davacının borcundan kurtulmak amacı ile kötü niyetli ve soyut iddialarından öteye geçmekte olduğunu, tarafların muvazaalı olarak hareket ettiklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasında davacı şirket ile takip borçlusu şirket arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davacının muvazaalı hareket edip etmediği, dava dışı takip borçlusu şirketin borcundan davacı şirketin sorumlu olup olmadığı, takip borcu nedeniyle davacı tarafça ödenen bedelin istirdatının gerekip gerekmediğini değerlendirilmelidir.Mahkeme, davacı şirket ortaklarından … İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip borçlularından biri olan ….Ltd. Şti’ nin 12/01/2016 tarihine kadar hissedarı oldukları ancak bu kişilerin hisselerini anılan tarihte … devrettikleri, böylelikle …Ltd. Şti’ nin tek kişilik limited şirketi olduğu, takip talebinde …Ltd. Şti’ nin adresinin Kayapınar/Diyarbakır olmasına karşın davacı şirket adresi olan … Mah. … No:… Aydın adresine hacze gelindiği, adreste haciz işlemi sırasında … in hazır bulunduğu ve hacze gelinen adresteki yerin … ait olup …Ltd. Şti ile ilgisinin bulunmadığının beyan etttiği, haciz tarihi olan 26/02/2018 tarihi itabarı ile 109.000,00 TL’ nin …Ltd. Şti tarafından icra dosyasına ödendiği, buna karşın davalı … şirketinin davacı ….Ltd. Şti ile takip borçlusu …Ltd. Şti arasında muvazaaya dayalı organik bağ olduğunu ispatlayamadığı, her ne kadar çekin gerçekte düzenlendiği tarih belirsiz ise de davaya konu çekin davalı … tarafından iktisabına esas fatura tarihinin 15/09/2017 tarihi olduğu nazara alındığında çekin en geç bu tarihte keşide edildiğinin kabulünün gerektiği, çekin iktisabına esas faturanın tanzim tarihinden çok önce davacı şirket ortaklarının takip borçlusu ….Ltd. Şti’ deki hisselerini … ‘ e devredildiği, hisse devrinin muvazaalı olarak veya organik bağı gizlemek için yapıldığı hususunun kanıtlamadığı, elverişli olmadığı, asıl borcun davacıya ait olup alacaklıları zarara uğratmak için ….Ltd. Şti tarafından çekin keşide edildiğine ilişkin de dosyada herhangi bir ispat bulunmadığı, kaldı ki lehtarın çek keşidecisini bilerek çeki kabul etmiş olması ve ayrıca kambiyo ilişkisinin illiliği gereği hamilin lehtar ile keşideci arasında defilere dayanmasının mümkün olmadığı, davacı şirket ile takip borçlusu şirketin adreslerinin ve faaliyet alanlarının farklı olması nedeniyle iş yeri devrinin de söz konusu olmadığı, taraflar arasında takibe konu çek dışında alacak-verecek ilişkisi olduğuna dair bir iddia da bulunmadığı nazara alındığında davacı tarafından takip dosyasına haciz baskısı altında yapılan ödemenin iadesinin gerektiği, icra takibindeki istihkak iddiasının haczedilen malların aidiyetine ilişkin olup taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisine etkisinin bulunmadığı bu nedenle eldeki davada istihkak hususunun değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, iadesi gereken tutara TBK’ nın 117/2 maddesi uyarınca tarafların tacir olduğu nazara alındığında ticari faiz uygulanacağı gerekçesiyle ; Davanın kabulü ile; 109.000,00 TL’nin 26/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafın şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine” karar vermiştir.Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davacının takibin tarafı olmadığını,bu nedenle istirdat davası açma yetkisinin bulunmadığını, ayrıca davacının dava dışı şirket borcunu ödediğinden sebepsiz zenginleşenin de davalı olmadığı,dava dışı şirket olduğunu,davacının istihkak iddiasında bulunmadığı ve bu nedenle istihkak davası dava açamayacağını,davacının ödemesinin borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğunu,talimatla yapılanhaciz sırasında aynı adres mahalinde haciz işlemlerinin gerçekleştirildiği ve mahalde dosya borçlusu … San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait vergi levhası da dahil olmak üzere birçok resmi evrak olduğunun tespit edildiği ve davacı tarafından dosya borcunun ödendiği ve davacı tarafça işbu dosyaya karşı da istihkak davası ikame edilmediğini, borçlunun ticari defterlerinin incelenmediği,davacının ise uyaptan gönderilen verilerle ticar defterlerinin yetersiz incelendiğini,ticari deftrelerin ispat niteliğinin araştırılmadığını,eksik inceleme ile yanılgılı bilirkişi raporu düzenlendiğini,,davacı ve borçlu şirket ortaklık yapıları incelendiğinde, şirketlerin ortaklarından olan … kardeş olduğu ve aralarında yakın akrabalık ilişkisi bulunduğunu,davacı ve borçlu şirket ortaklarının aynı soyisimde olduğu, kardeşler tarafından kurulan şirketler olduğu ve birbirinin devamı olduğunu, dava dilekçesinde davacı tarafından bildirilen, davacı şirket ortaklarının diğer şirketleri ile borçlu arasındaki ilişkinin tespit edilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davaya konu … Diclekent Şubesi nezdinde tanımlı hesaptan 18/01/2018 tarihinde ….Ltd. Şti tarafından keşide edilen … nolu çek i lehtarının …. San. Tic. Ltd. Şti, bedelinin 80.842,00 TL olduğu, çekin sırası ile lehtar …Ltd. Şti, …A.Ş., …Ltd. Şti ve …A.Ş. Tarafından cirolandığı çek hamilinin …A.Ş. olduğu belirlenmiş, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takipte , dava dışı … tarafından dava dışı … San. Ve Tic. LTd. Şti ile … hakkında hakkında 13/11/2017 tarihli takip talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu yapılan takipte , takip dayanağının 15/09/2017 tarihinde … AŞ tarafından … Ltd. Şti’ ye 246.620,00 TL bedelli fatura olduğu ve takipteki borcun 26/02/2018 tarihinde 109.000,00 TL olarak …Ltd. Şti tarafından ödendiği görülmüştür.10/02/2016 tarihli ticaret sicil gazetesi incelendiğinde; 12/01/2016 tarihli Genel Kurul Kararı ve Diyarbakır … Noterliğinin 12/01/2016 tarih, … ve … yevmiye nolu işlemler ile dava dışı …Ltd. Şti’ deki … ve … hisselerinin …’ e devredildiği ve … in tek ortak olduğu ,19/01/2011 tarihli ticaret sicil gazetesi incelendiğinde; Diyarbakır … Noterliğinin 07/01/2011 tarih ve … yevmiye nolu işlemi ile tasdikli Ortaklar Kurulu Kararı ile dava dışı …Ltd.Şti’ nin … Mahallesi/Aydın olan adresinin Diyarbakır olarak değiştirdiği anlaşılmıştır.Somut davada sebepsiz zenginleşmeye ilişkin alacak talep edilmektedir.Dava, davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ihtirazı kayıtla ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı, alacağın tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali ve icra inkar tazninatı talebine ilişkindir.TBK’nın 77-82. maddeleri gereğince, haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup, tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene “ya da” borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği ise, “şahsilik” prensibidir. Buna göre, kime karşı zengileşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekmektedir. Somut olayda; davacının davasında haksız yere ve borçlu olmadığı halde haciz sırasında haciz ve muhafaza baskısı altında iken ihtiyati haciz rakamı ve haciz masrafları olarak 109.000,00 TL’yi icra dosya numarası belirtilerek, davalı alacaklı hesabına cebri icra tehdidi altında ve ihtirazi kayıtla ödeme bulunduğu, bu hususun haciz tutanağında kayıt altına alındığı anlaşılmaktadır. İhtirazi kayıtla yapılan ödeme, üçüncü kişinin, borçlunun borcunu ödeme niyetiyle hareket etmediğini ortaya koymaktadır. İcra takibinin dava dışı borçlu aleyhine yapıldığı, davacı ile dava dışı borçlunun aynı şirket olduğunun ya da aralarındaki bağın ispat edilemediği, bu nedenle de, davacının borcu ödemesi nedeni ile sebepsiz zenginleşenin davalı alacaklı olduğu, çünkü; davacının ödediği bedelin, davalının malvarlığına dahil olduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2013/14303 E. – 2013/18087 K.)Bu durumda yukardaki açıklamalar doğrultusunda dava konusu olayda sebepsiz zenginleşenin Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2013/14303 E. – 2013/18067 K. sayılı ilamında da vurgulandığı gibi davalı alacaklı olduğu anlaşılmakla ,davanın kabulüne dair mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 7.445,79 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.862,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.583,79 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/07/2021